Antakya lezzetlerini biz keşfettik, sıra sizde!

Gastronomi Turizmi Derneği’nin özel bir davetiyle 14 Kasım Pazartesi akşamı Hatay Dayanışma Derneği’nin ev sahipliğinde bir Antakya sofrasına konuk oldum ki, sormayın gitsin…

Medeniyetlerin buluşması noktası şehrin doyulmaz tatlarını anlatmadan önce bizleri tüm samimiyeti ve sıcaklığı ile dost sofrasında ağırlayan Hatay Dayanışma Derneği Onursal Başkanı Saadet Bilal Yener’e hakkını teslim etmek isterim ki; lezzetin damaklarda değil, sofranın verdiği sıcaklıkla başladığını samimi sohbetleri ve bugün gibi yaşadığı hatıralarıyla bir kez daha anımsatmış oldu. Buradan kendisine bir daha sevgilerimi sunmak isterim…

Aynı şekilde Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Fahir Abacı ve değerli eşi Selva Abacı Hanımefendiye de nazik ağırlamaları için teşekkürü bir borç biliyorum.

2

Bu lezzetleri herkes tadabilecek!

O sofrada neler konuşuldu neler… Ama onlara gelmeden önce derneğin akşama özel tatlarından bahsetmek istiyorum.

Birçoğumuz da bilir ki, Antakya mutfağı en çok da mezeleriyle meşhurdur. Humus, zahter salatası, babagannuş, zeytin salatası, yoğurtlu semizotu salatası, ıspanaklı zahterli börek dersem biraz daha açıklayıcı olur sanırım.

4

Devam edeyim; bir sonraki yayvan tabakta oruk, kağıt kebabı, tepsi kebabı ikramlarıyla karşılandık. Ne yalan söyleyeyim o tabak önüme gelinceye kadar içli köfte dediğim lezzetin adının aslında Antakya mutfağı literatüründe oruk olarak geçtiğini öğreniyorum. Öyle bizim bildiklerimiz gibi yağı içinde kaybolan cinsten de değil; tam ayarında bir zeytinyağı ölçeği ve kıvamıyla üstelik.

Künefe desem, sanırım o olağanüstü lezzetin anavatanının Hatay olduğunu birçoğumuz bilir. Tatlı dediğiniz, damakta kalan son tat, son vuruştur. Biz o son tadı alabilmek için epey bir pişme süresini bekledik ama değdi doğrusu… Şehrin simgeleşen tatlısını öz ellerinden yemenin tadı da bir başkaydı doğrusu.

Antakya mutfağını Gastronomi Turizmi Derneği tanıtacak!

Biz Antakya’nın muhteşem tatlarıyla damaklarımızı şenlendirirken, bir taraftan da Türkiye’de gastronomi turizmini hatta Eski Turizm ve Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı’nın son derece zihin açıcı ve etkili söylemleriyle Türkiye turizmini konuştuk… Bunların arasında Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe’nin yanı sıra Koraltan Saygın, Ömer Kartın, Önder Levent Eren, Emre Afanyalı, Metin Çelik, Özlem Çelik ve Cem Polatoğlu gibi derneğin değerli yönetim kurulu üyeleri ile bir fikir alışverişiyle Türk mutfağında zaten bir marka değeri olan Antakya mutfağının Türkiye ve dünyada nasıl tanıtırız konusunu keyifli bir sohbetle masaya yatırdık…

6

5

Yemekte Antakya lezzetlerinin ulaşılabilir hale gelmesinde turizm ve acentaların desteğinin önemli bir aşama olacağını kaydeden Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, bu konuda Hatay Dayanışma Derneği ile birlikte Hataylılara destek vereceklerini söyledi. Antakya mutfağının dünyaya tanıtılması ve markalaşmasında iki derneğin birlikte çalışma sözünün alındığı yemekte konuşan Boztepe, “Biz bu lezzetleri zaten biliyoruz ama yeterince tanıtamıyoruz. Bunun için ilk ziyaretimizi gerçekleştirdik. Bundan sonraki amacımız bölgedeki gastronomi turizmini hareketlendirmek olacak” diyerek Antakya mutfağını tanıtacağız sözü verdi.

IMG_5217

7

Bülent Akarcalı: “Bu mutfak hak ettiği değeri bir an önce kazanmalı”

Hatay Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Fahir Abacı’nın Antakya mutfağından ve şehrin kültür mirasından bahsettiği yemekte Türkiye turizmi ve gastronomi turizmiyle ilgili eleştirel ve samimi açıklamalarıyla katkılarda bulunan nın sıcak muhabbetti keyifliydi…

Konuşmasında dünyada Türk mutfağının kıyaslanabileceği ikinci bir mutfak olmadığına dikkat çeken Akarcalı, Türk mutfağının daha çok ön plana çıkarılmasının önemine vurgu yaparak, bu mutfaklar arasında Antakya’yı da en kısa sürede hak ettiği yerde görmeyi umut ettiğini söyledi.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir