Doğu’dan yükselen ‘turizm güneşi’: Emel Elik

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

“Bir kere denemekte fayda var dedi, turizme girdi… Emel Elik, “İyi ki de kendime bir şans vermişim çünkü turizm benim işimmiş” diyor…

 Turizmci bir ailenin en küçük kızıydı. Van’da doğdu, ne sahip oldukları ne de başkalarının düşleri! Doğu’nun gerçeklerine kayıtsız kalmaksızın süsledi hep hayallerini. “İlla da eğitimci olacağım” dedi…

Birgün yolları aile mesleğiyle buluşunca bile o düşünden bir an olsun vazgeçmedi. Öyle ki altın tepsiyle kendisine sunulan bir hayatı ellerinin tersiyle itip sıfırdan başlayacak kadar mütevazı, herkesten ve sağduyulu oldu. Hayatı boyunca maddeler için değil, değerler için savaştı. Başarmayı çok sevdi, sadece bilgiyi kıskandı…

Bu sayımızda Elite World Oteller zincirinin genç ve başarılı yöneticilerinden, Elite World Otelleri Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik’i sayfalarımıza konuk ettik.

s

 

Emel Hanım, “turizmci bir aileden gelmek” ve “turizmci olmak” arasındaki hassas çizgide siz kendiniz için nasıl bir gelecek öngörmüştünüz? Başa dönersek, ileriye dönük farklı hayalleriniz, idealleriniz var mıydı?

Her ne kadar turizmci bir aileden geliyor olsam da benim çocukluk ve ilk gençlik yıllarımda turizmle alakalı hiçbir hayalim olmadı. O yıllar boyunca hep iyi bir eğitimci olmayı düşledim. Van’da doğdum. İlkokuldan üniversite sonuna kadar da orada okudum.

Hani her çocuğa “Büyüyünce ne olacaksın?” diye sorarlar. Pek çoğunun yanıtı ya doktor olur ya öğretmen ya da polis… Benim hayalim, hep iyi bir eğitimci olmaktı. Okul öncesi eğitime yönelik bir kompleks kurarak onları daha erken yaşlarda hayata ve hayallerine giden yolculuklarına hazırlamak istedim. Bu ideallerime beni biraz da Türkiye’nin Doğu’sunda, Doğu’nun gerçekleriyle büyümek yöneltti.

EĞİTİMİ DÜŞLERKEN TURİZMCİ OLDU

Ben aslen Yüzüncü Yıl Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümü mezunuyum. O aralıkta üniversitedeyken gönüllü olarak birçok vakıf ve dernekte öğretmenlik yaptım.

Doğu’nun bitmeyen eğitim sorunları vardı… İyi bir eğitim herkesin hakkıydı… Bu bilinç ve inançla yaşadığım şehir için ben de bir şeyler yapmak istedim. O sebeple eğitimini aldığım bölüm yerine eğitimci kimliğimle ilerlemek istedim.

Ne var ki, üniversiteden mezun olduktan sonra ve tam da bu hayallerimi gerçekleştirmeye hazırlanıyorken hiç beklemediğim bir anda kendimi turizmin içinde buldum. Hali hazırda bir otelimiz varken, ağabeylerim beni karşılarına alıp, “Emel sen turizmi çok iyi yaparsın, gel seninle sıfırdan başlayalım, yapabileceğine inanıyorsan devam edersin, yok yapamam dersen tekrar hayallerinin yolunda yürürsün” dediler. Neticede ailemin ikna ve telkinleriyle hayallerimden kopup turizmi seçtim.

Hayallere veda etmek sizin gibi idealist biri için zor olsa gerek. Peki nasıl ikna oldunuz, o anda neler hissettiniz?

İkna oldum, neden ikna oldum, takdir edersiniz aile büyüklerinin önerileri her zaman değerlidir. Onlar bizleri çok iyi tanırlar, artılarımızı bilirler ve bizim için en iyisini isterler. Bu nedenle bu öneriye bir şans vermek doğru olacak diye düşündüm.

Ayrıca ben yapı itibari ile masa başı işleri seven biri değilim. Hareketli bir hayatı sevdiğimden turizm bana çok sıcak göründü. İnsanlarla sürekli iletişim halinde olacaksınız, hayatınıza yeni insanlar katacaksınız, herkesten yeni şeyler öğrenip, global düşünmeye başlayacaksınız…

Bunların hepsini yan yana koyduğumda, “Evet, bir defa denemekte fayda var” dedim ve 2002 yılında turizm sektörüne, kendi aile işimize girdim.

Eğitim vermeyi düşünürken eğitim alacağınız bir işi tercih etmeniz enteresan bir karar olmuş.

Evet öyle oldu. Ailemin işi turizm ama benim hayallerimle uzaktan yakından bir ilgisi yoktu. Tabii şu an onu daha iyi bağdaştırabilirim. Çünkü aslında ben turizmi seçerken tam olarak hayallerinden de vazgeçmedim.

Onu ileride turizme taşıyabileceğimi ve orada yaşatabileceğimi düşündüm. Bizler Elite World Otelleri’nde eğitime çok önem veriyoruz. Eğitim müdürüyle sürekli oturup fikir alışverişi yapıyoruz. Geçmiş donanım ve edinimlerim şu anki personel eğitimlerinde fazlaca etkili oluyor. Vakıflarda verdiğim derslerin faydalarını şu an kendi otellerimizdeki personel eğitimlerimizde de kullanıyoruz.

1

 

Mevzu eğitim konusuna gelmişken, sizin bilgi ve vizyonunuzda Elite World Otelleri’nde eğitimin ayrıcalığı nedir?

Bizim kendi bünyemizde istihdam ettiğimiz bir eğitim müdürümüz var. Biz onunla aylık periyotlarda bütün eğitim planlarımızı yapıyoruz. Sorunların çözümü konusunda görüş birliği sağlıyoruz. Eksik kaldığımız noktalarda ise dışarıdan profesyonel destek alıyoruz.

Siz eğitim veriyor musunuz?

İlk dönemlerde veriyordum ama işlerimin yoğunluğundan ötürü artık veremiyorum. Bu konuda profesyonel kişilerden destek alıyoruz.

Turizm istihdamında eğitimin değeri nedir, sektördeki kalifiye eleman sorununu da dikkate alırsak, bu konuda neler söylemek istersiniz?

Turizmde eğitim önemli bir husus. Geçmişte yetişmiş eleman bulma şansımız çok daha yüksekti. Takdir edersiniz ki, çok otel açılmaya başladı. Yeni açılan otellerden ziyade yetişmiş, kalifiye eleman sorunuyla mücadele ediyoruz. Otel sayısıyla kalifiye eleman sayısı hiçbir şekilde örtüşmüyor.

Biz Elite World Oteller zinciri olarak şöyle bir karar aldık, zaten kalifiye eleman bulma şansımız çok az. Öyleyse sıfırdan alalım ve yetiştirelim. Personelin yabancı dil bilmesi, prezantabl ve iyi bir diksiyona sahip olması bizim için üç önemli kriter. Bu doğrultuda okuldan yeni mezun olmuş üniversite öğrencilerini alıp, kendi bünyemizde yetiştirerek zincirimizde ileriye dönük istihdam ediyoruz. Sektör içinde biraz da okul gibi olduk. Bu anlamda sektöre ciddi bir katkı sağladığımızı düşünüyorum.

2002 yılında İstanbul’da bir otel, 102 oda, 57 personel vardı. O zamanlar gündemde bu kadar otel yokken eleman sıkıntısı yaşamıyorduk zaten. Ne zaman ki 2008 yılında Taksim’deki ikinci otelimizi açtık, o yıldan bugüne eğitimle ilgili çok ciddi bir yol kat ettik.

“Eğitimci olacakken, eğitilen oldunuz” dedik. 2002 yılında turizme girdiğinizde ilk neler yaptınız? Turizmi öğrenmek, o yolda kendini geliştirmek nasıl bir tecrübeydi?

Daha yeni doğmuş bir bebektim, aile işim de olsa hiç tanımadığım bir ortamda “hadi sen burada büyüyecek, bu işi yapacaksın” dediler. Geleceğe dönük hayallerim, okuduğum bölüm ve geldiğim nokta baktığımda apayrı dünyalardı… Buna rağmen çok şanslı olduğumu düşünüyorum.

Korkularım demeyeyim de çekimser kaldığım zamanlarım çok oldu. Kafamda bin türlü sorular vardı. En çok da adaptasyon ve başarı noktası beni düşündürüyordu. Çünkü ben başarıyı seven biriyim. Bir işi sadece yapmış olmak için değil, başarmak için yapmayı severim. Başarılı olacaksam, sonuna kadar götürürüm. Aksine inanıyorsam, devam ettirmem. Neticede hayaliniz başka bir şey, geldiğiniz nokta çok başka… İşi, sektörü sevmek konusunda soru işaretlerim vardı.

5

“TURİZME SIFIRDAN BAŞLADIM”

Fakat ben şu konuda çok şanslıydım, departman müdürlerim çok profesyonel ve iyi öğreten kişilerdi. Çünkü bilgiye sahip olup, onu paylaşmayanlar da var…

Benim ikili ilişkilerim çok iyi olduğu için, ekip arkadaşlarım tarafından desteklendim. Bu işe tamamen sıfırdan başladım, departman yöneticisi olarak da gelmedim. Ailem beni ekip arkadaşlarıma “Emel Hanım aramıza katıldı, turizmde kendini geliştirmeye başlayacak, bu konuda sizler den de kendisine destek bekliyoruz” şeklinde lanse etti. Oda da temizledim, resepsiyona da girdim, barda kokteyl de yaptım. Satış ofisinde randevu da aldım, sekreterlik de yaptım, mutfakta da çalıştım, çamaşırhaneye de girdim. Anlayacağınız, bir otelde ne yapılması gerekiyorsa yaptım.

Peki en çok hangisinden keyif aldınız, kendinizi daha yakın hissettiniz?

Satış pazarlama tabii ki. Benim bir yılım otel içi rotasyonlarla devam etti. Hemen hemen her departmana girdim çıktım. Bu sürede bende tüm birimlerle ilgili bir iskelet oluştu. İyi ki de yapmışım. Çünkü satış pazarlamaya karar verdiğim anda her departmanın başka birimlerle ilişkileri olduğunu görüyorsunuz. İnanın, operasyon sırasında bunun çokça faydalarını görüyorsunuz. Bunların içerisinde bana en cazip geleni, satış pazarlama oldu. Ben ikili ilişkileri seven biriyim. Masa başı işleri çok sevmiyorum. Hareketliyim, hiperaktifim, diyalog kurmayı, yeni insanlarla tanışmayı seviyorum.

Hal böyle olunca, ben de bütün ağırlığımı satış pazarlamaya verdim. Üstelik o birime müdür olarak da başlamadım. Satış yetkilisi bir yılın sonunda da birim müdürü oldum. O da gelişen süreçte, birim içindeki sirkülasyonun önüne geçmek, işin başına güvenilir ve sabit birini koymak kararıyla spontane gelişti. Bütün ibreler bana döndü ve dediler ki, “O kişi sensin.”

Hiç unutmam, otel müdürüm bana, “Emel kendine güveniyor musun?” diye sordu. Benim için cevabı çok zor bir soruydu. O an nasıl olduysa “Ben bu işi yapacağım dedim” ve 23 yaşımda satış pazarlama departmanının müdürü oldum.

Büyümeye paralel olarak, 2013 yılında bizim artık merkezi bir yapılanmaya geçmemiz gerekli diye bir karara vardık. Pazarlama, insan kaynakları, finans, e-ticaret alanlarını, merkezi yapılanmanın çatısı altında topladık. Bu süreç ile de Elite World Otelleri Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olarak merkezi yönetimde çalışmalarıma devam ettim.

Genç yaşta yönetici olmak nasıl bir deneyimdi?

Müdürlük geçmişimin olmaması elbette ki bir dezavantajdı. Fakat genç yaşta müdür olmak bir avantajdı. Çünkü öğrenme yetiniz daha açık… Size verilen her şeyi alıyorsunuz… Benim zaten çok soru soran bir yapım vardır. Hiç çekinmeden, gocunmadan sorar ve cevaplarını almaya çalışırım.

Bu meslekte başarılıysam, benim en büyük zaafım, bilgiyi kıskanmam olmuştur. Benim maddelerle çok işim yoktur. Karşımdaki kişi benden daha bilgiliyse otururum, ben de en az onun kadar bilgi sahibi olmak için var gücümle o seviyeye gelene kadar çalışırım. Cumartesim, pazarım yoktur, haftanın yedi günü çalışırım.

6

Otel içinde satış pazarlama müdürlüğünün bir ağırlığı vardır elbet. Bir de üstüne aileden gelmenin ağırlığını katarsak, sonuç ne oldu?

Benim yönetimde olduğumu sektörden çok az insan biliyordu. İş yaptığımız partnerlerimiz bu kimliğimi bilmiyorlardı ve ben de kullanmak istemiyordum. Sonuçta baktığınızda profesyonel bir ortamda çalışıyorsunuz, siz de profesyonel bir şekilde çalıştığınızda sektörün kolaylıklarından daha fazla faydalanıyorsunuz.

Şunun özellikle altını çizmek isterim, patron kimliğiyle çıktığınızda kimi zorluklarla karşılaşabiliyorsunuz. Turizm, patronaj mantığıyla yürüyen bir sektör değil. İnsanların karşısına patron kimliğiyle çıktığınızda, onları ürkütebiliyorsunuz. Ama otelin satış müdürüyüm dediğiniz anda hem operasyonunuzu rahatlatıyorsunuz hem insanlarla ilişkilerinizi güçlendiriyorsunuz. O yüzden bir beş yıl kadar patron kimliğini kullanmadım.

Ve sonuçta turizmi sevdiniz.

Tabii ki. Ve asla pişmanlık duymadım. Hatta yıllar geçtikçe daha iyi anlıyorum, iyi ki de bu sektöre girmişim. Turizm, benim işimmiş. Sanırım doğuştan gelen bir yetenek, benim ikna kabiliyetim çok yüksek. Biliyorsunuz, satışta da ikna çok önemli bir beceri. İnsanlarla iletişimim çok iyi. Ekip ruhuna sahip biri olduğuma inanıyorum. En önemlisi de bu aslında. Bunları hepsini yan yana koyduğumuzda, benim bu sektörde olmam gerekiyormuş, iyi ki de girmişim diyorum.

“Turizmde kadın olmak” konusunda pişmanlıklarınız oldu mu peki?

Bir beş yıl öncesine gidildiğinde bu soru çok daha fazla detaylandırılabilirdi. Bütün sektörler için kadın olmanın zorluklarını tartışabilirdik. Ama artık Türkiye’de diğer ülkelerle hemen hemen aynı seviyedeyiz. “İşte kadın olmak” çok bir şeyi değiştirmiyor. Çünkü baktığınızda zaten kadınlar bütün sektörlerde aktif rol almaya başladı. Erkekten çok ayrı tutulmadığı bir dönemdeyiz. Turizmde de artık kadınları yoğun bir şekilde görebiliyoruz. Sektörde sayıca fazlayız. İyi şeyler yaptığımıza da inanıyorum.

Özellikle benim satış pazarlama departmanımda kadın sayısı fazla. Evet, başarılıyız da. İşimizi de iyi yapıyoruz. Detaycıyız, mükemmeliyetçiyiz, anne ruhluyuz, ekip yönetiyoruz. O çok önemli. Bunların hepsini yan yana koyduğumuzda, “turizmde kadın olmak” çok zor değil hatta çok keyifli…

Biraz da özel yaşantınızdan bahsedeli mi? Emel Elik, boş vakitlerinde neler yapmaktan hoşlanır?

Zincir olarak çok hızlı büyüdüğümüz için işten çok fazla zamanım kalmıyor. İşin pazarlanması kısmına daha fazla yoğunlaştığım için onunla ilgili her türlü davet, toplantı ve organizasyonlara katılmaya çalışıyorum. Neticede bizim işimiz kendi içinde de bir sosyaliteyi barındırıyor.

Onların dışında hobi olarak, dalmayı seviyorum. Yılda bir iki defa, İstanbul’dan kaçtığım zamanlarda yapabiliyorum daha çok. Seyahat etmeyi çok seviyorum. Bu da genellikle yurt dışı seyahatleri oluyor. Benim “her yıl yeni beş ülke” diye bir hayat felsefem var… Son dört yıldır bunu tutturabiliyorum. Hep yeni yerler keşfediyorum. Dünyada çok fazla gezilecek yer var. Bir gittiğim yere iş haricinde ikinci kez gitmeyi sevmiyorum. Seyahatler beni inanılmaz yeniliyor.

Sinema ve tiyatro vazgeçilmezlerim arasında ve bilardo oynamayı da çok seviyorum.

4

 

Bundan sonra neler yapmak istiyorsunuz?

Çok yoğun çalışan kişiler olduğumuz için hayal kurmak gibi bir lüksüm yok. Tabii ki özel hayatımda birtakım farklılıklar söz konusu olacak. Evlilik dönemine giriyorum. Onun sorumluluğu olacak. İş anlamında her yıl yeni bir otel açılışı… En çok çalışmamız gereken dönemlerdeyiz.

Dolayısıyla öyle çok uçuk kaçık hayallerim yok. Özel hayatımda evlilikle beraber önemli değişiklikler olacak. İş hayatım ise dediğim gibi çok yoğun.

Elite World Otelleri’nde neler oluyor? Buradan paylaşmak istediğiniz yeni yatırımlarınız, projeleriniz ve hedefleriniz var mı?

Biliyorsunuz, Taksim’deki iki otelimizin arkasından 2012 yılında Van’daki otelimizi açtık. Ağır ağır başladık, sıçramayla devam ediyoruz. 2014 yılında Florya’daki otelimizi, 2015 yılında Marmaris otelimizi açacağız dedik, açtık. 2016 yılı Mayıs ayında Basın Ekspres Yolu’ndaki otelimizi açmayı planlıyoruz. 2017’de Anadolu Yakası’nda bir, 2018’de St. Petersburg’da iki otel daha açmak istiyoruz. Önümüzdeki beş yılda toplamda dokuz otel sayısına ulaşmayı hedefliyoruz. Tabii ki yatırımlar bizde durmuyor ama belki 2 ay sonra farklı bir projeyle de gündeme gelebiliriz. Biz bu planlamalarla çok ciddi büyümeye gidiyoruz, hemen hemen her yıl bir otel açıyoruz, zincirleşme çalışmalarımız büyüyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir