Tarih boyunca tüm dünyada en fazla tüketilen yemek “ekmek arası” dır desek herhalde öngörümüz pek de yanlış sayılmaz. Sandviç gibi, hamburger gibi ithal çeşitlerinin yanında ülkemizin yerli yarım ekmek çeşitlerini de unutmamak gerek. Hem sabit yatırım hem de işletme sermayesi açısından kolayca üretilebilirliği, tüketim fiyatının ucuzluğu kimi zaman küçümsenmesini beraberinde getirse de tadı damağımızda kalan unutulmaz lezzetlerin arasında “ekmek aralarının” yeri hep başkadır.
Günümüz insanı geleneksel damak zevkine uyumluluğu, hemen her yerde ulaşılabilir olması, ayaküstü beslenme imkânı sunması, ucuz olması, yerken bir ikinci faaliyete de imkân vermesi gibi nedenlerle ekmek arasını sıkça tüketmektedir.
Geliri sınırlı olan öğrenci ve işçilerin, yemeğe fazla zaman ayıramayanların, kimi zaman tembellik yaparak mutlu olmak isteyenlerin, kimi zaman yeni tatlar yakalamak isteyen amatör gurmelerin ve yemek zamanını kaçıranların, olmadık zamanlarda canı yemek isteyenlerin ilk hatırladıkları beslenme şeklidir ekmek arası.
Örneğin yazın günü birlik “mavi turlarda”; veya denizin ve güneşin tadını doya doya çıkardığımız tatillerde can kurtarıcımız değil midir ekmek araları? Böylesine önemli, böylesine vazgeçilemez bir beslenme türü olan ekmek araları artık daha yakından ilgiyi çoktan hak etmiş olmalıdır diye düşünmeden edemiyor insan.
Ekmek Arası Nasıl Olmalı?
Ne kadar basit görünürse görünsün lezzetli ekmek araları hazırlamanın da püf noktaları vardır.
Tüketicilerin geleneksel damak zevkine uygun malzeme ve hazırlanış biçimi, doyuruculuk, yeme kolaylığı ve rahatlığı önde gelen faktörlerdir. Batı kültürlerinde ekmek arasına yerleştirilen bir sosis ve üzerine dökülen ketçap ve mayonez yeterli olurken bizde peynir, köfte, sucuk, döner ve benzerleri gibi katı katıklar ekmek aralarında tercih edilmektedir.
Ancak bu katıkların yanında, kültürümüzde “ev yemekleri” adı altında kategorize edilen ve özünde “sulu ve soslu” hazırlanmış katıkların hem daha doyurucu ve lezzetli hem de daha kolay yenebilir olması nedeniyle ekmek aralarında aranır olmaya başlamıştır.
Fırından yeni çıkmış sıcacık bir ekmek ve iştah açan kokusu, çoğu zaman bir “ekmek arası” hazırlamamız için yeterli neden olur.
Sıralamak gerekirse; ekmek arası hazırlanırken ekmeğin fırından çıkmış gibi taze olması, içine konan katığın lezzetli olması ve yerken zorluk çıkarmaması, yeme kolalığı olması, geleneksel damak zevkine hitap etmesi göz önünde bulundurulacak en önemli noktalardır.
ALSU ha-bre Ekmek Hazırlama Makinası
Makina Yüksek Mühendisi Erol KARA (İTÜ-69) tarafından tasarlanan ve ALSU firmasının yeni sunduğu ALSU ha-bre ekmek arası hazırlama makinasıyla ihtiyaç anında ekmek, fırından çıkmış gibi sıcacık yapılmakta ve sıcak ekmeğin iştah açan o kokusu hissettirilmektedir.
Ayrıca ekmeğin yanını kesmeden içini külah gibi yapmakta ve böylece ekmeğin içine soslu ve sulu katıklar doldurmanıza imkân vermektedir.
Soslu ve sulu katıklarla hazırlanmış ekmek araları hem doyurucu hem de lezzetlidir.
Ekmeğin yanı kesik olmadığından yerken aşırı baskıdan dolayı katıkların dışarı taşmaması da yeme rahatlığı sağlamaktadır.
İçine koyacağınız katıkların lezzeti ise sizin hünerinizin bir göstergesi olmaktadır.
Yeni ve doyumsuz lezzetlerinizin aranır olmasının ayrıcalığını yaşayabilirsiniz.
ALSU ha-bre Ekmek Arası Hazırlama Makinası Nedir?
ALSU ha-bre ekmek arası hazırlama makinası 4 kazıklı bir ısıtıcıdır.
Ekmeği yaklaşık 2 dakikada fırından yeni çıkmış gibi ısıtır. Diğer bir deyişle yarım dakikada bir ekmek hazırlar. Yanı kesilmemiş ekmeğin içini külah gibi açar.
Her bir kazık 300 Watt gücünde olup, toplam kurulu güç 1200 Watt’tır. Ancak ortalama sarfiyatı 200-300 Watt arasındadır.
Limit termostatlı, aşırı ısınma korumalıdır.
220 Volt 50 Hz. ev cereyanı ile çalışır.
Tümüyle 304 kalite paslanmaz çelik malzemeden yapılmıştır.
