Firuz Bağlıkaya: “Bakanlığın işi çok zor, Allah kolaylık versin”

Haber: Hatice Ünal Bilen

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, 21 Mayıs Perşembe günü Zoom üzerinden düzenlediği toplantıda turizm basının sorularını yanıtladı.

TÜRSAB toplantısından çıkan ana başlıklar şöyle:

“Çok ince bir çizgi”

TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, Koronavirüs sertifikasıyla ilgili insanların hala beklemede olduğunu belirterek, “Anladığım kadarıyla çalışma başladı, gittikçe de derinleşiyor. Zor bir çalışma, Allah kolaylık versin. Çok ince bir çizgi. Biraz fazla sıktığın zaman iş, gelmeyi özendirecek halden çıkacak. Tedbirler biraz gevşek bırakılırsa birtakım eksiklikler olacak. Gerçekten Bakanlığın işi çok zor. Allah kolaylık versin diyorum. İnşallah herkesi tatmin edecek bir sonuç çıkar. Herkes beklemede. Herhalde bayram öncesine yetişmesi planlıyordu. Çünkü bayramda trafiğin başlaması planlanıyordu ama sonradan herhalde karar değiştirildi ki bayram sonrasına kaldı. Bayram sonrasında yayınlanacaktır diye düşünüyorum. Hepimiz bekliyoruz. Seyahat acentalarının nasıl davranmasıyla ilgili bizim bir çalışmamız var ama sonuç itibari ile Bakanlık bir üst makam olarak çalışma yapacağı için biz de bekliyoruz. Nasıl bir düzen gelecekse biz de doğal olarak ona uyacağız.” dedi.

“THY uçuşlarının başlama tarihini önemsiyoruz”

THY’nin iç hat ve dış hat uçuşlarının başlamasıyla birlikte olası ziyaretçi tahminleri sorulan Bağlıkaya, Türkiye’ye yeniden turist gelmesi için charter seferlerinin başlaması gerektiğine dikkat çekerek, “THY biliyorsunuz tarifeli hava yolları. Bizim kaynak pazarlarımızdan charter seferleri yapan hava yollarıyla yolcunun ağırlıklı bir bölümü taşınıyor. THY, organize seyahat anlamındaki turistleri taşıyan ana hava yolu değil. Dolayısıyla bizim için Türkiye’ye turist gelmesinin başlaması için charter seferlerinin başlaması esas olan. Fakat THY de tabii önemli bir mihenk taşı. O başlamadan bir başkasının başlaması mümkün olmayacağı için hepimiz THY’nin başlama tarihini önemsiyoruz. THY iç hat seferlerinin başlaması aslında havacılıkta nasıl bir dünya ile tanışacağımızı görmemiz açısından da çok önemli. Çünkü bir sürü ortalıkta dolaşan bilgi var. Bu sayede bunların doğru olup olmadığını göreceğiz.” dedi.

İlk etapta insanların acil işler dışında hava yoluyla seyahati tercih etmeyeceklerini düşündüğünü ifade eden Bağlıkaya, “İlerleyen dönemde yavaş yavaş başlayacaktır. Zaten ülkemiz turizm destinasyonlarına bakıldığı zaman tamamı karayoluyla seyahat edebilecek durumda. Antalya ve Ege bölgesine bakıldığı zaman karayoluyla ulaşılmayacak bir mesafe değil. Dolayısıyla otellerin açılmasıyla turizm hareketinin başlaması beklenebilir. Haziranın başından itibaren bekliyoruz da. Akraba, eş dost ziyaretleri ve iç turizmde hafif bir hareket bekliyoruz. THY’nin iç seferlere başlamasıyla birlikte de bu biraz daha moral anlamında da önemli. Uçuşların başlaması aslına bakıldığı zaman damarların yavaş yavaş açıldığı anlamına geliyor.” dedi.

“Serbest turizm hareketi olmayacak”

Bağlıkaya, pandemi sonrası hareketin başlayacağı pazarlarla ilgili şu bilgileri aktardı: “İlk başta açılacak pazarlar eski Rus Cumhuriyetleri pazarları. Çünkü hep o bölgelerden talepler yüksek. Turizm Bakanlığının en üst düzeyde bu pazar belirleyicilerle ilişkide olduğunu ve görüşmeler yaptığını biliyoruz. Sonuç itibariyle karşılıklı iki ülkenin kararıyla olabilecek bir durum. Bir ülke biz Türkiye’ye geliyoruz dediğinde Türkiye’nin de kabul ediyor olması lazım. Ben de ülkemizde yasakların pazar bazında kaldırılacağını düşünüyorum. Topyekün bir kaldırmanın olacağını ilk başlarda zannetmiyorum. Tüm pazarlara açıldık, buyurun gelin, kim gelirse gelsin deneceğini zannetmiyorum. Çünkü COVID-19’un hala yükselmekte olduğu kaynak pazarlarımız var. Polonya, Ukrayna, Azerbaycan, Özbekistan gibi pazarlarla başlayacağını düşünüyorum. İsrail pazarında çok ciddi bir talep var. Turizm Bakanlığı ile ilişkiye geçtiklerini biliyorum. Serbest bir turizm hareketi olmayacak, karşılıklı Bakanlıkların ve resmi heyetlerin kabulüyle başlayabilecek bir hareket. Bu yüzden kontrollü bir şekilde başlayacağını düşünüyorum.”“Tek bir vaka her şeyi tersine çevirebilir, dikkatli olmak lazım”

Türkiye’nin salgınla mücadelede rakiplerinden çok daha başarılı olduğunu kaydeden Bağlıkaya, sağlık alt yapısı, ehil doktorlar, yatırımlar ve sağlık hizmetlerinin bunda etken olduğunu belirtti. Ülke turizminin bu avantajlı konumunda acele davranmak suretiyle hataya düşülmesinin en büyük endişelerinden biri olduğunu anlatan Bağlıkaya, “Allah korusun, açılmış bir pazarda, herhangi bir otelimizde ortaya çıkan bir vaka ülkemiz aleyhine kullanılabilir. Ben bunun haricinde tedbirlerin layıkıyla alınacağına inanıyorum. Bu tedbirlere uyulduğu takdirde Türkiye, güvenli tatil açısından pazardaki rakip ülkelere avantaj sağlayacaktır. Fakat dediğim gibi tek bir vaka her şeyi ters çevirebilir. O yüzden çok dikkatli olmamız lazım.” dedi.

“All Inclusive devam edecek ama biraz daha dikkatli olunacak”

Her şey dahil sistemle ilgili görüşleri sorulan Bağlıkaya, sistemin sanıldığı gibi Türk turizm piyasasında otellerin müşteriye bir dayatması olmadığını vurgulayarak, “All Inclusive, tamamen müşteri, talepten kaynaklı gelişmiş, aslında ülkemizde de mükemmel uygulanan bir sistem. İnsanlar All Inclusive seyahat etmek istiyor. Çünkü geldikleri bölgelerde sürprizlerle karşılaşmak istemiyor. Böyle bir sistemin içinde seyahat etmek isteyen çok önemli bir kitle var. Bu kitlenin seyahat alışkanlıklarını bir anda değiştirmenin imkanı yok.” diye konuştu. Sistemin sosyal mesafenin korunması ve sunumunda birtakım değişikliklere uğrayarak değiştirilebileceğinin altını çizen Bağlıkaya, “Uzun kuyruklar, yan yana kuyruklar olmayabilir. Yemeklerin sunumunda ayrı büfeler olabilir. Mesafeler genişleyebilir. Tek bir servis personeli belli bir mesafeden servis yapabilir. All Inclusive Türkiye için son derece uygun bir sistem. Bu sistem devam edecek ama biraz daha dikkatli olunacak.” dedi.

“İptal-iade talepleri 600-700 milyon lirayı bulabilir”

Firuz Bağlıkaya, acentaların karşı karşıya geldiği iade-iptal taleplerinin miktarıyla ilgili soruyu ise şöyle yanıtladı: “İade ve iptallerle ilgili tahminlerimiz var. Çünkü insanlar bu rakamları somut olarak paylaşmadı. Jolly’nin 160 milyon lira gibi bir rakamı varsa büyük bir ihtimalle bu 600-700 milyon lira civarında gerçekleşebilir diye bir öngörebiliriz. Bunlar panik iptalleri. Yurt dışında da bunu yaşıyoruz ama oralarda seyahat yönetimleri, tüketici birlikleri gerçekten çok daha hızlı hareket ettiler. Bu ödemelerin yapılmaması yönünde hem acentaları hem de tüketiciye tavsiyede bulundular. Oralarda biraz daha yumuşak geçiyor. Bizim ülkemizde ilk iki ayda gerçekten çok sıkıntılı süreçler yaşadı arkadaşlarımız. Hava yollarının iadeleriyle ilgili karar alınırken seyahat acentalarının tüketicilere olan iadeleri ile ilgili karar alınmadığı gibi hala da bu sıkıntı devam ediyor. Demek ki bunun uygun olmadığını düşünüyorlar. Zaten haziran ayında dediğim gibi sezon psikolojik olarak başladığı andan itibaren ben insanların iptal-iade yerine ağustos-eylül ayına öteleme seçeneğine yöneleceğini düşünüyorum. Okulların açılmayacağı durumu da ortaya çıkınca iyice rahatladı diye düşünüyorum”.

“İç pazarda yüzde 30-40 kayıplarla geriye dönüş olur”

Bağlıkaya, iç pazardaki talep beklentisi ile ilgili “Ben iç pazarda otellerimizin Covid ile ilgili alınacak önlemlerin uygulanmasında herhangi bir sıkıntı olmaz ise, dış pazardaki gibi büyük bir kayıp olacağını düşünmüyorum. İç pazar zaten haziran ayından itibaren seyahat ediyordu. Eğer önlemler gerçekten tatmin edici bir boyutta olur, vatandaş da buan ikna edici bir ortamda olursa yüzde 30-40 kayıplarla geriye dönüş olur diye düşünüyorum. Otellerdeki hijyen ve servis uygulamaları yerinde ve tatmin edici olur ise… Onun haricinde insanlar yine seyahat edecektir, aksi söz konusu değil. İşin psikolojik tarafı var. Diğer kesim de akraba, eş dost ziyaretleri şeklinde değerlendirecektir diye düşünüyorum. Haziran ayını beklemek lazım. Haziranın ilk 15-20 gününde sezonla ilgili çok daha kesin konuşma ihtimalimiz olacaktır.” diye konuştu.

“İnsanların fiyatla ilgili sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum”

Firuz Bağlıkaya, konuşmasının devamında “Maliyetlerin tüketicilere yansıtılması noktasında hava yollarında uçaklarda yolcu kısıtlaması olmayacak gibi görünüyor. Yani 180 kişilik uçak yine 180 kişi alarak uçacakmış gibi görünüyor. Şu anda öyle bir önlem gelmedi. Dolayısıyla uçaktan herhangi bir fark gelmesi söz konusu olmayacak. Otellerin de bizim irtibatta olduğumuz önemli bir bölümü belli bir kısmını açmayı planlıyor. 400 odaysa 150 odasını açacak gibi planlıyor. Özellikle tatil köyleri belli bloklarını açma gibi bir durumda. Ben şu anki görünen tabloda  önemli bir fark geleceğini düşünmüyorum. Hele erken rezervasyon yapmış insanların bu işten zaten etkilenmeleri söz konusu değil. O insanlar tatillerini iptal etmedilerse aynı şartlarda gideceklerdir. Turizmci sıfır noktasından belli bir seviyeye turizm hareketinin başlaması için uğraşıyor. Bu dönemde insanların fiyatla ilgili sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum. Yavaş yavaş da olsa eski fiyatlarla açılacaktır. Bu yaraları 2020’de kimse sarma yoluna gitmeyecektir. Buradaki sıkıntılar 2021’e yansıyabilir. Ekonomik olarak başlar başlamaz tüketiciye yansıtılacağını düşünmüyorum.” dedi.

“İptal hızı durmuş vaziyette”

Bağlıkaya, konuşmasının devamında “İptal hızı durmuş vaziyette. Eskisi gibi insanlar verin paramı, iptal ediyorum durumunda değiller. yavaş yavaş rezervasyonlarda da hareketlenme var. Ama dediğim gibi insanların bu yeni ortama alışması, seyahat etmeyi isteyip istememeleri ayrı bir sıkıntı. O güven ortamının oluşturulması lazım. İnsanların seyahatte güvenmeleri lazım ki bu anlamda bir seyahat motivasyonları artsın. Onun dışında bizim beklentilerimiz, dünya turizmiyle ilgili beklentileri zaten Dünya Turizm Örgütleri yayınlıyor. DTÖ dünya turizminde yüzde 48-60 arasında bir daralma bekliyor. Ben de dünya turizm hareketinde yüzde 70 civarında bir daralma  olacağını düşünüyorum. İç turizmdeki seyahat arzusu dış turizmde ilk başlarda olması pek mümkün görünmüyor. İnsanlar seyahat arzularını kendi ülkelerinde giderecekler. Önemli bir süre ben yurt dışı seyahatlerinde bir hareketlenme beklemiyorum. Geriye kalan yüzde 30-35’lik beklenen seyahat de zaten ocak-şubat aylarında önemli bir bölümü yapıldı. Kıtalar arası uçuşlar hep ötelenmiş vaziyette. Önemli bir daralma olacağı zaten görünüyor. Haziran ayına geldik, son dört ayda hareket yoktu zaten. Seyahatle ilgili sıkıntı belli bir süre daha devam edecek” diye konuştu.

“Seyahat eden sayısı az olabilir ama ciroları çok yükselebilir”

Alışveriş merkezlerinden gelen istatistiklerin ilginç olduğunu söyleyen Bağlıkaya, “AVM’lerimiz açılıyor, alışveriş edenlerimiz var. Oradaki istatistikler ilginç, bize de aynı şekilde yansıyabilir. Gelen sayısı az ama alışveriş sayısı çok yüksek. Bizde de öyle olabilir. Seyahat eden sayısı az olabilir ama seyahat ciroları çok yükselebilir. Bir kısım seyahat etmezken bir kısım çok daha fazla seyahat edebilir. Bunların hepsini bekleyip göreceğiz.” dedi.

#türkiyeseyahatacenteleribirliği #türsaab #türsabbaşkanıfiruzbağlıkaya #turizm #seyahat #koronavirüs #covid19 #kültürveturizmbakanlığı

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir