Gastro Turistler

90’lı yıllar… Henüz gastronominin esamesi okunmazken, İtalyan “Sokak Lezzetleri Derneği” bizden Sokak Yemekleri İstanbul Turu istemişti. Biz de “Deli bunlar” demiştik. Sabah poğaça, Kürt böreği ve gevrek simit ile başlayıp, balık ekmek, kokoreç, uykuluk, işkembe, midye dolma, kadınlar pazarında büryan, içli köfte, sucuk ekmek, tavuklu nohutlu pilav, tükürük köfteci, Arnavut ciğeri, lokma, macun, şam, ker… tatlısı derken perşembe-pazar yaptığımız bu turlar İtalyan turistlerimiz tarafından çok rağbet görmeye başladı, 12 ay ve yıllarca devam etti.

Ardından bizler İtalya ile yakın muhabbetimizden dolayı bu ülkeye gastronomi turları yapmaya başladık. İlk başlarda peynirin, şarabın, sirkenin anavatanı Emiglio Romano bölgesinde gastronomi turları yaparken, müşterilerimiz çeşitlilik ve değişik yerler görmek istedikleri için turlarımızı Puglia, Sicilya bölgesine, ardından Fransa, İspanya ve Portekiz’e kadar uzandı.

Bu turlar, ne haftalık her şey dahil otelde 250 euro’ya Antalya ne 249 euro’ya 1 hafta İtalya turu fiyatına satılıyor, ne de gastro turistler o tür doldur-boşalt müşterinin harcamasına eşdeğer harcama yapıyorlar. Bir gastro turist, Antalya’da 1 haftada her şey dahil 250 euro vermek yerine iyi bir akşam yemeği ve yanında iyi bir şaraba 250 euro vermeye hazırdır.

Bugün İtalya, Fransa, İspanya, Amerika, Peru, Brezilya gibi ülkelerde Michelin ve benzeri kategori restoranlarda standart bir tabak yemeğe 100-150 euro verilmektedir. Bu tür yerlerde tadı ile korkmadan yer,  iyi bir şişe şarap açtırırsanız, kişi başı 1000-1500 euro hesap normal bir rakamdır.

1

 Türkiye gastronomide tüm bu ülkelerin önündedir

Bunu inanın bir Türk olarak değil, bu işin ticaretini yapan 40 yıllık turizmci olarak söylüyorum. Neden onlar kadar olamadık, şiş kebap ve döner ekseninden çıkamadık, eksiğimiz nedir diye sorarsanız, üç kelimede bunu size anlatırım; Tanıtım, Tanıtım, Tanıtım!

Peki atılması gereken adımlar nelerdir?

1.Adım atıldı. Gastronomi Turizmi Derneği kuruldu. Henüz 1. yılını bile doldurmadı ancak yüzlerce kez kendi çabaları ile yurt dışında Türk gastronomisini haber yaptılar, panellere katıldılar, misafir ağırladılar. Şimdi yurt içi ve yurt dışındaki Türk restoranlarına, verdikleri reklamlara göre değil “tarafsız bir kuruluş olan KALDER nezdinde” yıldız verecekler.

2.Adım devlet ve belediyelerden gelecek. Yurt dışında katıldıkları her fuarlarda mutlaka kendi şehirlerinin gastronomisini ön plana çıkartacaklar.

3.Adım aşçılara. Yurt dışında aşçılar da restoran kadar markadır, yıldızlıdır. Yıldızlı her restoran kendi kadrosunu da tanıtmalıdır.

4.Adım hava yollarımız ve havalimanlarımız. Türkiye’ye adım atan her turistin uğramak zorunda olduğu hava alanlarımızda en az bir tane sadece Türk yemekleri yapan restoranımız olmalı. Yeni yapılacak olan havaalanımızın yeme içme katında, en görünür yerde, gerekirse sponsor destekli bir Türk restoranı olmalıdır. Senelik 100 milyonu geçen yolcu taşıma kapasiteli hava yollarımız, aylık dergilerinde gastronomiye daha çok sayfa ayırmalı, özellikle uzun uçuşlarda herkesin damak tadına uyabilecek marka yapabileceğimiz menüleri sunmalıdır. Taksi içi uygulamalar ve birçok dilde çıkacak olan gastronomi dergisi için zaten Gastronomi Turizmi Derneği ve İstanbul Taksiciler Odası bir anlaşmaya varmışlardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir