Gastronominin ‘lider kadınları’ hemcinslerine ilham olacaklar!

Haber: Hatice Ünal Bilen

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

Mutfağa çok yakışan kadına, yeme içme sektöründe fırsatlar sunarak Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin önüne geçmek hedefiyle ilk buluşmasını Ertuğrul Özkök moderatörlüğünde gerçekleştiren“Gastronomiye İlham Veren Kadınlar” platformu, farkındalık oluşturan projeleriyle gastronomide kadınların güçlenmesine destek olacak!..

Unilever Food Solutions’ın stratejik partnerliğinde yapılan, mutfakta olmak isteyen ve fark oluşturmak için yeterli fırsata sahip olmadığını düşünen kadınların sesi olabilmek, onlara fırsatlar sunabilmek ve toplumun bakış açısını az da olsa değiştirebilmek için 6 Mart 2018’de “Gastronomiye İlham Veren Kadınlar” platformu Ertuğrul Özkök moderatörlüğünde ilk kez Raffles Hotel’de gerçekleştirildi.

“Yeme-İ̇çme sektöründe kadın olmak nedir?” “Kadına sektörde pozitif ayrımcılık nasıl mümkün?” sorusuna Mehmet Gürs, Aylin Yazıcıoğlu, Didem Şenol, Sitare Baras, Aslı Pasinli, İsmet Saz, Üryan Doğmuş, İnanç Baykar, Yasemin Ataman ve Gamze Cizreli gibi sektör duayenleri ve genç yetenekler yanıt aradı.

İhtiyaç sahibi bir genç kadın şef adayı burs alacak

Platformda, Unilever Food Solutions’ın desteği ile mutfakta kadın için fırsat eşitliği ve kadına pozitif ayrımcılık konularında toplumda ortak bir farkındalık ve fikir birliği yaratmayı hedefleyen bu platformun amacı bu konuları tartışmanın yanı sıra ölçülebilir bir fayda yaratmak oldu. Aynı zamanda ihtiyaç sahibi kadınların eğitimine kaynak yaratan ve projeyle birlikte büyüyen bir platform oluşturuldu. Platformun 6 Mart’taki ilk buluşması ihtiyaç sahibi bir genç kadın şef adayına verilen bursun duyurusuyla tamamlandı. Zamanla büyüyecek bu platform ilk ölçülebilir faydasını bugün de sağlamış oldu.

Gastronomiye İlham Veren Kadınlar” platformu ileriki buluşmalarında da sektördeki kadın liderler, şefler, iş ortakları ve öğrencilerle yapılacak birbirinden farklı ilham verici projelerle farkındalık oluşturarak gastronomide kadınların güçlenmesine destek olmaya çalışacaklar.

Mehmet Gürs: “Kafamıza vura vura her gün kadınların bize tokat atması lazım”

Moderatörlüğünü gazeteci Ertuğrul Özkök’ün yaptığı panelin açılış konuşmacısı Mikla Restaurant Kurucu Şefi Mehmet Gürs’tü. Kadınların mutfakta çoğu zaman daha iyi olduklarını buna rağmen referansın halen erkek şefler olduğunu belirten Gürs, sadece Türkiye’de değil, dünyada da kadın şeflerin sayıca az olduğunu söyledi. “Yeme içme ve diğer tüm alanlarda kafamıza vura vura her gün kadınların bize tokat atması lazım” diyen Gürs, “Sektörde kadınlar o kadar çok yol boyu engelle karşılaşıyor ki bu büyük bir problem. Kadın şefle çalışmak istemeyen işveren de var, mutfak şefi de var.” diye konuştu.

“Erkeğe de babalık izni verilmeli, şartlar eşitlenmeli”

Kendi restoranında ayrım yapmamaya çalıştığını dile getiren Mehmet Gürs, kadın şeflerin sektör içinde daha fazla yer edinebilmesi için sadece mutfakta kadının eşitliğinin yetmeyeceğini, radikal bir tavır alınmasının doğru olacağını anlatarak, “Kadına annelik izni alırken erkeğe de babalık izni alınmalı, şartlar eşit olmalı” dedi. 

Gamze Cizreli: “Aşçı olmak için eğitimli aileme direndim”

Ankaralı doktor bir babanın kızı olduğunu ve aşçı olmaya karar verdiğinde ailesi tarafından destek görmediğini anlatan BigChefs’lerin kurucusu Gamze Cizreli, kadınların iyi yemek pişirmelerine rağmen restoranları için kadın şef bulmakta zorlandığını belirterek, “Kadınlar aileleri karşı çıkıyorsa pes etmesinler. Ben bu sektör girmek için eğitimli bir aileye direndim” dedi.

 “İki kişi başvuruyorsa kadını seçeceğiz, pozitif ayrımcılık yapacağız”

Kadınların sektörde sayıca az olduğunu, bu konuda farkındalığın artırılması gerektiğine vurgu yapan Cizreli sözlerinin devamında, “İşin temeli eğitim. Erkek şeflerimizi eğiteceğiz ki stajyerlerimizin önünü açabilelim. Biraz pozitif ayrımcılık yapmak lazım. Bize iki kişi başvuruyorsa kadını seçeceğiz, pozitif ayrımcılık yapacağız.” dedi. 

Didem Şenol: “Kim daha iyiyse onunla çalışıyorum”

Gram Kurucu Şefi Didem Şenol, gastronomi sektöründe cinsiyetin değil, işin ne kadar istendiğinin önemli olduğunu belirterek, “Çok kadınla çalışıyorum. Benim için kadın ya da erkek fark etmiyor, kim daha iyiyse onunla çalışıyorum. Kadınlarla çalışmaktan gerçekten çok memnunum ama kesinlikle mutfakta bir denge olmalı.” dedi.

Sektörün son 15 yılda ciddi bir gelişme kaydettiğini anlatan Şenol, gelişimin mutfağı yönetenler tarafında olduğu gibi diğer tüm bileşenleriyle de artması gerektiğine işaret ederek, “Sadece mutfağı yönetenler değil, Anadolu’da üreten, tarlalarda çalışan kadınlarımızın da sayıları artmalı, daha fazla organize edilmeli, doğru kooperatifler kurulmalı” şeklinde konuştu. 

Aslı Pasinli: “Kalbinizin sesini dinleyin!”

Soul Group Yönetim Kurulu Başkanı Aslı Pasinli, konuşmasında “Adayı bulmak için kıyıdan uzaklaşmak gerekir” dedi, sektörde kadın erkek ayrımı yapılmaksızın denge kurulması gerektiğinin önemine vurgu yaptı. Uluslararası bir şirkette çalışırken kalp çarpıntılarıyla restoran sektörüne girdiğini dile getiren Pasinli, kadınların farklı ihtiyaçlarının olduğunun altını çizerek, sektörün kadınlara bu doğrultuda daha yaratıcı iş çözümleri sunması gerektiğini söyledi, “İhtiyaçlarla realiteleri birleştirebilirsek daha verimli olabiliriz” dedi, “Kalbiniz ile beyniniz arasında sıkışıp kalıyorsanız kalbinizin sesini dinleyin. O sizi çok güzel yerlere getirecek” şeklinde sözlerini tamamladı. 

Yasemin Ataman: “Hayallerini tutkuyla şekillendir, cesaretinle gerçekleştir”

17 yıl önce aşçılık mesleğine başladığını ve uzun yıllar restoran şefliği yaptığını söyleyen Unilever Food Solutions Executive Şefi Yasemin Ataman ise, genç şef adaylarına “Hayallerini tutkuyla şekillendir, cesaretinle gerçekleştir” tavsiyesinde bulundu. 

Sitare Baras: “Kadınlar daha geniş vizyonlu, disiplinli ve açıklar”

Mutfak Sanatları Akademisi Direktörü Sitare Baras, MSA’nın bir fikir, bir ihtiyaçtan doğduğunu belirterek sözlerine başladı. Bugün gelinen noktada akademinin 107 kişiyi istihdam ettiğini ve bunların yüzde 50’sinin kadın çalışan olduğunu, mutfakta ise bu oranın yüzde 55’e ulaştığını kaydetti. Baras, “MSA’da çok fazla kadın eğitmen şefimiz var, çok da iyi yönetiyorlar. Hem sert hem de çok insani yaklaşımlılar. Erkeklere göre daha geniş vizyonlu, disiplinli ve çok açıklar.” diye konuştu. 

Üryan Doğmuş: “Benim mutfağım cinsiyetsiz”

Zula Restaurant ortağı Şef Üryan Doğmuş, dünyanın her tarafında kadın erkek ayrımı yapıldığını belirterek, “Ben hiçbir zaman cinsiyete bakmadım, hatta cinsiyetsiz açıdan bakıyorum olaya. Restoranı açarken serviste kadın çalışan istedim ama başvuran bile olmadı” dedi. Doğmuş, Ertuğrul Özkök’ün kadınların sektöre katkıları konusunda yönelttiği soruya “Kadınların bir katkısı veya zararının olduğunu hiç görmedim ama annelerin bir katkısı var. Şef olarak az veya çok katkıları var diyemem” yanıtını verdi.

İnanç Baykar: “Restoranımda cinsiyete bakmıyorum”

Amanda Bravo Kurucu Şefi İnanç Baykar, psikolog olmak isterken fazla empati kurması sebebiyle soluğu mutfakta alan bir şef. Anlattığına göre müthiş bir yemek aşkıyla değil ama restorancı hevesiyle en çok da. Baykar, konuşmasında aşçılık okuduktan sonra asıl ait olduğu yerin salon değil mutfak olduğunu anladığını ve ortağıyla birlikte Amanda Bravo’yu açtığını söyledi. Didem Şenol gibi cinsiyete değil, işin yapılış şekline bakarak son kararını veren bir şef patron olduğunu belirterek, “İşini kim iyi yaparsa onu alırız. Bu zaten sevmeden, istemeden yapılacak bir iş değil” şeklinde düşüncelerini paylaştı. 

İsmet Saz: “TOI mutfağında çalışanın dini, dili, ırkı, cinsiyeti yok”

TOI Restaurant Kurucu Şefi İsmet Saz’ın 12 kişilik mutfak kadrosunun 6’sı kadın çalışandan oluşuyor. Zamanında F1 pilotu olmayı hayal ederken şu an kendi restoranında düşlediği hızı yakalayabildiğini anlatan Saz, “Buraya gelmemde iki kadın vardır. Biri annem, diğeri ise tekrardan Türkiye’ye gelmemi sağlayan kadın” sözleriyle ilk hakkını hayatında değer verdiği kadınlara veriyor. Bizim mutfağımızda çalışanın dini, dili, ırkı, cinsiyeti yok” dedi, kendi mutfağında işin en iyi şekilde yapılmasının birincil öneme sahip olduğunu ifade etti.

Aylin Yazıcıoğlu: “Cam tavan var, yukarı çıkamıyorsunuz”

Nicole Restaurant kurucu şefi Aylin Yazıcıoğlu ise mesleğin yapısı itibariyle kadın çalışanlar açısından baskı oluşturduğunu dile getirerek, “Hemşire kadın mahalle baskısı yaşamıyor ama benim ekibimdeki yaşıyor “ dedi. Sektördeki kadın sayısının az olduğunu ifade eden Yazıcıoğlu, “Cam tavan var, yukarı çıkamıyorsunuz. Görünmeyen bir engel muhakkak var. Kanun koysanız bile patron kadına yatırım yapmak istemez. Ben Ankara’ya ulaşamıyorsam bireysel manada ne yapabilirim, ona bakabilirim. Benim dükkanımda çalışan kadınlar hak ettiği yere geliyor. Pozitif ayrımcılığın kesinlikle arkasında duruyorum. Çünkü hala kadınların bu ayrımcılığa ihtiyaç duyduğu bir dünyada yaşıyoruz.” şeklinde sözlerini sürdürdü.

“Kadın şef, erkek şef yoktur, ŞEF vardır!”

Sektörün geldiği noktada bunun değişeceğine inandığını umutla anlatan Yazıcıoğlu, bir diğer sorun olarak şeflik mertebesinin cinsiyetinin olmadığına işaret ederek, “Şefliğin kadını erkeği olmaz. Şef tektir” dedi.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir