Gizemli Kolombiya

Tüm uzaklığına karşın ruhuma, kalbime, zihnime en yakın ülkeler Güney Amerika’da bulunmaktadır. Reenkarnasyona inanır mısınız bilmem ama hani böyle bir şey var ise kesin bir önceki yaşamımda buralarda doğmuşum. Müziğin ritmi, insanlarının sıcaklığı, tarihi,doğası, kültür varlıkları beni çeker de çeker. Yok 17 saatlik uçuşmuş (Panama üzerinden), yok saat farkıymış, işim aksarmış, memleketi özlermişim… Hepsi vız gelir. İşte yine bir Güney Amerika ülkesindeyim. “Kolombiya” Bu kıtada, Alaska’dan Tierra Del Fuego’ya, Machu Picchu’dan Chichen Itza’ya gezmediğim bir Guyana ve Surinam kaldı. Gelmeden önce önyargılarım beni tedirgin etmişti.
Nihayetinde dünyanın gelmiş geçmiş en büyük mafya babalarından Eskobar’ınülkesine gidiyordum. O kadar ki, halk
kendisine devletten daha çok inanmış, güvenmiş, 25 milyar dolarlık serveti ile de dünyanın 7. zengini olmuş. Eskobar; Felsefesi “Dünyayı sömüren Gringo’lara ot satarak fakir halkımı doyuruyorum.Daha ne” olan bir adam. Bu arada, Latin Amerika’da tüm beyazlar yani Kuzey Amerikalı ve Avrupalılara “los Gringo’s”, Tüm çekik gözlü Asyalılara “Los Chino’s” ve Tüm Araplara da “Los Turcos” (Türkler) derler. Tüm müslümanlara veya Arap ülkelerinden gelenlere Los Turcos denmesinin sebebi, Osmanlı’nın çöküşü ve 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı
topraklarından Latin Amerika ülkelerine büyük göç olmuş. Osmanlı’yı Türk olarak tanıdıkları için tüm Osmanlı göçmenlerine “Türkler” demişler. İçlerinden başbakan bile çıkmış. Misal, eski Arjantin Devlet Başkanı Carlos Menem. Galatasaray eski Kalecisi Mondragon ve şarkıcı Şakira da Lübnan asıllı Kolombiyalılar yani “El Turco”lardır. Kolombiya ve halkı dünyada birçok ülke tarafından sevilen, sayılan bir halktır. Örneğin 10’larca Güney Amerika ve Karayip ülkesinden vizesiz Avrupa’ya girebilen 2 ülkeden biridir Kolombiya. Diğeri Peru. Kolombiya biz Türklerden de vize istemiyor ama pasaport kontrolü Türkler için kuyumcu gözlüğü LUP ile yapılıyor. Gümrük sonrası para
değiştirmek istedik. İmza yerine “parmak izi” aldılar. Alandan çıkar çıkmaz kış olmasına rağmen Latin Amerika’nın o
muhteşem ılıman havasını ciğerlerinizde hissediyorsunuz. Sokaklarda arabalardan gelen en ufak ritmi duyunca özgürce dans eden kızları, sokak satıcıları, rengarenk, iç açıcı giysileri, mutlu, stressiz, sakin ve güleryüzlü yüz ifadeleri içinizi ısıtıyor. Kızları güzel mi? Evet güzel ama hemen hepsi estetikli.

Kolombiya mutfağı; 

Afrodizyak olarak kabul ettikleri Karınca yeme geleneği eski çağlara kadar uzanıyor. Hindistan cevizi sütü ile yapılmışsos ile hazırlanan balık, ıstakoz ve deniz ürünleri de muhteşem. En ünlü yemekleri ise kırmızı fasulye ve sucuklu Bandeja Paisa ve mısırlı, patatesli, avokadolu çorbaları Ajiaco. Tabii egzotik meyvelerini de unutmamak gerekir!..

Bugüne kadar kahve içmemişim!

Tabii Türk kahvesi hariç! Çamur gibi bir şeylermiş meğer ki bugüne kadar içtiklerim, ya da sentetik ürünleri bize
kahve diye içirmişler. Yok granül, neskahve, yok 3’ü 5’i bir arada, yok instand kahve… Pereira şehrinde kahvenin
kaynağına gittik. Kahvenin çekirdeğini ellerimizle topladık, en güzellerini seçtik, kabuğunu makinelerde ayıkladık, önceden kurumuş olanlarını uygun şartlarda kavurduk, taze taze o an çektik ve usulüne göre çeşit çeşit kahveler denedik. Tam gün süren etkinlik sonunda koskoca bir “Kahve Ustası” sertifikası aldık. Kahve en önemli ihraç ürünleri. Global kahve şirketlerinin Pereira’da kendi çiftlikleri var. Veya bazı büyük çiftlikler kendi markalarını yaratmışlar.

Türk dizileri Nr.1

Türk dizilerine bayılıyorlar. Arap ülkelerinden sonra Latin Amerika ülkelerinde de yoğun bir şekilde Türk dizileri seyrediliyor. Arapların Türk dizisi hayranlığını çözmüştüm. Kadınların kendi özgürlüklerine sahip çıkması, çalışma
hayatında ve evde erkekle ortak bir hayat paylaşması en önemli etkendi. Peki burada?.. İlk yorumum; Türk dizilerinde hile, hurda, alavere-dalaverenin çok olması. Hatta anlattılar, hangi dizi anlamadım ama dizideki herkesin gerçek babası bir başkasıymış falan. Ancak bir sonraki Güney Amerika gezimde daha net çözeceğim olayı. Deniz kum-güneş ise ülkenin kuzeyinde. Cartegena bölgesinde. Eğlence de burada sefahat ve sefalet de. Şehir adeta Kolonyal ve Barok mimari ile bezenmiş adeta bir açık hava müzesi. Zaten UNESCO Dünya Mirası listesinde.
Görmeden gelme diyeceğimiz en önemli şehir Cartegena… Gelelim Kolombiya’nın diğer yüzüne; Tehlikeli bir ülke mi? Turistler için hayır. Belki dünyanın fidye için en çok insan ve çocuk kaçırıldığı ülke ama eğer turistseniz ve üzerinizde kıymetli bir şey taşıyarak “Favela” denilen fakir halkın yaşadığı mahallelerde dolaşmıyorsanız hiç bir problem yok. Çünkü ailenizden fidye durumunda sizin için ne çıkacağı meçhul. Havadaki yerine daldaki kuşu tercih ediyorlar. Bildikleri zenginleri veya onların çocuklarını kaçırıyorlar. Uyuşturucu meselesine gelince; Öyle caddelerde sokaklarda uyuşturucu kullananları veya satanları göremiyorsunuz. Sadece, her şehirde polis gözetiminde, izinli hafif uyuşturucu kullanılan parklar var. Orada satış ve uyuşturucu kullanmak serbest. Aynen Avrupa’nın bazı şehirlerinde olduğu gibi. (İsviçre, Danimarka, Hollanda vs.) Burada konuştuğum bazı Kolombiyalıların fikri şu; “Uyuşturucuyu biz üretmezsek başkası üretecek, asıl sorumlu tüketendir, üreten değil.” Nasıl ama?..

#Kolombiya #Alaska #TierraDelFuego #MachuPicchu #ChichenItza #UNESCO

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir