İmamoğlu: “İBB Başkanıyım ama İstanbul turizmini birlikte yönetecek kadar da akıllıyım”

Haber: Hatice Ünal Bilen Fotoğraflar: Göçhan Yıldırım

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim vaatleri arasında bulunan İstanbul Turizm Platformu sözünü tuttu. 18 Kasım Pazartesi günü İstanbul Kongre Merkezi’nde sektörün yoğun katılımıyla gerçekleşen tanıtım toplantısında turizmcilerle bir araya gelen İmamoğlu, önce sektör temsilcilerini dinledi, arkasından İstanbul turizmine dair kısa ve uzun vadeli projeleri anlattı.

İBB Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu konuşmasında şu konulara değindi:

“Master plan yapma konusunda bayağı yetenekliyim”

“İstanbul Turizm Platformu Tanıtım Toplantısına hoş geldiniz. Öncelikle çok özel bir an. Çünkü önemli bir işe imza atıyoruz. Turizm Platformu, bizim demokratik katılım konusunda, herkesin kendini içinde hissedeceği katılımlardan birisi olacaktır. Bu ilkini temsil ediyor. Göreceksiniz, yarınlarda, çok daha farklı konularda platformlar oluşturacağız. Bunlar bazen ticari, bazen toplumsal amaçlı hedeflere dönük olacak. Çünkü biz en başta şunu söylemiştik, ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyım. Ama bu kenti sizinle bir arada ve birlikte yönetecek kadar da akıllıyım. Tek başına yönetmek akıl işi değil biliyorsunuz. İstanbul turizmini birlikte yöneteceğiz. Kendimi bu kentin moderatörü olarak tanımlıyorum. Dolayısıyla bu platformun oluşumunu çok önemsiyorum. Günün imzası bu. Çünkü hayatımın en önemli imzasını da bugün attım. Bundan 18 Kasımda evlenmiştim. Çeyrek yüzyıla doğru gidiyor. Ben bir araya getirmeyi de severim. Çünkü bugün ayrıca eşimin doğumgünü. Benden herhalde bu kadarını beklemiyordunuz. Ama bir de oğlumun doğumgünü. Master plan yapma konusunda bayağı yetenekleyim. 

“İstanbul’un Turizm Master Planı’nı hazırlıyoruz”

Bir şehrin yüzünün gülmesi lazım. Bir toplumun mutlu ve huzurlu olması lazım. Bu enerji insanları kendisine çekebilir. Yüzü asık bir esnaftan kimse alışveriş yapmayı sevmez. Biz daha çok yüzü gülen, dünyaya pozitif enerji veren bir kent olmaya kararlıyız. Turizm en büyük lokomotif olacak. Turizm Master Planı’nı hazırlamak şart. Bu, tek başına teknik bir tanım değil, uygulamaya geçildiğinde aslında çok stratejik, başarısı yüksek muazzam bir planlamadan bahsediyoruz. Tabii bu tür planlamalar katılımcılıkla, deneyimler le mükemmel olabilir. Dolayısıyla bu  platformun temel yürüyüşü, bu katılımcılığı en üst düzeyde tutacak ve sizlerin içinde olduğu bir sistemle süreci tamamlayacağız.

Turizm açıkçası, krizlere rağmen, varlığını sürdürüyor. Bacasız sanayidir. Sunduğu ürünleriyle, enerjisiyle, yemekleriyle, sanatıyla, kültürüyle, tümüyle katma değeri bu ülkeye aittir. Ara ürün yoktur. Bu noktada herkesin kendisine dikkat etmesi gereken de bir sektördür. Aklınıza gelen herkesin, her kurumun kendisine dikkat etmesi gerekiyor. Bir çalışandan en üst düzeye kadar, bu sektörün yaptığı her işi bir ülke adına ne kadar önemli olduğunu bilerek hareket etmesi gerekiyor. Tabiri caizse, her birisi bir temsilci. Bu bakımdan kampanyamız boyunca, her sektörün dertlerine kulak veren bir yönetim olacağız dedim. Sistem koordine edeceğiz demiştik ve bunu ortak akılla yapacağımızı söylemiştik. Bu konuda İBB en üst seviyede moderatörlük görevini yerine getirecek. İBB’de etkili kurumları kuracağımızı taahhüt etmiştik. Bunlardan birisi olan İstanbul Yatırım Ajansı’nı çok önemsiyoruz. Dünyada bunun örnekleri de var. En son dünyanın en başarılısı olan Londra’yı ziyaretinde Londan Parkers diye bir kurumları var, üst düzeyde başarılar elde etmişler. Bir deneyim paylaşımı yaptık. Kendileriyle bu ayın içerisinde İstanbul’da bir çalışma yapacağız. Ardından da turizm çalıştayının da bir parçası olmalarını istedim ve katılacaklarını dile getirdiler.

“Aralıkta turizm çalıştayı yapacağız”

Aralık ayının ortasında bir turizm çalıştayı yapılması ve 2020’ye gerçekten orada bazı kararların alınmış hale girmemiz gerektiğinin de altını çizdik. Bu konudaki hazırlığı da hepinizden talep ediyoruz. Turizm sektörüne yönelik vizyonumuzu, çok daha üst seviyeye taşımak adına yönetimimiz bu parametreleri harekete geçirmeden olmayacağının farkındayız. Bugün Türkiye’ye gelen her 3 yabancı ziyaretçiden birisi İstanbul’a geliyor. Dönemsel bir sorun yaşadığımız ortada. 2013 sonrası yaşadığımız bazen siyasi bazen farklı sorunlarla ne yazık ki bir düşüşe geçtik. Ama bugün gelinen noktada harekete geçme dönemindeyiz. Birçok şehir, kendi nüfusunun 2 katı turist çekerken, gelirleri bizim 2-3 katımız iken, bugün bizim durduğumuz ortamda veriler bizi mutsuz ediyor. Halbuki dünyadaki bütün otoritelere baktığımızda İstanbul gerçekten öncü kent olmayı hak ediyor. İstanbul için ilk 5 hedefi diyorlar. İstanbul için ilk 5 makul bir hedeftir. Ama birinci olmayı hedeflemeliyiz. Özellikle Türkiye’nin dünyadaki değerini de anlamak için haritaya bakmak yeterlidir ya, dünya haritasına baktığınızda bunu görürsünüz. Dolayısıyla bu renk ve çeşitliliğe sahip bu kentin ilk 5’te olması doğru bir hedeftir. Ama gerçekten birincilik hedeflenmelidir.

“2050 vizyonunu birlikte belirleyeceğiz”

2050 vizyonunu çalışıyoruz. İstanbul Turizm Platformu, İstanbul vizyonunun bir parçasıdır, bu vizyonu hep beraber belirleyeceğiz. Ama biz bu şehrin 2050’ye vardığında dünya çapında hedefler koyması lazım. Şehrimizin denizi, kültürü, tarihi, gastronomisi ile yapacağız bunu. İstanbul aynı zamanda Bursa, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne gibi yakın coğrafyanın da lokomotifi olma sorumluluğu da vardır. Bunu başardığımız takdirde hem Türkiye hem de İstanbul turizminin nerelere taşıyacağımızı hepimiz görüyoruz. Değerli dostlar, hak ettiğimiz yere ulaşmak için, elbette ki planlayacağız, sürece stratejik bakacağız. Global rekabeti doğru anlayıp, el birliğiyle karar alacağız. Hamasi kararı bu sürecin içine dahil etmeyeceğim Sektörün içindeki herkesin sesine kulak vereceğiz. Bu ortak akılla da uzun süreli kararlar alacağız. Yap-boza asla izin vermeyeceğiz. Kişiye göre karar almayacağız. Siyasi görüşe göre karar vermeyeceğiz. Bu şehre ihanet edilmesine asla fırsat vermeyeceğiz. Özellikle, omuz omuza verip, bu şehrin turizmi örnekleri ile hep birlikte kazanacağız.

“Marka festivallerle İstanbul’un yaratıcı potansiyelini ortaya çıkaracağız”

İstanbul’da muazzam fırsatlar var. Haliç ayrı bir kıymettir. Haliç’e gözümüz gibi bakmalıyız. Onun için ben 130 bin metrekarelik alanda bir gereksiz biyolojik arıtma tesisine karşı çıktım.  Bir arıtma tesisini bu şehirde harekete geçirmek önemli ama orası değil! İşte bunlar bir heyetin anlık bir kararıyla olacak şeyler değil. Şehrin bir master planı vardır. Örneğin bu arıtma tesisi İstanbul’un belediyesinin Master planında yok. Ben de aradım bulamadım. Onun için bazı şeylerin olmaması gerekiyor. Bu bakımdan, her yer bir fırsat… Adalar bile turizm için yeterli olur, kendini anlatmak için yeterli olur. Biz Adalar için bir master plan başlattık. Adalar’a bir hedef koyacağız. Turizm, kültür, sanat hedefi koyacağız. Adalar’a kimlik kazandırmak istiyoruz. Tabii akşamdan sabaha değil, sizlerin katılımlarıyla. Marka festivallerle İstanbul’un yaratıcı potansiyelini de ortaya çıkaracağız. İstanbul neden bir Broadway olmasın? Özellikle kültür sanattaki süreçlerde İstanbul’un yaratıcı potansiyelini açığa çıkaracağız. İstanbul’da bu yönüyle aslında demokrasi ve özgürlük modelini en üst seviyeye getirip dünyaya da anlatacağız. Göreceksiniz hep birlikte başardığımızda o anlattığım birinci turizm kenti İstanbul’un hedefini 2050’ye hep beraber hazırlayacağımızdan bir şüphe duymuyorum. Kişi başı gelir açısından da en az 2 katına hızlıca ulaşması gerektiğini ama çok yakın planda hızlıca yüzde 25 seviyelerinde artışı yakalamamız gerektiğini düşünüyorum. 

“Turizmin kadın istihdamına çok yoğun katkı yapacağını şimdiden görüyorum”

Bu sektörün başka bir tarafı var. Benden önceki konuşmacılar da neredeyse yüzde 50 dengesini sağlayan kadın yöneticilerimizin kimliği de aslında kadın istihdamında da çok ön planda olabilecek bir sektörden bahsediyoruz. İstanbul’da işsizlik sorunu en üst seviyede. Zaten İstanbul’da bir şeyler ters gidiyorsa Türkiye’de ters gider. Onun için yaptığımız her bir çaba aslında milli meseleye katkıdır. Biz burada turizmi canlandırıyorsak buluyoruz ki Türkiye turizmine de katkılar sağlayacak. O bakımdan turizmdeki bu katkı hızlıca istihdama pozitif şekilde yansıyacağı konusunda hiçbir tereddütümüz yok. Bu bakımdan turizm sektörünün kadın istihdamına çok yoğun katkı yapacağını şimdiden görüyorum. Kadınlarımız sorun da yaşamayacak. Çünkü onlar için başka bir kampanya başlattık. 150 kreşi bir yıl içinde bu şehire hediye edeceğiz. Sadece 150 kreşle bile, 15 bin anneye özgürlük tanıtacağız ve iş bulmasına olanak sağlayacağız. 

“İstanbul İstatistik Ofisi ve İstanbul Gönüllüleri Platformu’nu kuracağız”

İstanbul İstatistik Ofisini de Aralık ayında tanıtacağım. İstanbul Gönüllüleri Platformu’nu kuracağız. Bu şehrin, turizmde, sanatta ve daha pek çok alanda gönüllüleri olacaktır.  Bu yakın coğrafyanın merkezi olacağız, birlikte başaracağız. Biz bütün bunları harekete geçirdiğimizde, turizmde gelecek nokta başarılı olacaktır. Bu konuda, İstanbul Turizm Platformu’ndan talimat almaya hazır bir belediyeyiz. Elbette ki TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya bize mesajı verdi, haklı buluyoruz. İBB olarak bu konuda samimi çalışıyoruz, uzağında değiliz. İstanbul, iş potansiyelini üç katına çıkaracak bir kenttir. İstanbul 2050’de yeşil bir şehir olacaktır. Bunu omuz omuza vererek sağlayacağız”. 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir