İnoksan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık: “Hedef dünya pazarı”

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

Üretiminin yüzde 35’ini yurt dışına ihraç eden İnoksan A.Ş., 2023 hedefine yüzde 50’lik pazar payını koydu. Öncelikli planlarının Türkiye’nin belli bölgelerinde güçlenmek olduğunu anlatan Vehbi Varlık, “Türkiye’deki bilinirliğimizi arttırırken dünya pazarlarında da söz sahibi olmak istiyoruz” vurgusunu yaptı.

 2015 yılını sektörün üzerinde bir büyüme sergileyerek yüzde 15 büyüme ile kapatan İnoksan A.Ş., yurt içinden sonra gözünü dünya pazarlarına dikti. Yıl içinde ABD’de açtığı bayilikleri kadar düşündüğü Japon firma ile ortaklık görüşmeleri ile büyük ses getiren lider endüstriyel mutfak firması, 2023 yılında ihracat rakamlarını yüzde 50’ye çıkarmak istiyor.

Endüstriyel mutfak sektörünün Türkiye’deki güçlü temsilcilerinden İnoksan A.Ş.’nin büyüme stratejisini, 2016 yılı yatırım planlarını ve sektöre ilişkin değerlendirmelerini İnoksan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık ile konuştuk.

3

 Vehbi Bey, 2015 turizm sezonu kapanırken, İnoksan A.Ş.’de nasıl bir telaş var? Yılı nasıl bir bilançoyla kapatıyorsunuz, 2016 yılı için hazırlıklar ve tahminler ne durumda, bahseder misiniz?

İnoksan A.Ş. olarak 2015’i çok başarılı ve karlı bir şekilde geçirdik. Bu sürede ekibimizi güçlendirdik, yeni arkadaşlarımızı kattık; uyumlu bir ekip çalışması, stratejik değişiklikler ile yola devam ettik. Gelen yoğun taleplere yetişmeye çalıştık ve yetiştik. İlave yatırımları devreye soktuk; yeni bir üretim işletmesi ve makinelere ciddi yatırımlar yaptık. Çünkü içinde bulunduğumuz şartlar bizi kapasite artırımına zorladı.

Neticede yılı hedeflerimizin üzerinde kapattık. Sektöre baktığınızda büyüme oranları yaklaşık yüzde 10’lar seviyesinde. Bizim büyümemiz ise yaklaşık yüzde 15 olarak gerçekleşti. Büyüme ile ilgili bir istikrar yakaladık.

Biraz önce değişen stratejik yaklaşımlarınızdan ve istihdam atılımlarınızdan bahsettiniz. Hedefleri aşan büyümede bunların etkisi ne derece oldu, biraz daha detaylandırarak anlatabilir misiniz?

Elbette. Biz İnoksan A.Ş. olarak 2012 yılında kendi içimizde yeniden yapılanmaya gittik. Bildiğiniz gibi o tarihlerde yaşanan kriz ve sonrasında sektörlerin toparlanma çabaları hepimizi bir şekilde etkiledi. Bu doğrultuda yeni kadrolarımızı devreye soktuk, satış örgütlerimizin stratejilerini tamamen değiştirdik. Bunlar içinde en önemlisi satış denetimleriydi ki, o konuda ciddi bir kimlik değişimi yaşadık. Geçmişte denetimleri istediğimiz gibi yapamıyorduk. Cirolarımız çok iyiydi, ama karlılıklarımız istediğimiz seviyede değildi.. Şimdilerde yeni satış ve denetim politikalarımızla artık kar eden ve büyüyen bir işletmeyiz.

Ama şunun da farkındayız, iş verimliliğinde karlılık ne kadar önemliyse iç huzur da o kadar önemli. Bunu da geçen süreçte layıkıyla başardığımızı düşünüyorum.

İnoksan ne kadar süredir bu tempoyla büyüyor ve gelişiyor?

2013 ile beraber boyut atladık. Düzenli, kontrollü, bütçelere uygun bir şekilde adeta kurulu bir saat gibi çalışıyoruz. Gerçekten iyi gidiyoruz. Mutlu, başarılı, geleceğe güvenle bakıyoruz. Kadromuzu her geçen gün daha da güçlendiriyoruz. Ar-Ge’ye, teknolojiye, insana yatırım yapıyoruz. Büyümenin ve gelişmenin tadını aldık, artık ne yapmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz.

Yıl sizin için başarılı geçti, ama sektörün birçok bileşeni krizi kolaylıkla atlatamadı. Sektör açısından gördüğünüz en temel sıkıntılar nelerdi, kısa bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Evet, çok kötü bir yıla rağmen bunu başardık. Bunca hengameye rağmen konum olarak başarılı bir noktaya geldik. Kapasite olarak yüzde 15 büyüdük ve ne mutlu ki, yeni yıla gerçekten ciddi miktarda iş aktarmayı da başardık. Mutlu ve gururluyuz, 2016’ya İnoksan Ailesi olarak emniyetle, elimizdeki işlerle giriyoruz. Bu bizim için çok büyük bir avantaj. Yılın en azından ilk altı ayını bu şekilde götürürüz diyoruz.

Sektörümüze gelecek olursam, umuyorum meslektaşlarımın da işleri iyidir. Genelde yiyecek içecek sektöründe işler yolunda. Turizmde de en azından iyi işletmeler yoluna devam ediyor. 2015’te yiyecek içecek ve oteller en çok fiyat arttıran sektörler olmuşlar. Demek iş var ki yüzde 13.2 fiyatlarını arttırabilmişler. Diğer sektörler fiyatlarını çekerken, onlar yükseltmişler. Dolayısıyla bizim sektörümüz de o açıdan biraz yoğunluk yaşamış.

Turizmin, yiyecek içeceğin bütün illere giderek yayılması bizim için önemli bir etken tabii. Eskiden Anadolu şehrinde çok özel bir marka bulamazdınız. Şimdi her yerde var. Yenilemeler hızla yapılıyor, girişimcilere büyük bir cesaret geldi. Herkes bir işletme açıyor. Bu da bizim sektörümüze oldukça pozitif yansıyor.

2

Herkes bir işletme açarken, İnoksan bu yeni yatırımlara ne gözle bakıyor? Türkiye’de artan markalaşma çabalarını sektör açısından yorumlar mısınız?  

Bursa gibi birçok ilimizde bu fotoğraf var. Özellikle de Anadolu’da artık sıkça örneklerine rastlar olduk. İşadamları prestijli ve yeni iş kategorisine geçiyor. Otel ve restoran ağırlıklı gidiyor. Çoğunlukla otel kurmaya başladılar, marka otelleriyle sınıf atlanıyor.

Bursa’daki otel sahiplerinin de çoğu sanayici arkadaşlarımız. Demem o ki Türkiye’de artık sınıf değiştirme yaklaşımı da değişti. Gençler özellikle prestijli işlere; Big Chefs, Cookshop v.b. gibi marka restoranlara yöneliyorlar. Franchise sistemi işleri biraz daha kolaylaştırdı. Türkiye marka yayılmasını sevdi, sektör de sevdi.

İnoksan da sevdi tabii…

Elbette İnoksan’da sevdi. Her yerde işimiz var. Biz de tabii bu gelişmelerle çıtamızı her geçen gün arttırıyoruz. Eskiden mutfağı kimse görmezdi. Cihazların yetersiz olması kimsenin umurunda bile olmazdı. Şimdi her şey modern, üstelik şeffaf ve açık… Nesil değişti, aşçılar artık daha eğitimliler. Mutfaklarına son derece hakimler, adeta evleri gibi oldu. Aşçıların standartları ve vizyonları yüksek; teknolojik ve hijyenik ortamları talep ediyorlar.

Yıl ve sektör değerlendirmesinden sonra biraz da yatırım planlarınızdan konuşmak isterim. İnoksan, yurt içinde büyürken yurt dışı yatırımları ve ortaklıklarıyla da ses getiren bir firma. Amerika ve Japonya tarafında neler oluyor, yeni yılda sürpriz yatırımlar ve işbirlikleri olacak mı?

Türkiye’de artık belli bir yere geldikten sonra hedefi büyütüyorsunuz. Biz bu ülkede ihracata öncülük eden ilk firmayız. Özendik, heveslendik, ürünlerimizi yaptık ve görücüye çıkardık. Yıllarca da diğer sektörlerle birlikte büyüttük. Her yere ürünler dağıtıyoruz.

Amerika’da temsilcilik açtık, devam ediyor. Sektörde yeni ve farklı bir atılımdı. Çünkü bizim dışımızda okyanusun ötesine başka geçen olmamıştı. Bildiğiniz üzere bölgenin yüksek standartları var. Daha doğrusu gümrük duvarı tarzında belge duvarları var. Bizim sektörümüz girmesin diye bin tane engel koymuşlar. Onu aşmak deveye hendek atlatmaktan beter. Halen de uğraşıyoruz. İnşallah her ürün bittiğinde yenisini ekleyeceğiz.

Japonya’daki ortaklık konusuydu. Biz onlarla 2013’te ön prensipte anlaştık. İki yıllık bir sürecin sonucunda masaya oturacağımıza karar verdik. Bu yılın sonunda masaya oturacağız. O prensipteki anlaşmayı bugüne göre revize edeceğiz. Aradan zaman geçti. Her şey yolunda giderse anlaşmış olacağız. Japonlarla dünya pazarına ulaşmayı hedefliyoruz. Çünkü bu işi kendi kendimize yaparsak biliyoruz ki yol çok uzun sürecek. Yanımızda güçlü bir partner olursa yolumuz daha da kısalacak.

Şu ana kadar çok yol aldık. Dolayısıyla pazarlık masasında şartlar olursa devam, olmazsa bu gazla, bu heyecanla, bu özgüvenle ve yeni yabancı ortaklarla yolumuza devam edeceğiz. O hedefimizde kararlıyız. Türkiye’nin geleceği için nasıl ki AB’ye girmek önemliyse bizim için de bir yabancı ortakla hareket etmek önemli. Bize disiplin lazım. İyi bir disiplin ve etkili bir güçle dünya pazarlarında olmak için var gücümüzle yol alıyoruz. Hedeflerimiz büyük, yolumuz uzun…

4

Firmanızın ihracat rakamları ve 2023 hedefleri hakkında da bilgiler verebilir misiniz?

Üretimimizin yaklaşık olarak yüzde 35’ini ihraç ediyoruz. 2023’te hedefimiz yüzde 50-50 olması. Dünyadaki tanırlığımızı daha arttırmak istiyoruz. Dünyanın beş kıtasında bilinen bir markayız, ama bunu pekiştirmek istiyoruz.

İnoksan’ın büyüme stratejisinde her yerde olmak yerine bazı bölgelerde etkin olmak istiyoruz. Ağırlığımızı seçtiğimiz hedef ülkelerde hissettirmek istiyoruz. İnoksan burada nasıl bir markaysa Azerbaycan’da da aynı etkiyi ortaya koyalım istiyoruz. Bu hedef doğrultusunda kendimize birkaç ülke seçtik. Türki Cumhuriyetler ağırlıklı ülkelerde güçlü bir marka olarak varlık göstermeyi arzu ediyoruz: Yine Arap ülkelerini hedefimize koyduk. Beş yıllık planlamalarımız şu an bu söylediklerimden ibaret. Stratejimizde doğru ve etkin partnerler bulmak var. O partnerlerle o ülkede pazarını açıyoruz.

Öncelikli hedefimiz, tabii Türkiye’nin belli yerlerinde güçlenmek, İnoksan markasını patlatmak. Sonrasında diğer ülkelere de ağırlık vereceğiz. Ağırlığımızı belirli ülkelere vermeyi daha doğru ve stratejik buluyoruz.

“SEKTÖRÜN İSTİKBALİ AÇIK”

Bu anlamda Afrika pazarından oldukça memnunuz. Zaten bir biz, bir de Türkiye’den başka bir- iki firma olur. Ekip ve kapasite olarak lokomotif bir firmayız. Türkiye’nin endüstriyel mutfak alanında her anlamda sektörün bayraktarlığını yapıyoruz.

Az önce de söyledim, üçüncü nesil neredeyse işin başına gelmiş; genç, dinamik ve eğitimliler. Türkiye’nin yeni güçleri oluşmaya başladı. Deneyim, gençlik ve büyük hedefler boy ölçüşüyor. Eski neslin hedefleri daha sınırlıdır. Dolayısıyla Türkiye’nin sektördeki istikbali açık, ben buna yürekten inanıyorum.

“DEVLET POLİTİKALARINI İYİLEŞTİRİRSE SEKTÖRÜN ÇABASI BOŞA ÇIKMAYACAK”

Devletin politikalarında da inşallah iyileşmeler olursa sektörün çabası, iyi niyetleri de umuyorum ki boşa çıkmayacak. Malum komşu ülkelerle problemlerimiz var. Ticaret her anlamda etkileniyor. Turizm de etkileniyor, alışverişlerimiz de etkileniyor. Bütün beklentimiz devletin dış siyasetinde daha yapıcı, daha ekonomiyi zedelemeyen, daha barışçıl bir politika izlemesi. Bu anlamda onların da doğru projeler ve stratejiler üreteceklerini düşünüyorum.

Son olarak Türkiye’yi gelecek 10 yılda dünya arenasında nerede görüyorsunuz?

Türk mutfak sektörü, sektöre sonradan girmiş, 100 küsür yıldır bu işi yapan marka ve ülkelerden sonra çok kısa bir sürede bu noktaya gelmek gerçekten çok büyük gurur verici. Kala kala İtalya kaldı. Ama biz artık dünya kalitesine ulaşmış firmalarla çoğaldık ve dünyanın her yerine ihracat yapan meslektaşlarımız var. Dolayısıyla onları ürküten, dünya pazarlarında artık yerlerini almış 100 küsür ülkede Türk malı satılan bir sektörden bahsediyoruz. Bu bize tabii önemli ölçüde özgüven aşıladı, gücümüzü arttırdı, cesaret verdi. Eminim biz bu hızla daha süratli yol alacağız. Dünyanın diğer ülkelerinde de her yerde Türk markalarını göreceğiz.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir