Küçük devlerin uyanma vakti geldi!

Turizm devler arenasında biraz olsun da görünmeyenleri dürtsek desem bundan ne anlarsınız? “Mehmet Ali Bey bi yardım” demeyecek kadar sektörün olan bitenine hakim herkes, amenna! Ama sanki bir ‘üç maymun’dur gidiyor. Varlığı hiçe sayılan küçük işletmeler, yönetimsel ve yapısal hatalar bir sarmala dolanmış efendim; ne ileri gidiyor ne geri geliyor! Aklımdan geçenler bunlar. Biraz da rakamlarla konuşayım. Hadi önce mevzuya biraz bilimsel çalışma katalım. Örnek; 2019 yılı istatistikleri bakalım neler diyormuş?

Mahalli İdarelerin onayladığı işletmelerde 2018 yılı kabaca: 17.135.761 Yabancı 29.135.694 Yerli turist konaklama gece sayısı ile toplam 46.271.455 konaklama gerçekleştirilmiştir. Doluluk oranı da %38,92 toplam, oteller %41,89 moteller %24,69 pansiyonlar %29,52 ve diğer kategoriler de kalanı. Turizm Bakanlığı İşletme Belgeli tesislerde durum ise; 2018 yılı için 95.109.378 yabancı 49.305.889 yerli olmak üzere toplam: 144.415.267 konaklama gece sayısı yakalanmıştır ki bu da %56,43 doluluk oranı sağlar. Oteller %56,77 bunların 5 yıldızlı olanları %60,83 Moteller %8,05 Pansiyonlar %31,79 doluluk oranı ile çalışmışlar.

Şimdi takkeyi önümüze koyup, rakamları anlamlandırmaya çalışırsak görünen odur ki uyuyan bir devimiz var… Bu arkadaşı dürtmenin yollarını bulmamız lazım…

Kabaca benim algıda seçtiklerim şudur: Bakanlık himayesinde daha çok iş yapıyorsun.  Pansiyolar ve moteller ağlamakta. Mahalli idarelerin verdiği işletme belgesinde mi sıkıntı var yoksa kalitesi veyahut da bu arkadaşların pazarlamasında mı bir sıkıntı var? Şu an yaklaşık 10.200 adet seyahat acentamız var. Bunlar her geçen gün de artıyor. Şimdi işin en komik yerine geliyoruz. Hepimizin bildiği gibi Türkiye’de özellikle Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde kafamızı her kaldırdığımız yerde pansiyon tabelası görürüz. Yolda kime sorsan sana bir pansiyon tarif eder veya zaten onun amcası veya halası pansiyon da işletiyordur. Şimdi geçtim 3 yıldızlı veya yıldızsız otel ve motelleri, pansiyon olarak 2017 rakamları ile Turizm Yatırım Belgeli İşletme Sayısı 1 (şaşıranlara yazıyla da yazayım bir) Turizm İşletme Belgeli olanların sayısı ise 97, şaka gibi değil mi? İngiltere’ye gidenlerimiz veya İspanya’da gezenlerimiz bilir. Her yer pansiyondur. Ee bizde de öyle… Ama İngiltere bu “bed and breakfast” tipi pansiyon işletmeciliğinden dünyaları kazanır. Çünkü İngiltere’de oteller çok pahalıdır. Aaa sanki bizde de çok ucuz…

Şimdi konuyu şöyle toparlayalım. Benim anladığım biz Turizm Bakanlığı olarak harika bir hamle yaptık ve işin başına sektörden gelme ve problemleri yaşayarak bilen birini getirdik. Bunu meslek odaları ve birliklerde de uygulamamız gerekiyor. Bazı işler bürokratların ticari anlayışlarının maalesef uzağında kalıyor. Turizm de bunlardan biri… Neyse ki bu sektör çok fazla dışarıdan insan barındırmıyor. Ancak sektörde çözüm arayışları ve seçimlerin olduğu bir süreç yaşıyoruz. Bu süreçte yukarıdaki rakamların da gösterdiği üzere orta ve küçük işletmeciyle, acentaların ve pazarlama argümanlarının daha çok buluşması ve bu buluşmaların da Turizm Bakanlığı tarafından desteklenmesi şart gibi görünüyor.

Örnek olarak konuşmak gerekirse, Aralık ayında yapılacak TÜRSAB seçimlerinde çok değerli bir insan olmasının yanında başarılı işleriyle de adından söz ettiren Başkan Sayın Firuz Bağlıkaya ile “Yükselen TÜRSAB Hareketi” çıkışıyla adından söz ettiren ve KOBİ Modeli ile tabana seslenen Sayın Cüneyt Tansu Demir arasındaki rekabeti ilgiyle izleyeceğiz. Cüneyt Bey’in de, benim gördüğüm bu boşluğu gördüğünü ve ona göre seçim için pozisyon aldığını anlamak zor değil. Bugüne kadar ülkemizde her zaman büyük ve ihtişamlı olanın göz önüne çıktığı ve alkışlandığı bildiğimiz bir gerçektir. Ancak küçüklerin bir araya gelmesinin de büyükler kadar hatta daha fazla etkisi olacağını rakamlar ifade ediyor zaten.

Benim rakamlardan anladığım şudur ki, eğer başarılı bir küçük işletme (acenta veya konaklama tesisi fark etmez) politikası uygulanırsa atıl duran %50 kapasitemizi de canlandırmanın yolları açılır. Mevsimlik işletmelerin de önünün açılması ve mutlaka doluluk oranlarını sezon dışına da yaymanın yolunu bulması gerekir. Ancak bu konuda küçük işletmelerin kendi başlarına çözüm bulması imkansız gibi görünüyor.

Bu yazıyı düşünürken birkaç acentayı arayıp “Bana pansiyon veya motel bulabilir misiniz?” diye sordum ve çok azının portföyünde bunun olduğunu gördüm. Ayrıca birkaç apart motel ve pansiyon ile de sorunları üzerine konuştum. Bir iki web portalından destek alanlar nispeten memnun olduklarını, en azından portal üzerinden rezervasyon alabildiklerini ama onun dışındakiler kapının önünden geçen müşteriye mecbur kaldıkları için sıkıntı çektiklerini doğruladılar. Demek ki pazarlama sorunumuz var. Büyükler ekonomik güçleri ve ihtişamları ile bir şekilde satış ve pazarlama yapmaktalar. Bakanlık zaten büyük tesislerin hamisi durumunda… Fuarlar, teşvikler vs. hep büyüklerin hizmetinde… Ancak unutmayalım ki, arkamızda inanılmaz büyüklükte bir küçük işletme devi var. Bu dev uyuyor ve bu devi dürtecek bir atılıma ihtiyacımız var. Toprağını sıksan altın çıkan memleketimizde, her köşesi turizm için bin türlü potansiyeli olan yurdumuzda küçük devlerin uyanma vakti geldi… O küçük devler uyanırsa çok büyük bir ekonomik güç olarak karşımıza çıkacaktır.

Bu esnada sektördeki gelişmeler de anlayış olarak gittiğimiz yönü belirleyecektir. Ancak seçimi kim kazanırsa kazansın, genel politikamız ne olursa olsun bizim acilen KOBİ ve küçük işletme kalkınma ve pazarlama planına geçmemiz gerekiyor. Bu ne 5 yıldızlı oteller için bir tehdittir ne de bu iki yapı arasında müşteri profili açısından benzerlik vardır. Hatta bu şekilde yerel esnaf ve sanatkarların da desteklenmiş olacağı sokak ekonomisinin de kalkınacağı aşikardır. Her şey dahil olarak gelip bütün gün havuz kenarında yatan turistlerin bu profille alakası yoktur. O yüzden bu tip işletmelerin acentalar tarafından desteklenmesi ve Bakanlık tarafından himaye edilmesi bize çok daha geniş bir yelpazede misafir ağırlama şansı verecektir. Bu süreçlerde geleceğimiz ve gelişeceğimiz yönleri göreceğiz. Her zaman sektörün kazanması için çalışan tüm resmi ve özel sektör çalışanlarına saygı ve hürmetler sunarak güzel bir Eylül diliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir