Milli Mutfak Hareketi başladı!

TAŞPAKON ve Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu işbirliği ile oluşturulan ve 8 ana kararı kapsayan Milli Mutfak Hareketi, Discover Events ve TAŞPAKON işbirliği ile ilki gerçekleştirilen Dünya Helal Zirvesi 1. İslam Ülkeleri Aşçılar Kupası Ödül Töreni programında imza altına alınarak başlatıldı.

Türk mutfağının ve yöresel ürünlerinin savunulması, işletmeler, toplu tüketim ve halk nezdinde yerli tüketimin artırılması, Türk yemeklerinin Türkçe yazılması ve Türkçe okunması, kaybolmaya yüz tutmuş Türk aile sofra kültürünün yaşatılması adına ülke genelinde kampanya ve algı temelli tedbirler içinde olunması gibi önemli maddeleri kapsayan Milli Mutfak Hareketi başladı. Discover Events’in Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Ete, “Milli Mutfak Hareketi’nde yer alan önemli kararların ve misyonun hayırlara vesile olmasını temenni ederim” diyerek heyecan verici bir başlangıca ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını dile getirdi.

Milli Mutfak Hareketi Kararları

Milli değerlerin koruması, eğitim ve sosyal sorumluluk konularındaki projeleri ile dikkat çeken Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu (TAŞPAKON) ile lokantacılık ve pastacılık sektörünün gelişmesi, kanunlar karşısında korunması, sosyal ve ekonomik sorunların ilgili çözümlerine kavuşması için çalışan Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu tarafından hazırlanarak imzalanan protokol şu maddeleri içeriyor:

  1. Türk mutfağının ve yöresel ürünlerimizin savunulması, işletmeler, toplu tüketim ve halk nezdinde ülkemizde tüketimin artırılması, bunları teşvik amaçlı kurumsal, kılgısal ve bilimsel çalışmaların yapılması.
  2. Türk mutfağının ve yöresel ürünlerimizin küresel çapta hak ettiği tanınırlık seviyesine ulaşması ve tercih edilmesi hususunda devlet destekli uzun vade tasarı esaslı çalışmalar içinde olunması.
  3. Türkiye’de işleyimsel mutfaklarda kullanılan her türlü demirbaş donanım, araç-gereç, sunum donanımları, cam, porselen ve çelik olmak üzere Türk Malı kullanımının teşvik edilmesi.
  4. Türk yemeklerinin Türkçe yazılması ve Türkçe okunması.
  5. İşletme mutfaklarında kullanılan meslek unvanlarının Türkçe hale getirilmesi ve bu şekilde kullanımın özendirilerek yapının yabancı kelimelerden arındırılması.
  6. Mesleki eğitimde Türk mutfağının ve yöreselliğinin daha fazla işlenmesi, bu doğrultuda müfredatın doğruluğunun ve yeterliliğin sağlanması.
  7. İl merkezleri, ilçeler ve köyler düzeyinde mülki amirlikler, yerel yönetimler ve ilgili STK’lar ile iş birliğine gidilerek, halkın menşei Türkiye gıda ürünleri, yöresel ürünler, sağlıklı beslenme ve ayak üstü yeme alışkanlığının yararsızlığı ile ilgili konularda eğitilmesi.
  8. Kaybolmaya yüz tutmuş Türk aile sofra kültürünün yaşatılması adına ülke genelinde kampanya ve algı temelli tedbirler içinde olunması.

“Executive Chef değil, Aşçıbaşı!”

Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Genel Başkanı E. Aykut Yenice, “Executive Chef” gibi tanımlamaları eleştirerek “Milli Mutfak Hareketi’nin temel prensiplerinden bir tanesi, üzerinde yaşadığımız bu değerlerin en iyi şekilde muhafaza edilmesi. Düşünün ki, bugün Türk mutfağında, Türk lokantacılığında yemeği yapan, üreten insanın adı aşçı veya ustadır. Son dönemlerde sıklıkla gördüğümüz şekilde birtakım cicili bicili üniformaların üzerine ‘Executive Chef’ yazmak buna ihanettir diye düşünüyorum. Görüntüyle değil, icraatla bir şeyler yapmamız lazım. Türk Mutfağı, zenginliğin ve güzelliğin simgesidir. Sadeliğin ve üretimin simgesidir. Onun için bana göre Türk mutfağının doğrularıyla çok fazla oynamamak gerekir” açıklamasında bulundu.

Sağlıksız beslenme konusuna da dikkat çeken E. Aykut Yenice, “Lokantalarda dahil birçok yemeği doğru olarak sergileyemiyoruz. Bugün ‘Elbasan Tava’ bunun bir örneğidir, şu an birçok gencimiz bunu bilmiyordur. Gençlerimiz ucuz ve hızlı beslenmeye yöneliyorlar. Genç nüfusumuz obeziteyle karşı karşıya. Bunun sebebi sağlıksız beslenme. Biz Milli Mutfak Hareketi ile bunlarla mücadele etmeye çalışacağız” ifadesini kullandı.

Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu Genel Başkanı Gökhan Tufan ise, yemek isimlerindeki yanlış kullanımlara dikkat çekerek şu açıklamada bulundu: “Turkish pizza değil, lahmacun kelimesi kullanılmalı. Aksini yapanlar acaba kendi ülkesini, kendi dilini nasıl dejenere ettiğini düşünüyor mü? Mesela mantıya, Turkish Ravioli deniyor. Böyle dersek, nasıl tanıtacağız yemeğimizi? Aynı zamanda bizim gibi tecrübeli usta aşçıların kullandığı İngilizce unvanlar ile mücadele edeceğiz. Aşçıbaşı diyeceğiz. Usta, kalfa, çırak diyeceğiz. Pastacı, tatlıcı, lokmacı diyeceğiz. Milli Mutfak Hareketi ile amaç öze dönmek aslında. Bunu inşallah başaracağız. Yerli ve milli konusunda vilayetlere, gerekirse muhtarlıklarla, ilgili STK’lara ve ev hanımlarına kadar inmeyi düşünüyoruz. Bugün evlerimize kadar yabancı mutfaklar girdi. Mesela İtalyanların Pana Cotta’sını yapıyoruz evde. Biz ‘yapmayın’ demiyoruz, bizi yanlış anlayanlar var. Lakin yüzde 10 yabancı olsun ama yüzde 90 Türk Mutfağı olsun. Milli Mutfak Hareketi, uzun soluklu, devlet projesi mantığında bir çalışma. Konuyla ilgili bakanlıkların bu mühim hareketi himayeleri altına almalarını ve kurumsal olarak desteklemelerini bekliyoruz.”

“Unutulmaya yüz tutmuş yemeklerimizi doğru bir şekilde gençlerimize ve dünyaya tanıtmalıyız”

Milli Mutfak Hareketi kapsamında, unutulmaya yüz tutmuş yemeklerin daha iyi yaşatılabilmesi için de çalışmalar yapılacağını belirten Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Genel Başkanı E. Aykut Yenice, şu açıklamalarda bulundu: “2023 yılında 50 milyar dolar turizm geliri, 50 milyon turist bekleyen bir hedefimiz var ülke olarak. Bugün 50 milyon turisti bu ülkeye getirebilmek, 50 milyar dolar gelir sağlamak için üyelerimizin, işletmelerimizin çok ciddi anlamda revize edilerek yurt dışından gelen turistlere en iyi şekilde hizmet etmesini sağlamak zorundayız. Amerika’dan gelen bir insana burada cep telefonu satamazsınız, Fransa’dan gelen bir insana ayakkabı satamazsınız. İtalya’dan gelen insana kravat satamazsınız ama dünyanın her yerinden gelen insanlara Türk mutfağından lezzetleri tattırabilir, yedirebilir, içirebilirsiniz. Dünyadaki gastronomi merkezi haline gelmiş kentlerle rekabet edebilmek adına unutulmaya yüz tutmuş yemeklerimizin tekrardan aktivite edilmesi, doğru öğretilmesi, doğru yönlendirilmesi, doğru isimlendirilmesi lazım.”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir