Nedret Apaydın: “İstanbul’un geçici olarak hızı azaldı”

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

İstanbul’un yeni Kültür ve Turizm İl Müdürü Nedret Apaydın, ilk röportajını hotel restaurant & hi-tech için verdi. İstanbul turizminin geçici olarak hızını azalttığını kaydeden Apaydın, bazı yanlı platformların İstanbul turizmini kötü göstermek istediğini ifade ederek, “1 Kasım seçimlerinden sonra bu olumsuz hava ortadan kalkacak” dedi.

 Nisan 2015 itibari ile görevi Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili’den devralan İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Nedret Apaydın, tıpkı soyadı gibi aydınlık bir İstanbul için kolları sıvadı. Göreve gelir gelmez “Biz buradayız, beraber çalışalım” söylemleriyle sektör temsilcileriyle bir araya gelen Apaydın, “İstanbul’da aşılamayacak hiçbir olumsuzluk yok. Sektör ve kamu el ele başarıyı çok kısa sürede yakalayacağız” diyor.

İşte Nedret Apaydın ile yaptığımız o röportajımız…

8

 Nedret Bey, öncelikle sizi daha yakından tanımak istiyoruz. İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü görevinden önce neler yaptınız, mesleğe girişiniz ve meslek hayatınızdan biraz bahsedebilir misiniz?

1973 yılında İstanbul’da doğdum. Gazi Üniversitesi Kamu yönetimi bölümünü bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi’nde Yerel Yönetimler alanında Yüksek Lisans yaptım. Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Belediyelerde öğretmenlik, koordinatörlük, müdürlük, başkan yardımcılığı gibi çeşitli idarecilik görevlerinde bulundum. İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili’nin başka bir göreve atanmasından sonra Sayın Bakanımızın onayı ile 7 Nisan 2015 tarihi itibariyle İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü görevini yürütmekteyim.

 Yeni görevinizde nelere öncelik verdiniz, çalışmaya ilk nereden başladınız, anlatır mısınız?

Bildiğiniz gibi, Bakanlığımızın kültür ve turizm olmak üzere iki ayrı boyutu var. Her ne kadar bu iki alanın birbiriyle ilişkileri olsa da kimi açılardan birbirinden ayrı alanlar. Her ikisi için de süreç içinde yapılacak çok iş var, onu biliyoruz.

Fakat şunu söyleyeyim, takdir edersiniz ki ben göreve geldikten sonra Ramazan, bayram, tatiller, seçim ve yeniden seçim dönemleri yaşadık. Bunlar tabii Türkiye’yi etkileyen çok önemli süreçlerdi.

Tüm bunlara rağmen turizm sektörü durmuyor. Çok hızlı bir şekilde yoluna devam ediyor. Bizlerin, Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifadesiyle öncelikli üstünde durduğumuz, “Devlet, milletin hizmetinde” noktasıdır. Dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı İl Müdürlüğü de daima sektörün gelişmesi ve sorunların çözümü için işbirliği halinde olacaktır.

Ben göreve geldiğim vakit sektör birliklerinin neredeyse tamamı hem bireysel hem kurumsal olarak beni ziyarete geldiler. Ben de kendilerini sürekli ziyaret ediyorum. Onlarla işbirliği ve istişare halindeyim.

Bunun da en önemli sebebi, karşılaştığımız ve karşılaşabileceğimiz sorunları birlikte tespit edip, hızlı çözümler üretebilmek. Çünkü çözüm süreçleri ancak özel ve kamunun işbirlikleriyle oluyor.

5

Sektör işbirliği yapmak ve birlikte hareket etmek konusunda ne kadar hevesli? Bugüne kadar ki gözlem ve izlenimleriniz doğrultusunda aktarır mısınız?

Kesinlikle hevesliler. Uzananın elini elbette ki tutuyorlar, buna da ihtiyaçları var zaten. Ayrıca bu bizim Bakanlık olarak da görevimiz, onun için ücret alıyoruz.

İstanbul hepimizin gözbebeği. Dolayısıyla bütün Bakanlarımız; Sayın Ömer Çelik ve Sayın Yalçın Topçu İstanbul’a özel bir önem verdiler, vermekteler. Sayın Ömer Çelik, Bakanlığı esnasında her hafta İstanbul’daydı. Yeni Bakanımız Yalçın Topçu, görevinde bir ayı geride bırakmasına rağmen son bir ayda üç defa, her gelişinde de birkaç gün kalmak kaydıyla İstanbul’da sektörle buluşarak hem sektöre hem de şehre verdiği önemi göstermiştir. Hatta bu konuda Bakanlık olarak ciddi kararlar da alınmıştır ve Sayın Başbakanımızın istişare ettiğini ben biliyorum.

İnşallah 1 Kasım’dan sonra sektörle beraber alınan kararlar olumlu manada uygulanacaktır. Biz bunları biliyoruz, görüyoruz.

 Çok güzel bir enerjiniz var. Şu ana kadar ki mesajlarınız, söylemleriniz ve sektöre yaklaşımlarınız da bunu gösteriyor. Bu pozitif duruş ve enerji İstanbul’a nasıl yansıyacak, kişisel ve Müdürlüğünüz adına yakın dönemdeki hedef ve projeleriniz nelerdir?

Biraz önce de söylediğim gibi, sektörle ilişkilerin daha sıcak olmasının gayreti içindeyim. Bu benim için önemli bir misyon. Son dönemde biliyorsunuz özellikle Antalya, Muğla, İzmir aksında bir düşüş olduğu muhakkak. Web sitemizden İstanbul’un 7 ayrı girişinden aldığımız aylık istatistikleri sürekli yayınlıyoruz. Orada da görülecektir ki, geçen seneye göre görece bir düşüş var. Bunun açıklaması şu, İstanbul’un geçen sene elde ettiği ortalama yüzde 13’lük artış bu sene yüzde 6.7 ’lere düştü. Buna rağmen İstanbul’a gelen turist sayısındaki artış halen devam ediyor. Sadece artış hızında bir azalma var, diğer büyük illerden söz ediyorum.

Çünkü Muğla, İzmir ve Antalya aksında gelen turistlerin ciddi bir kısmı kültür turizmine çok yönelmeden bulundukları şehri ziyaret edip gidiyorlar. Ancak İstanbul’a gelen turistlerin çok ciddi bir kısmı müzelerimizi ve kültür alanlarımızı geziyor.

9

“YANLI PLATFORMLAR İSTANBUL TURİZMİNİ KÖTÜ GÖSTERMEK İSTİYOR”

Buna ilave olarak İstanbul sağlık, kongre, gastronomi turizmi gibi turizm çeşitlilikleriyle şu anda çok ideal bir noktada. Fakat bu yeterli mi, elbette ki değil. Biz uluslararası verilere göre, dünyada tercih edilen şehir sırlamasında beş ile altıncı sıra arasında sürekli değişiyoruz. Ancak gelir sıralamasında 12.’yiz. Bu bir açıdan sevindirici, bir açıdan da üzüntü verici. Bizlerin tam bu noktada üzerinde durduğu konu, sihirli kelime, “turizmde kalite.”

Turizmde taksi şoföründen otel kapısındaki valeye, lokantada hizmet veren garsondan otel müdürüne kadar sektörün tüm çalışanlarının kalitesini arttırdığımızda gelen turist kalitesi ve harcama miktarı da o oranda artacaktır.

Ne yazık ki son zamanlarda bütün Avrupa’yı etkileyen ve İstanbul’a da yansıyan, gelen turistin harcadığı parada görece bir azalma var. Bunda Avrupa’nın son beş yıla ait ekonomik krizlerinin de etkisi büyük. İstanbul’da, gerçekten yanlı olduğunu düşündüğüm bazı platformlarda turizmin kötü olduğu havası estirilmek istense de bunun gerçek olmadığı rakamlarla ortada. Bunun içinde bazı sivil toplum kuruluşları ve medya da var. Tabii siyasi konjonktürden kaynaklanan herhalde bir havayla İstanbul’da bir sorun olduğu, terör etkisinde olduğundan bahisle turizmin kötü olduğu havası estiriliyor.

Peki İstanbul turizminde tam olarak neler oluyor?

İstanbul’da turizmle alakalı, özellikle beş yıldızlı oteller ve seyahat acentaları başta olmak üzere sektörün tüm paydaşlarını ziyaret ediyorum. Şehrin şu anki doluluk oranları yüzde 75-85 diliminde. Bu keşke yüzde 90’ları, yüzde 100’leri bulabilse… Bu kadar olumsuz havayla biz halen buradaysak bu ciddi bir başarı. Turizmde geldiğimiz yeri gösteriyor.

Örnek, sadece bu hafta il müdürlüğümüze Çin, Japonya, İspanya ve Bahreyn’den misafirlerimiz geldi, hepsiyle de sohbet ediyoruz. Bize söyledikleri, kendilerine orada söylenenlerle burası arasında kesinlikle bir fark olduğu… İstanbul’da hiçbir güven probleminin olmadığını, beklediklerinin de ötesinde güzel bir şehir olduğunu söylüyorlar.

4

“1 KASIMDAN SONRA BU OLUMSUZ HAVA ORTADAN KALKACAK”

Bu bizim için hoş ama yeter mi? Elbette bu süre içerisinde kendi eksiklerimizi tespit etmeye çalışıyoruz. Bu noktada hükümetimizin malum hem Kalkınma Planındaki turizm ve kültürle alakalı 2023 hedefleri var. Bu hedeflere ulaşılması yolunda ciddi gayretlerimiz var. Özellikle 1 Kasım seçimlerinden sonra ki bu süreç Türkiye turizmi için psikolojik bir eşik olarak gösteriliyor. İnşallah bu süreçle beraber her şey daha da yolunda gidecek. 1 Kasım’dan sonra oluşturulan bu olumsuz havaların tamamı ortadan kalkacak. Zaten yürüyen güzel şeyler bu defa görülmeye başlanacak. Huzur ve istikrar Türkiye’nin son 12 yılda yakaladığı büyümeyi daha da arttıracaktır.

Biz bunu turizmde gözümüzle görüyoruz. Yeni otellerin açılışından, gelen misafirlerden, turizmin ihracattaki payından, yerli ve yabancı yatırımlardan bunu net olarak görüyoruz.

Bunun bir de kültür boyutu var. Müzelerimiz, kitap dünyamız, sanat dünyamız ve son 12 yılda film endüstrisinin sağladığı gelirlerin Türkiye’nin ama özellikle de İstanbul’un başarısı herkesin malumu…

Elbette ki bunların tamamı bir vizyon meselesi. İstanbul’da güzel şeyler oluyor. Biz şunu diyoruz, “Sektör ve kamu el ele başarıyı çok kısa sürede yakalayacağız.” Sloganımız, “İstanbul hepimizin.”

2

Tabi olduğunuz göreviniz, kurumunuz olarak sloganınız bu. Ama ben kişisel anlamda merak ediyorum, sizin hayal ettiğiniz İstanbul için sloganınız nedir?

Ben doğma büyüme İstanbulluyum. Şu an 42 yaşımdayım. İstanbul biraz önce de söylediğim gibi, çok kullandığımız iki slogan, “İstanbul hepimizin” ve “İstanbul için el ele.”

Bu şehir bizim ve tarifi de zor ama bir daha elde edilemeyecek bir kazanım. Dolayısıyla bu şehirde yaşayan herkesin üzerine bir vazife düşüyor. İstanbul’a ait bir kültür var, İstanbul kültürü… Bu kültürü yerleştirmek ve yaşatmak hepimizin görevi.

Burada annelere, babalara, öğretmenlere ve çeşitli kamu kurumlarına ve özellikle belediyelere ciddi görevler düşüyor. Biz bunun farkındayız. O sebepledir ki, göreve ilk geldiğimiz hafta İstanbul’daki 40 belediyenin tamamının kültür müdürlerini makamımıza davet ettik, “Beraber çalışalım” dedik. Onun dışında kültür ve turizm sektörlerinin bütün temsilcileriyle bir araya geldik ve “Biz buradayız, beraber çalışalım” söylemlerinde bulunduk.

“TURİZMDE KALİTEYİ ÖNEMSİYORUZ”

İstanbul’da üzerinde hassasiyetle durduğumuz konu, İstanbul kültürü. Turizmi, günlük hayatı, eğitimi, insanlar arası ilişkileri etkileyen sihirli kavram, kalite.

Biz İstanbul kültürünü bu şehirde ne kadar çok yaygınlaştırır ve uygulanabilir kılarsak, İstanbul o kadar yaşanılır hale gelir. Bunun için hiçbir rezerve olmadan bütün kurumlarla işbirliğine açık olduğumuzu ziyaretlerimizde söylüyoruz.

Örnek olarak, şu anda İstanbul’da 10 tane Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı turizm meslek lisesi var. Çok yakında sektör ve okulları bir araya getireceğimiz bir proje başlatacağız. Turizm sektörüne insan kaynağı sağlayan turizm meslek liselerimize turizmdeki üst düzey yöneticileri davet edip, staj imkanlarını arttırmaya çalışacağız.

Bu çalışmayla sektöre eleman yetiştiren meslek liselerini kendi başına bırakmamayı ve turizm sektörünün kendi okullarına sahip çıkmasını hedefliyoruz. Projelerimizden bir tanesi bu, zaten Milli Eğitim Müdürlüğü ve İstanbul Ticaret Odası’nın bu konuda ciddi bir gayreti var. Bu konuda inşallah önemli bir başarı yakalamayı umut ediyoruz.

10

Bu hedefler doğrultusunda İstanbul’u 10 yıl sonra nerede görmek istiyorsunuz?

Bu şehir 10 yıl önce hiç hayal edilmeyecek bir yere geldi. Bunu nereden biliyoruz, dünyanın birçok ülkesine gitmek nasip oldu, onları kendi ülkemle de mukayese ediyorum.

Misal, şehircilikte biz kıyaslanmayacak derecede iyi bir yerdeyiz. Benim en başından beri üzerinde durduğum husus, insan kalitesi. Burada genç nüfus çok fazla, göç alan bir şehiriz. Biz bu şehirde kent kültürünü ne kadar çok yayabilirsek gençlerimizi ne kadar iyi yetiştirebilirsek 10 yıl sonra bir kuşak değişmiş olacak.

Şu anda İstanbul’daki insanımızda özellikle genç nüfusla alakalı söylüyorum, insan kalitesinin artması için bize çok fazla görev düşüyor. Biz bunun farkındayız ve tahmin ediyorum ki, 10 yıl sonra İstanbul artık 30 milyon turisti yakalamış, turistlerden çok az şikayet almayan, döviz girdisinin fazla olduğu, turizmin etkisiyle olumlu anlamda daha fazla dönüşmüş bir şehir olacak. Zaten uluslararası anlamda en önemli beş şehirden biri olan İstanbul, insan kalitesinin de artmasıyla beraber, iç turizmiyle de gelişen ve değişen bir şehir olacak.

Bizzat bu şehirde yaşayıp geçmişiyle mukayese edebilen ve görebilen birisi olarak şunu da söylüyorum, şu anda İstanbul’da aşılamayacak hiçbir olumsuzluk yok. Bunu yüzde 100 sektörle beraber söylüyorum. İsim isim sektörden birçok duayen ve büyük birlik ve şirketlerden isimler verebilirim, bizim sadece biraz hızımız düştü, kesilmedi. Fakat bu hızımız inşallah yakında artacak. İnşallah güzel şeyler olacak.

İstanbul turizminde güzel ve olumlu gelişmeler var, orası şüphesiz. Ancak ulaşım ve güvenlik halen şehrin kanayan yarası. Bu sorunlara yönelik özel projeleriniz, çözüm arayışlarınız var mı?

İstanbul’un ulaşımda son beş yılda geldiği nokta, çok üst düzey. Marmaray, metro, metrobüs, her iki taraftaki raylı sistemin turizme yansımalarını görüyoruz. Sadece son beş yıla ait Anadolu Yakası’ndaki turizm istatistiklerine bakarsanız, buradan bile ne demek istediğim anlaşılabilir.

Yine üzerinde durduğumuz en önemli noktalardan biri olarak, bizim son sekiz aydır yaklaşık 100 kişiden oluşan bir denetleme ekibimiz var. Bunlara turizm ve emniyetin asayiş biriminden, tarım gıdadan, büyükşehir ve ilçe zabıtadan, bizden ve TÜRSAB’tan 15’er kişilik ekipler oluşturuldu. Bunlar özellikle Talimhane, Mahmutpaşa ve Tarihi Yarımada’da kaçak rehber, kaçak organizasyon başta olmak üzere denetimsiz birçok işleyişi aktif bir şekilde kontrol ediyorlar.

Sadece son altı aylık bir sürede Beyoğlu ve Sultanahmet bölgesinde dört milyon liradan fazla ceza kesmişiz. Sayın Valimiz de bu konuyu birebir takip ediyorlar. Bu birincisiydi…

11

“TAKSİ ŞOFÖRLERİNE DENETİM VE CEZALARIMIZ ARTACAK”

İkinci olarak, işin taksi boyutu var ki, haberlere de sıkça konu oluyorlar. Her ne kadar Büyükşehir Belediyesi ve Taksiciler Odası bu konuda büyük bir gayret içerisinde de olsa, taksi şoförlerimiz konusunda ciddi sıkıntılarımız söz konusu.

Bu anlamda konuyu İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nün Turizmden Sorumlu Şube Müdürü Esma Hanım ile istişare ettik. Hatta bu hususta bir program hazırladık. Özellikle turistlerin yoğun olduğu bölgelerde taksi şoförlerine yapılan denetimlerin ve cezaların arttırılması yönünde ciddi bir gayret içindeyiz, bundan sonra da devam edecek. Bunun olumlu etkilerini inşallah siz de görecek ve hissedeceksiniz.

Bir sorum da, sektörün sıkça gündeme getirdiği turizm yatırımlarındaki arz-talep dengesizliği konusunda olacak. Siz bu görüşe katılıyor musunuz? Artan yatırımları göz önünde bulundurduğumuzda, size göre otellere tamam mı, devam mı?

Öncelikle bu konuya anayasanın teşebbüs hürriyeti penceresinden bakmak lazım. Ülkemizde serbest piyasa kuralları geçerli ve arz, talebe göre oluşuyor. Hiçbir yatırımcı piyasa araştırması yapmadan yatırım yapmaz. İstanbul’un gelecek 10 yıllık turizm hedefleri gözönüne alındığında yatırımcının düşüncesini anlamak daha kolay olabilir.

Şu andan baktığımızda, İstanbul’a gelen turist sayısında 12 milyonu yakalamış durumdayız. Bunun ne kadarı İstanbul’da kalır, ne kadarı kalması gerekir, tabii bunlar uzun istişare etmemiz gereken konular.

Ama buradan günlük kiraya verilen yerler ve bunların otellere verdiği zararlar konuşulabilir elbette. Bu konuda Ankara’da Bakanlık nezdinde yürütülen bir çalışma var ama biz İstanbul’da da tüm tarafları 2 ay önce Vali Yardımcımız ile beraber masaya yatırdık. Bu konuda sektörü ivedilikle rahatlatmamız lazım.

Neticede bu yatırımlar çok ciddi paralarla yapılıyor. Sektörü çevresindeki sıkıntılardan bizlerin kurtarması lazım. Bunun gayreti ve denetimleri içindeyiz.

Şunu da ifade etmeliyim, bu tek taraflı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı ilgilendiren bir konu değil. İşin içinde Emniyet Müdürlüğü, İç İşleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı gibi birçok kısım var. Zaten turizmle alakalı bütün gayretlerde yaklaşık altı tane bakanlık konuya dahil oluyor. Turizm aslında birçok kurumu ve bakanlığı ilgilendiren bir alan. Ama tabii bizim bakanlığımızın sorumluluğunda. Bu konuda yakında çok daha güzel şeyler olacak.

1

Türkiye’de turizm sektörüne sağlanan devlet destekleri konunda neler söylemek istersiniz? Yatırımcılar bu anlamda 2016’da rahat bir nefes alabilecekler mi?

Çok büyük. Şu anda uçak yakıtından tutun elektrik desteğine kadar her anlamda sektör destekleniyor. Türkiye turizminde hiç akla hayale gelmeyecek şehirlerde oteller açılıyor. Bizim işimiz de yatırımcının işini kolaylaştırmak. İnşallah turizm sektörüyle beraber çok güzel işler yapacağız. Bir sonraki görüşmemizde ortaya çok daha güzel şeyler çıkacak.

 

 

 

Nedret Apaydın: “İstanbul’un geçici olarak hızı azaldı”” için bir yorum

  1. Değerli Editör Hatice Ünal Bilen,Photographer Hakkı Günerkan aklınıza ellerinize sağlık…

    Çok güzel bir yansıma olmuş.Değerli T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürümüz Nedret Apaydın,İstanbul’da kültür ve turizm adına tüm güzel ve yapıcı fikirlerini,projelerini ve temennilerini açıklamış.

    Güzel ve huzurlu bir İstanbul’da nice mutlu zamanlarda buluşmak dileğimle…Sevgi ve Saygılarımı sunuyorum…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir