Recai Çakır: “Gelen çok, katma değer bırakan yok, hâlâ ucuzuz!”

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

30 yıldır turizm ve inşaatın içinde. Aslen Gaziantepli Kilisli bir sarraf. 1986 yılında Bodrum Kadıkale Resort ile turizm hayatı başladı, butik otel ve lüks rezidans inşaatlarıyla sürdü. 2009 yılında hizmete açtığı Gardens of Babylon’da büyüme hedefleri doğrultusunda isim değişikliğine giderek “Sianji” markası ile sağlıklı yaşam ve rezidans konseptinin temellerini atan Sianji Group Başkanı Recai Çakır, bu sayede bölgede 12 ay turizmin de kapılarını açmış oldu.

“Türkiye turizminin bu olumsuz koşullarına rağmen sekiz ay tesisten para kazanır hale geldik. Amacımız 12 aya çıkmak” diye konuşan Recai Çakır ile Bodrum Gümüşlük’teki lüks tesisinde bir araya geldik, turizm gündemini en çok meşgul eden konuları masaya yatırdık.

Halen Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkan Yardımcılığı görevini yürüten ve Bodrum Tanıtma Vakfı Kurucu Başkanı olan Recai Çakır, 2016’dan 2018’e uzanan süreçte şu tespit ve önerileriyle turizmin bitmeyen gündem konularını ele aldı:

“Kaybettiklerimizi bu yıl yeniden kazandık”

“2018’de kaybettiğimiz turizm potansiyelini yeniden kazanma şansını yakaladık. 2016’da başlayan terör hareketleri, darbe girişimi ve arkasından gelen patlamalar yabancı turistleri Türkiye’den uzaklaştırdı. Almanlar, Ruslar ve BDT ülkeleri bildiğiniz üzere önemli pazarlarımız. Bombaların patlamasıyla Almanları ve Avrupalıları kaybettik. Uçağın düşürülmesiyle Rusları kaybettik. Neticesinde 2017 Rusların gelmediği bir yıl oldu. 2016’da Ruslar yoktu, 2017’de Avrupalılar yoktu. Bu sene ikisi birden var.”

“Hâlâ ucuzuz”

Turizmde yaşanan bu sıkıntılı dönemi ağırlıklı yerli turistlerle kapatmaya çalıştıklarını belirten Çakır, yüzde 70-80 yerli turist seviyesine ulaşan turizm doluluklarının yüzde 40’lık fiyat gerilemesiyle de büyük darbe aldığını kaydetti. Bu dönemde otellerin büyük bir bölümünün yarı kapasiteyle çalıştığını belirten Çakır, “Biz de yüzde 40 oranında fiyat kaybı yaşadık. Dolayısıyla bu sene o fiyatları geri alma şansımız yok. 40 milyondan 26 milyon turiste gerileyen bir ülke turizmini bu sene tekrar 40 milyona getirmiş olacağız. Bununla beraber 36 milyar dolar gelir getiren turizm sektörümüz 18-20 milyar dolar seviyelerine inmişti. Bu sene 30-32 arasında görünüyor. Hâlâ ucuzuz. Fiziki olarak çok insan geliyor ama katma değer bırakmıyorlar” diye konuştu.

“2019 daha iyi geçecek”

Peki 2019’da Türkiye turizmini neler bekliyor, bu konudaki tahmin ve öngörüleri neler olur, sohbetimize devam ediyoruz…

Ülke genelinde kış turizminin başlatılması halinde 2019’un 2018’den daha iyi geçeceğini ifade eden Çakır, son iki yıldır Rus ve Avrupalı turistlerin hizmet ve fiyat politikası anlamında rakip pazarlardan umduğunu bulamadıklarını kaydederek, “En yüksek sezonda İtalya’ya gittikleri zaman bizde 150 Euro’ya her şey dahil konaklarken, orada 500 Dolar’a oda kahvaltı kalamadılar. İyi hizmet de alamadılar. Bizim gibi kültürünü, tarihini barındıran bir medeniyet yok. Doğru düşünür, doğru planlar ve doğru yönetirsek ülke turizmi bir numaraya oturabilir. Bizim asıl sorunumuz ülkenin ciddi bir turizm politikasının olmayışı. Yeni hükümete düşen öncelikli görev, Avrupa ve İskandinav ülkelerindeki muadil Sağlık ve Turizm Bakanlıklarıyla temasa geçmek ve onları kışın burada nasıl ağırlarız noktasında formül üretmek olmalıdır” dedi.

“Aradaki makası 2021 gibi kapatabiliriz”

2019’un kontratlarının henüz yapılmadığını, buna karşın ciddi bir talep olduğunu da belirten Çakır, “Turist sayısında 2018’in altında kalmayız, gelirlerimiz biraz artabilir. Aradaki makası 2021 gibi kapatabiliriz. Bizim en az 900 Dolarlara çıkmamız lazım. Bunun için de her sene yüzde 10 gibi fiyat artırmamız gerekiyor. İyi bir sezon denilmesine rağmen haziranda ciddi bir sıkıntı var. Oteller hep promosyonla satılıyor. Turizmci üç gün sonrasını göremiyor. Ama 15 Temmuz’dan sonra eylül sonuna kadar iyi görünüyor” dedi.

“Otelin yüzde 40’ını rezidans olarak yabancılara sattık”

Sağlıklı yaşam ve rezidans konseptiniz Bodrum’da yoğun ilgi gördü. Ne kazandınız, daire sahiplerine ne kazandırdınız? Modeli ana hatlarıyla tanıtarak anlatır mısınız?

Sianji Well-Being Resort ile sağlıklı yaşam ve detoks üzerine yoğunlaştıklarını, rezidans ve villaları ise Türkiye’de ilk kez uygulanan “ister yaşa ister kirala” konseptiyle yatırımcılara kazandırdıklarını söyleyen Çakır, şu ana kadar otelin yüzde 40’ını rezidans olarak Rus, Azeri, Belçikalı ve Suudilere sattıklarını belirtti. Çakır, daire sahiplerine yatırım amaçlı kullanım avantajı da sunan konseptle ilgili olarak şu bilgileri aktardı: “60 rezidans, 80 otel suitimiz var. Standart odamız yok, hepsi all suit otel. 2+1, 3+1 villalarımız mevcut. Dolayısıyla tapu yüzde 100 size ait. Bir otel konseptinin dışında bir apart gibi alıyorsunuz. 24 saat her türlü hizmet ve servisten faydalanabiliyorsunuz. Oteldeki tüm fasiliteleri free kullanma şansınız var. Ayrı bir aidat almıyoruz, burada herkesin hakkını koruduk.” sözleriyle anlattığı konseptin bir önemli avantajının da daire sahiplerine yatırım imkanı sunması olduğunu sözlerine ekledi.

“Otel, 25 yılda değil, 2 yılda parasını geri alıyor”

Bu süreçte konsepti bir dünya markası yapmak için bazı girişimlerde bulunduklarını ancak krize denk gelmesi sebebi ile birçok projenin de yarım kaldığını belirten Çakır, artık yatırımdan çok yatırımcıya danışmanlık hizmetleriyle destek verdiklerini aktardı. Otellerin geri dönüşünün 25-30 yılı bulduğunu, ancak uyguladıkları sistemle süreyi 2 yıla kadar düşürebildiklerini aktaran Çakır, “Bizim önerdiğimiz sistemde yatırım 2 yılda parasını geri alıyor. Ancak işletme yarısını rezidans yarısını da otel olarak bırakacak. Satılan rezidansların yarısı tekrar işletmeye alındığından yüzde 75-80 kendi kontrolünde olan bir sistem.” dedi.

“Herkes kazanıyor”

12 ay çalıştırabilme, yatırım esnasında finansman elde edebilme ve satarken de para kazanma fırsatı sunan modelin hem grup hem de rezidans sahipleri için karşılıklı para kazanma olanağı sunduğunu anlatan Çakır, “Bu sistem herkese kazandırıyor. Kaldı ki bu modelde İspanya dünyanın bir numarası oldu” dedi.

Rezidans turizminde normal bir turistten çok daha fazla gelir elde edilebildiğini dile getiren Çakır, “Turist 650 Dolar bırakıyor, iki kişi gelse 1300 Dolar. İki ay kaldığı zaman her ay 3 bin dolar harcıyor. Dolayısıyla bu hem turizme hem yatırımcıya hem de ülkeye kazandıran bir model, herkes kazanıyor çünkü.” şeklinde konuştu.

“Belediye belgeli işletmeleri Bakanlığa bağlarsan Türk turizmi de kazanır”

Türkiye’nin mevcut kapasitesiyle şu an 60 milyon turisti ağırlayacak potansiyelde olduğuna vurgu yapan Çakır, “Hiç yatırım yapmadan elimizdeki mevcut tesisleri 12 ay çalıştırarak bunu başarabiliriz” dedi. Daha iyimser bir öngörüyle Türkiye’de belediye belgeli 500 bin yatağın rehabilite edilerek Türk turizmine kazandırılabileceğinin altını çizen Çakır, “Türkiye’de 1,2, 3 yıldız yok. Genelde 3, 4, 5 yıldız var. Bütün oteller 4 ve 5 yıldız yapıyor artık. Bunun yerine belediye belgeli tesisler var. Onları rehabilite ederek Turizm Bakanlığı’nın denetimine sokarak fiziki konumunu yükseltirseniz Türk turizmi de kazanır” diye konuştu.

“Maddi destek çıkmazsa birçok otel 2018 sonunda el değiştirecek”

Malum turizmin kanayan yaralarından biri de, KGF kredi desteği. Bu konudaki görüşlerine de başvurduğum Çakır, krizden en fazla turizmin etkilenmesine rağmen sektörün KGF desteğinden yararlanamadığını ifade ederek, “Hâlâ kredisini ötelemeye çalışan, günü gelmiş kredisini ödeyemeyen bir yığın firma var. Turizme yönelik bir maddi destek çıkmazsa otellerin birçoğu 2018 sonunda el değiştirecek” diyen Çakır, Türkiye’de yeniden dönüşüme ve yapılanmaya ihtiyaç olduğuna işaret etti.

Turizmi 12 aya yaymak adına bir yol haritası sunarak sözlerini sürdüren Çakır, “Bizim şu anda yaptığımız rezidans –otel sisteminin benzerlerinin Türkiye’de çoğalması, direkt uçuşların 12 aya çıkarılması, özellikle Avrupa ve BDT’nin Türkiye’ye ilgi duyan önemli ülkelerinden haftada birer uçak kışın da konması halinde, çeşitlendirilmesi iyiye gidebilir.” dedi.

“THY Zimbabve’ye kadar uçuyor ama bize bir getirisi yok”

Recai Çakır, turizmi 12 aya yaymak konusunda Türkiye’nin önemli turizm destinasyonlarına başlatılacak direkt uçuşların kalıcı bir çözüm olacağını belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:

“Haziran başında Londra’dan uçuş koydular. Zaten Haziran – Eylül arasında Bodrum’un çok büyük bir sorunu yok. Yazın nüfus 1 milyonun üzerine çıkıyor, kışın 300-350 binlere kadar ulaştı. Artık Bodrum’da ciddi bir kesim de yaşıyor. Rezidans sahipleri, villası olanlar, Avrupalı, Azeri, Rus müşterilerimiz var. Uçak olsaydı kışın da evlerine gelebileceklerdi. Artık uçaktan da vazgeçtik. Connection veren uçak yok. Önümüzdeki en önemli handikaplardan bir tanesi, direkt uçuşların acilen Bodrum, Dalaman, İzmir, Kapadokya gibi yerlere 12 ay boyunca konulması. Bunların da görev zararı olarak bir kısmını tefrika olarak bir kısmını da Turizm Bakanlığı ve devlet fonlarından destekleyebilirler. Zaten bir sezon sonra ikinci uçağı koyacaklar, dolacaktır orası. Dünyanın her yerine en çok uçan koyan THY, hiç ismini duymadığımız destinasyonlara uçuyor, Zimbabve’ye kadar var ama bize bir getirisi yok.” dedi. “Avrupa’nın yaşlılarını kışın da ağırlayabiliriz”

Turizmi 12 aya yaymak için 3. yaş turizminin önemine de dikkat çeken Çakır, bütün Avrupa’nın yaşlılarını kışın da ağırlayabileceklerini ifade ederek, “Avrupa yaşlanıyor. 65 yaş üzeri insan çok. Onlar yazın dahi 18-20 dereceyi zor görüyor. İspanya’da, İtalya’da tatil yapıyorlar. Devlet 3 bin ile 8 bin Euro arası yaşlılarına fon veriyor. Ama bize gelmiyorlar Çok cüzi sayıda bir kesim Antalya’ya gelmeye başladı. Biz bir girişimde bulunarak anlaşmalar yaptık, bu krizlerden dolayı ötelendi. Bütün Avrupa’nın yaşlılarını kışın da ağırlayabiliriz” dedi.

“Bizdeki ‘kafasına göre her şey dahil”

 “Yıllardır bitmeyen bir “Her şey dahil” kavgası. Eğrisiyle doğrusuyla siz sistemi nasıl değerlendiriyorsunuz, bir çözüm öneriniz olabilir mi?” diye sorduğumda Çakır, bu soruma şu şekilde bir karşılık verdi: “Her şey dahil, Türkiye turizminin başına gelen en büyük ıkıntılardan biridir. Ülkemizde sistemi herkes kafasına göre uyguluyor. Bugün 10 çeşit her şey dahil sayabilirim size. Ülkeyi ucuz pazarlayanlar sistemi halen uygulamaya devam ediyor. Rakiplerimizden Yunanistan’da çok az sayıda var. İtalya, Fransa’da ise hiç yok. Bugün gelinen noktada sistem rehabilite edilmelidir. Her şey dahil yapan otel beş yıldızsa fiziki olarak dört buçuğa düşürülmeli. Nitelikler yönetmenliği biraz değiştirilmeli. Beş yıldızın üzerinde oteller yapılmaya başlandı. Bakıyorsunuz isimleri yok. Beş yıldız plus, deluxe otel ismi verilmeli. Rezidans turizmin niteliklerinin içerisine girebilmeli, denetlenir hale gelmeli. Önüne gelen tabelasına rezidans asıp, ben rezidansım dememeli.”

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir