Semih Erken: Bakanlık denetimiyle otel fiyatlarını yukarı çekebiliriz

Turizm sektörüne bellboy olarak girip, 26 yıllık deneyim sonrası, Asya kıtasında onlarca otel projesini hayata geçiren, günümüzde kendi danışmanlık şirketini kuran Semih Erken; Türkiye’de fiyatları yukarı çekecek püf noktalarını özetledi.

Milenyum yılının ardından 2. on yıl da bitti ve nihayet 2020 yıllarına geldik. Avrupa’nın kültürel açıdan bilinen, belli başlı merkezlerinden sonra, Akdeniz’in ve Türkiye’nin cazibesi günden güne artıyor. Yıllarca hep bir terör, ne olduğunu tam anlayamadığımız ekonomik istikrarsızlık ve yavaş bir kalkınma dönemiyle uğraşıp durduk. Benzer sorunlar yakın coğrafyamızdaki tüm komşularımızda da yaşanıyordu. Bu da dünyanın ilgisini kazanmamızı engelledi. Bununla birlikte başta yatırımcılar olmak üzere, sözüm ona rakiplerinden ‘iş kurtarabilmek’ adına, bile bile bindiğimiz dalı kesiyorduk. Evet… bile bile lades! Oysaki, kültürel varlıkların zenginliği ve konum itibarıyla sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen ülkelerden biriyiz…

Güzel Türkiye’mizin konaklama fiyatları artacağına maalesef ucuzluyor. Türkiye’miz bulunduğu coğrafyada muhtemelen kongre turizmi, seyahat, kültürel zenginlik açısından çok farklı bir konumda bulunuyor. Buna karşın, bencil fiyatlandırma politikalarımız sebebiyle konaklama fiyatlarımız ne yazık ki bulunduğumuz bölge ve hak ettiğimiz seviyenin altındadır.

Fiyatlamalar dönemsel olarak konuma göre belirlenebilir

Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın devreye girerek, fiyatları kontrol altına alıp, bölgesel fiyatlandırmalarla asli işi denetlemeyi yapmasında yarar var. Denetleme-takip işi için bakanlıkta yeni bir daire kurulabilir, bu daireler Türkiye’nin tüm turistik bölgelerine yayılabilir. Lüks tesislerden başlayarak en küçük konaklama birimleri pansiyonlara kadar fiyatlamalar, bulunulan konuma göre belirlenebilir. Örneğin, İstanbul Beyoğlu Belediyesi sınırları içerisinde bulunan X mahallesi, X ve Y caddeleri arasındaki beş yıldızlı tesisler belirli metrekarelere kadar odalarını, XX ile YY fiyatları arası pazarlayabilir. Fiyat aralıkları da dönemsel olarak belirlenebilir. Belirlenen fiyat dilimlerine uymayan otellere cezai işlemler/yaptırımlar uygulanabilir. Oteller her gece, bakanlığın verdiği sisteme oda listesini yükleyip, bu elektronik sistemle kendi denetimini de yapabilmeli. Bakanlığın kuracağı denetim ekipleri de tesisleri dolaşıp denetlemeli. Fiyatlandırma işi sadece konaklama fiyatları bazında kalmamalı. Kongre, organizasyon ve toplantı salonlarının fiyat aralıkları, sunacakları standart ve zengin menülere göre belirlenebilir. Aynı zamanda konaklama tesislerinin diğer ürünleri de denetlenmelidir. Bakanlık, fiyatların alt ve üst limitlerini, bölgelerin denge ve hareketlenmeleri dikkate alarak düzenleyebilir.

Kazanan illa ki Türkiye olacaktır!

Yavaş yavaş artan fiyatlara ilk etapta uluslararası organizasyon şirketleri ve tur operatörleri biraz tepki gösterecektir. Servis kalitesinin giderek artıyor olması ise dikkatlerini çekecektir. Bir fikir vermesi açısında şöyle bir örnek vermek istiyorum. Diyelim ki ağırlayacağınız 10.000 misafiriniz günde 100 TL bırakırken, muhtemelen kısa vadede ziyaretçi sayısı 8.000’e düşecektir. Deneyimlerimden çıkarak harcama rakamlarının günden güne artacağına inanıyorum. Dolayısıyla ziyaretçi sayısı düşse bile günlük harcamalar 130 TL’ye yükselecektir. Bazı destinasyonlar bunu fırsat olarak değerlendirecektir. Biz de bu bilinçten hareket edip, hangi pazara odaklanacağımızı öğreneceğiz.

Sonuç itibariyle fiyatların yavaş yavaş yukarı çekilmesinden kazanan illa ki Türkiye olacaktır. Fiyat bakımından bölgelerindeki rakiplerinin seviyesine gelecek olan otellerimiz, tesislerinin temizliği ile servislerinin kalitesine odaklanıp, ürün çeşitliğini artıracaklardır. Otel yöneticilerimiz, en kaliteli ürün ve malzemeyi belirleyip bunu yatırımcıya aldıracaktır. Bölgede rekabetin fiyattan hizmete kayması, otel yöneticilerimize ciddi avantaj sağlayıp, olumlu geri dönüşler almalarına yol açacaktır. Mevcut kötü durumu ortak strateji ve cesur adımları atarak tersine çevirebiliriz. 2020’nin parlak yarınların tohumlarının birlikte atılacağı bir yıl olmasını diliyorum.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir