Sunar Grup rotasını horeca’ya çevirdi

Perakende sektöründe gelecek göremeyen Sunar Grup, yönünü horecaya çevirdi. Pazarda yüzde 10’luk paya sahip olan grup, ilk üçü hedefliyor.

Perakende sektörünün güçlü gıda markalarından Sunar Grup, rotasını horeca sektörüne çevirdi. Ev dışı tüketim pazarında yüzde 10’luk bir paya sahip olduklarını belirten Elita Gıda Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mevlüt Nacar, pazardan beklentilerinin yüksek olduğunu ve ilk üçe girmeyi hedeflediklerini söyledi. EDT Expo fuarında bir araya geldiğimiz Elita Gıda Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mevlüt Nacar ile Sunar Grup’un horeca sektörüne yönelik projelerini ve yeni yatırımlarını konuştuk.

EDT fuarının katılımcı firmalarından biri olarak fuara ilişkin görüş ve değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

EDT fuarı, bu yıl ikinci kez düzenlenmesine rağmen bence çok başarılı. Marka algımıza artı katkılar sağlayacağı düşüncesindeyim. Fuarda horeca pazarına yönelik margarin, sıvı yağ, un, şerbet ve nişasta kategorileriyle yerimizi aldık. Sunar, Adana merkezli bir firma olduğundan konseptimizi Çukurova teması üzerine oturttuk. Adana’nın sembolü haline gelmiş portakal, mandalina, limon gibi ürünleri birleştirip bir konsept oluşturmak istedik. Biz Çukurova’yı varoluş kaynağımız olarak görüyoruz. Biz gücünü tarımdan dolayısıyla topraktan alan bir firmayız. Çukurova sadece Türkiye’nin değil dünyanın da en bereketli ovalarından biri. Bu sebeple kendimizi Sunar Grubu olarak bir bakıma Çukurova’nın hamisi olarak görüyoruz ve her türlü tarımsal üretimi destekliyoruz. Örneğin çiftçilerle anlaşmalı tarım yapıyoruz ve onlara ürün teşvikleri sağlıyoruz. 1980’li yıllarda Türkiye’de mısır tarımı yokken bugün ülkedeki mısırların yaklaşık yarısını Çukurova üretiyor. 2006 yılında kurduğumuz firmamız ile birlikte hemen akabinde ayçiçeği tarımını da başlattık. Soya fasulyesi ekimini geliştirmeye çalışıyoruz, işlediğimiz ürünlerin hammaddesinin tarımını teşvik etmeye çalışıyoruz. Buradaki amacımız, sürdürülebilirliği sağlamak. Baktığınızda tükettiğimiz yağların hammaddesinin çoğu ithal geliyor. Biz Sunar Grubu olarak diyoruz ki, “Türkiye’nin tarım potansiyeli yüksek ve biz bunu yeterince kullanmıyoruz” ve tarımsal üretimi her türlü destekliyoruz. Bu yüzden Çukurova bizim için çok önemli.

Horeca sektörüne yönelik pazar payınız nedir? İhracat yapıyor musunuz?

Margarin pazarında yüzde 10 civarında bir paya sahibiz. Likit pazarda ise Türkiye’nin ilk beş yağ üreticisinden biriyiz. Sunar Grup, mısır ve mısırdan yapılan ürünlerde Türkiye’nin en önemli gruplarının başında geliyor. Mısır yağının ihracatında yüzde 30 gibi bir paya sahibiz. Nişasta ihracatının yaklaşık yüzde 70’ini gerçekleştiriyoruz. Bu açıdan baktığımızda yaptığımız her işte Türkiye’nin ilk beş firması içinde yer almaya devam ediyoruz.

Sunar Grup, daha çok perakende pazarına yönelik üretimleri ile tanınıyor. Ev dışı tüketim kanalında ne kadar süredir varsınız, pazara yönelik hedefleriniz nelerdir?

Ev dışı tüketim kanalında daha çok yeniyiz. Yaklaşık üç yıldır bu pazardayız. Şu anki pazar payımız yüzde 10 civarında ama ilk üçte olmayı hedefliyoruz. Hedef pazarlarımız ise, horeca sektörünün İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Diyarbakır, Van, Antalya, Trabzon gibi büyük metropolleri ve turizmin geliştiği yerler. Dediğiniz gibi, grubumuz üretimlerini ağırlıklı perakende sektörüne yönelik başlattıysa da son dönemde büyüme stratejilerimizi bizim için çok yeni bir alan olan horeca sektörüne yönelttik.

Ev dışı tüketim kanalında nasıl bir ışık gördünüz, biraz daha açabilir misiniz?

2007 yılının Nisan ayında Elita Gıda yağ üretimini başlattı. 2010 yılında ise margarin pazarına ve ev dışı tüketim pazarına girdi. Bunun da sebebi, perakende pazarı çok fazla büyümüyor. Özellikle son dönemde doktorların insanlara yağdan uzak durulması konusundaki telkinleri yağ kullanım miktarlarını bir hayli düşürdü. Biz bunu fark ettiğimizde 2010’lu yılların başıydı. Madem perakende pazarı büyümüyor, öyleyse biz de tüketimin başka bir noktadan devam ettiği ev dışı tüketim kanalına yöneliriz dedik. Horeca pazarının yıllık büyüme oranları yüzde 10 iken, bu perakendede yüzde 2’leri buluyor. Ev dışına yönelmemizin önemli nedenlerinden bir tanesi buydu.

HORECA’DAN ÇOK PERAKENDE DE BÜYÜYORUZ

Bir diğer neden de, ev içi tüketimde tüketici malın kalitesi ile ilgili kararlarını tamamen soyut ve algısal temellere dayandırıyor. Vatandaş rafa geliyor, hangi yağın iyi ya da kötü olduğunu bilme şansı yok. Kimyasal analiz yapmadığınız takdirde sizin de bilmeniz zor. Tamamen soyut bir kalite algısı hakim Fakat bir otelde yağın performansını direkt ölçmeniz mümkün. Poğaça yaparken kabarma, kolay işleyebilme ve tezgahta hemen bayatlamama gibi somut kriterlerle kaliteyi ölçümleyebiliyorsunuz. Biri soyut biri somut. Bu sebeple de kaliteli malı profesyonel grup daha kolay ayırt edebiliyor çünkü şef, işin ustası. Dolayısıyla hem pazarın daha fazla büyüme vaad etmesi hem de kaliteli malın daha iyi ölçümlenebilmesi sebepleriyle yatırımlarımızı horecaya kaydırdık. Perakendeden çok horecada büyüyoruz.

Pazara yönelik gündeminizde yeni yatırımlar, projeler var mı?

Gelecek yıl Adana’da Türkiye’nin en yeni margarin fabrikasını kurmak istiyoruz. Bunun için yatırımlarımızı başlattık. Yaklaşık 15 milyon Euro bütçeyle hayata geçirmeyi planladığımız tesisimizde dünyanın en yeni teknolojilerini kullanacağız. Teknolojik üstünlüğümüz mutlaka ürün kalitesine ve performansına yansıyacak. Bu anlamda ciddi Ar-Ge yatırımlarımız da olacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir