Tezer Öner: Hapşıran Çin, hasta olan biz!

Ne oldu, bir hatırlayalım… Dünya turizminde harcanan 1 trilyon 250 milyar dolar paranın beşte birinin sahibi Çinliler hastalandı. Evde istirahat… Biz de şimdi bu yıl ülkemize gelmesini beklediğimiz en az 500 bin Çinli turistin derdine düştük…  

Geçen yıl Türkiye’ye 426 bin Çinli turist geldi. Bu yıl bir rekor beklerken, tam da yeni yıl tatiline denk gelen bir zamanda ülkede virüs salgınının patlak vermesi büyük talihsizlik oldu. Mevzu tabii tüm dünya üzerinde gezen 80 milyon ve sadece Avrupa’ya gelen 16 milyon Çinli turist olunca, öyle sırtınızı arkanıza yaslayıp, oturamıyorsunuz. Son olarak ülkemizin üç büyük kentinde 30 bin rezervasyon iptali gelmiş durumda ki, bu sadece ocak ayı için geçerli veriler. Turizm sektörü yönetici ve ileri gelenleri ılımlı açıklamalar yapsa da, ben dahil bu işin içindeki herkes ekonomik yönden bunun ciddi bir kayıp olduğunun gayet farkında. Bu aşamada işin farklı yönlerini sorgulamak da gerek tabii. Mesela bu kadar yaygara kopmasına karşın, Çin’de virüs yüzünden kaybedilen insan sayısı 576 idi düne kadar. Buna karşılık ABD’de geçen sene gripten ölenlerin sayısı 9 bin kişi oldu. Bu sene ABD, 15-16 bin kişinin gripten ölmesini bekliyor. ABD’nin nüfusu 350 milyon, Çin’inki 1,5milyar… Oysa baktığımızda çıkan gürültü tam tersi… İnsan ister istemez iş Çin’de olunca neden bu kadar büyütülüyor diye düşünmeye başlıyor.

2004 yılında SARS vakası patladığında Çin’deydim. 24 saatte 43 kişinin öldüğü hastalık toplamda 3 bin kişiye bulaştı ve 349 kişiyi öldürdü. Hatta biri de zavallı bir hemşire kendini karantinadaki hastane penceresinden atarak intihar etmişti. Çinli yetkililer gerçekten çok uzman ve işlerinde tavizsiz bir sertlik ve disiplin içinde görevlerini yapıyorlar. O kadar ki, havaalanında yaptıkları tek bir kontrol ile bizlerin SARS taşımadığından emin oldular, öyle Türkiye’ye dönüş izni verdiler. Tamam, bu sefer ki salgın çok daha ağır, ölümlerin sayısı SARS’ı geçti, neticenin çok daha fazla olacağı da apaçık. Fakat sonuçta herkesin bildiği gerçek şu ki, bu bir grip versiyonu ve herhalükarda mayısta bitecek. O halde yazın gelecek turistlerin bunun artçı tepkilerine maruz kalmamaları gerek.

Ben bu noktada yeniden rakamlara dikkat çekmek istiyorum. Geçtiğimiz yıl ABD’de gripten ölenlerin sayısı 9 bin kişi, bu sene beklenen rakam ise, 15-16 bin civarında. 2004 yılında Çin’de SARS gribi sebebi ile 3 bin hasta ve 349 kayıp var. Bu yıl Çin’de Coronavirüs’ten  etkilenenlerin sayısı 17 bin kişi. 361 de kayıp var. Siz hiç ABD’ye uçuş sınırlaması koyan bir ülke duydunuz mu?

Türkiye de pek çok ülke gibi Çin’e uçuşları askıya aldı. Karşılıklı seferler minimum seviyelerde yapılıyor. İyi de bu durumda kayıplar Hong Kong Özel İdari Bölgesi’nde 15, Makau Özel İdari Bölgesi’nde 8, Tayvan’da ise 10’a yükseldi. Ayrıca diğer ülkelerde durum; Japonya’da 20, Tayland’da 19, Singapur’da 18, Güney Kore’de 15, Avustralya’da 12, Almanya’da 10, ABD’de 9, Malezya 8, Fransa ve Vietnam’da 6’şar, Birleşik Arap Emirlikleri’nde 5, Kanada’da 4, İngiltere, Rusya, İtalya, Hindistan Veinler’de 2’şer, Nepal, Kamboçya, Sri Lanka, Finlandiya, İspanya, İsveç’te birer kişi CORONAVİRÜS sebebiyle kaybedildi. (Kaynak Yeniçağ: Çin’de coronavirüs salgınında ölü sayısı SARS’ı geçti) Şimdi bu durumda uçuşları bu noktalara mı askıya almamız gerekecek? Yok artık!

Salgının en üst düzeyden tedbir alınmasına karşı değilim ama bilgilendirmenin eksik veya yanlış olduğunu düşünüyorum. Konu aslında şu: Evet bir salgın var ve bu hastalığın kuluçka süresi 14 gün. Peki bu ne demek? Tüm dünyada belirlenmiş hastalara 14 hadi bunu 2 ile çarpıp 28 gün veya 1 ay diyelim, yeni bir vaka eklenmediği anda virüs kontrol altına alınmış demektir. Bu yapıldığında, virüsü oluşturan şartlara da müdahale edildiyse, artık yayılma şansı ortadan kalkar. Hepimiz de rahat bir nefes alırız.

Çok değil, ben daha iki gün önce şunu gözlemledim. Caddebostan’da bir zincir markette alışveriş yaparken bir Çinli kadın ile çocuğuna ters bakışlar, yanından uzaklaşmalar, fısıldaşmalar… Ne oluyoruz ya? Hemen gidip çocuğu sevdim. Hanımefendiyle iki ayaküstü sohbet ettik. Çocuğun adı Efe’ymiş babası Türk ve uzun zamandır Türkiye’de yaşıyorlar. Aynı şey İtalya’da bir Çin restoranının sahibine yapılmış. Zavallı adamcağız, 15 yıldır İtalya’da yaşadığını, Çin’e hiç gitmediğini ve tepkilere de bir anlam veremediğini bir televizyon kanalında anlatmaya çalışıyordu.

Hepimiz kışın grip oluyoruz. Hepimiz biliyoruz ki, grip bir kış hastalığıdır ve ilkbahar ile tamamen biter. Çinli yetkililere güvenim tam. Onlar hasta birinin yurt dışına çıkmasına izin vermez. Keza Türkiye sağlık ve salgın hastalık konusunda dünyada ileri ülkelerden biridir ve tüm tedbirlerin alınmış olduğunu her akşam seyrediyoruz. Turizm Bakanımız bile Çin’den bu kadar insan bekliyoruz diye açıklama yapınca bakana tepkiler geldi. Bunu yapmayalım. Hem insani olarak çok büyük bir ayıp hem de ekonomik olarak kendimizi baltalamış oluruz. Bu dönemde ülkeye millet olarak destek vermek de çok önemlidir. Şahsen ben her gün Çinli arkadaşlarımla whatsapp ve skype’den yazışarak destek oluyorum. Yaz için hepsini davet ettim ve mavi tur planı yaptık…

 

Hastalık bir şekilde geçecek… Geriye kalan insani değerlerimiz ve dostluklarımız olacak..

 

Tezer Öner

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir