TÜRSAB ‘COVID 19 Sonrası Nasıl Bir Dünya Bizi Bekliyor?’ başlıklı raporunu yayınladı

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ‘COVİD 19 Sonrası Nasıl Bir Dünya Bizi Bekliyor?’ başlıklı bir rapor açıkladı.

Toplam 62 sayfalık raporda ana başlıklar halinde; Korona Virüsünün (COVID-19) Kısa Tanımı, Korona Virüsü Salgınının Ekonomiye Etkileri, Korona Virüsü Salgınının Turizm Sektörüne Etkileri, Türkiye’de Son Durum, Korona Virüsü Salgını Sonrasına Yönelik Öngörü ve Planlamalar, Korona Virüsü Sonrası Dünya, Korona Virüsü Sonrası Tüketici Trendleri, Korona Virüsü Sonrası Marka Konumlandırılması Nasıl Olmalı?, Markalar Korona Virüsüne Nasıl Yanıt Verebilir?, Korona Virüsü Sonrası Seyahat Nasıl Olacak?, Korona Virüsü Çağında Seyahati Şekillendiren 10 Trend, COVID-19 Tüketici Trendlerini Ne Yönde Değiştirecek? konuları yer aldı.

TÜRSAB’ın çalışmalarının yanı sıra içinden geçmekte olduğumuz olağanüstü süreci daha iyi anlamak ve daha isabetli çözüm önerileri geliştirmek amacıyla ‘COVID 19 Sonrası Nasıl Bir Dünya Bizi Bekliyor?’ adlı raporu hazırladıklarını ifade eden Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, rapora ilişkin ön açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Firuz Bağlıkaya: “Bu raporu süreci daha iyi anlamak, daha isabetli çözüm önerileri geliştirmek amacıyla hazırladık”

Korona virüsü salgını insanlığın ender yaşadığı türden bir salgın ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra ekonomik açıdan da çok ağır sonuçları bulunuyor. Bu salgının Türkiye’de ve dünyada en az can kaybı ile atlatılmasını ve bir an önce hayatın normal akışına dönmesini ümit ediyoruz.

Korona virüsü salgının dünya ekonomisine verdiği zarara ilişkin birçok değerlendirme yapılıyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) salgın nedeniyle küresel ekonomide yüzde 3 oranında daralma yaşanacağını öngörürken, bu veri 1930’lardaki “Büyük Buhran”dan bu yana dünya ekonomisindeki en ciddi küçülmeye işaret ediyor.

Bu süreçte Korona virüs salgınından en çok etkilenen sektör şüphesiz ki turizm oldu. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi WTTC, Korona Virüsün turizm üzerindeki olumsuz etkisinin 2008 küresel ekonomik krizin yol açtığı zarardan 5 kat fazla olacağını öngörüyor. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü UNWTO tarafından yapılan değerlendirmeye göre ise salgın nedeniyle dünya turizminde yüzde 58 ila 78 aralığında daralma yaşanacağı tahmin ediliyor.

Türkiye turizm sektörü de Korona virüsü salgınının neden olduğu krizden ciddi oranda etkilendi, etkilenmeye de devam ediyor. Birlik olarak biz de Korona virüsü salgınının dünya genelinde yayılmaya başladığı ilk günlerden itibaren süreci yakından takip etmek ve sektörümüz açısından gerekli adımları atmak için bünyemizde bir kriz masası oluşturduk. Sektörümüzdeki sürdürülebilirliğin sağlanması için alınması gereken önlemleri başta T.C. Cumhurbaşkanlığı olmak üzere T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı ve ilgili tüm Bakanlıkların yanı sıra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne sunduğumuz taleplerle ilettik. Bunun yanı sıra dünyada da muadilimiz pek çok kuruluşla görüş alışverişinde bulunduk.

Temennimiz; ülkemizin bacasız sanayisi Türk turizminin lokomotifi olan seyahat acentalarının ayakta kalabilmesi için sektöre olan destek ve katkıların gelişen dinamikler çerçevesinde artırılması yönünde. Gerçekleştirdiğimiz çalışmaların yanında, içinden geçmekte olduğumuz olağanüstü süreci daha iyi anlamak ve böylelikle daha isabetli çözüm önerileri geliştirmek amacıyla bu raporu hazırladık.

Raporda; salgının dünya ekonomisine ve turizm endüstrisine etkileri değerlendirilirken, sektörümüzün Korona virüsü sonrası sürece daha iyi hazırlanabilmesi için salgın sonrasında öne çıkacak tüketici trendlerine, tanıtım ve pazarlama önerilerine ve marka konumlandırma stratejilerine dair çalışmalara yer verildi. Türk ekonomisine en büyük katkıyı sağlayan, kültürleri buluşturan, barış köprüleri kuran turizm sektörümüzün, en kısa zamanda eski parlak günlerine dönmesini diliyorum.

TÜRSAB ‘COVID 19 SONRASI NASIL BİR DÜNYA BİZİ BEKLİYOR? ‘BAŞLIKLI RAPORU’DAN BAZI BAŞLIKLAR ŞÖYLE:

Korona Virüsü Salgınının Ekonomiye Etkileri

UNWTO: 2020’de Turizm %78’e Varan Oranda Küçülebilir

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, “Yeni Tip Korona Virüsü” salgını nedeniyle 2020 yılı genelinde uluslararası turizmde yaşanacak gerilemenin, salgının durumuna, sınırların açılmasına ve seyahat yasaklarının kalkmasına bağlı olarak yüzde 58 ila 78 aralığında değişeceğini değerlendirmektedir. UNWTO tarafından öngörülen üç farklı senaryo şu şekildedir:

-Senaryo 1 (%58 düşüş): Sınır kapatmaları ve seyahat yasakları Temmuz ayı başında aşama aşama kaldırılmaya başlanırsa 2020 yılında uluslararası turizm yüzde 58 düşüş gösterir.

-Senaryo 2 (%70 düşüş): Sınır kapatmaları ve seyahat yasakları Eylül ayı başında aşama aşama kaldırılmaya başlanırsa 2020 yılında uluslararası turizm yüzde 70 düşüş gösterir.

-Senaryo 3 (%78 düşüş): Sınır kapatmaları ve seyahat yasakları Aralık ayı başında aşama aşama kaldırılmaya başlanırsa 2020 yılında uluslararası turizm yüzde 78 düşüş gösterir.

Asıl Toparlanma 2021’de Bekleniyor

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü tarafından yapılan açıklamada; Covid-19 krizinin turizm sektörü açısından tarihin en büyük krizi olduğuna vurgu yapılırken krizin etkilerinin bölgelere göre farklılık gösterebileceği, ilk toparlanmanın ise Asya-Pasifik bölgesinde beklendiği ifade edilmektedir. Dünya genelinde farklı ülkelerden turizm uzmanlarının katılımıyla gerçekleştirilen anketin sonuçlarına da yer verilen UNWTO açıklamasında, iç turizm hareketlerinde uluslararası seyahate nazaran daha hızlı bir toparlanma yaşanacağı yönünde beklenti öne çıkmaktadır.

Korona Virüsü Salgınının Turizm Sektörüne Etkileri

Havacılık Sektöründe 25 Milyon Kişi İşsiz Kalabilir

IATA’nın yayınladığı raporda seyahat kısıtlamalarının üç ay sürmesi halinde, havacılık ve ilgili sektörlerde, 25 milyon kişinin işsiz kalabileceği açıklanmıştır. IATA raporunda, dünya genelinde yaklaşık 65,5 milyon insanın seyahat ve turizm sektörleri de dahil olmak üzere havacılık endüstrisinden geçimini sağladığını ve bunların içinde 2,7 milyon kişinin hava yolu sektöründe çalıştığı belirtilmektedir. Rapora göre; Asya Pasifik’te 11,2 milyon, Avrupa’da 5.6 milyon, Latin Amerika’da 2,9 milyon, Kuzey Amerika’da 2 milyon, Afrika’da 2 milyon ve Orta Doğu’da 900 bin kişi işini kaybetme tehlikesi altındadır.

Korona Virüsü Salgını Sonrasına Yönelik Öngörü ve Planlamalar:

Yurt İçi Turizm Normalleşmede Önemli Bir Rol Oynayacak

OECD raporunda ayrıca Covid-19 salgınına yönelik önlemlerden yurt içi turizminin de etkilendiği, ancak turizmdeki olası toparlanmanın ilk olarak yurt içi turizm hareketlerinde görüleceği ifade edilmektedir. Her ülke için önemi farklı olsa da iç turizmin OECD ülkelerinde turizm tüketiminin ortalama %75’ini oluşturduğuna işaret edilen raporda bu alandaki gelişimin birçok ülkedeki toparlanma sürecine önemli oranda katkı sağlayacağına dikkat çekilmektedir. Dünya genelinde yurt dışına en çok turist gönderen bölge konumundaki Avrupa ülkelerinde, siyasi otoriteler vatandaşlarına bu yıl yurt dışında tatil yapmamaları konusunda uyarılarda bulunmaktadırlar. Avrupa ülkelerinin vatandaşlarını iç turizme yönlendirmeleri dikkat çekmektedir. İtalya Kültür ve Turizm Bakanı Dario Franceschini, yeni tip Korona Virüsü pandemisi nedeniyle 2020 yılında İtalya’nın uluslararası turizme açılmayacağını duyurmuştur. Alman Federal Hükümetinin turizmden sorumlu danışmanı Thomas Bareiss ise bu yaz Alman vatandaşları için tatile çıkmayı olasılık dahilinde gördüklerini ifade ederken, “Uzak bölgelere yapılacak turistik geziler ve tatillerin bu yıl tamamen iptal edilmesi ve ülke içinde tatil programları yapılması güçlü bir ihtimal. Tabii belli önlemler altında” açıklamasını yapmıştır.

Almanya’da Normale Dönüş Sürecinin 2021’de Başlaması Öngörülüyor

Avrupa seyahat sektörünün lokomotif ülkesi sayılan Almanya’da, Alman Federal Turizm Yetki Merkezi’nin, (Kompetenzzentrum Tourismus des Bundes) Korona virüsü salgını ile bağlantılı olarak yayımladığı öngörü raporuna göre Alman turizm endüstrisinin toparlanmasına giden süreç; “Kötümser, Gerçekçi ve İyimser” bakış açılarıyla üç farklı başlık altında ele alınmaktadır. Alman Federal Turizm Yetki Merkezi, mevcut sosyal alan ve seyahat kısıtlamalarının en erken nisan ayı sonunda, büyük ihtimalle mayıs sonundan itibaren yavaş yavaş gevşetilmeye başlayacağını öngörmektedir. Rapora göre, iyimser bir bakış açısıyla, turizmde normale dönüş süreci 2021’de Paskalya sezonu ile başlayacak; bu öngörülere göre Alman turizm endüstrisinin Eylül 2021’de 2019 yılı temel seviyesine ulaşması tahmin edilmektedir. Alman turizm endüstrisinin eski kapasitesine ulaşması ve eski rakamların üst seviyesine çıkmaya başlamasının ise 2022 yazını bulacağı düşünülmektedir.

Korona Virüsü Sonrası Marka Konumlandırılması Nasıl Olmalı?

Çin’in Düşüşü

Geçtiğimiz birkaç on yıl içinde Çin tüm dünyada “her şey”in lider tedarikçisi oldu. Şemsiyelerden, ekmek kızartma makinelerine ve bebek arabalarına kadar Çin artık birçok büyük tüketici ürün kategorisine yön veriyor. Ham madde söz konusu olduğunda ise Çin açık ara hakimiyetini belli ediyor. Ayrıca ara üretim ürünlerinden bahsetmeye gerek dahi yok; elektronik bileşenler, plastikler, işlenmiş metaller ve bitmiş ürünlere giren ancak menşe ülke ile etiketlenmesi gerekmeyen benzeri ürünler gibi.

Modern bir tüketicinin temas ettiği hemen hemen her şey, muhtemelen öncelikle Çin’de bir mola verdi. Bununla birlikte, Korona virüsü salgınının ilk günlerinde, Çin’in üretim kapasitesi çoğu devlet tarafından zorunlu kılınan karantinalar nedeniyle kapandı. Fabrikalar işçileri izne çıkardı, perakende mağazaları kapılarını kapattı ve tüm ülke geçici bir kış uykusuna girdi. İki aydan fazla bir süre boyunca, dünyanın ekonomik büyüme motoru uykuya daldı. Çin’in karantinası, Korona virüsünün daha fazla yayılmasıyla mücadelede inanılmaz derecede etkili olduğunu kanıtladı, ancak aynı zamanda ülkenin küresel tedarik zincirlerine ve üretim programlarına ne kadar büyük bir darboğazda olduğunu gözler önünde serdi. Dahası, birçok şirkete Çin pazarının ne kadar uçucu ve öngörülemez olabileceğini gösterdi. Korona sonrası, Çin’in dünyadaki en kritik pazar olarak yerini kaybedebileceğini ve markaların tüketim malları üretmek için başka yerlere bakabileceğini düşünebiliriz. Bu, şirketlerin 2020’lerde ve ötesinde rekabetçi olmayı umuyorlarsa hala güçlü bir “Çin stratejisine” sahip olmaları gerekmeyeceği anlamına gelmez, ancak bu stratejinin çok daha dikkatli belirlenmesi gerekecek.

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB)  ‘COVİD 19 Sonrası Nasıl Bir Dünya Bizi Bekliyor?’ raporunun tamamına https://we.tl/t-2lNtPqfp linkinden ulaşabilirsiniz. 

Türkiyeseyahatacenteleribirliği #türsab #COVID19SonrasıNasılBirDünyaBiziBekliyor #covid19 #turizm #seyahat #konaklama

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir