Tutkusu gastronomi, vizyonu global: Aylin Mutlu

Röportaj: Hatice Ünal Bilen Fotoğraflar: Fatma Demirbağ

Metro Toptancı Market Pazarlama, Marka Yönetimi ve İletişim Grup Müdürü. Girişimci, özgür ruhlu, üretken, aynı zamanda direkt! Lafı dolandırmayı pek sevmiyor; üretmek, paylaşmak en güçlü iş motivasyonu. ‘Global’ olmak uğruna simültane çevirmenlikle başladığı profesyonel iş hayatına 2011 yılından bu yana Metro Türkiye’de devam eden Aylin Mutlu, tutkuyla bağlı olduğu gastronomi dünyasına global bir vizyonla değer katmayı sürdürüyor.

Sektörün güçlü kadın yöneticilerinden Aylin Mutlu başarılı kariyer hikayesini ve gelecek planlarını samimi bir söyleşiyle paylaştı…

Aylin Hanım bize kendinizi tanıtarak, Metro Toptancı Market Pazarlama, Marka Yönetimi ve İletişim Grup Müdürlüğü’ne uzanan kariyer yolculuğunuzu anlatır mısınız?

İdealimde hep global bir iş yapmak vardı. Ortaokul ve liseyi yabancı okullarda okumanın bir etkisiydi belki de bu. Üniversiteye yaklaştığım dönemde Birleşmiş Milletler’de çevirmen olarak çalışmayı hayal ettim. O dönem Körfez Savaşı’ndan da etkilenmiş olabilirim, televizyonda devamlı simültane tercüme yapılıyordu çünkü. Neticede ilk tercihim olan Boğaziçi Üniversitesi Mütercim Tercümanlığını kazandım. Fakat geçen süreçte işlerin hiç de hayal ettiğim gibi yürümediğini gördüm.

İlk işim olarak, Efes Pilsen’de bir İngiliz proje ekibi ile beraber çevirmenlik yaptım. Hatta kendimi işime o kadar kaptırmışım ki, çevirmenliğin dışında farklı konularda da destek verdim. Onun üzerine beni ekibe dahil ettiler, üç sene boyunca Proje Geliştirme Uzmanı olarak çalıştım. Zamanla kurduğum simültane çevirmenlik hayalinden uzaklaşıp iş dünyasının içinde buldum kendimi.

Global çalışma hayalinizi ne ölçüde gerçekleştirebildiniz?  

Ben o hayalimi Efes Pilsen’de gerçekleştirdiğimi düşünüyorum. Şirket yabancı bir danışmanlık firmasıyla çalışma olanağı sunmuştu bana. Hatta zamanla arkadaşlarım oldular, görüşmeye devam ettik. Güzel bir deneyim oldu.

Ne var ki aldığım evlenme kararıyla işimden ayrılmak zorunda kaldım, eşimle Amerika’ya yerleştik. Bir dönem New York’ta yaşadık. Garsonluktan misafir ilişkilerine, müşteri temsilciliğine kadar pek çok iş yaptım. Bir dönem de Los Angelas’ta yaşadık. Mağazacılıkla tanışmam da o döneme rastlar. Deri ve seyahat aksesuarları satışı yapan bir mağazanın müdürlüğünü yaptım bir dönem. Satış elemanlığıydı ilk görevim. Baktılar çalışıyorum, iyi satış yapıyorum, kısa bir süre sonra mağaza müdürlüğüne getirildim.

Amerika’da geçirdiğim beş yıl hem hayat hem de kariyer anlamında önemli bir kazanım oldu benim için. Ama ülkemizi özlemiştik, ailelerimizden kopmuştuk. Onun üzerine bir kararla 1998 yılında Türkiye’ye döndük. İlk iş olarak YKM’ye girdim. 13 sene çalıştım, Pazarlama Grup Müdürlüğü’ne kadar yükseldim. Çok başarılı işler çıkardık orada. YKM müşteri veri tabanından faydalanılarak çıkarılan Garanti Bonuscard bunlardan biridir örneğin. Hatta “bebeğim” diyorum ben ona. Aynı şekilde üniversitelerle iş birliği yaparak çıkarttığımız YKM Kampüscard Programı da çok verimli bir proje olmuştur.

Metro Türkiye ile nasıl tanıştınız?

Bakarsanız bunların hepsi keyifle hatırladığım projelerdir aslında. Ve o dönem şöyle bir gelişme de oldu. Bir insan kaynakları şirketi kafamda hiçbir şekilde iş değiştirme fikri yokken bana ulaşarak Metro Toptancı Market Pazarlama, Marka Yönetimi ve İletişim Grup Müdürlüğü görevini önerdi. Dediğim gibi yeni bir iş arayışında değildim ama öte taraftan da yabancı global bir şirkette, yepyeni bir alanda çalışmak düşüncesi cazip gelmişti. Bu pozisyon için 4-5 kişiyle görüştüğümü hatırlıyorum. 2011 yılından bu görevin başındayım.

Aradan geçen yedi yılda Metro’da neler oldu, değişim ve gelişim perspektifinden süreci nasıl yorumlarsınız?

Metro çok değişti tabii, önceden daha kapalı bir kutuydu. Bu noktada genel müdürümüzün çizdiği vizyon çok önemliydi. Pazarlamaya inanan bir genel müdür ve global bir yönetim olduğu için başarılı işler yaptık. Markamızı çok daha fazla kişiye açtık. Öncesinde hiçbir şekilde imaj kampanyası yapmayan Metro, bu yedi senelik sürede üç farklı imaj kampanyasını hayata geçirdi.

Metro aslında profesyonellere hitap eden bir marka. Ama çok tutkulu bir markayız. Türk gastronomi sektörünün dünyada hak ettiği konuma gelmesi için uğraşıyoruz. Dışarıdan bakıldığında sosyal sorumluluk çerçevesinde değerlendirilen birçok projeyi bizler bir iş modeli olarak görüyor ve uyguluyoruz. Bu sayede kendi müşterilerimizi ve şeflerimizi de geliştiriyoruz. Bu amaçla kurduğumuz Gastronometro, bugün Türkiye’nin en profesyonel eğitim mutfağı ki buraya Michelin yıldızlı şefleri davet ediyoruz, gastronomi öğrencilerini bir araya getiriyoruz. Gastronometro’yu ben “gastronominin yüksek lisansı” olarak nitelendiriyorum. Kendi ekibimizin eğitildiği, ürün denemelerinin yapıldığı, gerçek anlamda Türk gastronomisini yükseltecek bir platform olarak görüyoruz.

Bunun haricinde coğrafi işaretli ürünlere verdiğimiz değer ile birlikte bocuse d’or gibi uluslararası yarışmalara sponsor olarak da destek veriyoruz. Bizim tutkumuz gerçekten gastronomi.

Gastronomi deyince Türkiye’deki gelişimi ve dünyadaki seyri üzerine düşüncelerinizi, varsa tespit ve önerilerinizi de bizimle paylaşır mısınız?

Yeme içme kültürümüz çok derin. Metro Toptancı Market olarak Türk mutfağına ilgiyi artırmak hedefiyle bir imaj çalışması da gerçekleştirdik. Orta Asya’dan günümüze uzanan derin, güzel bir yemek kültürüne sahibiz. Tam anlamıyla tanıtabiliyor muyuz, tanıtamıyoruz. Fakat son yıllarda Metro olarak sektöre ciddi bir katkı sağladığımızı düşünüyoruz. Hatta devletin de bu konuda önemli destekleri söz konusu. Özel sektörden çok iyi girişimciler var. Son dönemde Türk gastronomisini geliştirecek ve dünyaya tanıtacak çok başarılı işlerin yürütüldüğünü görüyoruz.

Bunlardan biri de, biraz önce sözünü ettiğim bocuse d’or yarışması ki, Türk şeflerini dünyaya tanıtmak için 11-12 Haziran’da Torino’da Avrupa elemeleri yapılacak. Mutlu Şevket Yılmaz, Türkiye’yi temsil edecek olan şefimiz. Gastronometro şeflerinden Vedat Demir koçluğunu yapıyor. Umarız Avrupa elemelerini geçerek dünya elemelerine kalır. Ama sadece yarışmada varlık göstermesi bile mutfak kültürümüzü, Türk şeflerimizi dünyaya tanıtmak için çok büyük bir fırsat.

“Metro Türkiye olarak gerek coğrafi işaretli ürünler gerek sürdürülebilir iş modellerimiz gerekse reklam kampanyalarımızla pek çok ödülün sahibiyiz, ödüle doymuyoruz. Ama herhalde en değerli ödülümüz, Türk şeflerinin kendilerini dünyada tanıttıklarını görmek olur. Mutlu Şevket Yılmaz Şefimizin Türkiye’ye ödülle dönmesi, ödül alamasa bile Avrupa elemelerine katılması bizce doğru yolda olduğumuzun en güçlü kanıtı.”

Metro’nun 2018 ajandasında yeni projeler, kampanyalar, iş birlikleri var mı?

Bu yıl üçüncüsünü düzenleyeceğimiz “KendiİşimGünü” adında bir kampanya çalışmamız var. Her ekim ayının ikinci salı gününde global olarak düzenliyoruz. Bu projede amacımız, küçük işletme sahibi müşterilerimizi desteklemek. Yaptığımız araştırmalar da şunu gösteriyor ki, küçük işletmelerin başarısız olmasının temel sebepleri yanlış lokasyon seçimi veyahut reklam yapılamaması. Biz onlar için lokasyon seçemeyiz tabii ki ama reklamlarını yapabiliriz. Bu şekilde bir platform üzerinden kayıtlı müşterilerimizin verdikleri teklifleri son tüketicilerle paylaşıyoruz, küçük işletmelerin reklamlarını yapıyoruz.

Bununla beraber şu sıralar hayvan refahı üzerine çalışıyoruz. Coğrafi işaretli ürünlere desteğimiz aynı şekilde devam edecek. Nitekim Türkiye’de bu potansiyele sahip yüzlerce ürün mevcut. Yine atık kayıp üzerine faaliyetlerimiz sürüyor, ülkemizde bu oran çok yüksek. Özellikle sebze meyvede tarladan çıkıp rafa gelene kadar yüzde 40’lık bir kayıp söz konusu. Bunun azaltılması konusunda projelerimiz bulunuyor. Esasında geçmişte başlatıp üzerine ilave ederek devam edeceğimiz çok sayıda projemiz var. Hiçbirini de kısa vadeli değil, sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz.

Genel bir değerlendirmeyle bu yıl nasıl geçer, beklentileriniz neler?

2018 geçen seneye göre daha iyi geçiyor. Otellerde doluluk oranları daha fazla. Müşterilerimizden geri dönüşler de bu yönde. Oteller sezon öncesinde satın almalarını yapıyorlar. Bu doğrultuda yılın geçen yıllara göre daha iyi geçeceğini umut ediyoruz. İlk sonuçlar da zaten bu şekilde geliyor. Hem şehirlerde hem de resort bölgelerde iyi bir sene bekliyoruz.

Ben biraz da sizden bahsetmek, Aylin Mutlu’yu daha yakından tanıtmak istiyorum, bize kendinizle ilgili neler söylersiniz?

İlk dönemlerde kendi işimi kurmak gibi bir hayalim vardı. Bunu kurmak ya da kurmamak ile de kısıtlandırmıyorum. Kendimi girişimci ve özgür ruhlu biri olarak tanımlayabilirim. Yeni projeler üretmek, başkalarıyla paylaşmak, ekipleri girişimciliğe yönlendirmek, girişimcilik ve yaratıcılık Metro’nun kendi iş prensipleri arasında da var aslına bakarsanız. Onun dışında direkt bir insanım. Lafı çok dolandırmayı, karşımdaki insanı haksızlığa uğratmayı istemem. Direkt, doğru konuşan bir insan olmayı tercih ediyorum.

Bu özelliklerinizle bağlı bulunduğunuz sektöre ve firma işleyişinize neler katmış olabilirsiniz?

Sonuçta uzun yıllardır pazarlama yapıyorum. Yaratıcılık benim için önemli bir husus. Bu paralelde Metro Toptancı Market’in kendini müşterileri dışında anlatması konusunda yürüttüğü imaj ve satış kampanyaları çok önemliydi. Yaratıcılık ve iletişim becerimin kişisel manada önemli bir katkı sağladığını söyleyebilirim. Bu noktada müşteriyi iyi anlamak da önemli ki doğru metotları seçmek ve doğru zamanlama yapabilmek dikkatlerden kaçmaması gereken bir husus. Sadece satış kampanyalarıyla sesinizi duyuramazsınız, çok mekanik bir ilişki olur. Oysaki bizim tutkumuz gastronomi. Dolayısıyla iş modelimizde olan projelerle kendimizi anlatmayı tercih ediyoruz. Ülkemizin ihtiyacı olan da bu esasında. Yoksa satış kampanyası, fiyat, ürün herkesin yapabileceği işler… Metro olarak bizler ülkemize katma değer sağlayan projelerle sesimizi duyurmayı seçiyoruz.

Metro Türkiye’de kadın istihdamı ne durumda?

Kadın istihdamı bizim için önemli. Metro istihdam ettiği personelin çeşitliliğine önem veren bir yapılanma. Bu sadece Türkiye için de değil, global olarak böyle. Biraz önce bahsettiğim “KendiİşimGünü”nde de kendi işini kuran ya da kurmak isteyen kadınlara yönelik bir araştırma yaptık. Çok enteresan sonuçlar ortaya çıktı. Hatta buradan da bir iki sonucu sizinle paylaşmak istiyorum. Örneğin kendi işini kurmak isteyen kadınların oranı yüzde 74. Ama bunun gerçekleşeceğine inananların sayısı yüzde 13. Çünkü ekonomik sebeplerle bunu başaramayacaklarını, gerekli finansal desteği bulamayacaklarını düşünüyorlar. Hayal var ama gerçekleşeceğine inananların oranı sadece yüzde 13. Araştırmamızı bu sene de devam ettirmeyi planlıyoruz.

Metro Türkiye genelinde bakacak olursak, merkez ofiste kadın oranı yüzde 45. Genel olarak Metro Türkiye’de de yüzde 33. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 2023 yılına Türkiye’de kadın istihdamını yüzde 41’e çıkartmak gibi bir hedefi var. Biz de o hedefi kendimize benimsedik, Şu anki rakamlarımız iyi ama sayıyı daha da artırmak istiyoruz.

Peki özel vakitlerinizi nasıl geçiriyorsunuz? Gastronominin bunca içindeyken mutfakla, yemekle aranız nasıl diye sorsam?

Mümkün olduğunca seyahat etmeye çalışıyorum. Kaldı ki bu seyahatlerin içinde gastronomi turizmi de hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası. Gittiğim yerlerde mutlaka farklı lezzetler tatmaya gayret gösteriyorum. Evimde yemek pişiriyorum ama bunun için çok da fazla zaman bulamıyorum açıkçası. Yoksa iyi yemek pişiririm. Biz yeme içmeyi seven bir organizasyonuz. Zaten Gastronometro bize bunu fazlasıyla denettiriyor. Sağ olsunlar, şeflerimizi takip ediyoruz, bize anlatıyorlar. Onlar sayesinde farklı lezzetleri, teknikleri öğreniyoruz ve uygulamaya çalışıyoruz.

Bunların dışında iyi bir kayakçıyım. Fırsat buldukça kayak yapmaya çalışıyorum. Aynı zamanda iki yıldız dalışçıyım. Bir süredir dalmıyorum ama scuba diving yapıyorum. Okula giderken eş zamanlı olarak belediye konservatuarını da bitirdim. Şimdi tabii ki sadece seyretmekle yetiniyorum ama 10 senelik bale geçmişim de var.

Bundan sonraki planlarınız neler?

Metro’da gerçekleştirmek istediğimiz daha çok hayalimiz var. Burada tutkumuz, hayalimiz, yapacak işimiz çok. Şeflerimizle beraber Türk gastronomisini daha da yükseltmek en büyük emelimiz. Gastronomi ileriki dönemde de öncelikli hedefim olacak. Ben iş dışında kişisel seyahatlerimi gastronomiyle birleştirmeye devam edeceğim.

En başa dönerek sormak istiyorum, şu an ki geldiğiniz noktada kendinizi global çalışma hayalinizin neresinde görüyorsunuz?

Hedefin yüzde 100 odağındayım. Global bir şirkette çalışıyorum. Diğer Metro ülkeleriyle çok sıkı paylaşımlarımız oluyor. Toplantılara, eğitimlere katılıyoruz. Şirkette Lead&Win adında bir liderlik programımız var. Orada da iç eğitmen olarak görev yapıyorum. Çünkü Metro kültürünün geliştirilmesi, gelecek nesillere yayılmasını bir misyon olarak benimsedim. Bunu da zevkle yapıyorum. Bundan sonraki süreçte de pazarlama şapkamın yanında iç eğitmen olarak da görev yapmayı sürdüreceğim.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir