Şef Murat Bozok: Restoranlarda yaptığımız çok gereksiz işler var

Haber: Hatice Ünal Bilen

İklim Dostu Gastronomi Turizmi panelinde konuşan Danışman Şef Murat Bozok, “Mevsimi olmadığında kuşkonmazı Peru’dan, elmayı Yeni Zelanda’dan, suyu Japon adalarından getirmek gibi çok gereksiz işler yapıyoruz. Oteller, restoranlar ve kişiler bazında daha dikkatli olmamız lazım.” uyarısında bulundu.

EMITT-Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı kapsamında düzenlenen İklim Dostu Gastronomi Turizmi paneli 10 Şubat Perşembe günü TÜYAP Fuar Merkezi’nde gerçekleşti. Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) koordinasyonunda ve Başkan Gürkan Boztepe moderatörlüğünde düzenlenen panelde Danışman Şef Murat Bozok, Şef Jale Balcı ve televizyon programcısı Burak Akkul, iklim dostu bakış açısının gastronomi sektöründe dünyadaki yansımalarını ele alırken, Türk mutfağının önemine de vurgu yaptılar.

“Geleceğin hakkından çalmadan üretim yapmak çok önemli” 

İklim Dostu Gastronomi Turizmi konusunda oteller ve restoranlarda son dönem trendlerini değerlendiren tecrübeli Danışman Şef Murat Bozok, sözlerine sürdürülebilirlik vurgusuyla başladı. Sürdürülebilirliğin son zamanların en moda terimlerinden bir tanesi olduğunu hatırlatan Bozok, gelecek kuşakların hakkından çalmadan üretim yapmanın ve hizmet vermenin en doğru tarif olabileceğini aktardı. Turizm ve restorancılığın da bu kapsama alınabileceğini belirten Bozok, “Gelecek kuşakların haklarından çalmadan, onlara balık, sebze, et ve yeteri kadar ürün bırakarak bir şekilde restoranda hayatımızı sürdürmemiz lazım.” dedi.

“Restoranlarda yaptığımız çok gereksiz işler var”

Dünyada bunun çok farklı akımlarının ve türevlerinin olduğuna işaret eden Bozok, “Benim uzun yıllardır sevdiğim, 100 mil diye bir akım yapıyorlar. Yaşadığı yere bir pergel çekiyor. 100 mil, yani yaklaşık 160- 170 km’lik bir daire çiziyorlar ve o mevsimde, o 160 km’lik yarı çaplı daireden Allah ne veriyorsa, mevsim ne veriyorsa, sadece onu yiyorlar.” örneklemesini yaptı. Amerika’da yapılan bir araştırmadan bahseden Bozok, bir ürünün süpermarketlere gelmek için ortalama yaklaşık 1900 km yol kat ettiğini belirterek, “Yani bizim kuşkonmazı, mevsimi olmadığında Peru’dan getirmemiz gibi, elmayı mevsimi olmadığında Yeni Zelanda’dan getirmemiz gibi, Japon adalarındaki su çok güzel diye, oradan su getirmek gibi yaptığımız çok gereksiz işler var maalesef. Bunlara biraz dikkat etmek lazım. Hem oteller hem restoranlar hem de kişiler bazında dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum.” uyarısında bulundu.

“Sürdürülebilirliğin hepimize faydası var”

Sürdürülebilirliğin avantajlarına dikkat çekerek sözlerini sürdüren Bozok, şöyle konuştu: “Bir de yararları da var. Bir kere yakından gelen bir şeyle etrafımızdaki köylüyü, çiftçiyi beslemiş oluyoruz. Bu çok değerli. Yakından gelen üründe karbon salınımı çok az oluyor. Karbon ayak izi çok az oluyor, bana göre bu çok önemli. Lezzetli oluyor. Uzaktan gelen, 10 -20 günde gelen bir ürünle, yakından gelen ürünün lezzeti de aynı olmuyor. Kazan-kazan son yılların moda tabirlerinden bir tanesi. Sürdürülebilirlik biraz böyle bana sorarsanız dışarıdan algısı kokoş gibi, yüksek kesime hitap eden bir şey gibi geliyor ama esasında hepimize faydası var.”

#şefmuratbozok #iklimdostugastronomiturizmi #emittfuarı #doğuakdenizuluslararasıturizmveseyahatfuarı #gastronomi #gastronomiturizmi #gastronomiturizmiderneği #gürkanboztepe #şefjalebalcı #burakakkul #panel

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir