4 kuşaktır sadece ete yatırım yapıyorlar…

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

115 yıllık ticari faaliyete sahip Bonfilet’in 4. Kuşak temsilcisi. 1994 yılında Bonfilet yönetimini devralarak geleneksel kasaplık anlayışını inovasyonla birleştirdi. Türkiye’yi paketlenmiş et ve et ürünleri ile tanıştırdı. Şirket yönetimine geçtiği ilk günden itibaren et üretiminde Ar-Ge çalışmalarını odağına alarak ilerlemeyi ilke edindiğini belirten Bonfilet Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Akkoyun ile markanın horeca kanalına yönelik ürünlerini, 2021 büyüme stratejisini ve kırmızı et sektörünün Türkiye ve dünyadaki durumunu konuştuk.

Bonfilet’in kuruluşundan ve yapılanmasından bahseder misiniz? 

1905 yılında hayvancılık ve kasaplık faaliyetlerine başladık. 1970 yılında ticari faaliyetlerimizi Eskişehir’den İstanbul’a taşıdık. 1980’li yıllara gelindiğinde alışılagelmiş kasaplık faaliyetlerini geliştirerek inovatif bir sürece dönüştürdük ve artan pazar taleplerini karşılayabilmek için 1987 yılında ‘’Akkoyun Et Pazarı’’ olan adımızı ‘’Bonfilet’’ olarak değiştirdik. 1994 yılında Türkiye’nin ilk paketlenmiş et ve et ürünlerini pazara sunduk. Önce lokal sonra zincir marketlerin raflarında yerini almaya başlayan Bonfilet marka paketlenmiş et ürünleri, sektörel gelişmeye de katkı sağlayarak pazara yeni aktörler kazandırdı.
2010 yılında 34-001 numaralı belgeyi alarak Türkiye’nin AB normlarındaki ilk et üretim tesisi olan Bonfilet Et Üretim Tesislerini açtık ve kullandığımız teknolojiyi sürekli olarak yenileyerek dünya standartlarında üretim hattı için Ar-Ge yatırımlarımıza hız verdik, sürdürülebilirliğini sağladık. Bir asrı aşkın bilgi ve tecrübemizle 2015 yılında Bonet markamızı kurduk ve yeme-içme sektöründe de faaliyet göstermeye başladık. 2019 yılında Türkiye’nin ilk sabit gramaja sahip, tek porsiyonluk, paketli taze et ürünlerini Bonfresh serimiz ile pazara sunduk. 2020 yılında sürdürülebilir iş modelimizi kurumsal kimliğimize yansıttığımız bir restorasyon dönemine girdik ve kurumsal kimliğimiz ile logomuzu yeniledik.

“Ailenin 4. kuşak temsilcisiyim” 

Akkoyun ailesinin dördüncü kuşak temsilcisi olarak küçük yaştan itibaren; et ve et ürünleri üretim süreçleri, otomasyon sistemleri, tüketici ihtiyaç ve davranışları üzerinde yakın gözlem ve çalışma fırsatı buldum. Şirketin yapılanma sürecinde yeni teknolojiler alanında üst düzeyde araştırmalar yapmak, üretim ve paketleme süreçleri üzerine incelemelerde bulunmak için yurt dışına gittim ve döndüğümde İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde kurduğumuz et tesisinde günde 10 kg köfte üretimi ile işe sıfırdan yeniden başladık. 1994 yılında Bonfilet yönetimini devralarak geleneksel kasaplık anlayışını inovasyonla birleştirdik ve Türkiye’yi paketlenmiş et ve et ürünleri ile tanıştırdık. Yönetime geçtiğim ilk günden itibaren et üretiminde Ar-Ge çalışmalarını odağa alarak ilerlemeyi sağladık. Sağlıklı ve güvenilir gıda anlayışı ile teknolojik alt yapıya yönelik önemli yatırımlarda bulunduk.
Ürünlerin üretim aşamasından raflarda yerini almasına kadar geçen sürede tüm detayları alanında uzman ekiplerle sürdürmeyi prensip edindik. Bonfilet markasına yön verirken ‘’Kendi soframızda yemeyeceğimiz ürünü üretmeyi katiyen düşünmemeliyiz’’ politikası ile çalışanlarımıza ilham kaynağı olmaya, bir dünya markası olma yolunda enerjimizi ve tecrübemizi aktarmaya devam ediyoruz.

Ürün gamınız, hedef pazarlarınız, istihdam kapasiteniz hakkında bilgi verir misiniz? Yeni dönem için bu rakamlar ne olacak?

Şu an Taze ve Dondurulmuş Et Grubu, Döner Grubu, Köfte Grubu ve Hazır Yemek olmak üzere dört ana kategoride ürün grubuna sahibiz. Tüm ürün kategorilerimizde hem taze hem de dondurulmuş şekilde sadece dana ve kuzu etinden ürettiğimiz ürünler sunuyoruz. Üretimimizde uluslararası ticarete konu olan ürünlerin menşeini belirten belgemiz ‘Menşe Şehadetnamesi’ne sahip ırkı, kökeni belli hayvanları kullanıyoruz. Hayvanların kesimlerini birinci sınıf tesislerde İslami usullere uygun olarak gerçekleştiriyoruz.
Bonfilet olarak hem profesyonellere hem de ev tüketicilerine hitap ediyoruz. Profesyonel kesime yönelik gastronomi ürünlerimizi, sektörün beklenti ve ihtiyaçlarını göz önüne alarak üretiyoruz. Ev dışı tüketime yönelik; büyük üretim firmaları, catering’ler, oteller, restoranlar, kamu kurum ve kuruluşları ile tüm Türkiye’de seçkin bayiler ile çalışıyoruz. Bu kanalda ürünlerimizi müşterilerimizin taleplerine istinaden diledikleri şekilde ambalajlayabiliyoruz. Karkas olarak ya da parçalara ayrılmış halde alabildikleri taze ya da dondurulmuş et ürünlerimizi isteğe bağlı olarak vakum ambalaj ve dökme seçenekleriyle sunuyoruz.
Ev kesimine yönelik ürünlerimizde ise, ambalajlı taze ve dondurulmuş et ürünlerimizin yanı sıra köfte grubu, döner grubu ve pratik ısıt-ye ürün gruplarımızı, farklı ambalaj seçenekleri ile müşterilerimizle buluşturuyoruz.
Ürün çeşitlerimize paralel olarak her yıl genişleyen bir pazara ve dolayısıyla farklı ses gruplarına hitap ediyoruz. Yurt içinde sektöründe söz sahibi zincir otel ve restoranlar ile ilgili pazarlara satış yapan retail firmalar ve sayısız işletme ile iş birliği halindeyiz. Aynı şekilde perakendede ulusal bazda zincir marketler ve online alışveriş platformları aracılığıyla Türkiye’nin her yerine hitap ediyoruz.
Şu an yaklaşık olarak 300 kişiye istihdam sağlamaktayız. %25 oranında kadın çalışanımız var. Mavi yaka oranımızda toplam çalışan kadroların %40’ını oluşturuyor. Bonfilet olarak büyük oranda otomasyona dayalı bir üretim modeline sahip olduğumuz için 2021’de insan kaynağımızda büyük oranda bir artış olmayacak ancak alt yapı güçlendirme ve Ar-Ge yatırımlarımız devam edecek. Geçtiğimiz yıl büyük bir bölümünü Ar-ge çalışmalarımıza olmak üzere ve özellikle ürünlerimizin nihai sunumunu geliştirmeye yönelik 7 milyon TL’lik bir yatırım hamlemiz oldu. Pandemi nedeniyle ev dışı tüketimde özellikle horeca sektöründeki daralmaya kıyasla perakende ve e-ticaret satışlarımızın hareketlendiği şu günlerde yeni senaryolar üzerinde çalışıyoruz.

Bu yıla dönersek, Bonfilet olarak ev dışı tüketim kanalında 2020’yi ne şekilde kapatmaya hazırlanıyorsunuz? Hedefleriniz neydi, pandemiyle birlikte ne şekilde revize etmiştiniz?

2020’nin ikinci yarısından itibaren hissetmeye başladığımız pandemi kaynaklı krizden en çok etkilenen sektörlerin başında tarım ve hayvancılık geliyor. Bu yıl kırmızı et tüketiminde toplamda ortalama %30 küçülme oldu. Küçülmenin %20’si turizm sektörü kaynaklı, turizmin pandemiden ciddi oranda etkilenmesinin yanı sıra toplu yemek üretimi yapan noktaların, catering ve restoranların kapanması ya da kapanmasalar bile mevcut kapasitelerini %80 oranında azaltmaları nedeniyle ev dışı tüketim satış kanalımız ciddi anlamda zarar gördü. 2020’de ev dışı tüketimde yaşadığımız bu kayıpları büyük oranda perakende ve e-ticaret satış kanallarımız aracılığıyla kompanse ettik ama 2020 için hedeflediğimiz reel büyüme gerçekleşmedi.

Sektörünüzde pandeminin oluşturacağı ekonomik etkiyle 2021 yılı için büyüme tahminleriniz nedir? Bonfilet olarak şu ana dek bağlı bulunduğunuz alana ne kadarlık yatırım yaptınız? Gündeminizde yeni yatırım planları, projeler var mı? 

1905 yılından günümüze, dört nesildir en iyi bildiğimiz işi, büyük yatırımlar yaparak inovasyon ve otomasyon ile geliştirerek büyüttük.
2018 son çeyreğinde ciddi bir yatırım ile %50 oranında bir kapasite artışı gerçekleştirdik. Bu yatırım sadece üretim proseslerine yönelik olmadı. Ar-Ge laboratuvarlarımızın teknolojik anlamda güçlendirilmesini de sağladık. Araştırma ve buna bağlı olarak inovasyon süreçlerimiz için yatırımlarımız sürekli olarak devam ediyor.
Üretimde mümkün olduğunca el değmeden otomasyon sistemlerimizin aktif olduğu bir zincir ağımız var. Ürünlerimizin hammadde evresinden paketlenmesine, ambalajlanıp soğuk zincirin korunduğu lojistik sevkiyatımıza kadar tüm aşamalarında teknolojiden yüksek oranda faydalanıyoruz. Dünya standartlarında bir işleyişi devam ettirebilmemiz için bu yönde yatırımlarımız süreklilik arz ediyor. Bu bağlamda 2021’de sadece otomasyon sistemlerimize yönelik 5 milyon TL’lik bir yatırım gündemimizde.

Salgınla birlikte dijital dönüşüm tüm sektörlerde artan etkisini hissettirdi. Bonfilet olarak dijitalleşmeye ve teknolojiye ne gibi yatırımlar yaptınız?

Dijital dönüşümün pandemi salgını ile ivme kazandığı bugünlerde Covid-19 sonrası oluşan yeni tüketici profilinin davranışlarını yakından takip ediyoruz. Merkez Bankası’nın kredi kartı harcamalarının son 5 yıl ortalamasına göre değişim oranlarını paylaştığı verilerde, internet üzerinden yapılan alışverişlerin 13. haftada %2, 15. haftada %43 olarak kaydedildiğini görüyoruz. Bu tablodaki ciddi artış bize et ve et ürünleri için yeni nesil online satış kanalını işaret ediyor. Bu kanalın ihtiyaçları ve iş modeli perakendeden oldukça farklı. Dolayısıyla ürünlerin işlenmesi ve soğuk zincir kırılmadan teslim edilmesi kadar paketlenmesi de büyük önem arz ediyor. Salgınla birlikte öne çıkan dijital pazarda ödeme şeklindeki temassız alışveriş avantajı aynı zamanda ürünün el değmeden otomasyona dayalı olarak üretimi ve elbette el değmeden paketlenmesini de kapsadığında anlamlı bir bütüne dönüşüyor. Elimizin altında ve sürekli olarak kontrol edebildiğimiz akıllı cihazlar sayesinde hareket kabiliyetimiz artarken, dünya her geçen gün küçülüyor. Bonfilet olarak biz de bu gelişime paralel olarak, şu an alt yapı çalışmaları devam eden online alışveriş satış kanalımızı yılbaşında hayata geçireceğiz. Bundan böyle müşterilerimiz ürünlerimize www.bonfilet.com.tr web adresimiz üzerinden de hızlı ve pratik bir biçimde erişim sağlayabilecek.

Kırmızı et sektörünün Türkiye ve dünyadaki durumu nedir? Bu dönemde kırmızı et sektöründe şirketler için en önemli fırsatlar ve zorluklar neler?

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nden (OECD) aldığımız verilere göre, 2019’da dünyada ortalama olarak kişi başına 6,4 kilogram dana ve sığır eti tüketilirken, Türkiye’de 9.5 kilogram tüketildi. Toplam kırmızı et tüketiminde 2019’da dünya ortalaması 19,3 iken ülkemiz kırmızı et tüketiminde kişi başına 13,8 kilogram ile dünya ortalamasının gerisinde kaldı.
OECD verilerine göre, 2020’nin son çeyreğinde kırmızı et tüketiminin en yüksek olduğu 3 ülke Arjantin (36.8 kg), ABD (26.1 kg) ve Brezilya (24.4 kg). Bu ülkelerde de bir önceki yıla kıyasla düşüşler söz konusu, örneğin Arjantin’in 2019 yılı kişi başı dana ve sığır tüketimi 37.9 kilogram olarak kaydedilmiş. Ülkemiz için 2020’de dana ve sığır eti tüketiminde 9.6 kilogramlık bir öngörümüz vardı, bu oranı yakalayabilmemiz ya da en azından bir önceki yılın tüketim oranlarını muhafaza edebilmemiz için sektörel çabanın yanı sıra ‘’düzenli olarak ve yeterli miktarda tüketilen kırmızı etin insan sağlığına faydaları’’ noktasında kolektif bir bilinç oluşturmamız gerekiyor.
Türkiye’yi ilk kez paketlenmiş et ve et ürünleri ile tanıştıran marka olarak özellikle tek porsiyonluk ambalajların gelişmekte olduğunu söyleyebiliriz. Eskiye kıyasla daha bilinçli bir kırmızı et tüketicisi var karşımızda. Gramajını, besin ve enerji öğelerini net olarak bildiği, proteini ve pratik hazırlanma şekli ile hayatına değer katacak ürünler peşinde diyebiliriz. Bu amaçla 2021’de teknolojik alt yapı ve Ar-Ge çalışmalarını tamamladığımız yeni ürün gruplarımız, pazarı geçmişte yaptığımız gibi hareketlendireceğine inandığımız çeşitli kategorilerde hem lezzetleri hem de ambalaj tipleri ile farklılık oluşturacağını düşündüğümüz inovatif ürünlerimiz geliyor, kısa sürede ciddi bir penetrasyona ulaşacağına inanıyoruz.

#bonfilet #bonfresh #bonet #akkoyunetpazarı #hakanakkoyunröportaj #kırmızıet #et #horeca #evdışıtüketim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir