Beykoz QR kodlu mobil tanıtımla turizmde markalaşacak

İstanbul’un ilk “QR Kodlu Mobil Turizm Tanıtım Projesi”, Anadolu Hisarı’ndan start aldı. Anadolu Hisarı’nın tarihi, QR kod ile mobilden tanıtılacak.

İstanbul’un ilk “QR Kodlu Mobil Turizm Tanıtım Projesi”, Beykoz ilçesine bağlı Anadolu Hisarı’ndan start aldı. QR kodlu mobil tanıtım ile Anadolu Hisarı, turizmin yeni cazibe bölgesi olmaya aday. Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’in ev sahipliğindeki Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında, 20 Nisan Cuma günü Küçüksu Kasrı’nda, İstanbul’un diğer ilçelerine de yaygınlaştırılması planlanan QR kodlu turizm tanıtım projesinin açılışı, kamu, yerel yönetimler ve turizm sivil toplum örgütlerinin katılımıyla yapıldı.

Yücel Çelik: “Beykoz, dünyanın incisidir”

Beykoz’un, Boğaz’ın ve İstanbul’un incisi olduğunu kaydeden Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, şunları söyledi: “Beykoz hepimizin, Beykoz hepinizin. Beykoz’umuzu daha iyi tanıtmak için, birçok projeyi hayata geçirmekteyiz. Turizmde de bir atılım içerisindeyiz ve önümüzdeki dönemde turizmden daha fazla pay alacağız” dedi.

Bacasız sanayi olan turizmden Beykoz olarak gelecek yıllarda daha fazla yararlanacaklarını ifade eden Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, “Beykoz, dünyanın incisidir. Turizme yönelik yapılmakta olan çalışmalar ile gelecek birkaç yıl içinde yerli ve yabancı misafirlerimizi daha fazla ağırlayacağız” diye konuştu.

QR kodlu yürüyüş yolu, İstanbulluları ve turistleri bekliyor

Aralarında, Küçük Ayasofya Camii ve Sfendon Duvarı ile ilgili farkındalık yaratma projeleri dahil birçok projeyi gerçekleştiren Sultanahmet’teki Arena Hotel’in sahibi Gül Küçükserim, kendisini tarihi ve kültürel eserlerin korunmasına ve tanıtımına adayan bir turizmcidir. Anadolu Hisarı’nın tanıtımı için QR kodlu mobil turizm tanıtım projesini hazırlayan Gül Küçükserim, yoğun uğraşları neticesinde projeyi turizme kazandırdı.

Gül Küçükserim: “Herkesi bekliyoruz”

Anadolu Hisarı’nın tarihini, teknoloji ile buluşturduklarını anlatan turizmci Gül Küçükserim, şunları söyledi: “İstanbul’un gizli cenneti olan, tarihi – doğal güzellikleriyle şiirlere ve şarkılara konu olan bu güzel semte, hayran kalmamak mümkün değil. Tarihe tanıklık etmek isteyenler, telefonlarına indirecekleri ücretsiz QR kodu ile Anadolu Hisarı ve çevresinin, geçmişten günümüze hikâyesini seçecekleri dilde öğrenecektir. İstanbullular ve turistler için, QR kodlu yürüyüş yolu haritamızı da hazırladık ve herkesi bekliyoruz. Gezilecek mekanlar arasında; Küçüksu Kasrı, Küçüksu Çeşmesi, Küçüksu Çayırı, Göksu Deresi, Anadolu Hisarı ve kalesi, Namazgâh, Anadolu Hisarı Camii, Meryem Ana Ayazması, Baruthane çayırı bulunuyor” dedi.

Anadolu Hisarı’nda, QR kodlu mihenk taşları uygulaması

Güzelce Hisar Eğitim Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Aynur Yavaş, yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Bu proje, Türk turizmine gönül veren, derneğimizin yönetim kurulu üyesi Gül Küçükserim tarafından düşünülerek, yoğun emek ve çalışmalarımızın neticesinde gerçekleşmiştir. Projemiz, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından beğenildi. Beykoz Belediye Başkanımız Yücel Çelikbilek’in ev sahipliğinde, Turizm Haftası’nda açılışını yapıyoruz. Şu an, Anadolu Hisarı çevresinde bulunan 7 adet QR kodlu mihenk taşlarının, önümüzdeki günlere 10’a çıkartılması planlanıyor” dedi.

Projeye sponsorluk yapan VisiGlobe firmasının sahibi Ayhan Olgun, projeyle Anadolu Hisarı tarihini teknolojiyle buluşturmanın gururunu yaşadıklarını anlattı. Konuşmaların ardından, Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, İstanbul İl Kültür Turizm Müdürlüğü ile turizm sektörü dernekleri TÜROB, TÜRSAB, TUREB, SKAL, İRO’nun üst düzey temsilcilerinin katıldığı protokol; QR kodlu yürüyüş yolu haritasında yer alan tarihi eserleri birlikte gezdiler.

Anadolu Hisarı ile ilgili hazırlanan çalışmada yer alan eserler:

Küçüksu Kasrı: Bu yürüyüş turunuzda 18. yy da I. Mahmut döneminde yapılmış olan kalem işi süslemeli tavanları, değerli İtalyan mermeri şömineleri, mobilya, halı ve tablolarıyla eşsiz bir sanat müzesi niteliğindeki Küçüksu Kasrı’na bayılacaksınız. Yanı başında duran, 33 yıldan beri erkek evlat bekleyen Osmanlı hanedanına III. Selim’i doğuran Mihrişah Valide Sultan adına, 1806 yılında oğlu tarafından yaptırılan kubbesi ve geniş saçakları, ampir bezemeleri, kitabeleri ile ilk günkü güzelliğini koruyarak, günümüze gelebilmeyi başarmış ender eserlerden olan Küçüksu Çeşmesini göreceksiniz.

Baruthane Çayırı: Halkın yaşantısında önemli yeri olan tuluat, orta oyunu, meddah ve yağlı güreşlerin yapıldığı, saltanat kayıkları ile gelen saray erkânının da katıldığı etkinliklere ev sahipliği yapan Küçüksu ve Baruthane çayırı mesire alanlarını gezerken, bakır mısır kazanlarında kaynatılan mısırları ve mısır şenliğini anımsayacaksınız.

Anadolu Hisarı: Biraz ileride İstanbul’un fethinden önce Yıldırım Beyazıt Han’ın yaptırdığı ilk Hisar olan, boğazın en dar yerinde, tepe üzerine kurulan Anadolu Hisarı bütün ihtişamıyla karışınıza çıkmaktadır. Bizans’a Karadeniz yoluyla yardım gelmesini önlemek ve Karadeniz’den gelecek tehlikeleri de karşılamak maksadıyla inşa edilmiştir. Rumeli Hisarı ile birlikte, Anadolu Hisarı boğazların kontrol altına alınmasında Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu haykırırcasına mağrur, bayrağımızı gururla dalgalandırmaktadır.

Göksu’da sandal sefaları: Anadolu Hisarı’nın altında, asırlık çınar ve ıhlamur ağaçlarının gölgesinde akan,  en büyük aşkların yaşandığı, şiirlere, şarkılara konu olan, âşıkların buluşmalarına şahitlik eden Göksu; dile gelse de anlatsa bizlere sandal sefalarını…

İlk Namazgah: İstanbul’un nüfusu 2 milyon iken, bir günde 36 Şehir Hayriye vapurunun yanaştığı, tarihi Anadolu Hisarı vapur iskelesinin biraz ilerisinde karşıda duran Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılan, fetih den sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından yeniden inşa ettirilen,  Anadolu Hisarı Camiisini görebilirsiniz. Tuğladan yapılmış minaresi, güneşe bakılarak zamanın tayin edildiği üçgen şeklinde taş âlemi ile İstanbul kadısının adını vererek yaptırdığı Sinaneddin Yusuf efendi ‘’Muhaşşi ‘’ Mescidi’ni gezebilir ve askerlerin ibadeti için Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılan ilk Namazgâhı görebilirsiniz.

Aya Panaiya Ayazması: İstanbul’da yaşayan Rumların, Ermenilerin, hastalıklara şifa verici olduğuna inandığı, kutsal ayazmalarının bulunduğu bölge olan Göksu’da, ilkbahar ve sonbaharda, laternalar çalarak, fener alayları eşliğinde sabahlara kadar eğlenceler düzenledikleri ayazma ziyaret günleri, Göksu Panayırı namı ile anılırdı. Aya Panaiya Ayazmasını ziyaret edebilirsiniz.

Mihrabat Korusu: İstanbul boğazına hâkim, yeşillikler içindeki 200 dönüm Mihrabat korusu ve içinde 15 bin 300 bitki türü yer alan Otağ tepe, Fatih Sultan Mehmet köprüsünün en güzel göründüğü masalsı İstanbul boğazı görüntüleriyle, özellikle gün batımında muhteşem fotoğraflar çekmeniz için sizleri davet ediyor.

Sanatkar atölyeleri: Ayrıca, Göksu Deresi üzerinde kurulmuş olan çanak çömlek atölyelerinde bu sanatın yapılışını izleyebilir, Paşabahçe şişe cam fabrikasındaki cam ustalarını bünyesine alan cam atölyelerini gezebilir, özel tasarım ürünleri inceleyebilirsiniz. Ahşap merakı olanlar, ahşap sanatını icra ederek geleceğe nadide eserler bırakan Kündekari ve Mukarnas sanatı ustası olan Hasan Usta’nın atölyesini gezmeyi unutmasınlar. Mescid-i Aksa Camii’sinin minberini aslına uygun olarak yapan Hasan usta, ahşap süsleme sanatında kullanılan tüm teknikleri bilip atölyesinde uygulamaktadır.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir