Burada personel ve esnafa 12 ay ekmek var!

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

Dorak Turizm, A’dan Z’ye yenilediği Le Bleu Kuşadası ile iddialı! Bu yazı %95 doluluklarla kapatmaya hazırlanan beş yıldızlı tesis, bölge turizmini 12 aya yaymak hedefinde.

 Dorak Turizm, İstanbul ve Kapadokya otellerinden sonra rotasını Kuşadası’na çevirdi. Nisan 2014’de devraldığı tesisi A’dan Z’ye yenileyen turizm grubu, Le Bleu Kuşadası ile bu yaz elde ettiği yüzde 95 dolulukları kış turizmine de yaymak istiyor.

265 odalı tesisin 200 odasının şimdiden kış turizmi için satıldığını ifade eden Le Bleu Kuşadası Genel Müdürü Rauf Yücedağ, 12 ay boyunca açık tutulması planlanan tesisin bölge turizmine katkılarını, 2016 sezonuna ilişkin hedef ve projelerini anlattı.

8

Öncelikle “Le Bleu Kuşadası” ismi nereden geliyor?

Le Bleu; Ege’nin mavisi, incisi gibi düşünülerek konulmuş bir isim. Kuşadası’nın en iyi koyuna sahip dört tarafıyla denize hakim konumda ve mavinin içinde olduğundan “Le Bleu” ismini kullanmak istedik. Bu doğrultuda Fransızca bir kelimeyi tercih ederek, daha önce olmayan bir ismi kullandık.

Le Bleu Kuşadası, Dorak Turizm’in ve Ege’nin çok yeni bir tesisi. Grubun bölgeye yatırım kararından bahsederek, renovasyon sürecini anlatır mısınız?

Dorak Turizm, Uzakdoğu’nun incoming’ini yapan bir grup. Dolayısıyla bizim bütün rota planlarımızda Kuşadası hep vardı, bundan sonra da olacak, öncelikle onu belirtmek isterim.

Grubumuzun yatırım kararına gelirsek; o dönem Dorak turizm yatırımları adına yeni bir tesis arayışındayken, daha önce ismi Noa Otel olan bu tesisi devraldık. Bu süreçte tüm bölümlerini ve alt yapısını A’dan Z’ye yenileyerek, yüzde 100 renove ettik ve bölgenin en güzel tesisi haline getirdik. 1 Nisan 2015’ten bu yana Kuşadası’nın Kadınlar Denizi mevkiinde misafirlerimizi ağırlıyoruz. Aslında tesisimizi 2014’te satın aldık. Fakat sezon başladığı bir dönemdi. Dolayısıyla o dönem çok etkili olamadık. Nisan 2015 itibari ile tüm renovasyon faaliyetlerimizi tamamlayarak tam teşekküllü bir şekilde hizmet vermeye başladık.

6

Renovasyon çalışmalarını biraz daha detaylandırarak; tesisin mimari ve içmimari özelliklerini de anlatır mısınız?

Beyaz rengin hakim olduğu odalarımızda huzur, dinginlik ve ferahlık hissini ortaya koymaya çalıştık. Çünkü zaten odadan dışarıya çıktığınızda her yer mavi… Yine odalarda kişilerin gözlerini yormayacak, dinlendirici ve rahat ettirici sadelikte mistik bir hava estirmeye çalıştık. Mobilya ve tekstilde beyazı, geniş ve büyük aynalarla bütünleştirerek odalarımıza derinlik etkisi oluşturmaya çalıştık. Beyazın dinginliği ve sadeliğini sadece odalarımızda değil, binanın dış cephesinde de yansıtmaya çalıştık.

Diğer iç mekanlarda ise, daha çok modern tarzda çalışmalar yaptık. Otelden içeri girildiğinde resepsiyon bölümünde asılı seramik üzerine işlemeli el yapımı kuşlar özel bir çalışmayla tasarlandı. Aynı zamanda lobinin SPA’ya açılan duvarlarında da bu kuş motiflerini görebilirsiniz. Bunların hepsi kendi çini fabrikamızda yapılmış el yapımı seramikler ve çok özel ürünler. Tasarımı, dekorasyonu ve kullanılan ürünleriyle son derece modern ve konforlu bir lobi alanımız mevcut. Tüm bu özellikleri tesisimizin restoran ve diğer genel alanlarında da görebilirsiniz.

Tesisi ana hatlarıyla nasıl anlatırsınız? Çizginiz, konseptiniz, hizmet anlayışınız nedir?

Tesisimiz 265 oda sayısına sahip olmakla beraber yüzde 95’i deniz manzarasına hakim. 2 ana restoranımızın biri tamamen Avrupalı sejour misafirleri ağırlarken, diğer kısmında Dorak gruplarının hitap ettiği Uzakdoğulu misafirleri ağırlıyor.

Burada Uzakdoğu misafirlerimiz yarım pansiyon konaklarken, diğer misafirlerimiz her şey dahil konaklama yapabilmekte.

Tesisimizde toplamda çocuk havuzu dahil üç adet açık havuz bulunuyor. Lobi tarafına girdiğimiz zaman, sağda kalan relaks havuz. Misafirlerimizin gün boyunca dinlenebilecekleri, aktivitesiz havuzumuz. Tesisin sol tarafında ise, gün boyu animasyon, eğlence, spor ve diğer etkinliklerin gerçekleştirildiği bir aktivite havuzumuz bulunmakta.

Yine aktivite havuzunun konumlandığı alanda bir adet snack bar’ımız, ayrıca deniz ürünleri ve İtalyan olmak üzere iki adet a la carte restoranımız mevcut. Misafirlerimize gün boyu lobiden, snack bar, servis barları ve a la carte restoranlardan içecek servisi vermekteyiz. İskelelerimiz ve aktivite alanlarımızda toplamda 10 adet gazebomuz bulunmakta.

Bunların dışında SPA merkezimizde masaj odalarımız, sauna ve hamamız mevcut. Ayrıca dileyen misafirlerimize Fitness Merkezimiz ile de hizmet veriyoruz.

bina

ÇOCUKLU AİLELER İÇİN İDEAL

Bununla birlikte tesis olarak animasyon faaliyetlerimiz ile de çok iddialıyız. Her gün değişik animasyon programları düzenliyoruz. Sabah saatlerinde pilates ile başlayıp; aqua jimnastik, yoga, ok müsabakası, dart, su topu ile devam eden aktivite programımız saat 21.00 itibari ile çocuk diskosu ile sürüyor. Ardından anfi tiyatromuzda her akşam farklı bir gösteriyle misafirlerimize eğlenceli ve keyifli saatler yaşatıyoruz.

Bunların dışında bir adet Mini Club’ımız var. Profesyonel pedagoglar eşliğinde çocuklarımıza resim ve çok çeşitli oyun olanakları sunuyoruz.

Yeşilin içinde ne kadar “yeşil”siniz? Tesisin tasarruf yeteneğinden, teknolojisinden ve enerji verimliliğine dönük yaklaşımlarından da kısaca söz eder misiniz?

Çevreyle ilgili gerekli mevzuatların hepsini tesisimizde uygulamaktayız. Hem dışarıdan denetimcilerle hem de içeriden gıda ve çevre mühendislerimiz denetiminde atıkların geri dönüşümü ve enerji verimliliği konusunda üzerimize düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmekteyiz.

Bu çerçevede tesisimizdeki bütün odalarımız ve genel alanlarımızda en iyi ve kaliteli malzemeleri tercih ettik. Odalarımızın hepsi gün ışığından yeteri oranda faydalanıyor. Odayı terk ettiğinizde klimaları devre dışı bırakan bir sistem kullanıyoruz. Tüm ürünlerimiz su ve enerji tasarruflu ürünler olarak seçildi. Ayrıca bu konuda personelimizi de eğitim programlarımızla bilinçlendirmekte ve farkındalığı arttırmaktayız.

3

Tesisi biraz da rakamlarla anlatır mısınız? 2015 yılı doluluklar anlamında nasıl geçiyor, bir sonraki yıldan beklentileriniz neler?

1 Nisan 2015 itibari ile baktığımız zaman, Türkiye turizminde çok ciddi bir sıkıntı olmasına rağmen biz doluluklarda yüzde 95’in altına hiçbir şekilde düşmedik. Nisan ayında yüzde 50 oranında kendi gruplarımızla tesisimizi doldurduk. Yüzde 50’ye yakın oranda da Avrupa’dan İngiltere, BDT ve Fransız pazarından ciddi bir talep aldık. Kendimizi iyi tanıttık, iyi anlattık ve bu çalışmalarımızın geri dönüşünü de hızlı bir şekilde aldık.

Ege Bölgesi, satış ve pazarlama konusunda çok yavaş hareket eden bir bölge. Biz bu stratejileri uygularken hep tüm rakiplerimizden 1-2 adım önde gittik. Onların verdiği fiyatların çok altında kalmadan misafirlere ve partnerlere daha çabuk ulaştık. Fiyatlarımızda hiçbir şekilde indirime gitmedik. Bölgede fiyatlarımız diğer otellerin üstündedir.

Tabii ki Nisan ayında gelen misafirler işletmede çok ciddi değişiklikler olduğunu gördüler. Her şeyiyle çok ciddi bir değişim var… Nisan ayında gelen misafir haziranda bir kez daha geldi. Mayısta gelen temmuzda bir daha geldi. Şu anda iç pazarda iki veya 3 defa gelen sabit misafirlerimiz oluştu. Şu anda konaklama yapıp, eylül ve ekim aylarına rezervasyon yaptıran pek çok misafirimiz bulunmakta. Bunda tesisteki değişimin ve misafir beklentilerinin üstünde bir hizmet kalitesine sahip olmamızın çok büyük etkisi var. Elbette ki bu ekipsel bir başarı…

6

 KUM PLAJI 2016’DA AKTİF HALE GELECEK

Tesise yeni yatırımlar söz konusu mu?

Bu sezon için ciddi bir yatırım planımız yok. Fakat önümüzdeki yıl için tesis girişindeki çim alana bir aqua park yapmayı düşünüyoruz.

Onun dışında ikinci en önemli husus, kum plajı sahilinin oluşturulması. Tesisimizde çok büyük bir iskeleye sahibiz. Bu yıl kum plajını yetiştiremediğimiz için o alanı istediğimiz şekilde kullanamıyoruz. Önümüzdeki yıl o alanı tamamen bir kum plajı haline getirmek istiyoruz. Orada ciddi bir temizleme operasyonu gerçekleştirildi. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bir sonraki yıl tesisimize gelen misafirler kum plajından da faydalanabilecekler.

Bölgede kış turizmine yönelik özel planlamalarınız oldu mu?

Genel planlamamızı zaten yaz turizmiyle birlikte kış dönemine yönelik de yapmıştık. Hamam, spa alanlarını çok ciddi bir şekilde ele aldık. Tesisimizde iki ayrı toplantı salonumuz mevcut. Özellikle kış döneminde şirket ve bayilere yönelik teklifler zaten alıyoruz. Toplantı gruplarının haricinde günübirlik misafirlerimize Efes, Selçuk ve çevre bölgelerini kapsayacak kültürel gezi turları düzenlemek istiyoruz. Yine sağlık turizmiyle ilgili doğa yürüyüşleri ve benzer çeşitlilikte farklı aktivitelerin de hazırlığı içindeyiz.

oda

 Kuşadası otellerinin kış turizmindeki etkinliği nedir? Bölgedeki otel ve tesisleri 12 ay boyunca açık tutmak sizce mümkün mü?

Deniz kum güneşin haricinde kışın bu bölgede hizmet veren çok fazla otel yok. Kışın otellerin yüzde 80’i kapanmakta. Bununla birlikte bölgedeki esnafın da yüzde 80’ini de kepenk kapatıyor. Bizim ilk yılımız olmasına rağmen şu anda kış için 1 Kasım’dan 30 Mart’a kadar 200 odamızı sattık. O dönemde misafirlerimiz tamamen kültür turları amaçlı gelecekler. Bunların yüzde 80’i Alman, yüzde 20’si de Uzakdoğulu olmak üzere iki ayrı kategoride yer alıyorlar.

Tabii biz bunların içine henüz online satışları, iç pazarı ve toplantı gruplarını dahil etmedik. Onlar zaten son dakika gelişen satışlar. Yüzde 5-6’lık kısmında yer alacaklar. Bizim kış doluluklarıyla ilgili bir sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum.

5

 İstihdam sayınız nedir? Bu sayı kış döneminde ne olacak?

Şu anda tesisimizde 170 kişi çalışıyor. Kışın da ortalama yaklaşık 150 personel devam edecektir. Çünkü biz kışın çok üniteyi kapatmıyoruz. Keza aynı misafir sayısına hizmet vereceğiz.

 Ege Bölgesi’yle beraber Kuşadası turizmini nasıl değerlendirirsiniz?

Ben Antalya’dan geldim. Evet, Antalya’da Rus pazarında çok ciddi bir kayıp var. Bu kayıptan dolayı otelcilerin yüzde 80-90’ı çok ciddi bir panik içinde. Fiyatları kırarak, genel operasyonlarını iç pazar ağırlıklı yönlendirmeye başladılar. Rus pazarındaki kayıp, bir domine etkisiyle tüm Avrupa’yı da etkiledi. Dünyada gerçekten global anlamda bir sıkıntı var ve bunun en çok yansıması turizm sektörüne oldu.

Kuşadası’na bakarsak, bölge Rus pazarından çok ciddi pay almadığı için en az etkilenen bölge oldu. Fakat burada da tur operatörüyle otelcilerin arasında bir fiyat döngüsü var. Tabii maliyetlerini çok fazla kontrol edemeyen, panik halindeki oteller çok ciddi fiyatlar kırarak otellerinde ciddi doluluklar yakaladılar. Fakat bunun sonucu yılsonunda hesaplamalarda çıkacaktır.

Biz panik halinde olan bir otelci değiliz. Bizim tesisimiz maliyetinden satıldı. Hiçbir zaman çok ciddi fiyatlar kırmadık. Doluluklarımız da düzgün ve planlı olduğu ve erken hareket edebildiğimiz için iyi bir ivme yakaladık. 2

Le Bleu Kuşadası, Ege bölgesindeki ilk tesisiniz mi? Ege ve Akdeniz otellerini nasıl kıyaslarsınız?

Evet, ilk tesisim. Türkiye’de turizmin başkenti kesinlikle Antalya’dır. Antalya bugün bir turizm cenneti. Ege, bence Antalya’nın çok gerisinde. Hava ulaşımı bakımından çok gerisinde. Buraya istediğimiz misafiri getirmek için ilk önce uçağa bindirmemiz lazım. Uçak konusu çok sıkıntılı. Ege’de ilk başta uçak sorununu çözmeliyiz ki istediğimiz seviyede misafiri de getirebilelim.

Kuşadası çok eski bir destinayon. Cruise hizmetinin ilk başladığı ada. Ama Kuşadası kruvaziyer turizminden hak ettiği payı alamıyor. Belediyecilik, çevre düzenlemesi, yapılaşma çok kötü. Kuşadası’na ciddi bir el atılması lazım. Çok karmaşık, caddeler çok kötü, yollar kötü, kanalizasyon kokuyor.

Burası cruise limanı ve bugün 1000-1500 yataklı cruise’lar gelmekte. Bölge esnafı bundan çok ciddi bir pay alması gerekirken bunu henüz başaramıyor. Kuşadası bugün iyi bir belediyecilikle, cruise rota planına baktığımız zaman Türkiye’nin en büyük turizm destinasyonu olabilir.

Baktığınızda Bodrum iç pazarda bir marka haline geldi. Antalya zaten turizmin başkenti. Kuşadası’na baktığımız zaman bölgedeki otelcilerin bu işe daha profesyonel bakmaları lazım. Çok ciddi paralar kazanmaları için iyi bir fizibilite çalışmaları yapmaları lazım.

7

 Belediyecilik kötü dediniz. Peki bölge dernekleriyle ne tür bir etkileşim içindesiniz?

KODER (Kuşadası Otelciler Derneği) var burada. Bölgesel bazda da ETİK (Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği) var. Ama burada otelciler çok ciddi çalışmalarla elini taşın altına koymuyor. Çünkü burada yeni otelcilik yok. Biz buraya geldik.

Dorak Kuşadası’nın bir gerçeği. Dorak’sız bir Kuşadası otelciliği düşünülemez ki bu gerçekten bölgeye çok ciddi seviyede kültür turları getiren bir firmayız. Bugün Dorak bölgedeki çoğu otelin yüzde 80’inini doldurmakta. Hem fiyatıyla hem getirdiği misafiriyle hem de devamlılığıyla… Kışın da aynısı olacak. Dorak bu sezon 25 bin kişi getirecekse önümüzdeki sene 50 bin kişi getirecek. Bu otelciye olumlu yansıyacak. Otelci otelini dolduracak, para kazanacak, rota planındaki tüm esnaf bundan nemalanacak, bölge turizmi kalkınacak.

Şunu da söyleyeyim, tesisi kışın açmaktaki amacımız para kazanmak değil. Personel istihdamını sürekli kılmak ve bölge esnafının dükkanlarını kapatmamasını sağlamak. Çünkü 200 oda 450 misafir demek. Toplamda 500-600 misafirden hem personel hem esnaf hem de Kuşadası faydalanacak. Kışın ağırlıklı yarım pansiyon hizmet vereceğiz. Kışla ilgili iyi bir talep var. O dönemi de çok başarılı bir şekilde atlatacağımıza inanıyorum.

 Biraz da sizi konuşalım isterim. Ne kadar zamandır turizmin içindesiniz?

Ben 1989 yılından beri turizmin içindeyim. Le Bleu Otel’e gelene kadar çok uzun yıllar Antalya’da otelcilik yaptım. Rixos, Dedeman, Ramada, Vera grupları ile çalıştım. 40 yaşımdayım ve 17 yaşında komilikle bu işe girdim. Hem alaylı hem de mektepli olarak sektörün içinde bulundum. Özellikle Antalya bölgesinin çok ciddi deluxe işletmelerinde görev yaptım.

10

HER GÜN FARKLI BİR MUTFAK, FARKLI BİR DENEYİM

Le Bleu Kuşadası’nın Executive Chef’i Mustafa Karabulut, Türk ve dünya lezzetlerine hakim mutfaklarında her gün farklı bir mutfak, farklı bir deneyim yaşatmayı hedeflediklerini belirterek, şunları söylüyor:

“Ana restoranımızda uluslararası mutfakla beraber 4-5 çeşit tema geceleri yapıyoruz. Türk, Meksika, Fransız ve İtalyan gecelerimizde büfeye özgün yemeklerle çıkıyor. Ortalama altı adet şov ocağımız var. Her gün çeşitli ülkelerin şovları yapılmakta. Izgaralarımız da keza öyle. Tema gecelerinin haricinde büfe çeşidinde uluslararası mutfaklarla çalışmaktayız. Büfe çeşitlemeleri konusunda zaten bölgenin en iddialı tesislerinden biriyiz. Bizim mutfağımız üzerine bir tesis daha yok. Çünkü hem büfenin komple malzemelerinin tedarikleri hem büfeye çıkan yemeklerin günlük olarak hazırlanması hem de lezzet yönleriyle öne çıkıyoruz. Büfede ciddi bir ürün var. Tesis olarak hiçbir şekilde maliyetten kaçınmıyoruz. En iyi malzemeyi en iyi tedarikçilerden sağlayarak misafirlerimize sunuyoruz.”

 

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir