Dr. Ender Saraç: Günümüzde artık fonksiyonel ürünler para kazandırıyor

Haber: Hatice Ünal Bilen – Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç

Gastronomi Turizmi Derneği’nin düzenlediği Gastro Talks ‘Kanaat Önderleri Konuşuyor’ programında konuşan Dr. Ender Saraç, gastronomik değeri yüksek yerel ürünlerin hala yeterince tanıtılıp pazarlanamaması sıkıntısına dikkat çekti. Bu alanda bir pazar oluşturmanın gerekliliğini savunan Saraç, günümüzde artık fonksiyonel ürünlerin para kazandırdığını söyledi.

Gastronomi Turizmi Derneği (GTD)’nin düzenlediği Gastro Talks ‘Kanaat Önderleri Konuşuyor’ programı 6 Aralık Pazartesi akşamı Ortaköy Feriye Restoran’da gerçekleşti. Pandemi sebebiyle bir süre ara veren buluşmaların açılış konuğu sağlıklı yemek  tarifleri ve şifalı sırlarıyla ünlü Dr. Ender Saraç oldu.

Gastronomi turizminde sağlıklı yiyecek üretimi ve tüketimi noktasında görüşleri sorulan Dr. Ender Saraç, genç şeflerle gelenekselci şeflerin ortasında bir yerde durmak gerekliliğinin altını çizdi. Bir diğer konu olarak, Türkiye’de düzenlenen gastronomi festivallerine değinen Saraç, “Adana, Antep, Hatay, İzmir özelinde Urla Enginar ve Ot Festivalleri derken Türkiye gastronomi açısından güzel bir çıkış yakaladı. Fakat artık bunun üstüne koymamız lazım ve lezzeti sağlıkla, diyeti de lezzetle beraber sunmak zorundayız. Çünkü bütün dünya mutfakları artık bunu yapmaya başladı. Mutfaklar, trans yağlar ve obeziteyle mücadele ediyor.” diye konuştu.

Bu alanda birçok resmi kurum ve kuruluşa danışmanlık hizmeti verdiğini ve devlet düzeyinde de çalışmalar yürüttüğünü açıklayan Saraç, “Hem obeziteyle mücadele konusunda hem de Türk yemeklerini özünü bozmadan nasıl sağlıklı hale getiririz noktasında çalışmalarımız sürüyor.” dedi.

“Lezzeti dengeleyerek sunmak lazım”

Gastronominin büyük bir sektör olduğunu ifade eden sözlerinde, ana misyonun insanlara lezzeti sunmak olduğuna vurgu yapan Saraç, “Biz insanlara lezzeti sunacağız ama belki bunu bir Güneydoğu Anadolu’da üstüne daha hafif bir tatlı ve zahter çayı vererek dengeleyeceğiz. Adana’da belki kola vermeyeceğiz de şalgam suyunu koyacağız. Küçük dokunuşlarla çok şeyi değiştirmek bizim elimizde. Aynı tatlıları belki üzümle, kayısıyla, hurma şurubuyla tatlandırabileceğiz.” dedi. Türkiye gastronomisinin zengin çeşitliliğe sahip sağlıklı yerel ürünlerinden bahseden Saraç, gastronomi turizminde en büyük kaybın tanıtım ve pazarlama noktasında yaşandığını savundu.

“Yerel sarımsağımızı, tuzumuzu pazarlayamıyoruz”

Türkiye’nin dünyada eşi bulunmaz sarımsak ve tuz kaynaklarına sahip olduğunu anlatan Saraç şöyle devam etti: “Taşköprü ve Çin sarımsağını yan yana koyun, Çin’in yüzüne bile bakmazsınız! Yine bir Tunceli Pülümür sarımsağımız var ki, kokusuz, çok lezzetli ama hala tanımıyor. Ben de bu ürünleri televizyon programımla destekleme çalışıyorum. Sürekli Himalaya tuzu kullanıyoruz, doğrudur. Fakat Çankırı tuzu, Tunceli Pülümür tuzu, Tokat tuzu da var. Bizim İç Anadolu Bölgemiz’den şahane kaya tuzu çıkıyor, kimse sahip çıkmıyor. Bütün dünya Himalaya tuzunu biliyor, biz kendi tuzumuzu pazarlayamıyoruz. Tunceli’nin kokusuz Pülümeri sarımsağını pazarlayamıyoruz.Taşköprü sarımsağını yeni yeni gündeme getirdik. Bizde dünyanın en iyi soğanları üretiliyor.”

“Fonksiyonel ürünler para kazandırıyor”

Yerel üretimin ve yöresel ürünlerin desteklenmesi noktasında bir pazar oluşturmanın gerekliliğine dikkat çeken Saraç, günümüzde artık fonksiyonel ürünlerin para kazandırdığını söyleyerek, “Biz bütün bu ürünlerimizi bir pazar haline getireceğiz. Bir de aradaki fark şu, artık fonksiyonel ürünler para kazandırıyor. Hep söylüyorum, mesela enginar yapıyorlar, sebzenin göbeğini çöpe atıyorlar… Ana haber bültenlerinde 7’li enginar detoksunu anlatıyorum.40 günde en berbat karaciğeri bile düzelten, karaciğer yağlanmasını toparlayan, siroza iyi gelen bir karışım bu. ‘Yedili Mucize’ diye biliniyor. Hakikaten de 40 günde ne kolesterol kalıyor ne karaciğer yağlanması. Bakıyorsunuz, kereviz sapı şu an dünyada inanılmaz gündemde. Amerikada fahiş fiyata satılıyor. Bizde ise kerevize burun kıvrılıyor,  sapları atılıyor.” dedi. Saraç, istenirse gastronomi, yeme içme konusunda pek çok şeyin yapılabileceğinin altını çizerek, en çok Türkiye’nin buna ayak uydurabileceğine vurgu yaptı.

“Tarhanayı bağıra bağıra sofralara soktuk”

Dünyada bu anlayışın kaymağını en çok Hindistan ve Tayland’ın yediğini belirten Saraç, “Kereviz saplarını atmayalım, enginar yapraklarını değerlendirelim, şevketi bostanın inanılmaz lezzetinin farkına varalım. Bütün dünyada bakla ve hindistancevizi var. Herkes hindistancevizini buluyor, Biz baklayı pazarlayamıyoruz. Bir favayı mesela çok da fonksiyonel hale getirebiliriz. Tarhanayı artık bağıra bağıra çok şükür sofralarımıza soktuk. Tarhana cipsi müthiş bir kalsiyum, protein, D vitamini deposu. Müthiş de sağlıklı.” diyerek, tüm bu zenginlikleri geri kazanmanın önemine dikkat çekti.

#GastronomiTurizmiDerneği #GTD #GastroTalks #KanaatÖnderleriKonuşuyor #drendersaraç #sağlıklıyaşam #sağlıklıbeslenme  #gastronomiturizmi #gastronomi #sağlıklımutfak #sağlık #fonksiyonelürünler #yerelürünler #türkgastronomisi #türkmutfağı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir