Hey taksi! Ne tarafa gidiyorsun?

“Alo Galaksi Taksi… Taksi yok…”  Çok meşhur bir tiyatro oyunundan kısa bir replik. Zeki Alasya ve Metin Akpınar “Deliler” isimli oyunda muhteşem bir İstanbul taksi durağı komedisi yapmıştı. Ama onca seneden sonra düşünüyorum da hala deli çıkıyoruz bu taksi konusundan…

Yazan konuşan çok, eh bir de ben yazayım değil mi? Herkes şikayetçi bir kere… Taksi yok, çok pahalı, nüfusa oranla yetersiz… Eğitimsiz şoförler, mafyavari ilişkiler, keyfi bir hizmet anlayışı… Kısa mesafe gitmem, yağmurda almam, bu saatte çalışmam, karşıya geçmiyorum, çok kalabalıksınız, ayakların çamurlu, normal yoldan gitmem bilmem nereden dolaşırım, taksimetre açması problem, kapaması başka problem… Dünyanın en nazlı taksileri bizde… Seni almaz değişim saatidir ama yanında bekleyen Arap için akan sular ve saatler durur… Ne de olsa çok milliyetçi ve misafirperver adamlardır bir Arap alınmadan geçilmez yoksa milli itibarımız bir misafire karşı zedelenir.

Ama Cem Yılmaz’ın oyunundaki repliği gibi “şimdi oğlanın nişanını yaptık” diye taksimetreye basılır. Şişli’den Acıbadem’e ikinci köprü hatta mümkünse üçüncü köprüden gidilerek cari açığımızın kapatılmasına katkıda bulunulur. Öyle de hassas adamlardır taksiciler… Hiç mi iyisi yok? Çok!.. Onların zaten cep telefonu numaralarını alıyoruz ki bir ihtiyaç anında bu adamları önce bulalım… Bir de uygulamalar var… Puan vereceğin için onlara katılan taksiciler daha hassas oluyor. Ama onların bile içinden bazen farklı adamlar çıkabiliyor. Keşke geneli pırlanta olsa ama genelde sıkıntı olunca yazıyı da genele göre yazmak icap ediyor.

Sayılar da enteresan dünyaya kıyasla. İstanbul’da 889 kişiye 1 taksi, Paris 121 kişiye 1 taksi, Singapur 376 kişiye 1 taksi, Tokyo 397 kişiye 1 taksi, Londra 418 kişiye 1 taksi, Roma 538 kişiye 1 taksi ve New York 618 kişiye 1 taksi… Yani taksi sayımızın 18.000 değil, en az 35.000 olması gerekiyor.

Ama bir taksiciler odamız var ki maşallah… Sadece zam isterken veya belediyeyle kavga ederken görüyoruz kendilerini nedense bir eğitimdir, bir güzelliktir, bir sosyal sorumluluk projesidir falan hiç görmedik daha… Zaten bu kadar büyük metropolde neden sadece bir oda var? Sayın devletimiz mesela benzer bir konuda adım atıp baroları birden fazla hale getirmişti. Bence taksiciler odasının da en az dört adet olması gerekiyor. Şişli, Kadıköy, Esenler ve Kartal diye dört bölgeye rahatça ayırabiliriz İstanbul’u…

Taksilerle yaşanan olumsuzlukların çözüm merci de yok. Polisi arıyorsun bizi işimiz değil diyor. Belediyeyi arıyorsun polise şikâyet edin diyor. O yazan 153 şikâyet numarasının da hiçbir kifayeti yok. Bugüne dek hiçbir aksiyon aldıklarını görmedim. Ayrıca taksi plakalarının durumu nedir öyle? Bir plaka 2.500.000 TL bu rant işin meslek olmaktan çıkmış olduğunun kanıtı zaten. Hem taksi plakası sahiplerinin plaka kiralamalarında gelir vergisi ödemediğini de yeni öğrendim. Gerçekten şahane bir düzen. Halbuki ev alsa aldığı kiradan vergi verecek. Neden ev alayım, plaka alırım. Taksi zaten umurumda olmaz çünkü plaka hep artan değerde ve toplasan 1,5 kg teneke. Üç beş bin lira versen yeniden bastırıyorsun. Tertemiz gene 2,5 şahane…

Bu sorunların çözülmesi için çalışma sürelerinin kayıt altına alınarak düzenlenmesi, kanuna tabi yevmiye alınması ya da maaşlı çalışılması, kiraların kanuna göre belirlenmesi, kiraya verenlerden gelir vergisi talep edilmesi, mal sahiplerinin gerçek kazançları üzerinden vergilendirilmesi, araçlara taksimetreye bağlı yazarkasa konması ve galericilerin tekelinin yıkılması gerekiyor. Özellikle bazı galericilerin kendi aralarında belirlediği kira ve plaka fiyatları mesleği zor duruma düşürüyor. Taksicilere yönelik trafik, davranış, teknik bilgi, adres, yabancı dil gibi eğitimlerin de artırılarak ve sınava tabi tutularak belge verilmesi de taksi camiasında kaliteyi artırabilir. Bunları da CNN’de öneri olarak gördüm.

Benim ilave edeceğim sadece iki önemli konu var. Birincisi taksiciler odası sayısı artmalı ve aynı Fransa’da olduğu gibi sürücü ve taksi için çift ve eşlenik denetimle iş izni verilmeli. Yani taksi otomobil olarak yeterlilikten ve periyodik kontrollerden geçerken sürücü de eğitim ve sertifika süreci ve periyodik yenileme kurslarını bitirmeli. Dolayısıyla o aracı başka sürücü kullanamamalı. Bu durumda maaşlı sürücüler veya mal sahibi sürücüler olacaktır. Bu da sorumluluk ve ceza için muhatap bulmak demektir.

Ya da ben artık otostop çekmeye başlayacağım. Bu da bir çözüm. Ortak ve sosyal bir bilinçle bu eski uygulamayı tekrar hayata geçirelim. Taksicilerin sorunları da var. Onu da bir sonraki yazımda taksicilerin gözünden İstanbul müşterileri olarak yazacağım. Yani merak etmeyin, iki tarafa da aynı mesafedeyim. Saygıdeğer taksici arkadaşlar yazıyı eleştirmeden önce bir de bir sonraki yazıyı beklesinler.

Her zaman dediğim gibi iyi esnaf her zaman kazanır.

#tezeröner #taksi #taksiterörü #uber #istanbul #istanbultaksicileresnafodası #taksiyok #nereyegidiyorsun #plaka #taksişikayet #turizm #turist #turistavcısı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir