MDD Başkanı Zeynep Kakınç: ‘Lezzetli yemek yedim, al sana ödül’ dönemi bitti!

Haber: Hatice Ünal Bilen

Ödül enflasyonu, pek çok sektör gibi gastronomi için de sıkça tartışılan bir konu malum. Pandemi öncesinde ödüllerin kapış kapış dağıtıldığı ama kimlere, hangi gerekçelerle gittiğinden pek de emin olmadığımız bir süreçten geçtik. Geçmeye de devam edeceğiz gibi. Ödüller veriliyor ama hangi kriterlere göre? Topluma, sektöre  faydası ne? Teşvik ediyor mu, destekliyor mu, geleceğe bir model oluşturuyor mu? Yoksa hala körler sağırlar, birbirini ağırlar kafasında mıyız? 

Bu yıl 31. yılını kutlayan MDD-Mutfak Dostları Derneği, 2019 yılında onur ödülü vererek başlattığı Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri’nin üçüncüsünü 10 Ocak Pazartesi akşamı Four Seasons Hotel Bosphorus’ta düzenledi. Bu yılın ödülleri olağanüstü zor şartlarda çalışmalarını başarıyla sürdüren, sektöre umut ve ilham veren kişi ve kuruluşlara gitti… Bu yıla özel olarak belirlenen dört ana kategoride ve de!

Jumbo’nun katkılarıyla gerçekleşen Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri’nde Pandemi Dönemi En İyi Sürdürülebilirlik ödülü, Tabağında Ne Var projesiyle Metro Türkiye’ye verildi. En İyi İnovasyon ödülü V-Block Teknolojisi projesiyle Şişecam’a, En İyi İş Modeli ödülü iki genç girişimciye ait Paket Mutfak’a gitti. Pandemi Dönemi İlham Verenler Özel ödülünün sahibi ise Şef ve Sosyal Girişimci Ebru Baybara Demir oldu. Her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Hak ettiler, aldılar!

Şimdi gelelim asıl konumuza. MDD’de ödül sistemleri nasıl kurgulanıyor? Ne kadar objektif, ne kadar adil ve ne kadar örnek oluşturuyor? Altın Kaşık Pandemi Dönemi Özel Ödülleri töreni sonrası Mutfak Dostları Derneği Başkanı Zeynep Kakınç ile bir araya geldik, hem sistemin işleyişini hem de ödül enflasyonundaki son durumu konuştuk.“Ödülleri, 100’ü aşkın kişinin referansıyla belirledik”

Altın Kaşık Pandemi Dönemi Özel Ödülleri’ni tamamen objektif kriterlerle kurguladıklarını ve herhangi bir haksızlığa yol açmamak için ince eleyip sık dokuduklarını vurgulayan Zeynep Kakınç, 2019 ödülleri ile birlikte başlatılan sistemi şu sözleriyle aktardı: “Bir ana  jürimiz var. Bu jüride dernek yönetim kurulu ile birlikte dernek üyesi olan ve ana jüriye dahil ettiğimiz isimler yer alıyor. Biraz kalabalık bir kadro. Bunlardan ön jüri için isimler istedik. 10’ar tane öneride bulundular. Biz kategorileri kendimiz belirledik. Jüriden, 100’ü aşkın öneri geldi. Bu da demek oluyor ki, ödüller 100’ü aşkın kişinin referansıyla belirleniyor. Bütün bunları değerlendiren ve takip eden komisyonlarımız da söz konusu. Fakat sonuç itibari ile son karar MDD’nin ana jürisinde veriliyor.”

“Haksızlık olmasın derdindeyiz”

Zeynep Kakınç,  Covid- 19 pandemisi sebebiyle dernek yönetim kurulunun 2020 ve 2021 yıllarına özel bir ödül formatı belirlediğini, bu doğrultuda dört farklı kategoride dağıtıldığını söyledi. Türkiye’de gastronomi alanında bir sivil toplum kuruluşunun başlattığı ve organize ettiği ilk ödül programı olma niteliği taşıyan ödül töreninde öne çıkan kriterleri ise şöyle anlattı: “Bu dönemde kim sürdürülebilir proje yapmış ve bunu başarıyla uygulamış? Bunu yarına kim taşıyor? Çünkü herkes bir şey yapıyor. Kadın kooperatiflerine de verelim istedik ama o kadar çok çok kooperatif var ki hepsine ulaşmamız mümkün değil. her şeyden önce haksızlık olmasın derdindeyiz. Bir de yapılan projelerin yarınlara taşınması önemli. Ben bugün bir şey yaptım, çok ses getirdi ama yarın yok, kimseye bir faydası yok. Kişileri öne çıkaran değil, topluma faydası olan projeleri baz aldık.”

“Ödüller hatır gönül ilişkileriyle dağıtılıyor”

Bir sonraki ödül töreninin sekiz ana kategori ve iki özel ödülle Ocak 2023’te gerçekleşeceği bilgisini paylaşan Kakınç, sözlerinin devamında ödül törenlerinde hatır gönül ilişkilerinin çok fazla olduğundan bahsetti. MDD’nin bu konudaki rahatsızlığını dile getiren Kakınç şöyle devam etti: “Hatır için ödül verdiğiniz zaman siz bir yere götürmüyorsunuz. Aynı dertten bizler de muzdaribiz. MDD, biliyorsunuz gastronomi sektörünün en eski STK’larından. Bugüne kadar yaptığımız her projede çok ince eleyip sık dokuduk. Kimselere hak geçmesin istedik. Körler sağırlar birbirini ağırlar şeklinde olmasın dedik. Bu benim dostum, gel sana da ödül vereyim yapmadık. Bunun hiç kimseye bir yararı yok. Sürdürülebilirliği, inandırıcılığı ve güvenilirliği çok önemli. Yoksa siz referans olarak kabul edilmiyorsunuz.”

“Örnek model olmasını çok arzu ediyoruz”

MDD olarak, Altın Kaşık Pandemi Dönemi Özel Ödülleri’nin örnek model olmasını çok arzu ettiklerini dile getiren Kakınç, “Sırf ses getirmek, sırf görünür olmak, sırf bir şey yapmış olmak için organizasyonların peşinden gitmek belki anlık faydalar sağlayabilir. Ama yarınlara taşınmıyor ve herhangi bir itibarı da olmuyor. Halbuki hepimiz yaptığımız organizasyonlarda önce doğru, dürüst ve adil olmayı bilmemiz gerekiyor. Bunu yaptığınız zaman gerçekten oylara başvurduğunuz zaman, gerçekten sürdürülebilir ve hak edenlere ödülleri sunduğunuz zaman örnek bir model oluşturuyorsunuz.” dedi.“Gastronomiyi sadece lezzet ve estetikle sürdüremeyiz”

Değişen dünyada, gastronomiyi sadece lezzet ve estetik değerleriyle sürdürülemeyeceğinin altını çizen Kakınç, şöyle devam etti: “Artık işin içerisinde sürdürülebilirlik, toplumsal yarar, ekosistem gibi kavramlar hayatımıza girdi. ‘Lezzetli yemek yedim, al sana ödül’ dönemi bitti. Topraktan tabağa ve sonra da önümüze gelen yemeğin hikayesi, izlenebilirliği, yerel malzemelerin desteklenmesi, bunların yolculuğunda omuz verilmesi.  Kavramlar o kadar çok değişti ki, artık karın doyurmak ve lezzetli yemek yemenin önüne geçti. Özellikle STK’larla ilgili sorumluluktan bahsediyorum. Yoksa kişisel olarak lezzet peşinde olursunuz, lezzet dedektifi olursunuz. Lezzet zaten çok önemli o ayrı bir konu. Ne yiyorsak, oyuz felsefesi. İyi yemek, adil yemek, doğru yemek. topraktan bugüne hikayeleriyle taşınmış ve zenginleşen bir yemekten bahsediyoruz. Çünkü susuzluk, gıdanın sürdürülebilirliği…

“Doğru, dürüst iş yap, toplumuna faydalı ol”

Önümüzdeki yıllar çok parlak değil. O yüzden yerelin desteklenmesi, ürünlerin korunması ki derneğimizin bir projesi de bunu esas alıyor. Biz hala Boğatepe gravyerini konuşuyorsak, Divriği Obruk peynirini konuşuyorsak, derneğimizin sahada yaptığı çalışmalar ve sektörle bu ürünleri buluşturması sayesindedir. Bütün şeflerimiz Anadolu’nun yerel ürünlerinin peşinde. Bu çok kıymetli. Bunların hepsini bir araya getirerek, biz kendimizi, ülkemizi, Türk gastronomisini yarınlara taşıyacağız. Hep birlikte, el ele yapacağız bunu. Sadece bir STK’nın yapacağı iş değil bu. Diğer kuruluşları ve STK’ları da ilgilendiriyor. Hiçbir şey boşa gitmemeli. Doğru, dürüst iş yap, toplumuna faydalı ol. Önemli olan bu.”

#AltınKaşıkGastronomiÖdülleri #FourSeasonsHotelattheBosphorus #mutfakdostlarıderneği #MDD #ZeynepKakınç #gastronomiödül #röportaj #mutfaködül #lezzet #şef #jumbo #metrotürkiye #şefebrubaybarademir #şişecam #paketmutfak

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir