Samantha Gözde Eşit: Otelcilik, sanat gibi tutkuyla icra edilen bir meslek

Röportaj: Hatice Ünal Bilen Fotoğraflar: Enes Karadayı

Doğma büyüme Ankaralı. Akademisyen bir aileden geliyor. Orta öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra üniversite eğitimi için Eskişehir’e yerleşti. Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü’nü bitirdi. Otelciliğe olan ilgisinin üniversite yıllarında duayen turizmcilerden rahmetli Bekir Akkaş’ın sayesinde geliştiğini belirten Samantha Gözde Eşit, “Kendisinin iş bilgisi, disiplini ve liderlik özellikleri beni her zaman çok etkiledi ve ileride kendisi gibi başarılı bir yönetici olmam için bana ilham verdi.” diye anlatıyor.

Otelciliğin sanat gibi tutkuyla icra edilen bir meslek olduğunun da altını çizen Sheraton Istanbul Levent Otel Müdürü Samantha Gözde Eşit ile sektöre giriş hikayesini, turizmde kadın olmayı ve bundan sonraki ideallerini konuştuk…

Sheraton Istanbul Levent Otel Müdürlüğüne uzanan kariyer yolculuğunuz nasıl başladı?

Doğma büyüme Ankaralıyım. Akademisyen bir aileden geliyorum. Orta öğrenimimi Ankara’da tamamladıktan sonra üniversite eğitimim için Eskişehir’e yerleştim. Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü mezunuyum.

Kariyer yolculuğum otelcilik bölümünü kazanmamla başladı. Ailemde ben hariç herkes akademisyen; sadece ben özel sektöre yöneldim. Otelciliğe olan ilgim ve kendime bu alanda bir kariyer çizme hedefim üniversite yıllarında aynı zamanda akrabamız olan çok sevdiğim ve saygıyla andığım duayen otelcilerimizden rahmetli Bekir Akkaş’ın sayesinde gelişti. Kendisinin iş bilgisi, disiplini ve liderlik özellikleri beni her zaman çok etkiledi ve ileride kendisi gibi başarılı bir yönetici olmam için bana ilham verdi.

“Bir ofis işi olmaktan çok uzakta, hep sahada ve sahnede olmanızı gerektiren, dinamik, operasyonun, yani ‘şovun’ sürekli devam ettiği; ister müdür olun ister garson ister kat hizmetleri, misafire her an temas ettiğiniz, geri planda kalamayacağınız bir iş otelcilik. Bazı spor dallarında olduğu gibi takım oyunu otelcilikte de çok önemli ve sanat gibi tutkuyla icra edilen bir meslek.”İlk çocukluk ve gençlik ideallerinizde ne olmak vardı?

Aslında çocukluk hayallerimde otelciliğe dair bir hayalim olduğunu söyleyemem. Otelcilikten haberdar değildim o zamanlar. Daha çok spor, müzik veya dans gibi alanlarda bir şeyler yapmak istediğimi biliyorum. Dedem avukattı ben de ondan esinlenerek daha ileriki yaşlarımda avukat olmayı çok istemiştim. Avukatlık dahil; spor, müzik ve dans gibi tüm bu çocukluk hayallerimi hatırladığımda ortak noktalarının aslında sahnede, göz önünde ve ön planda yer almak olduğunu şimdi daha net görüyorum. Otelcilik de bu anlamda diğer çocukluk hayallerimden farklı değil esasında. Bir ofis işi olmaktan çok uzakta, hep sahada ve sahnede olmanızı gerektiren, dinamik, operasyonun, yani ‘şovun’ sürekli devam ettiği ister müdür olun ister garson ister kat hizmetleri, misafire her an temas ettiğiniz, geri planda kalamayacağınız bir iş otelcilik. Bazı spor dallarında olduğu gibi takım oyunu otelcilikte de çok önemli ve sanat gibi tutkuyla icra edilen bir meslek.

Okul süreciniz nasıl gelişti?

Çok eğlenceli ve güzel bir öğrencilik hayatım oldu. Zaten Eskişehir gibi bir şehirde okuyup da iyi geçmedi diyen pek kimse olduğunu zannetmiyorum. Okul otelciliğin teori kısmı. Fakat bu sektör sahada pratik yaparak ve yaşayarak tecrübe edinilebilecek bir iş alanı. Yapmış olduğum stajların bana çok büyük katkıları oldu. Stajlar, bu işi mutfağından itibaren öğrenmenin önemini ve ileride iyi bir yönetici olmak istiyorsam kuvvetli bir temel atmam gerektiğini öğretti bana.

İlk profesyonel iş deneyiminiz nedir?

Üniversiteden sonra, yurt dışında bir süre çalışmamın bana farklı bir bakış açısı kazandıracağına ve yeni deneyimler edinmemi sağlayacağına inandığım için Amerika’ya gittim. Chicago’da yaşadım; büyük ve güzel bir şehir aynı zamanda da düzenli. Chicago’da dünyaca ünlü büyük zincir otellerden bir tanesinde ön büro ve misafir ilişkileri bölümünde iş hayatıma başladım. Yabancılar çok sistematik çalışıyor ve bunun getirmiş olduğu bir disiplin söz konusu. Ben de sistematik çalışmayı ve disiplini orada öğrendim. Daha sonraki yıllarda da kariyer basamaklarını teker teker tırmandım. Yaklaşık dokuz yıl sonra Türkiye’ye geri döndüm ve Marriott ailesine katıldım.

Amerika’da çalışırken gördüm ki insanlar iş ve arkadaşlığı birbirinden çok iyi ayırabiliyor. İş yerindeki arkadaşların aynı zamanda senin iş arkadaşların ve işle ilgili herhangi bir konuyu kişisel algılayıp darılmak ya da küsmek yok orada. İş ve özel hayatı birbirinden çok güzel ayırıyorlar. İş ve yaşam dengesini de iyi ayarlıyorlar. Zamanında işi bitirip çıkmak hem özel hayata zaman kalması açısından hem de başarılı zaman yönetimi bakımından önemli. Normal saatlerin dışında sürekli çalışmaya devam etmek zihinsel ve bedensel olarak sağlıklı bir şey de değil.

 

Bu deneyimlerinizi bugünlere, turizme nasıl taşıdınız? Otelciliğe adım atmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz neler olur?

Hizmet sektöründe, özellikle de otelcilikte insan faktörü çok önemli. Bu deneyimlerim sayesinde çalışanlara değer vermenin ve onları en ön plana koymanın misafire ve işin başarısına nasıl yansıdığını öğrendim ve bu bilinç ile çalışma hayatımı sürdürerek bugüne kadar taşıdım.

Yeni jenerasyon günümüzde iş yaşamında en çok konuşulan konulardan bir tanesi. Sabırsız olduklarını gözlemliyoruz. Bu biraz da ailelerin onlara her şeyi altın tepside sunma çabasından kaynaklanıyor. Bizim çocukluğumuzda ve gençliğimizde, 80’lerden bahsediyorum, imkanlar daha kısıtlıydı, bir şeylere erişim daha zordu, her şey bu kadar bol değildi. Marketlerde ürün çeşitliliği pek yoktu, televizyonda nasıl tek bir kanal izliyorduysak markette de bir çikolata vardı, onu alıyorduk.

Şimdiki çocukların ve gençlerin her şeye erişimleri var ve alınabilir fiyatlarla erişimleri var. Bizim zamanımızda var olanlar da çok pahalıydı. Herkesin alabilmesi maalesef mümkün değildi. Her şeye kolay ve hızlı erişimi olan gençlik bu nedenle bize kıyasla sabırsız. Hizmet sektöründe, özellikle de otelcilikte deneyim çok önemli; akademik ya da mühendislik bir iş yapmıyoruz, insanla çalışıyoruz. Deneyim de zamanla oluyor; sabır önemli. Gençlere tavsiyem, sonuca ulaşmaktaki anahtar sabırlı ve kararlı olmaları.

 Biraz önce Chicago dönüşü Marriott ailesine katılma sürecinizden çok kısa bahsettiniz. Bunu biraz daha açabilir misiniz? Sheraton markasıyla yollarınız nasıl kesişti? 

ABD’den döndükten sonra Ankara’ya açılan JW Marriott Hotel’de çalışmaya başlayarak Marriott International ailesine katıldım. Dünya çapında yaklaşık 7,800 otele sahip dev bir zincirin kişilere sağladığı imkanlar sınırsız. Ben de bu imkanlardan faydalanarak Marriott International çatısı altında yer alan Sheraton Istanbul Levent’e terfi alarak geçiş sağladım. Yine Marriott ailesinin farklı bir markası için çalışmak heyecan verici. Marriott bünyesindeki her marka eşsiz ve hepsinin bir karakteri var. Markaların standartları da hitap edecekleri misafire göre belirlenmiş. Burada Sheraton markasını tercih eden misafirlerin ihtiyaçlarına yine marka standartları çerçevesinde en iyi şekilde cevap vermek, en yüksek seviyede hizmet sağlamak için çalışıyoruz. En iyisini yapma çabası beni her zaman motive ediyor ve heyecanlandırıyor.

Atama duyurunuzda otelin marka ve kültür yapılanmasına liderlik edeceğiniz vurgusu vardı. Bu pozisyondan ve sorumluluk alanınızdan bahseder misiniz?

Marriott International, şirket kültürünün çok yüksek olduğu ve çalışanı ön planda tutan bir şirket. Otel yöneticisi olarak benim en önemli sorumluluk alanım otelimizin kültür ve standartları çerçevesinde Sheraton marka bilinirliği avantajımızı da arkamıza alarak kendi pazarımızdaki öncü otellerden birisi olmak.

“Sheraton Istanbul Levent konumu itibariyle İstanbul’un her yerinden kolaylıkla ulaşılabilir bir noktada ve yerli yabancı herkes için, topluluklar için şehrin buluşma merkezi olarak konumlanıyor. Yiyecek içecekten düğünlere, davetlere, toplantılara, spa ve spora kadar her alanda gerçek anlamda 5 yıldızlı, kaliteli ve içten hizmet sunuyoruz.”

 Pandemi sonrası turizm sektörü ne şekilde evrildi? Otel olarak sürece ne şekilde adapte olmaktasınız?

Pandemi sonrası uluslararası seyahatlere gelen kısıtlamalar, karantina tedbirleri, sınırların kapanması gibi önlemler uluslararası turizmi çok ciddi şekilde etkiledi ve yerel turizmi ön plana çıkardı. Yeni normalde hepimiz eskisi gibi seyahat edebilmeyi çok özledik. Özellikle de evlere kapandığımız dönemde. Seyahat ve konaklama sektörleri PCR testi, aşı kartı, ülkemizde HES kodu gibi yeni koşullar çerçevesinde, ekstra hijyen kurallarıyla operasyonlarını sürdürmeye odaklandı. Sheraton Istanbul Levent pandemi süreci devam ederken Mayıs 2021’de tüm bu sağlık ve güvenlik tedbirlerini harfiyen uygulayarak açıldı. Açıldığımız günden beri misafirlerimizin ve personelimizin sağlığı en birinci önceliğimiz olmaya devam ediyor.

Salgınla birlikte birçok sektörde dijital dönüşüm hamlelerine tanık olduk. Sheraton Istanbul Levent Otel’in dijital alt yapı olanakları neler?

Otelimizin açılışı öncesi renovasyon sürecinde biz de teknolojik ve dijital alt yapımızı son teknolojik trendlere paralel şekilde güncelledik. Toplantı alanlarımızda hem fiziki hem de sanal toplantıların birlikte gerçekleştirildiği hibrit toplantı formatlarına uygun teknoloji ve dijital donanımımız mevcut. Otelimizin her alanı son teknoloji donanımlı ekipmanların kullanımı için uyumlu. Arzu eden misafirlerimiz hiçbir yere temas etmeden otelimize online check-in yapabiliyor. Oda kapılarını mobil anahtarla herhangi bir kart ya da farklı bir anahtara gerek olmadan kendilerine ait akıllı telefonlarla açıp kilitleyebiliyor. Otelden ayrılırken de yine temassız online chek-out mümkün.

Biraz da sizi konuşalım mı? Bize iş ve evdeki Samantha Gözde Eşit’i  nasıl tanıtırsınız?

Evcimen bir karakterim. Bir kedim var, adı Pantif. Onu üç aylıkken sokaktan sahiplendim, şimdi 4 yaşında. Burnu dahil simsiyah bir kedi, gözünü kapatınca karanlıkta kesinlikle göremezsiniz. Evde vakit geçirmeyi severim, bolca film izlerim. İyi yemek severim fakat yemek yapmayı hiç sevmem. Aç kalacak olsam bile yemek yapmam. Çok vakit aldığını düşünüyorum. Seyahat etmeyi çok seviyorum. Hem bireysel hem de bir otelci olarak profesyonel anlamda farklı ülkeler ve farklı kültürler görmenin bana farklı vizyonlar, yeni bakış açıları kattığını düşünüyorum. Bu nedenle Marriott International da mesleki gelişim anlamında çalışanları için seyahati destekler, deneyim için farklı destinasyonlarda farklı otellerde eğitimler, toplantılar sunar. Pandemi ve içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar sebebiyle hem iş hem de bireysel seyahatlerimiz kısıtlandı mecburen. Ama yakın zamanda tekrar eskisi gibi uluslararası seyahat etmeyi umuyorum.  Profesyonel hayatıma, kariyerime yurt dışında başladığım için, disiplini çok önemserim ve süreç yönetimi benim için çok önemlidir. Turizm sektöründe kadın olmak üzerine neler söyleyebilirsiniz?

Her sektörde, otelcilik sektöründe de daha çok kadın yönetici olması gerektiğini düşünüyorum. Kadınların bu sektördeki en büyük avantajı doğasında var olan ağırlama kültürü. Detaylara olan özeni ve ilişki kurmadaki esnekliği kadın yöneticilere özellikle avantaj sağlıyor. Uzun ve esnek çalışma saatleri daha az tercih sebebi olmasının ve belki bu nedenle daha az kadın yönetici çıkmasının da nedenlerinden olabilir. Aslında Türkiye’de kadın yönetici olarak çalışmak zor değil, fakat o kademeye gelmek zor.

Hayvansever bir kimliğe sahipsiniz hatta bu sevginizi profesyonel hayata taşıyan da bir isimsiniz. Türkiye otelcilik sektöründe son dönemde sıkça hayvan dostu projelere tanık oluyoruz. İnsan odaklı bir sektöre hayvan dostu yaklaşımların katkısı sizce ne olmakta? Buna benzer dahil olduğunuz farklı sosyal sorumluluk projeleri de var mı?

Yaşadığımız dünyayı diğer canlılarla paylaşıyoruz. Hayatı hayvanlarıyla paylaşarak yaşayan insanların sayısı her geçen gün artıyor. Hayvan sevgisinin insan sağlığına olumlu katkılarını ortaya koyan ciddi araştırmalar var. İnsan odaklılık hayvan dostu olmayı da gerektiriyor. Çünkü onlar kimi insanlar için hayatlarının vazgeçilmez bir parçası.

Sheraton Istanbul Levent olarak, bizim Rehber Köpekler Derneği ile olan iş birliğimiz her zaman otelimizin ana odağında yer alıyor. Bu iş birliğimiz kapsamında farkındalığı artırmak amacıyla toplantı salonlarımıza Türkiye’de yetişmiş rehber köpeklerin isimlerini verdik. Dernekle ilgili bilgi de toplantı odalarında, led ekranlarda mevcut. Türkiye’nin ilk rehber köpeği Kara’nın siluetiyle tasarlanan bileklikler ve bez çantalar derneğe bağış amacıyla otelimizde satışa sunuluyor. Rehber köpekler ve diğer terapi köpekleri her zaman otelimizin onur konukları.

Evcil hayvanı ile konaklayan misafirlerimizin odalarına koyulan mama kapları ve yumuşak minder yataklarda yine farkındalık amacıyla karanın silueti işli. Görme engelli bir insanın hayatına her anlamda destek verecek bir rehber köpeğin bulunması, yetiştirilmesi ve sonunda rehber köpek olabilmesi uzun ve çok zahmetli bir süreç. Dernek tüm bu süreçleri maddi ve manevi anlamda tam destekliyor. Rehber Köpekler Derneği ile olan bu uzun soluklu ve samimi iş birliğimiz benim otele olan aidiyet duygumu çok artırdı. Bu yaklaşımın bir parçası olmak beni çok mutlu ediyor.

Bundan sonrası için planlarınız neler? İş ve kişisel hayalleriniz, idealleriniz var mı?

Sektörümüz ve bu sektörde yükselmek isteyen genç, kadın, erkek herkese örnek olmak ve otelciliğin en profesyonel şekilde yapılmasını sağlamak için çalışmak istiyorum. Bundan sonraki kariyer hedefim, bulunduğum pozisyonu daha uzun süre farklı markalar, daha lüks kategorideki ve farklı büyüklükteki otellerde deneyimlemek.

#SheratonIstanbulLevent #otelmüdürü #SamanthaGözdeEşit #iştekadınröportaj #turizmdekadın #turizm #kadın #iştekadın #röportaj #marriottinternational

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir