Şehrin ortasında niş, seçkin ve yalın: Lasagrada Brasserie…

İstanbul’un merkezi konumlu semtlerinden Osmanbey’de bir niş mekan, Lasagrada Brasserie. Halaskargazi Caddesi üzerinde, Rumeli Caddesi’nin hemen yanı başında günün her saati lezzeti ve keyifli sohbetleri taçlandırmak için hoş ve ideal bir seçenek…

Yatırımı ve işletmesi oyunculuk sektöründen tanıdığımız Cenk Torun ve tekstilci bir işadamı olan Korhan Polatdemir’e ait olan Lasagrada Brasserie’de, birbirinden lezzetli menüleri şık ve nezih bir ortamda, uygun fiyat avantajları ile deneyimlemek mümkün.

İşin mutfak ve idari kısmında uzun yıllar restoran işletmeciliği yapan Cenk Torun var. Mekanın finansal işlerinden de tamamen Korhan Polatdemir sorumlu. Cenk Torun, Marmara Üniversitesi Turizm Otel İşletmeciliği yüksek okul mezunu. Torun’un kariyerinde oyunculukla birlikte yürüttüğü işletmecilik titri de var. Bir dönem Galata’nın gözde lezzet duraklarından biri olan Le Felect onun mekanı örneğin. Ardından gelen 1-2 bar & restaurant tecrübesinden sonra işletmeciliği oyunculukla paralel götüren Torun, yedi yıl önce aldığı bir kararla turizm, yeme ime sektörüne hızlı ve kesin bir dönüş yapmış. Housecafe Caddebostan’ın ardından Kızkulesi’nin de işletme müdürlüğünü yapan Torun’un son durağı, kendisinin de yatırımcı ortaklığını yaptığı Lasagrada Brasserie…

“İYİ YEMEĞİ ÇOK YE, AZ ÖDE”

Osmanbey’in en dikkat çeken noktalarında konumlanan mekan, 17 Nisan 2013 tarihinden bu yana hizmet veriyor. Mekanın en büyük avantajı, Şişli-Osmanbey hattı üzerinde sıralanan alternatiflerinden hem konsept hem tasarım itibari ile farklılık oluşturması. “Osmanbey’de, özellikle akşamüstleri inanılmaz bir insan trafiği yaşanıyor, ciddi bir sirkülasyon var. Buna karşılık civarda lüks görünümlü, uygun fiyata iyi yemek yiyebileceğiniz mekan ne yazık ki yok” diyen Torun, bunun işletme açısından hem bir avantaj hem de bir dezavantaja dönüşebileceğini söylüyor. Bu noktada yeni bir konsept oluşturmanın zorluklarına da değinen Torun, “Ama başardığınız zaman da birtakım şeylerin oyuncusu olabileceğiniz bir iş. Biz bu hedefle yola çıktık. Amacımız, insanlara uygun fiyatlara şık ve nezih bir atmosferde yemek yedirebilmek. Bu amaca yavaş yavaş da olsa ulaşmak bizi mutlu ediyor. İlk etapta insanlar dışarıdan baktıkları zaman ürküyorlar, acaba fiyatları çok mu yüksek diye. Ama geldikleri zaman bir o kadar da şaşırıyorlar. Çünkü bizde iyi yemeği çok ye az öde sloganı var.”

EKİP RUHUNA İNANIYORUM

Cenk Torun, işin hem işletme hem de mutfak tarafında. Malzeme alımından mutfağına, personel idaresinden müşteri portföyüne kadar her şeyiyle birebir ilgilendiğini söyleyen Torun, “İşimi büyük bir özveriyle ve severek yapıyorum. An geliyor önlüğümü takıp mutfağa giriyorum, an geliyor müşterilerimizle aynı masada oturup birebir ilgileniyorum” diyor. Yaptığı işlerde ekip ruhuna da fazlasıyla önem verdiğini belirten Torun, sözlerine şöyle devam ediyor: “Benim için salt kendi kararlarım değil, ekiple birlikte aldığımız kararların da önemi büyük. Biz menüyü oluştururken 1 ay kadar yemekleri sürekli yaptık, Lasagrada Brasserie Kurucu Ortağı ve İşletmecisi denedik, tattık. Bu işler ekip işi. Ekibiniz iyi olursa müşteriye de bunu en iyi şekilde yansıtıyorsunuz zaten. Biz dersimize iyi çalıştık, şimdi de sınavımızı veriyoruz. İyi notlar almak elbette hepimizi mutlu ediyor.”

 

ŞEFTE HEYECAN İSTERİZ

Cenk Torun, gönül verdiği işinde haliyle ince eleyip sık dokuduğunu ve seçici olduğunu söylemekten çekinmiyor. Öyle ki mutfağını teslim edeceği şefi seçmesi bile çok kolay olmamış. Kendine has usullerle ekibi büyük bir titizlikle oluşturduğunu anlatan Torun, mutfak şefini nasıl seçtiğini ise şöyle anlatıyor:

“Şeflerle yaptığımız mülakatlarda önlerine konseptte kullanacağımız tabakları koyduk. Her gelene bu tabakta ne yapmak istersiniz, ne hayal edersiniz diye birtakım sorular sorduk. Uzun seneler bu işi yapmış hatta üniversitelerde ders vermiş şefler bile bizde hayal kırıklığı oluşturabildiler. O kadar standart şeyler söylediler ki anlatamam. Bizim istediğimiz daha özel yaklaşımlardı. Daha fazla heyecan istedik. Fakat şu anki Mutfak Şefimiz olan Murat Çakıralp ile çok doğru bir karar verdiğimizi görüyoruz. Bize öyle özel bir şey söyledi ki tamam dedik.”

LEZZETE FARKLI YORUMLAR KATMAYI SEVİYORUZ

Türk, İtalyan ve Fransız menülerinin en seçkin lezzetlerinin sunulduğu mekanda füzyon mutfağından birçok seçmeler bulmak mümkün. Örneğin Çökertme Kebabı, Mantı, Dana Kaburga ve Islak Köfte, Lasagrada Brasserie’in Başaşçısı Murat Çakıroğlu’nun elinden ustalıkla masalara servis ediliyor. Dana Kaburga’nın farklı bir pişirim ve sosla sadece Lasagrada Brasserie’de tadılabileceğini anlatan Torun, bu konuda oldukça iddialı olduklarını söylemekten çekinmiyor.

Lasagrada Brasserie lezzetlerine damgasını vuracak tatlardan biri de, Fransız menşeili bir tatlı olan Balkabağı Tatin. Yolunuz düştüğünde mutlaka tatmanızı tavsiye edebileceğimiz diğer tatlı çeşitleri olarak ise Profiterol Tart’ı ve San Michele’i öneriyoruz.

ŞIK, KONFORLU VE SADE…

İki kattan oluşan Lasagrada Brasserie’nin mekana yayılan dekorasyon algısında şık ve konforlu dokunuşların yanı sıra kendini evindeymiş gibi hissettirecek sadelik de hakim. Mekan dekorasyonunda şaraplıktan büyük masalara, duvarlardan ışıklı mermere kadar tüm fikrin kendilerine ait olduğunu belirten Torun, “Burada kendini iyi hissetmemek için hiçbir neden yok. İçimize fazlasıyla sinen bir mekan oluşturmaktan son derece mutluyuz” diyor.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir