Tarkan Akyüz listeledi: İşte Tarihi Yarımada otellerinin 4 ana sorunu!

Tarihi Sultanahmet Yarımadası’nın sorunlarına ilişkin yazılı bir liste paylaşan Old City Otelciler Platformu Başkanı Tarkan Akyüz; dilenciler, hanutçular, seyyar satıcılar ve taksiciler konusunda belediye ve emniyet birimlerine bir kez daha seslenerek, sorunların kesin çözümüne ilişkin caydırıcı cezalar verilmesi konusunda yasal düzenlemelerin yapılması talebini yineledi.

Tarkan Akyüz, Tarihi Yarımada otellerini temsilen yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Bizler, Fatih bölgesinde ve tarihi Sultanahmet Yarımadası’nda ticaretle uğraşıyoruz. Turizmci olduğumuz için de bölgede sürekli dolaşıyoruz, saha çalışmaları yapıyoruz.  Yaptığımız bu çalışmalar sonucunda bölgemizin bir takım eksikleri, sorunları, sıkıntıları olduğunu tespit ettik. Bu tespitlerimizi, “Öneri ve Talepler” başlığı adı altında ilgili mercilere bildirdik. Belediye ve emniyet birimlerimiz bu çalışmaya gereken önemi verdi. Sürekli yetkili mercilerle iletişim halindeyiz. Ancak, kanunlardan kaynaklı ve yaptırımların da yetersiz olmasından dolayı maalesef bölgemizde istemediğimiz görüntüler ve olaylar devam ediyor. Amacımız öncelikle, ülkemizin güzelliklerini tanıtmak ve kültürel kimliğimizi yaşatmak. Gelecek adına adımlarımızı atarken bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir dünya  bırakmak istiyoruz. Hepimizin yegane amacı, ülkemizin kültürel ve tarihi zenginliklerini turistlere tanıtmak, ekonomik kaynak oluşturmak ve kimliğimizi en iyi şekilde temsil etmek. Turistik bölgelerimizde maalesef artık kangren hale gelmiş, turistleri rahatsız eden belli başlıklı sorunlu olaylar var. Bunların başında ise dilenciler, hanutçular, parfüm vs. satış yapan seyyar satıcılar, taksiciler geliyor.

“Dilencilere yönelik yasal düzenlemeye gidilmeli”

Ülkemize gelen tüm turistlerin can ve mal güvenliklerini sağlama ve günün her saatinde dışarıda hiçbir olumsuz durumla karşılaşmamak adına güvenlik önlemlerini yeterince sağlamamız gerekiyor. Çünkü bölgemize gelen turistleri sürekli dışarıda tutacak ve rahatça gezebilecek ortamı oluşturmamız gerekiyor. Maalesef istemediğimiz olaylara şahit oluyoruz. Dilencilerin bireysel veya örgütsel olarak turistlere inanılmaz derecede rahatsızlık verdiğini görüyoruz. Zaman zaman kamuoyuna da yansıyor. Yerde yatarak duygu sömürüsü yapan, sürekli turistlerin peşinde koşan ve zorla para almaya çalışan, çöp kokteynerlerinin etrafında 5-6 kişi toplanarak  turistlerin dikkatini çekmeye çalışan dilenciler var. Turistler de bu görüntüleri çekip, sosyal mecralarda paylaşım yapıyor. Bu durum da ister istemez ülke imajına zarar veriyor. Belediye ve emniyet birimlerimiz bu konuda önlemlerini alıp, engelleme çalışmaları yapıyorsa da, maalesef hukuken yaptırımların zayıf olması nedeniyle, sağlıklı bir çözüm olmuyor. Dilenciler insanları rahatsız ediyor, maddi yardımda bulunmayan kişilerle tartışma ortamı oluşturuyorlar. Her köşe başında insanların peşinden koşan dilenciler var. Bu tür olaylara karşı ciddi bir yasal düzenleme yapılması ve ağır yaptırımlar uygulanması gerekmekte. Bizler, gönüllü olarak bu sorunların çözülmesi için elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu, önemle vurgulamak isteriz.

“Hanutçuluk turiste tuzak kurmaktan başka bir şey değildir”

Diğer önemli sorunlardan biri de, hanutçuluktur. Hanutçuluk bizce, dolandırıcılıkla eşdeğerdir. Çünkü, turistlere tuzak kurmaktan başka bir şey değildir. Turizm sektörünün kara lekesi olarak tabir edilen hanutçuluk, özellikle turizmin yoğun olduğu bölgelerde görülen bir durumdur. Hanutçuluk yapan kişi, özellikle turist kafilelerini alışveriş yapmaları için belirlenen dükkânlara ve mağazalara götürür ve belli bir yüzde alır. Kafilelerin götürüldükleri dükkânlar oldukça iyi kazanırken, yakınındaki esnaf iş yapamaz hale gelir. National Geographic yapımcılarından Conor Woodman, İstanbul’daki hanutçuluğu anlatan Dolandırıcılar Şehri belgeselinde, hanutçuluk yüzünden dolandırıcılık olaylarının arttığını ve turizme büyük darbe vurulduğunu belirtti. Hepimizin şikayet ettiği hanutçuluk olayları, dış basında haberlere de yansıdı. Ülkemizde, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan güzellikler var. Kalıcı tarihi eserlerimiz, görsel, kültürel güzelliklerimiz, her değişik lezzeti bünyesinde barındıran mutfağımız, ülkemizi ziyarete gelen kişileri kendisine hayran bırakıyor. Misafirlerimizin tatil veya ziyaretleri bittikten sonra ülkelerine dönerken, buruk bir duyguyla ayrılmak zorunda kaldıklarını çok net bir şekilde hissediyoruz. Otelde konaklayan turistlere yönelik yaptığımız anket çalışmalarında, yukarıda değindiğimiz olaylardan oldukça şikayetçi oldukları görülüyor. Tatile gelen kişilerin olumlu görüşleri karşısında, maalesef hanutçuluk gibi durumlar ülke imajımıza zarar veriyor. Hanutçulukla ciddi şekilde mücadele edilmelidir. Kanunların uygulanması gerekmektedir. Yaptırımlar acımasızca uygulanmalıdır. Çünkü sergilenecek her ihmalkarlık, turistleri rahatsız eden davranışların büyümesi demektir. Bu olaylar turistleri istismar etmektedir. Çözümlü odaklı yaptırımlar uygulanmaktan kaçınılmamalıdır.

“Seyyar satıcılarla ilgili inanılmaz şikayet geliyor” 

Parfüm ve benzeri eşya satışını seyyar olarak yapan kişilerle ilgili inanılmaz derece şikayetler geliyor. Bu kişiler, turistlere karşı nezaket kurallarına aykırı olarak davranış sergiliyor. Turistin istemediği bir ürünü zorla satmaya çalışıyor; bağırma, çağırma, korkutma yöntemlerine başvuruyorlar. Üzülerek söylemek zorundayım; bu tür olaylar gün geçtikçe artıyor ve daha tehlikeli bir hal alıyor. Tekrar etmekte fayda var: Belediye ve emniyet birimlerimiz bu konuda gereken çalışmaları yapıyor. Ancak hukuksal olarak yaptırımların zayıf olması nedeniyle bu olaylar tekrar tekrar yaşanıyor. Kabahatler Kanununa göre para cezası verilmesi, caydırıcı nitelikte olmuyor. Türk Ceza Kanunu’na göre suç teşkil eden eylemler, derhal adli mercilere intikal ettirilmelidir.

“Turist avcısı taksiciler sektörde katiyen çalıştırılmamalı” 

Taksicilerle ilgili genel bir tabir kullanmak istemiyoruz. Ancak zaman zaman sosyal ve ulusal medyada da şahit olduğumuz üzere, nahoş olan olaylar yaşanmaktadır. Amacı sadece turisti avlamak olan bazı taksiciler olduğunu biliyoruz. Haksız bedel alan, yolu uzatan, dolandırıcılık yapan bu kişilerin katiyen taksicilik sektöründe çalışmaması gerekiyor. Adli Sicil Kaydı’nda suç işlediği sabit olan kişilerin, bu işleri yapmaları engellenmelidir. Ticari taksi plakasının sahibine cezai müeyyide uygulanması konusunun düzenlenmesi gerekiyor. Çünkü yaptırımlar ağır bir şekilde uygulanmazsa, bazı kötü niyetli insanlar ülkemizin imajına zarar vermeye devam edecektir. Haftalık, aylık periyotlar şeklinde plakaların bağlanması, trafikten men edilme gibi ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Suç teşkil eden eylemleri gerçekleştiren kişilere ağır ceza verilmelidir. Taksi şoförlüğü için belli kriterler olmalıdır. Adli sicil kaydında 10 farklı suç kaydı bulunan birinin bu sektörde çalışması engellenmelidir. Bir turistin kandırılması, kendisine haksızlık yapılması, ülkemize her açıdan zarar vermektedir. Bizim bu konudaki beklentimiz, yukarıda anlattığımız durumların ciddi bir şekilde ele alınması ve caydırıcı cezalar verilmesi konusunda yasal düzenlenmelerin yapılmasıdır.

#oldcityotelcilerplatformu #tarkanakyüz #tarihiyarımadaotelleri #turizm

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir