Tezer Öner: İngiltere Yo-Yo mu oynuyor?

İngiltere’nin aldığı kararlar neden bu kadar önemli? Önce bu konuyu aydınlatalım. İngiltere AB üyesi ülkelerin aldığı ekonomik ve sosyal kararlar konusunda o kadar muhafazakâr kaldı ki, birlikten ayrılma kararı aldı. Bu noktada her ne kadar AB ülkeleri içinde “keyfiniz bilir paşam” tavrı oluştuysa da işin gerçeği öyle değil.

Genel olarak AB ülkelerinde üç ekol vardır. İngiliz, Fransız ve Alman… Diğer ülkeler bu ekollerden işine geleni veya daha beğendiklerini kullanır. İngiltere ayrılmış olsa da her şekilde son zamanların popüler tabiri ile “kanaat önderi” olmaya devam ediyor. İşte bu yüzden ve doğal olarak da en baba turizm müşterimiz olmasından mütevellit hapşırdığı zaman biz nezle oluyoruz. İngiliz turistin canımız ciğerimiz olmasıyla beraber, bu ülke diğer ülkelerin aklını karıştırması sebebiyle de dikkatle takip edilmesi gereken açıklamalar yapıyor. Kırmızı listeden çıktık mı? Çıktık… Ee halaya bağlıyor muyuz şimdi? Ben bilemedim…

Neden mi? Bu nasıl kırmızı listeden çıkmak? Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği tarafından açıklanan sınırlama kriterleri kafa karıştırdı. İngiltere, ülkeye gidecek olanlardan, “Her iki doz aşısını BK, ABD, AB ve EFTA üyesi ülkelerde yaptıran ve bunu belgeleyen yolcuların varışlarını takip eden 2 gün içerisinde test yaptırmalarının” yeterli olacağını açıkladı. Her iki doz aşısını bu ülkeler haricinde yaptıranlara ise kalacakları adreste 10 gün süreyle karantinaya girmeleri şartı getirdi. Bu şartlar, “Türkiye’de yaptırılan BioNTech aşısının AB ülkelerindekinden farklı bir aşı mı olduğu” sorusunu akıllara getirdi.

Ya da İngiltere diyor ki (Türkçe meali); “ben sizin ne yapacağınız işe ne de yaptığınız uygulamalara güvenmiyorum. Dolayısıyla devletinize ve sağlık sisteminize ve dahi çalışanlarınıza güvenmiyorum. Siz benim için aynı bir İngiliz’in Afrika’da safariye çıkması, Amazon ormanlarında keşfe gitmesi gibi medeniyet dışı bir ortamsınız. Elbette İngiliz vatandaşları bu serüvene gidebilir veya macera dolu bir tatil yaşayabilir. Çünkü biz onları mükemmel aşıladık ve dönünce de bir test yapar pat diye ülkeye sokarız. Amma velakin siz bizim ülkemize geldiğiniz zaman önce bir kafeste 10 gün geçirmek ve sağlıklı olduğunuzu ispat etmek zorundasınız. Aşılarınız tam olmalı ki yetmez! İki de test yaptırmalısınız. Biri ilk geldiğiniz gün biri de on gün sonra… Ne olduğunuz aşı ne de ülkenin Avrupa ülkesi olması beni ilgilendirmiyor. Afrika’da safari bile sizden daha güvenli…”

Buna sevinenler çok mu? Elbette çok, sonuçta müthiş gelişmiş, yüce insanlar, gezegenin değerli mahlukatı, kıl ve burnu büyük eşsiz İngiliz turistlerimiz gelip bizim 5 yıldızlı tatil köylerimizde, olağanüstü denizimizde, doğa harikası Akdeniz ve Ege koylarımızda 3 kuruşa tatil yapabilecekler ve bize de bir yerli turistin yarısından az para bırakarak mutlu mesut ülkelerine dönebilecekler. İş insanları gelip ülkemizde at koşturup karlı anlaşmalar yapıp “tıpış” ülkelerine geri dönebilecek. Geldiğimiz bu noktada benim tek düşüncem öldüğümde karşıma çıkarsa yüce Atatürk’e kendimi nasıl ifade edeceğim? Çünkü bunun adı bildiğin bir sömürge ülkesine gidiş dönüş tarifi…  Covid yokken sıtma, Çe-çe sineği, iskorpit, veba, humma gibi hastalıkların olduğu dönemlerde İngiliz denizcilere ve potansiyel sömürgelere uygulanan kuralların benzeri.

Ülkenin ekonomisi bu kadar turiste muhtaç kalırsa böyle kurallara da sevinmek bize müstahak tabii. Bu konuda daha da yazıp hafta sonumu sinir stres içinde rezil etmeyeceğim. Değerli sektör çalışanlarımıza, otellerimize ve iş insanlarımıza hayırlı uğurlu olsun. Umarım bu muameleye karşı gelecek paranın bir değeri olur. Ayrıca umarım devletimiz bu muameleye uygun karşılığı verir. Yoksa bu durum, benim içimi oldukça buran bir muameleye döndü.

#tezeröner #ingiltere #kırmızıliste #türkiye #turizm #covid #ABcovid

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir