Tezer Öner: Spor olsun diye organizasyon yapılmaz

Maalesef bizim ülkede spor denince akla hemen futbol azıcık zorlayınca basketbol, voleybol, güreş ve halter gelir. Neden peki? Futbol global hastalık zaten onu konu dışı tutalım. Diğerleri de başarılı olduğumuz ve dünya devleriyle denk mücadele edebildiğimiz branşlar. Bu sebeple de herkesin aklında yer ediyorlar. Sonuçta kimse sıralamada olmadığımız branşları duymak bile istemiyor. Ya da hiç takip etmiyor.

Eurosport ve TRT Spor Yıldız kanalları başta olmak üzere biraz dolaştığınızda birçok güzel spor dalını görmemiz mümkün. Üstelik benim çok sevdiğim bazı dallar ise günlerce süren, takip etmesi sadece sportif değil, aynı zamanda coğrafi ve turistik bilgiler edindiren aktiviteler. Bunlar içinde en sevdiğim elbette, bisiklet. Fransa turu 24 gün, İspanya ve İtalya turları ise gene 15 – 20 gün süren ve her gün en az 4 – 5 saat ekranda kalan bir spor bu. Sadece bisiklet de değil… Mesela yelken yarışları, otomobil ve motosiklet sporları, uzun günlere yayılmış atletizm ve kış sporları da göz ardı edilmemesi gereken ana dallar.

Ülkemizde sportif turizm adına çok bölgesel organizasyonlar oluyor ama ulusal çapta ciddi bir organizasyonu İslam Ülkeleri Dayanışma Oyunları’nda gördük. 1-2 de voleybol ve basketbol organizasyonu oldu. Ben salon sporları organizasyonu yapılmasından yanayım elbette ama bu tip organizasyonlar salon kapasitesi ve televizyon sınırlı kalıyor. Maç süresince tamamen maç veya o dala odaklı bir yayın yapılıyor ve ev sahibi ülkenin Türkiye olması dışında da pek bir adımız geçmiyor.

Turizmi canlandıracak veya katkı sağlayacak olan ise, uzun süreli yayınlara sebep olan açık hava organizasyonları. Enfes nehirlerimiz var. Rafting için dünyanın en iyi parkurlarından sayılan bir coğrafyamız var. Kış sporları için hem tesislerimiz hem de beğen beğen al şeklinde dağlarımız var. Bisiklet turu için ise inanılmaz bir ülkeyiz. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkeyiz ki yelken ve yat yarışları için tadından yenmez. Hatta hep bir yelken trophy hayalim hep olmuştu. Şöyle Trabzon’dan başlasa ve Mersin’de bitse mesela…

Bunların dışında dünyanın en iyi golf sahalarını inşa ettik. Antalya ve Alanya golfçülerin merkezi olmalı ama o da olmadı…

Peki yatırım yapıyoruz ama neden devamı gelmiyor? Neden hevesimiz kesiliyor? Ya da neden işin organizasyon kısmında patlıyoruz? Ben bunun öncelikli olarak futbol esaretinden kurtularak vatandaşlarımıza tüm sporları sevdirmek olduğunu düşünüyorum. Çünkü F1 ilk geldiği zamanlarda beklenen ilgiyi görmemiş ve boş tribünlerde arabalar 52 tur dönmek zorunda kalmıştı. Hatta organizasyonun Türkiye’den ilk çekilme sebebi bu olarak lanse edilmişti. Detayını bilmiyorum.

Ama Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nda İstanbul final etaplarında bile seyircimiz evin önüne kadar bile çıkmıyor. Bir de bunu canlı seyretmek bedavayken üstelik. Fransa ve diğer ülke turlarında şehirlerarası izbe yollar bile sanki dünyanın en önemli olayı olacakmış gibi hınca hınç kalabalık oluyor.

Ülke insanımız ekonomik, sosyal veya kültürel olarak spora genel anlamda meraklı değil maalesef. Ancak bu ilgi ve cazibe oluşturulursa ülke olarak inanılmaz spor turizmi organizasyonlarına imza atabiliriz.

Hayatı farklı alanlarıyla yaşayabileceğimiz ve sporun her dalını anlayabileceğimiz yayınlara ihtiyacımız var. Spor olsun diye organizasyon yapılmaz.

Daha sağlıklı, daha sportif ve daha aktif günler dilerim.

#tezeröner #sporturizmi #spor #turizm #organizasyon

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir