Turizm yolunda çeyrek asır: Didem Ersoy

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

Turizmde devam eden 26 yıllık yolculuğuna ilk kat hizmetleriyle başladı. Ön büro ve rezervasyon müdürlüğünün ardından 2010 yılında resepsiyonist olarak girdiği Best Western Plus Hotel Konak’a müdür pozisyonunda devam eden Didem Ersoy, evi gibi gördüğü otelde 25. yılını kutlamanın haklı gururunu ve heyecanını yaşıyor. Otel müdürlüğü kimliğinin yanı sıra sektörde ETİK (Ege Turistik Otelciler Birliği) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı ve TUROYD (Turizm Otel Yöneticileri Derneği) Ege Bölgesi Genel Sekterliği şapkalarıyla da tanınan deneyimli turizmciyle genç yaşına sığdırdığı çeyrek asırlık otelcilik kariyerini ve gelecek planlarını konuştuk.

Didem Hanım, söyleşimize turizm yolculuğunuzun ilk adımları, ilk hayalleri ile başlamak isterim. Otelcilikle ilk nasıl tanıştınız, anlatır mısınız?

İzmit doğumluyum. 9 Eylül Turizm ve Otelcilik mezunuyum. ETİK (Ege Turistik Otelciler Birliği) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve TUROYD (Turizm Otel Yöneticileri Derneği) Ege Bölgesi Genel Sektereyim. Lise okuduğum dönemde bilerek ve isteyerek bu bölümü seçtim.  O dönem de oteller hep ilgimi çeker, farklı bir ambiyans olarak görürdüm. İlk tercihimde de 9 Eylül Üniversitesi Turizm Otelcilik Bölümü’nü kazanıp, çok hevesli bir şekilde öğrenim hayatıma başladım. Okuluma başladığım andan itibaren de zorunlu staj olarak yapmam gereken bir döneme girdim.

Stajınızı nerede yaptınız?

İlk staj deneyimim, o zamanki adı ile Büyük Efes Oteli’nde (şu an Swissotel Büyük Efes) oldu. Turizmde yolculuğuma kat hizmetlerinde başladım. Bu görevin gelişen süreçte bana çok şey kattığını her zaman da söylerim. Özellikle turizmde, hizmetin her alanında çalışmadan yukarılara geldiğinizde başarılı olamazsınız. İzmir’in bir numaralı oteli olan Büyük Efes’te; tüm sanatçıların, bürokrasinin kalbinin attığı bir otelde edindiğim ilk deneyim benim için çok eğiticiydi. İlk başladığım günlerde çok zorlandığımı hatırlıyorum, çok yoruluyordum ama çalıştıkça işimi daha çok sevdim ve kendimi geliştirip daha farklı departmanlarda olmam ve pişmem gerektiğini anladım. İkinci staj deneyimim yine Büyük Efes Oteli’nin servis departmanı oldu. Aslında çalıştığınız her departmanda otelcilik yapıyorsunuz. Bambaşka bilgiler ve deneyimler öğreniyorsunuz, bunu anladım. Çalışırken bir yandan da okuluma devam ettim. Hem pratik hem teoride otelciliği yaşamak çok büyük bir kazanım oldu benim için.

Elbette zorlandığım noktalar da olmadı değil! Hocalarımdan öğrendiğim dersler ile otelde yapılan uygulamalar çoğu zaman birbirini tutmuyordu. Sınıfta sürekli söz alıp “hocam siz böyle anlatıyorsunuz ama bugün otelde şöyle bir olay yaşadık, şu şekilde yapıldı” diyerek dersleri bölüyordum. En sonunda hocalarım beni yanına çağırdı. “Didem, otelde gördüklerin sende kalsın ama biz bu müfredatı vermek zorundayız. Lütfen derse müdahale etme” uyarısında bulundular. Bunu her üniversite söyleşilerimde de anlatırım. “Turizm sadece okuldan öğrenebileceğin bir meslek değil. Mutlaka deneyimlemen, çalışman, olayın içinde olman gerekiyor. Mutlaka okulunu okumalı ama bunun yanında teoride de otelde uygulamalısın.” demişimdir hep… Bu anlattıklarınızdan daha en başından merak eden, sorgulayan, cesur bir yapınız olduğunu anlıyorum. Sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz? Bize işteki ve evdeki Didem Ersoy’u nasıl anlatırsınız?

İşe gittiğinde evi evde bırakan ama eve geldiğinde işi işte bırakamayan bir yapım var. Evde çocuklarımla geçirdiğim vakit, ruhumu da bedenimi de dinlendiriyor ama otelcilik 24 saat yaşayan bir sektör olduğu için kafanızdan atıp, ev hayatına devam etmeniz mümkün olmuyor. Ancak uzun yıllardır bu meslekte olduğum için bir şekilde o dengeleri kurabiliyorum. Disiplinli ve titiz bir yapım var. Bu hem evde hem de işte aynı… Hala eski sistemlerle çalışmayı seven biriyim. Mutlaka not olarak, yazarak çalışıyorum. Çalışma arkadaşlarımla yaptığım toplantılar, onların görüşleri benim için çok değerli. Ekip ruhuna çok inanıyorum, tek başına hiçbir işin başarı getiremeyeceğini biliyorum. Her türlü yeni ve farklı fikre açığım. Çok ve farklı sesliliğin üretimi ve yaratıcılığı tetiklediğine inanıyorum. Bu anlamda edindiğim pek çok farklı sektörden arkadaşım var. Bu da tamamen işinizi keyifle ve severek yapmanızdan kaynaklanıyor. Evimde ve işimde iletişimde olmayı seviyorum. Zaten insanları sevmiyorsanız, iletişimden hoşlanmıyorsanız otelcilikte başarılı olunacağına inanmıyorum. İşletmenizi başarıya götüren şeylerin en başında iletişim geliyor. Bunun içinde misafir ilişkileri de var, personel ve yatırımcılarla kurduğunuz iletişim de… Kariyerinize kaldığımız yerden devam etmek isterim. Staj sonrasında neler yaptınız? Sektördeki ilk profesyonel iş deneyiminiz ne oldu? Turizme yeni başlayan biri olarak o günlerde kendinize nasıl bir yol çizdiniz?

Okulumun son yılında o zamanki ismi ile Pullman Etap Konak‘ta resepsiyonist olarak çalışmaya başladım. Hem okul hem çalışma hayatım yine çift koldan devam etti. Ön büroda olmak zaten başlıca hedeflerimden biriydi. Ondan sonra da artık olabilecek en son noktaya kadar gitmek istedim. Resepsiyonist olmaktan her zaman çok keyif aldım. Otelin kalbi olarak gördüğüm bir birimde çalışmak çok keyifliydi. Misafirlerle ilişki kurdukça işlerimin ne kadar da keyifli hale geldiğini gördüm. İnsanlarla sürekli iletişimde olmak, sohbet etmek, çözüm yolu bulmak, yardımcı olmak mesleğimi daha da sevdirdi bana. Kendimi geliştirdikçe bu departmanda da yükselişim devam etti. Bu arada otelin ismi Mercure Konak olarak değişti. Ben de artık bir rezervasyon müdürüydüm. 2001 yılında Accor zinciri Türkiye’den çekilme kararı alınca otel şu anki ismiyle Best Western Plus Hotel Konak oldu. 2010 yılına kadar ön büro müdürü olarak görev yaptım. O yıldan bu yana da resepsiyonist olarak başladığım otelimde otel müdürü olarak turizm hayatıma devam ediyorum. 2020, benim için çok özel bir yıl. Bu yıl artık evim gibi gördüğüm otelimde 25. yılımı kutluyorum.

25. yılını kutladığınız Best Western Plus Hotel Konak’ı ana hatlarıyla tanıtabilir misiniz?

86 odalı otelimiz, 173 yatak kapasitesine sahip 4 yıldızlı bir şehir oteli.  İzmir’in Körfez manzarasını gören muhteşem bir konuma sahibiz. 4 adet toplantı salonumuzla her türlü organizasyon, kongre ve toplantı etkinliklerine ev sahipliği yapıyoruz. Best Western tarafından yapılan denetimler sonucunda her yıl mükemmellik ödülünü almaktayız. 1,5 yıldır üzerinde titizlikle çalıştığımız renovasyon projesine bu yıl haziran ayı itibariyle başlıyoruz. Otelin dış cephesinden lobi, restoran, toplantı salonları ve odalar dahil olmak üzere tümüyle yenileyip, misafirlerimize daha fazla teknoloji ağırlıklı dizayn edilmiş bir otel sunacağız. Potansiyel bakımından İzmir/Ege turizmini nasıl değerlendiriyorsunuz? 2019 yılı tespitleriyle beraber bu yıla ilişkin değerlendirme ve öngörülerinizi paylaşabilir misiniz?

2019 yılında bir önceki yıla göre yüzde 17 büyüyen ve toplam 1 milyon 975 bin ziyaretçi ağırlayan bir İzmir turizmi var. Bu rakamlar her geçen yıl artarak büyüyor. Baktığımızda şehri cazip kılan; yaşam kültürü ve turistik ilçelere olan yakınlığı elbette. İzmir genel itibariyle; biz şehir içi oteller için yaz sezonunu boş geçiren, genelde tadilatların yapıldığı bir yer olurdu, ta ki iki yıl öncesine kadar. Son iki yıldır İzmir’de de temmuz ve ağustos aylarında Arap pazarında bir hareketlenme yaşıyoruz. Bununla birlikte dövizdeki artış sebebiyle, gelen gurbetçiler için de geceleme sayılarımızda ciddi artışlar elde ettik. Bununla beraber Çeşme otellerinin fiyat politikalarından dolayı İzmir’i tercih eden gezginler de bulunmakta. Sizlerin de bildiği gibi, Kültür ve Turizm Bakanımızın da açıkladığı bir Ege Turizm Merkezi- Çeşme Projesi var. Bu projenin tamamlandığında Çeşme ve İzmir’e de çok büyük katkılar sağlayacağı aşikar. 2020, İzmir için çok hızlı geçen bir dönem olacak, şehrin potansiyeli her geçen gün artıyor. Biz ETİK – Ege Turistik İşletmeler Ve Konaklamalar Birliği olarak da, belediyeler ve yerel yönetimlerle el ele verip, şehrimiz için yeni projeler ve var olan sıkıntıların çözümüne dönük çözüm odaklı toplantılarımıza devam etmekteyiz.Otel müdürlüğü dışında turizmde bahsettiğiniz ETİK – Ege Turistik İşletmeler Ve Konaklamalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı şapkanız da var. Bu görevinizden ve derneğin faaliyetlerinden daha detaylı bahsedebilir misiniz? 2020 gündeminizde hangi projeler var?

GL Platform ile birlikte yürüttüğümüz HORECA -Ege Uluslararası Otel Ekipmanları, Teknolojileri Fuarı bu yıl ikinci kez düzenlenmesine rağmen yüzde 50 büyüme gösterdi. Bu sonuç, hepimiz adına ne kadar doğru işler yaptığımızın, sektör ihtiyaçlarını ne denli doğru belirleyip, üzerine gittiğimizin bir göstergesiydi adeta. Katılımcılar fuardan çok memnun ayrıldı. İnşallah seneye daha fazla büyüyerek; hem şehrimize hem de sektörümüze çok faydalı organizasyonlar kazandırmaya devam edeceğiz. Sizlerin de bildiği gibi, turizm sektörünün sıkıntıları her geçen gün daha da artıyor. Birini çözdük derken yeni bir problemle karşı karşıya geliyoruz. Birliğimizde küçük otel işletmelerinden beş yıldızlı otellere, resort otellere, butik otellere, termal otellere ve restoranlara kadar çok geniş bir üye yelpazemiz bulunuyor. Amacımız; sektörümüzü bilgilendirip çözüm yollarını beraber aramak, birlikte hareket etmek.

“Meslek Fabrikası Projesi bizi çok heyecanlandırıyor”

Turizmin en büyük sorunlarından bir tanesi de, personel. Sektör olarak gerek personel bulmakta gerekse bulduğumuz personelin eğitimi konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu doğrultuda yürüttüğü ‘Meslek Fabrikası’  adında bir projesi var. Bu projeyi birlikte yürüteceğiz. Sektörde çalışmak isteyen gençleri Meslek Fabrikası’nda buluşturup, ETİK merkezli eğitmen ekibimizle bizzat eğiteceğiz. Otelin her biriminden yönetici arkadaşlar belirli müfredatlar çerçevesinde eğitimler verecek. Hatta kimi zaman da bu uygulamayı otellerimizde de gerçekleştireceğiz. Bu sayede gençlerimizin otel ortamını koklayıp, çalışmak için daha çok hevesleneceklerini düşünüyoruz. ETİK olarak, Meslek Fabrikası Projesi’nde n büyük heyecan duyuyoruz, çok hevesliyiz. Bir diğer projemiz de, danışmanlık hizmetimiz. Artan otel yatırımları ve derneğimize gelen taleplerden yola çıkarak bu projeyi başlattık. Malum, birçok yatırımcı otel açmak istiyor ama bu işi ne şekilde yapacağını, nasıl bir yol haritası izleyeceğini de bilemiyor. İşte bu noktada yatırımcılara danışmanlık hizmeti de vereceğiz. Bir otel işletmesi için gereken ve yapılması gereken ne varsa bir yol haritası çizip, yatırımcıya daha işin başında doğru bir yol çizeceğiz.

Kadının, hayatın her alanında aktif olması gerektiğine inandığını belirten Didem Ersoy, her ne kadar hemcinslerinin titiz ve planlı çalışmalarından çıkan başarılı sonuçlara hakkını teslim etse de, cinsiyet ayrımcılığını çok da sevmediğini söylüyor. Kadın ya da erkek fark etmeksizin işini severek yapma kuralının başarıda altın anahtar olduğunun altını çizen Ersoy, “ETİK Derneği olarak da, kadın üyeyi destekleyen bir yapımız var. Diğer turizm birlikleriyle kıyasladığımızda en fazla kadın yönetici bizim derneğimizdedir. Bu sektörümüz adına çok önemli bir kazanım ve avantaj olsa da genel itibari ile başarının bir cinsiyetinin olmadığını düşünüyorum. Bu sektörde insanları sevmiyorsanız, iletişimden hoşlanmıyorsanız başarılı olmanız çok güç.” diyor.

Son olarak hayatınızda bundan sonra neler olsun istiyorsunuz? İş ve kişisel manada ileriye dönük idealleriniz, hayalleriniz var mı?

Mesleğimi çok seviyorum. Hal böyle iken, turizme heves etmiş gençleri bilgilendirmek, eğitmek, kendi deneyimlerimden bahsetmek bana çok keyifli geliyor. Turizmde insan yetiştirmek, her gittiğiniz otelde yetiştirdiğiniz gençleri görmek çok keyifli. O yüzden bu eğitim ve bilgi paylaşım isteğim hiç bitmeyecek. 26 yılımı turizm vermiş biri olarak bu sektörün özellikle otel yöneticilerinin hak ettiği değeri alabilmeleri için çalışmaya, üretmeye  ve her platformda söz sahibi olmaya sağlığım yettiğince devam edeceğim.

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir