Özyeğin Üniversitesi ile eğitime başlayan dünyanın en iyi mutfak sanatları okullarından Le Cordon Bleu, bugün düzenlenen törenle açıldı. Özyeğin Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Hüsnü M. Özyeğin, Le Cordon Bleu CEO’su André Cointreau ve Fransa İstanbul Başkonsolosu Hervé Magro, törende kurdeleyi beraber kesti.
Mutfak sanatlarının ‘şövalye nişanı’ olarak bilinen, 20 ülkede dünyaca ünlü aşçılar yetiştiren ve 118 yıldır dünyanın en prestijli mutfak sanatları okulları arasında gösterilen Le Cordon Bleu, Özyeğin Üniversitesi bünyesinde artık Türkiye’de. Kariyerini değiştirmek isteyen ya da mutfak sanatlarının inceliklerini öğrenmek isteyenler için önemli bir fırsat olan Le Cordon Bleu Türkiye, Le Cordon Bleu CEO’su André Cointreau, Özyeğin Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Hüsnü M. Özyeğin ve Fransa İstanbul Başkonsolosu Hervé Magro’nun birlikte kestikleri kurdele ile açıldı.
TÜRK AŞÇILARINI TÜM DÜNYADA GÖRECEĞİZ
Törende konuşan Hüsnü M. Özyeğin, Le Cordon Bleu’nün çok titiz ve köklü bir kuruluş olduğunu ifade ederek, çok yoğun bir ilgiyle karşılaştıklarını söyledi. Türkiye’nin her sektörden artık uluslararası arenaya yönetici ihraç eden bir ülke olduğunu belirten Hüsnü M. Özyeğin, “Türkiye’den yetişen ve şu anda yurt dışında çalışan çok sayıda ünlü aşçımız var. Geçenlerde Çin’de ünlü bir restorana gittik, çok beğendik. Sonra öğrendik ki aşçısı bir Türk’müş. Biz üniversitemizdeki her bölümümüzde, öğrencilerimizi sadece Türkiye için değil, dünyaya hazırlayarak mezun etmeyi hedefliyoruz. Bu işbirliği ile aynı zamanda Fransız Mutfağını yerel düzeyde, Türk Mutfağını da uluslararası düzeyde tanıtmayı hedefliyoruz“ diye konuştu.
UYGULAMASIZ EĞİTİM OLMAZ
Törende konuşan André Cointreau, Le Cordon Bleu olarak teoriye ve temel mutfak tekniklerine çok önem verdiklerini belirterek, “Tüm öğrencilerimizde ‘Tat’ dediğimizde aynı algının oluşmasına önem veriyoruz. Bizi biz yapan öğrencilerimizdir. Eğitim sonrası uluslararası alanda iş bulmalarının yanı sıra bizim için önemli olan, öğrencilerimizin yaşam boyu başarılı olmalarıdır. Her yıl program geliştirmeye bir kaç milyon dolar harcıyoruz, bu da bizim 10’dan fazla ülkede akredite olmamazın sebebidir” dedi. Akademik eğitim almadan pratiğin, pratik uygulama yapmadan da akademik eğitimin bir anlamı olmayacağını hatırlatan Cointreau, Le Cordon Bleu’nün dünyada bir numara olmasını akademik eğitimle pratiği birlikte yürütmesine bağladı.
André Cointreau, Le Cordon Blue’yü sadece mutfak sanatları okulu olarak görmemek gerektiğinin altını çizerek, “Biz bir dünya mutfağı üzerinde yoğunlaşmıyoruz. Öğrencilerimize tat almanın, yemeklerde kullanılan malzemelerin ve yemek pişirme tekniklerinin inceliklerini öğretiyoruz. İşin felsefesini öğrenen tüm öğrencilerimiz istedikleri mutfağa ait yemekleri başarılı bir şekilde yapabiliyorlar” diye konuştu.
Fransa İstanbul Başkonsolosu Hervé Magro ise bu işbirliğinin iki eğitim kurumunun başarısını taçlandırdığını ve güçlü gastronomik geçmişi olan Türkiye ve Fransa’nın bu alanda işbirliğinden daha doğal bir şey olamayacağını belirterek çalışmalarında başarılar diledi.
