Elif Büyüker: “Turizm hiçbir zaman bitmeyecek!”

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

25 yıldır turizm sektörünün içinde. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir Bölge Planlama mezunu. Aslen finans kökenli bir otelci olan Elif Büyüker, risk yönetimindeki gücünü bu altyapısından alıyor. İnsan kaynakları deneyimi ise onun için kelimenin tam manasıyla bir bonus! En büyük zorluğu çalışan istihdamı olan turizm sektörüne bu vizyon ve donanımlarını cömertçe taşıyan Büyüker için turizm, hiçbir zaman bitmeyecek, aksine gelişerek devam edecek bir sevda nitekim de…

Otelciliği, misafirlerin ağırlandığı büyük bir ev olarak yorumlayan, geçen yıllar içerisinde enerjisini hiç düşürmeden, her güne yepyeni bir heyecanla başlayan Elif Büyüker ile Park Inn by Radisson Ataşehir Genel Müdürlüğüne uzanan otelcilik yolculuğunu ve İstanbul turizmiyle ilgili değerlendirmelerini konuştuk.

Elif Hanım, eğitim sürecinizden başlayarak bize kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okulu bitirdiniz? Bu tercihiniz kariyer sürecinizi ne şekilde belirledi?

İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir Bölge Planlama mezunuyum. Taksim Taşkışla Binası’nda okudum. Çok özel ve tarihi bir binadır. Dört yıllık eğitim dönemimiz, aldığımız özenle seçilmiş derslerle hem çok dolu hem de insana hizmet görüşü çerçevesinde hep insan odaklıydı. Bölüm olarak insanların yaşayacağı şehirleri, binaları, mekanları dizayn etmekle birlikte yönetici tarafınızı da geliştirmek için aynı zamanda hukuk ve işletme dersleri de aldık. Üniversitemin sağladığı bu donanım bana işletmeler ve insanlar arasında bağlantı kurmama, analitik düşünmeme ve sonuç odaklı projeler üretmeme yardımcı oldu. Oteller de aslında yakından incelediğinizde içinde üretimin, hizmetin, yatırımın, mal sahiplerinin, markaların, yenilemenin ve en önemlisi misafir memnuniyetinin olduğu çok dinamik kurumlardır. Dolayısıyla üniversitede aldığım eğitimim bana tam da bu altyapıyı sağlamış oldu.

Turizm sektörüne ilk girişiniz nasıl oldu?

Üniversiteden mezun olduktan sonra bir yıl kadar özel bir proje şirketinde, Amerikalı iş ortaklarımızla birlikte Sabancı Üniversitesi’nin inşaatıyla ilgili projede çalıştım ve o dönemde Amerika’da çalışmanın fırsatlarını araştırmaya başladım. Farklı ülkelerde olmak, kişisel gelişiminizin ve vizyonunuzun değişmesi için önemli olduğunun farkındaydım, bunun da altını çizmeliyim.

Otelcilikle ilk tanışmam, bundan 25 yıl önce Orta Amerika Karayipler’de küçük bir ülke olan Belize’de bir Türk yatırımcının Ramada Oteli’ni alması ve eşimle birlikte bu firmada proje kısmında çalışmak için yaptığımız yolculukla başladı. Otelin yenilenmesi ve yeni outletler (sinema, bowling salonu, marina, havuz, casino) eklenmesiyle ilgili projelerde yer aldık. İsim olarak Princess International olarak yenilendi ve sonrasında yatırımlar ülkede artarak devam etti.

Belize küçük bir ülke olduğu için yönetici bulmakta bazı zorluklar yaşandı ve eşimle birlikte proje bitiminde aynı otelde çalışmaya devam ettik. İlk başladığımda pek de ilgimi çekmeyen otelcilik, sonrasında hayatımı şekillendirdi. Otelde ilk olarak finans departmanında genel kasiyer olarak başladım. İlk zamanlar biraz mutsuz hissettiysem de bunu çok sorun etmedim. Evet, benim için küçük bir görevdi ama kendime hep güvendim. Çalışmaktan asla yılmayan ve iş konusunda inatçı bir yapım vardır.

“İlk kariyer planlamamı işverenim yaptı”

Yaptığım işin beni en mutlu eden kısmı, rakamlarla uğraşmak ve günün sonunda kazanç elde ettiğinizi görmekti ve bu çok keyifliydi. Çalışmamızdan işverenimiz çok mutluydu ve Türkiye’ye dönmemizi istemiyordu. Finans tarafında daha donanımlı hale gelmem için ilk kariyer planlamamı işverenim yaptı ve beni Belize Turizm Bakanlığı tarafından açılan bir yıllık Finans Eğitim Programı’na dahil ettirdi. Bu sürede aynı zamanda uluslararası denetim firmasında (KPMG) eğitime başlamamı sağladı. İki yıllık eğitim sonrasında denetmen olarak sertifikamı aldım. Aynı zamanda Princess International Grup bünyesinde çalışmaya devam ettim. Yaklaşık 8 yıllık yurt dışı tecrübemin son üç yılını finans direktörü olarak tamamladım. Bu süreçte mümkün olduğu kadar operasyonun hep içinde olmaya çalıştım.

İlk iş tecrübenizde öğrendiğiniz en iyi şey neydi? O düsturu bugünlere, turizme nasıl taşıdınız? Buna paralel olarak yeni nesile, turizme adım atmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Hiçbir işi küçümsemeden, çok çalışmak ve en iyisini yapmak benim iş hayatımda mottom olmuştur. Hiçbir iş kolay değildir ve hepsinin kendine göre zorlukları vardır. Turizm sektörüne başlayan tüm genç arkadaşlarım eğer bu mesleği gerçekten yapmak istiyorlarsa, yoğun çalışma temposuna ve disiplinli bir hayata hazırlıklı olsunlar. Ama aynı zamanda turizmde çalışmanın çok eğlenceli ve keyifli olduğunu da unutmasınlar. Yaptıkları işin dünyanın her yerinde geçerli bir meslek olduğunu, işlerinde iyi olurlarsa ve kendi kişisel ve mesleki gelişimlerini desteklediklerinde her ülkede çalışabileceklerinin farkında olmalarını istiyorum. Turizm, sektör olarak hiçbir zaman bitmeyecektir; aksine gelişerek devam edecektir ve bizler bayrağı gençlere devredeceğiz.

Radisson Grubu ile yollarınız nasıl kesişti? Grup bünyesinde hangi pozisyonlarda çalıştınız?

2008 yılında Türkiye’ye tekrar dönüş yaptık. Ülkeme döndüğümde kısa sürede adaptasyon sağlayıp kariyerime devam ettim. Biraz önce de belirttiğim gibi, buraya dönüşümde Ankara’da Ramada Grubu’nda işe başladım. Sonrasında 2011 yılında Radisson Blu Ankara Oteli’ne Mali İşler Müdürü olarak geçtim. 2012 yılında Radisson Otel Grubu’nda aynı zamanda İç Denetmen olarak görev aldım ve 13 yılda yaklaşık özellikle Avrupa olmak üzere 9 farklı ülkede 25 farklı otelde denetim yaptım. Denetim yapmak bana otelciliğin ne kadar global ve hızla büyüyen bir meslek olduğunu çok net gösterdi. Yine 2013 yılında Ankara’daki otelimde sorumluluk alanıma insan kaynakları müdürlüğü görevini de dahil ettim. 1999 yılında başladığım otelcilik sektöründe olmayı çok sevdim ve bu meslekte olmaktan hep gurur duydum. Yıllar geçtikçe otelde operasyonun içinde olmanın daha dinamik ve eğlenceli olduğunu gördüm.

Birkaç yıl içerisinde kendime yeni kariyer hedefleri belirledim. Radisson Otel Grubu tarafından 2022 yılında başlatılan Genel Müdürlük Programı’na dahil oldum ve bir yıl sonra Park Inn by Radisson Ataşehir’e Genel Müdür olarak atandım. Otelciliği hep şöyle yorumladım; misafirlerinizi ağırladığınız büyük eviniz. Kıymetli misafirlerinizi en iyi şekilde ağırlamak için elinizden gelenin en iyisini yapmalı ve elinizde olan her şeyinizi ikram etmelisiniz. Geçen yıllar içerisinde enerjimi hiç düşürmedim ve her güne yeni bir heyecanla başladım.

Ama şunun da özellikle belirtmeliyim, otel genel müdürü olmak, uluslararası zincir otellerde operasyon departmanından olmayan yöneticiler için neredeyse imkansızdır. Fakat ben bu ayrıntıya hiç takılmadım. Her zaman insan ilişkilerimi ön planda tuttum. Gezmeyi ve gezdiğim yerlerde beğendiğim ayrıntıları çalıştığım otele taşımayı ve güzel olan uygulamaları işime adapte etmeyi hobi haline getirdim. Otelcilik severek yapılması gereken, çok dinamik ve yenilikçi bir sektör ve bu sektöre bir kez girdiniz mi bence kolay vazgeçilebilecek bir meslek değil.

İnsan kaynakları ve finans geçmişiniz şu anki pozisyonunuza nasıl yansıyor? Bu birikim ve altyapının sunduğu fırsatlar neler sizce?

Radisson Otel Grubu’nu, yurt dışında çalıştığım dönemlerde marka olarak biliyordum. Dolayısıyla Ankara’daki Radisson Blu Hotel için Mali İşler Müdürlüğü teklifi geldiğinde hemen kabul ettim. Radisson Otel Grubu, Türkiye’de çok hızlı büyüyen markalardan biri oldu. Ancak yatırımların çoğu ilk yıllarda İstanbul olarak gelişti ve son yıllarda tüm Türkiye’de hızlı şekilde büyümeye ve otel açmaya devam ediliyor. Kendim ile ilgili olarak Mali İşler Müdürü olarak Ankara’da kariyerimi ilerletmenin pek mümkün olmadığını gördüğüm için ben de görev alanımı genişleterek kendimi geliştirmeye devam ettim. Mevcut görevim ile birlikte insan kaynakları müdürlüğü görevini ve Aditor (İç Denetmenlik) görevini de üstlendim. Yıllar geçtikçe artık kariyerimle ilgili asıl yapmak istediğim genel müdürlük görevi için hazırlık yapmaya başladım ve gerekli eğitim programlarını tamamladım.

Park Inn by Radisson Oteli’nin Şubat 2023’te Radisson Grup talebi doğrultusunda iç denetimini yapmıştım. Dolayısıyla oteli çok iyi tanıyordum. Otelin genel müdürlüğü teklifi geldiğinde çok mutlu oldum. Çünkü çok emek vermiştim ve işte o gün gelmişti. Finans ve insan kaynakları tecrübem, görevimi çok hızlı devralmamı sağladı ve prosedürleri uygulamakta zaman kaybını ortadan kaldırdı. İşletmede önceliklerimi belirlemede ve planlamamı çok hızlı yapmamda büyük kolaylık sağladı.

Dünya genelinde ve Türkiye’de ekonomik dengeler, yatırım ve istihdam olanakları çok hızlı değişiyor. Dolayısıyla işletmelerin genel müdürlerinin finans kökenli olması, riskleri yönetmek açısından ciddi bir avantaj olduğunu düşünüyorum. İnsan kaynaklarını bilmek ise bence bonus. Şu an turizm sektöründe en büyük zorluk çalışan istihdamı. Bu konuda deneyimli bir yönetici, doğru istihdam ve çalışan haklarının korunması noktasında daha dengeli olacaktır ve bu, işletmelerin sürdürebilirliği için çok önemli. Günümüzde oteller ve özellikle uluslararası zincir oteller, nitelikli daha az çalışan ile daha etkili ve akılda kalıcı hizmet vererek farkındalığını ve pazar payını artırmaya çalışıyor. Dolayısıyla finans kökenli olmak her zaman avantaj olsa da mutlaka operasyon ve satış yönünüzü geliştirmeniz gerekecektir.

Park Inn by Radisson Ataşehir’i ana hatlarıyla anlatır mısınız? En güçlü ürünleriniz neler?

Park Inn by Radisson Ataşehir, tam bir şehir oteli. İstanbul Finans Merkezi’nin yanı başında, TEM otoyoluna çok yakın. Trafikle boğuşmadan, ana yollara ulaşabileceğiniz bir otel. Konaklamalarınızda ihtiyaç duyacağınız spa, fitness, otopark, hızlı fresh kahvaltı hizmetini sunan, gün ışığı alan bahçeye açılan toplantı salonlarıyla tüm ihtiyaçlarınızı sağlayabilecek yeni bir otel. Ayrıca Şaşkın ET restoranı ile lezzetli yöresel et yemeklerini deneyimleyebilirsiniz.

Yılın ilk çeyreğini nasıl geçirdiniz? Doluluklar ne oranda? Yılı ne şekilde kapatmayı öngörüyorsunuz?

Otelimizde daha çok İstanbul ve Anadolu firmalarının konaklamalarına, yabancı yatırımcı firmalara, banka ve finans kuruluşlarının konaklama ihtiyacına hizmet veriyoruz. Ataşehir bölgesinde yer alan hastanelerin ihtiyacına göre sağlık turizmine de hizmet vermekteyiz. Yine İstanbul’u ziyaret eden yurt dışı misafirlerimiz de otelimizden yararlanabilmektedir.

Yılın ilk çeyreğini değerlendirmem gerekir ise; 2023 yılının aynı dönemine göre daha sakin geçirdik. Aslında tüm İstanbul otelleri olarak bu dönem sakin geçti. Ülke olarak komşularımızda yaşanan politik hareketlilik, mart ayı sonundaki belediye seçimleri, tabii en önemlisi ekonomik sıkıntılar tüm firmaların seyahat ve iş toplantılarını bir süreliğine askıya almasına, ertelemesine neden oldu. Bu da doluluklarımızı ciddi etkiledi ve yılın ilk çeyreğini %53 doluluk ile tamamladık. İstanbul şehrinin genel doluluğuna baktığımızda, doluluk oranının ilk çeyrek için %55 olduğunu görüyoruz. Otel olarak hedefimiz ise; yılı %60 – %65 doluluk oranında tamamlamak; ancak ülke ve dünya genelinde olan belirsizlikler ve nakit akışındaki yavaşlık gibi sıkıntılı konular, hedeflerimizi her ay değiştirmemize sebep oluyor. Genel olarak yılın ikinci çeyreğinde %60 doluluk oranına ulaşacağımızı öngörüyoruz.

İstanbul turizmi için 5 yıllık öngörünüz de paylaşır mısınız?

Piyasa araştırma şirketi Euromonitor International, 2023 yılında en çok ziyaret edilen şehirler listesinde ilk sırayı 20 milyon 200 bin ziyaretçi ile İstanbul aldı. İstanbul, dünyada en çok görülmek istenen, her şeyin çok fazla olduğu, otel sayısının da çok olduğu bir şehir. Dolayısıyla oteller arasında rekabet ve beklentiler de çok fazla. Yaşanan her türlü olumsuzluk ilk önce İstanbul’u etkiliyor. Önümüzdeki beş yıl içerisinde İstanbul’da yeni oteller açılmaya devam edecek. Ama uluslararası zincir markası olamayan oteller uzun süreli ayakta kalamayacaktır.

Pazar payını çok fazla otelle paylaşmanız gerekiyor ve sürekliliğinizi sağlayabilmek için doğru satış fiyatı, hizmet kalitesi ve kârlılığınızı çok iyi analiz etmeniz ve stratejilerinizi iyi belirlemeniz gerekiyor. Böyle söyleyince basitmiş gibi duruyor, ama inanın bu kelimelerin altında barındırdığımız o kadar çok detay, istatistiki veri, araştırma, teknolojik gelişim ve insan gücü var ki, otelcilik artık bir bilim dalı gibi ilerliyor. Teknolojik gelişmelerle belki birçok hizmeti online karşılasak da insana hizmet olduğu için otelcilik her zaman insan gücüne ihtiyaç duyacaktır.

Mutlaka gençlerimize otelcilik sektörünü sevdirmeliyiz; yoksa sektörel olarak istihdam sıkıntısını aşamayacağız. Sonuç olarak İstanbul sadece Türkiye genelinde bile nüfusunun neredeyse %50’sinin bir şekilde yolunun düştüğü, mutlaka geldiği bir şehir. Belki iş için, belki okul, belki sağlık, belki sadece gezmek görmek için, belki eş dost ziyareti için. Haydi bir düşünün, siz kaç defa İstanbul’a geldiniz?

Bundan sonrası için planlarınız neler? İş ve kişisel hayalleriniz, idealleriniz var mı?

Genel müdürlük yolculuğuma daha yeni başladım ve daha uzunca bir süre bu yolculukta olmak istiyorum. Radisson Otel Grubu benim için kıymetli. 13 yıldır bu grubun içindeyim ve çalıştığım kuruma güveniyorum. Dünyanın farklı farklı ülkelerinde çok orijinal binalarda veya tarihi binalarda oteller açıyoruz. Nitelikli ve özel bir binada ve yurt dışında da genel müdürlük yapmak gibi hayallerim var

Son olarak turizm sektöründe kadın olmak üzerine neler söyleyebilirsiniz? Bir kadın olarak sektörde var olmanın artıları, eksileri neler olabilir?

Bence sektörden önce kadın olmak kolay değil. Ülke olarak daha ataerkil bir yapımız olsa da aslında birçok ülkede kadının rolleri gereği belli zorlukları var. Öncelikle; eşsiniz, annesiniz, evinizin kadınısınız, işinizde yöneticisiniz, çalışansınız, kendi ailenizde ablasınız, gözetensiniz, evlatsınız… Bu rolleri daha da çeşitlendirebiliriz. Kadın olarak sizin kendinizden beklentileriniz, sorumluluklarınız ve çevrenizin, ailenizin sizden beklentileri deyince ve hepsine yetişmeye çalışınca zorluklar da orada başlıyor. Kadın daha çok ailesini tercih ettiğinde ve dengeli bir dağılım yapamayınca iş hayatında çok uzun soluklu kalamıyor. Turizm sektöründe yönetici olunca uzun çalışma saatleri, iş seyahatleri, toplantılar, ani değişen izin planlamaları gibi konuları düşünürsek, eğer eşinizin size desteği olmazsa ve anlayış göstermezse kariyerinizi ilerletmeniz gerçekten çok zor. Ama diğer yandan baktığımızda kadın yönetici turizm sektöründe mutlaka olması gerekiyor. Çünkü bence kadın demek ayrıntı demek ve otelcilik ayrıntılarda saklı.

#elifbüyüker #parkinnbyradissonataşehir #radissonotelgrubu #iştekadın #röportaj #turizmdekadın #turizm #kadın #otel

.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir