Nilda Türe: “Gemide hayat zor olsa da kadın istihdamı yükselişte”

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

“Selectum Blu Cruises olarak, %40 oranında kadın çalışan istihdam ediyoruz. Amacımız sektöre yeni Süvari Hanımlar yetiştirmek. Gemide hayat zor, bunu kabul etmek lazım ama kadın çalışan sayımız oran olarak gittikçe yükseliyor ve yükselmeye de devam edecek.”


Turizm sektörüne girdiğinde 20 yaşındaydı. Pek çok meslektaşına göre geç bir yaş da olsa doğru bir zamandı, Nilda Türe için. Hayali en başından dünyayı gezmekti. Turizm ise en uygun yoldu bunun için. Sektöründe ilk karadan yürüdü, 25 yıl boyunca otel ve acentecilik faaliyetleri yürüttü. Ardından engin denizlere açılıp yüzen bir otelle bütünleştirdi bu ideallerini. Türe, yaklaşık bir yıldır tamamen Türk yapılanması üzerine kurulmuş ilk cruise şirketi olan Selectum Blu Cruise’un Genel Müdürlüğü görevini yürütüyor. Üstelik de kruvaziyer sektörüne yeni Süvari Hanımlar yetiştirmek hedefiyle!

Pandemide en fazla zarar gören sektörlerden kruvaziyer turizminin geçtiğimiz yılki başarısını 2023’te katlayarak artıracağını belirten Nilda Türe, 2024 yılından ise umutlu. Önümüzdeki yıl ve sonrası için şirketin filosunu büyütme ve yeni limanlara açılma hedefinde olduğunu kaydeden deneyimli turizmciyle Selectum Blu Cruises Genel Müdürlüğüne uzanan turizm yolculuğunu, şirketin yeni dönem planlarını ve kruvaziyer sektöründe yaşanan son gelişmeleri konuştuk.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Selectum Blu Cruises Genel Müdürlüğüne uzanan turizm yolculuğunuz nasıl başladı?

Turizme 1994 yılında başladığımda 20 yaşındaydım. Pek çok turizm geçmişi olan kişi için aslında geç bir yaş. Ama ne yapmak istediğime karar vermiş olmam açısından doğru bir yaş olduğunu düşünüyorum. Tüm çocukluğum yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak ve yepyeni kültürlerle karşılaşmak hayaliyle geçti. Memur bir babanın çocuğu olarak bunu kısmen gerçekleştirdim. Türkiye’nin bütün bölgelerini dolaştım diyebilirim. Babam tarihe meraklı biriydi. O sebeple tayini çıktığında rota oluşturur, mutlaka yolumuz üzerinde bulunan şehirleri bize gezdirir ve anlatırdı. Sanırım içimde var olan bu yeni ile tanışma aşkını körüklemiş olabilir.

Tüm yaşamımı şekillendirecek mesleğimi seçmek tamamen bu kurgu üzerine kuruldu. Dünyayı gezmek hayali ile şekillendirdiğim kariyer planlamam için en uygun yol turizm idi. Ben gidemesem bile gelen misafirlerle kurulacak dostluklar beni o diyarlara bir bağlamda taşıyacaktı. Şanslı insanlardan olduğumu düşünmüşümdür hep. Çünkü sevdiğim bir işi yapıyorum. “Sevdiğiniz işi yaparsanız hayatınızda bir dakika bile çalışmış sayılmazsınız” der ki Konfüçyüs, bu çok doğru bir sözdür. Ben sevdiği işi yapılabilen şanslı kişilerdenim.

Bu ideallerle kendinize nasıl bir eğitim yolu çizdiniz? İlk iş deneyimleriniz neydi?

Bu hayalle ilk okulum Avrupa Topluluğu üzerine idi. Uluslararası ilişkilere bağlı olması sebebiyle konsolosluklarda çalışır, dünyayı keşfederim sanmıştım. Lakin iş imkanlarının kısıtlı olması ve dünyayı gezme hayalime çok fazla hizmet etmeyeceğini anlamam ile beraber Anadolu Üniversitesi Turizm Otelcilik okumaya ve kariyerimi o yöne çevirmeye karar verdim. Dil eğitimi de aldığım bir yıllık İngiltere’deki aupairlik maceramdan sonra bu işin kalbi olduğuna inandığım Antalya’ya taşınarak ilk olarak acente bacağında işe başladım. Beş senelik bir acente tecrübesi bana inanılmaz bir bakış açısı kattı. Çalıştığım şirket o dönemin sektör okullarından sayılır. Eğitime, kişisel gelişime önem veren bir şirket olması açısından kendime dair pek çok şey öğrendiğimi düşünüyorum. Acente ve otel bu işin iki önemli bacağı. Lakin acentede çalışırken misafirle birebir ilişki kuramıyorsunuz. Misafirin yüzündeki o memnuniyet ifadesinin beni motive ettiğini itiraf etmeliyim.

Beş senenin sonunda otel kanadında işe başladığımda masanın her iki tarafında oturmuş biri olarak çok şanslı olduğumu biliyordum. Acentede kontrat üzerine kurduğum yapılanmayı elbette ki otel kanadında satış pazarlamada kullanacaktım ve öyle yaptım. Mass turizmin yapıldığı Antalya’da satış kanadı tamamen ikili ilişkiler üzerine kurulu bir sistemdir. Dolayısıyla konuşma yeteneği, ikna kabiliyeti ve uzun bir çalışma hayatı sizi başarılı kılabilir. Ancak pazarlama bambaşka bir bakış açısına, araştırmacı ve meraklı bir kişiliğe sahip değilseniz zorlanacağınız bir kanat.

Dünya trendlerini takip etmek bundan 30 sene öncesine kadar kolay değildi. Bu açıdan bakınca yetişebildiğim ve kendimi eğitebildiğim ölçüde işin pazarlama tarafını daha çok seviyorum diyebilirim. Satış ve pazarlama, Antalya çanağında tek bir unvan altında toplansa da birbirinden oldukça farklı alanlar aslında. Pazarlama yaptığımız işin çatısı. Tüm planlamayı yapmak, bütçeleri ve hedefleri oluşturmak, pazarları belirlemek ve stratejiyi oluşturmak pazarlama iken, bu planı kağıda ve anlaşmaya dökmek satış…

“Cruise, kariyerimde yeni bir sayfa açtı”

Acente ve otelcilikten sonra kruvaziyere nasıl yöneldiniz? Selectum Blu Cruises’u kısaca tanıtarak anlatır mısınız? 

Selectum Blu Cruise, tamamen Türk yapılanması üzerine kurulmuş ilk cruise şirketi. Çok standart olacak ama dört tarafı denizlerle çevrili ülkemizde bu işi uzun yıllardır başka milletlere bırakmış olmamız oldukça üzücü. Üç sene önce yolculuğuna başlayan Selectum Blu, geçmişinde mevcut olan 30 yıllık otelcilik ve hizmet tecrübesini engin denizlere taşıdı diyebiliriz. Geniş kabinleri, ultra her şey dahil konsepti ile sektöre yeni bir hava getiren bir şirket. İlk kurulduğunda Antalya’da ve hatta Türkiye’de turizm ile uğraşan tüm emekçileri oldukça heyecanlandırmıştı. Sonunda bir Türk şirketi denizlere de el atmıştı. Blue Sapphire, ne yazık ki tam da pandeminin başlangıcında ülkemize gelmişti. Bu sebeple iki sene gibi bir bekleme süreci geçirmek zorunda kaldı.

Yaklaşık bir sene önce teklif geldiğinde ilk etapta sektörü çok bilmediğim için biraz düşündürdü. Karakter olarak yeniliklere açık biriyim. Fakat sonuçta bu bir iş teklifi ve başarı hikayesi zorunlu. Ama bugün geriye dönüp geçmiş kararımı sorguladığımda iyi ki yapmışım diyorum. Kariyerimde yeni bir sayfa açtı. Sektörde geçen 25 senede bilmediğim ne çok şey olduğunu görmüş oldum açıkçası. Pazar farklılıkları, satış tekniği açısından oldukça meşakkatli bir iş, cruise. Özellikle yurt dışı pazarları için paketleme gerektiren bir konu. Aslında yüzen bir otelin içerisindeyiz, acentelerin de yeni ürünlere ihtiyacı var. Ürünü anlatmak, tanıtmak, pazarda rakiplerden farklarımızı ortaya koymak uzun vadeli bir proje aslında. Fakat satışları gördükçe ne kadar mutlu olduğumu tahmin edebilirsiniz.

“Cruise, kariyerimde yeni bir sayfa açtı. Sektörde geçen 25 senede bilmediğim ne çok şey olduğunu görmüş oldum açıkçası. Pazar farklılıkları, satış tekniği açısından oldukça meşakkatli bir iş, cruise. Özellikle yurt dışı pazarları için paketleme gerektiren bir konu. Aslında yüzen bir otelin içerisindeyiz, acentelerin de yeni ürünlere ihtiyacı var. Ürünü anlatmak, tanıtmak, pazarda rakiplerden farklarımızı ortaya koymak uzun vadeli bir proje aslında. Fakat satışları gördükçe ne kadar mutlu olduğumu tahmin edebilirsiniz.”

Şirket, 2022’yi hangi rakamlarla kapattı? Yurt içi ve yurt dışındaki pazar payınızı öğrenebilir miyiz?

Biz Selectum Blu Cruise olarak, Bodrum kalkışlı Yunan Adaları turu yapan ilk şirketiz. Ana Port olarak Bodrum’u seçmemiz farklı bir yolcuya hitap ettiğimizi, bu tercihimizle gözler önüne seriyor. Geçtiğimiz yıl şubat ayında başlayan savaşın etkilerini herkes gibi biz de yaşadık. İlk etapta savaşın etkisini planlamak zorunda kaldık.  İlk senemize bu etkiyle başlamak bizi biraz yordu, itiraf etmeliyim. 8 bin misafirimizi 21 sefer ile adalara taşıdık. Savaşın etkisinin yanı sıra daha önce uygulanan kapı vizesinin olmayışı gibi etkenlerle Türk misafire hitap eden diğer şirketler gibi zorlu bir sezon geçirdik. İlk bir ay zorlansak da, temmuz ayı itibariyle oldukça iyi geri dönüşlerle doluluk oranımızı yakalamaya başladık.

2023’ün ilk çeyreğini geride bıraktık. Yıl sonu ve 2024 için için beklentileriniz şekillendi mi?

Pandemide oldukça zarar gören bir sektör olan cruise sektörü 2022’deki başarısını 2023 senesinde katlayarak devam edeceğini gösteriyor. Misafirlerdeki ilgi oldukça iyi. Satışlarımız geçen seneye göre katbekat arttı. Bu yıl itibariyle yurt dışı pazar payımızı oldukça çeşitlendirdik ve artırdık. Çalışmalarımız gösteriyor ki, yeni bir marka olmamıza rağmen yurt dışından ülkemize olan ilgi ile beraber Selectum Blu’da %60’ları aşan bir Avrupa ve Güney Amerika portföyü olacak. Bununla birlikte Uzakdoğu’dan da talepler alıyoruz. Elbette %30 ve üzerini zorlayacak bir iç pazar misafirimiz de mevcut. Bu yıl yine Bodrum’dan kalkacak ve Mikonos, Santorini, Rodos, Atina ve Girit gibi limanları ziyaret edeceğiz. 46 sefer yapacağımız bu sezon adaları ziyaret saatlerimizi de özenle seçtiğimiz için şimdiden dolmaya başlayan seferler olduğunu belirtmek istiyorum. Zaten erken rezervasyon matematiğine çok alışkın olan cruise misafirlerinin Selectum Blu’da yerlerini ayırtmakta geç kalmamalarını hatırlatmak isterim.

Bu çeşitlilikle beraber 2024 yılı ve sonrası için filomuzu büyütme ve yeni limanlara açılma konusunda ciddi çalışmalarımız var. Sektörde ismimizi kalite ile yan yana yazdıktan sonra dünya kruvaziyer turizmine dahil olduğumuzu göreceksiniz. 2024 planlamamızı ise en kısa zamanda Türk misafirlerimiz için de satışa açacağız. Sektörün erken rezervasyon matematiği çerçevesinde bazı ülkelerde 2024 satışlarına başladık bile.

“İddialıyız ve bunu da göreceksiniz”

Bu hedeflere yönelik ilerleme ve yönetim stratejiniz nedir?

Biz Selectum Blu olarak, otel konforunu denizlere taşıdık. 30 yıldır bu sektörde hizmet veren bir şirket tecrübemiz var. Bu 30 yıl içerisinde tüm pazarlardan misafirlerle çalışma, tanışma imkanımız oldu. Misafirlerin taleplerini, neleri sevip sevmediklerini, ne istediklerini biliyoruz. Bizdeki bu bilgi sektörde çok az şirkette var. Tüm geçmiş bilgimizle sadece memnun değil, son derece mutlu misafirler yaratıyoruz.

İşimizdeki en büyük önceliğimiz, misafir memnuniyeti. Benim ve ekibimin tek konsantrasyonu bu yönde. Adalara uğradığımız saatlerden başlayarak her şeye dikkat ediyoruz. Mesela Mikonos’a gidecek bir kişi ne bekler diye düşünüyor ve programı ona göre ayarlıyoruz. Santorini’de gün batımında fotoğraf vermeden hareket etmeyelim diyoruz. Kara turlarında misafirlerin taleplerini önceden bilebiliyor ve ona göre organize olabiliyoruz. Otelcilikten gelen tecrübemizi gemiye aktarmakta hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz.

Biz cruise sektöründeki en güzel ve en lezzetli mutfağa sahibiz. Profiterolü misafirin önünde yapıyor ve servis ediyoruz. Gece yemeğinde misafirimize işkembe çorbası alternatifi ile geliyoruz. Aslında biz kendimizi misafirin yerine koyuyoruz. Benim yönetimimde empati yapabilen bir yönetim olacak gemide. Ama çok güzel insanlarla ve hepsi alanında çok tecrübeli, başarılı insanlarla çalışıyorum. Standart Yunan Adalarını gezelim gelelim misafirinden öte otel konforunu da yaşayacak, damak tadına hitap eden bir cruise ile karşılarına geliyoruz. İddialıyız ve önümüzdeki dönemde başardıklarımızla iddiamızda haklı olduğumuzu göreceksiniz.

Kruvaziyer turizminin pandemi sonrası rekora koştuğu yazıldı, çizildi. Sizin bu konudaki yorumunuz nedir? Salgın sonrası gerçek bir toparlanmadan söz etmek mümkün mü?  

Pandemide sektörde oluşan yaralar hızla sarılıyor. Bütün dünyanın sustuğu o iki senede sektör son derece acı tecrübeler edindi. Tüm motorların sustuğu bu dönemden çok hızlı bir ivme ile geri dönüyoruz. Çünkü pandemi sonrası Avrupa’nın ortasında yaşanan savaş tüm insanlarda farklı etkiler oluşturmakla beraber herkesin harcama şekillerini değiştirmesine sebep oldu.

Dünya enflasyon ile uğraşırken insanlar daha fazla gezmek, görmek ve ne kadar kaldı ise hayatı güzelce yaşamak niyetinde. Avrupa’da bankalarda mevduat oranları değişti. Geçmişte maaşlarının %60’a yakınını koruyabilen kişiler artık %70’e yakınını kendi özel zevkleri doğrultusunda gezip görmeye harcıyor. Bu değişim, turizmin tüm alanına güzel bir hareket getirmekle beraber, değişiklik arayan kitleyi de cruise seyahatine yönlendiriyor doğal olarak. İnsanlar bir kere valiz toplamadan bir sürü şehir, ülke gezebiliyor. Her sabah ayrı bir limanda uyanmak, her gün farklı bir kültürle tanışmak ve bunları tek otel odasından yapmak başka nasıl mümkün olabilir ki?

Örneğin bizim cruise’a katılacak misafir iki ülke görme imkanını yakalıyor; Bodrum’a geliyor, konaklıyor, şehri geziyor ve ondan sonra Yunan Adaları’na geçiyor ve en az üç ada görüyor. Misafirin bu tarz bir tatili cruise dışında yakalaması çok olası değil.  O sebeple cruise her geçen gün daha da artan taleplerle turizmdeki yerini alacak ve alıyor. Kruvaziyer, önümüzdeki kısa vadede çok daha farklı rakamlarla karşımıza çıkacak ve dünya turizmini regüle edecek inancındayım.

Bu yıl Türkiye’nin en dikkat çeken limanları, destinasyonları hangileri?

Türkiye limanları ile kruvaziyer turizminin ayrılmaz bir parçası. Tarihsel zenginliklerimiz bizi bu zengin turizm alanında bir numaralı destinasyonlar arasına sokuyor. Kuşadası Limanı, dünyanın en büyük cruise gemilerini ağırlamaya kaldığı yerden devam ediyor. Efes gibi bir dünya harikası limanı sektörün vazgeçilmezi yapıyor. Çeşme ve Alsancak Limanları ise yine pek çok gemiye ev sahipliği yapmaya devam ediyor.

Galataport için nasıl bir performans değerlendirmesini yaparsınız?

Galataport, İstanbul’a bambaşka bir hava getirdi, çok kısa sürede çok fazla gemi ağırlamaya başlayacağına eminim. İstanbul’un havasını değiştiren bir yatırım ve yakın zamanda doğru pazarlama ile ait olduğu yere oturacak ve dünya markaları arasındaki yerini hızla alacak kanısındayım. İstanbul başlı başına bir dünya markası zaten.

“Depremde çok fazla insana dokunduk”

6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraşlı merkezli depreme değinmeden geçmek istemiyorum. Malum afette binlerce binayla birlikte oteller ve işletmeler de yıkıldı. Ciddi bir can kaybı söz konusu. Bu dönemde depremzedelere kapılarını açanlar oldu. Selectum Blu Cruises da var mıydı içlerinde?

Deprem hepimizde tarifi imkansız yaralar açtı. Ben son 40 gündür ülkede rahat uyuyabilen bir kişi bile olduğunu düşünmüyorum. Çok büyük bir acı yaşandı. Tüm dünyanın kalbi bizimle attı ve tüm dünya yardım elini uzattı. Elbette bizler de hem ferdi hem de şirket olarak üzerimize düşenden fazlasını yapmak için seferber olduk. Otellerimizi açtık, depremzedelerin tüm ihtiyaçlarını karşılamak için organizasyonlar kurduk. Elimizden geldiğince acılarına ortak olup dindirmeye çalıştık. Çok fazla can kaybımız var, kalanlar inanılmaz duygularla baş başa kaldılar. Ben tüm ülke olarak aynı duyguyu, aynı acıyı yaşadığımıza eminim. Pek çok ev, bina, hastane, yollar ve oteller yıkıldı. Bu tarif edilemez bir durum.

Biz gemi olarak tersane sürecinde olduğumuzdan denize elverişli olmadığımız için ne yazık ki bir şey yapamadık. Lakin şirket olarak çok fazla insana dokunduğumuzun altını tekrar çizmek istiyorum. Yeterince mi? Asla değil ama yettiğimizce…

Depremin sektöre etkisi ne oldu?

Elbette hayat devam ediyor diyemeyeceğim, devam etmeye çalışıyor. Bizler daha çok çalışmak zorundayız artık. Daha çok kazanmak ve daha çok paylaşmak boynumuzun borcu. Hep beraber bir ay kadar durduk, durmak zorundaydık bununla nasıl başa çıkacağımızı idrak etmek için. Şimdi tekrardan görev bilinci ile işimize dört elle sarıldık. Dış ülkelerde de bir ürkeklik var tabii. Herkes etkilendi. Misafirlerde bir iptal olmadı lakin yeni rezervasyonlarda sıkıntı yaşanıyor. Bu da bir süreç, bir müddet sonra taleplerin yeniden Türkiye için hızlanacağı kanısındayım.

Turizmci olmak özellikle de kruvaziyer sektöründe çalışmak nasıl bir duygu?

Bir daha dünyaya gelsem yine turizm ile uğraşırım. Zaten bir kere işin içine girdiniz mi başka şansınız kalmıyor, içinize işliyor. Ben olaya şöyle bakıyorum; insanlar ki bunların bazıları çok ağır işlerde çalışıyor. Sekiz ay güneş doğmayan ülkelerde yaşıyorlar ve bir sene boyunca bir tatil hayali ile para biriktiriyorlar ve siz bu insanların hayallerini gerçekleştiriyor ve o en güzel anlarına ortak oluyorsunuz. Bu açıdan bakınca memnun bir misafirin bir teşekkürü, yüzündeki gülümseme tüm yorgunluğunuzu unutturuyor ve ayrı bir tatmin oluşturuyor. İşte o duygu sizi turizmden koparmıyor.

Kruvaziyer sektörü ise, bildiğimiz tüm segmentlerde farklı bir alan. Gemiye gelen misafir beklentileriyle sizi yoran bir kitle değil. Gemiye bindiklerinde zaten eğlenmeye geldiklerini ve her şeyi dışarıda bıraktıklarını anlıyorsunuz. Diğer misafirlerle iletişim kurma konusunda hiçbir sorunları olmuyor. Bu motivasyonla gemiye gelenler arasındaki iletişimi dışarıdan seyretmek inanın çok mutluluk verici. Eğleniyorlar, her gün değişik bir yer geziyorlar ve siz de üzerinize düşeni yapıyorsanız hem siz hem onlar mutlu oluyor. Bence bir insanı mutlu edebilmek çok önemli bir şey.

Bununla birlikte geminin bir hazırlık süreci var ve tahmin edersiniz ki tersane, bakım-tutum süreçlerini de ben takip ediyorum. Bu konu tamamen turizmden ayrı bambaşka bir alan. Biz alanında ciddi tecrübeleri olan bir ekip kurduk ve kendi yönetimimizi yapıyoruz. Bu süreçlere dahil olmak benim adıma çok büyük bir mücadele. Takdir edersiniz ki yıllarını hizmet sektöründe geçirmiş biri olarak bir gün kendinizi makine dairesinde, tersanede ya da havuzda buluyorsunuz. Makinenin çalışma prensiplerinden başladık diyelim. Ama dediğim gibi harika bir ekip ile çalışıyorum, bana bu konuda çok destek oluyorlar. Bu açıdan yepyeni şeyler öğrenmenin motivasyonu ile de hayallerimize doğru koşar adımlarla yürüyoruz.

“Amacımız sektöre yeni Süvari Hanımlar yetiştirmek”

Kruvaziyer turizminde/ turizmde kadın olmak üzerine neler söyleyebilirsiniz? Bir kadın olarak sektörde var olmanın artıları, eksileri neler olabilir?

Dünyada kadın olmak zor ne yazık ki. Henüz 30 senedir iş hayatının bu kadar içindeyiz ve artık her alana yayılmış durumdayız. Hala çalışma şartlarımızı iyileştirmeye, hala standartlarımızı eşitlemeye çalışıyoruz. Amerika’da bile aynı işi yapan kadın ve erkek arasında maaş farklılıkları bugün hala tartışılıyor. Fakat tüm dünyada kadının haklı mücadelesi devam ediyor. Her geçen gün ara kademeden üst kademeye homojen bir geçişi var kadının. Kadın beyninin çalışma prensipleri ile bakıldığında kadının iş hayatındaki başarısı bir tesadüf değil.

Selectum Blu Cruises bünyesinde kadın istihdam sayısı nedir? Hedeflenen sayı nedir?

Biz Selectum Blu Cruises olarak, %40 oranında kadın çalışan istihdam ediyoruz. Deck ekibimizde yeni çalışma arkadaşları ararken buna özellikle dikkat ediyoruz. Amacımız sektöre yeni Süvari Hanımlar yetiştirmek. Otel kanadımızda 11 farklı ülkeden çalışanımız var. Gemide hayat zor, bunu kabul etmek lazım ama kadın çalışan sayımız oran olarak gittikçe yükseliyor ve yükselmeye de devam edecek.

Biraz da sizden bahsedelim isterim. Bize işteki ve evdeki Nilda Türe’yi nasıl anlatırsınız?

İşteki ve evdeki Nilda birbirinden farklı değil aslında. Ben çalışmayı çok seven bir insanım,  çalışma saati diye bir mevhumum yoktur. Benim için önemli olan hedefe ulaşmaktır. Sonuç odaklı çalışırım. Sorunlarda boğulmak yerine çözüm üretmek isterim. Hedefe ulaştıktan sonra döner algoritmayı yapılan hatalar üzerinden sorgular, bir sonraki iş planında hatayı en aza indirmek adına organizasyonu baştan şemalandırırım. Keyifli bir çalışan olduğumu düşünüyorum. Tabii bunu benimle çalışanlara da sormak lazım. Bence en kötü özelliğim, çok tezcanlı olmam. Bir iş yapılacaksa ve eğer mümkünse hemen olmasını isterim. Sosyal tarafım kuvvetli olduğu için yazarak çalışmayı severim. Hala defter, kurşun kalem kullanan biriyim.

Özel hayatımda da tüm bu tezcanlı ve meraklı hallerim devam ediyor. Karşıma çıkan tüm fırsatları yaşarken değerlendirmek isterim. Arkadaşlarım biraz şikayetçi tabii, bana yetişemiyorlar. Bugün seramik kursuna gidip, çamurla oynayarak bir şey üretmenin insanı ne kadar rahatlatan bir şey olduğunu anlatırken, yarın karşılarına tenisin kalp sağlığına faydalarından bahsederek çıkabilirim. Elbette benim de bazen evde hiçbir şey yapmadan oturduğum zamanlar olsa da genelde bir şeyler üretmeyi severim. Örgü örmekten tutun yağlı boya resim yapmaya uzanan bir macera benimkisi. Spor, her haliyle hayatımın belirli kesimlerinde hep var ama benim vazgeçilmez tutkum okumak. Evde en sevdiğim oda kütüphanem. Sonuç itibariyle aslında işteki Nilda da evdeki Nilda da okumayı, öğrenmeyi, araştırmayı ve üretmeyi seven biri. Tıpkı mesleğimde olması gerektiği gibi. Mesleğim benim belki de en büyük hobim.

“Şu andaki hayalimiz, filomuzu genişletmek ve ismimizi bu sektörde en iyiler arasına yazdırmak. Mevcut tecrübemize cruise sektörünün tecrübelerini ekledikçe her yeni gün ile beraber filomuzu genişletmemek işten bile değil. Bu sadece bir şirket kurgusu oluşturmak değil, bir Türk firmasının bu işi çok daha iyi yapabileceğini göstermek. Bu açıdan bakınca evet, cruise işinde devam etmek, yeni tecrübeler ile beraber şirketimizi hazır olduğu yere taşımak istiyorum.”

Sizin seyahat tercihiniz nedir?

Ben tatil sektörünün bir çalışanı olarak çok fazla tatil imkanı bulamıyorum. Çünkü işimizin doğası gereği herkes tatil yaparken bizim çalışmamız gerekiyor. Sezon kavramı da eskisi gibi değil. Türkiye 12 aya yayılan bir düzene oturmak üzere.

Cruise tarafında ise, yaz kış ayrımı yok. Geminin hiç durmaması gerekiyor. Fırsat bulduğum zamanlarda kısa hafta sonu kaçamakları yapıyorum. Tarih sevdiğim için en yoğun destinasyonum, İtalya ve Orta Avrupa oluyor. Mesleğim gereği gittiğim iş seyahatlerimde mutlaka şehri ve müzelerini gezerim, oranın kültürünü anlamaya ve tanımaya özen gösteririm. İlk fırsatta Güney Amerika’da uzun bir tatilin hayalini kuruyorum. Seyahatlerimde genelde beş yıldızlı otellerden çok, küçük butik otel tercih ederim. Daha sıcak ve daha sempatik buluyorum herhalde. Sonuçta hayatımız beş yıldızlı tesislerin koridorlarında geçiyor. Yörenin lezzetlerini, yörenin halkının elinden yemek ve onlarla sohbet etmek zaten tatil amacım. Oteli sadece konaklamak için kullanıyorum. Tüm gün yürüyüşle geçiyor. Günün sonunda yattığınız yer temiz olduktan sonra başka bir şey aramıyorsunuz.

Bundan sonra neler yapmak istiyorsunuz? Turizmde yolculuğunuza kruvaziyer ile mi devam edeceksiniz?

Ben aslında hayalperest bir insanım. Bu yaşıma kadar öğrendiğim bir şey var ise, o da hayal kurmanın başarmaya giden yolda çok önemli bir adım olduğudur. Gitmek istediğiniz yolda son noktayı görsel olarak gözünüzde canlandırabiliyorsanız zaten yolun yarısını çoktan  aşmışsınız demektir. Çünkü o yolu gözünüzde canlandırabiliyorsanız, yolda karşılaşacağınız tüm engelleri de hayal edebilir ve önlemlerinizi alabilirsiniz.

Şu andaki hayalimiz, filomuzu genişletmek ve ismimizi bu sektörde en iyiler arasına yazdırmak. Mevcut tecrübemize cruise sektörünün tecrübelerini ekledikçe her yeni gün ile beraber filomuzu genişletmemek işten bile değil. Bu sadece bir şirket kurgusu oluşturmak değil, bir Türk firmasının bu işi çok daha iyi yapabileceğini göstermek. Bu açıdan bakınca evet, cruise işinde devam etmek, yeni tecrübeler ile beraber şirketimizi hazır olduğu yere taşımak istiyorum.

#nildatüre #selectumblucruise #genelmüdür #iştekadın #turizmdekadın #röportaj #turizm #kruvaziyerturizmi #cruise #interview #kadın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir