Turizmciler EMITT özelinde sektörü nasıl değerlendirdi?

Haber: Hatice Ünal Bilen

EMITT’e katılan turizm profesyonelleri, olası İstanbul depreminin artık gündemden düşürülmesi gerektiğine dikkat çekti. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı acilen oteller ve İstanbul nezdinde tarihi ve kültürel yapıların deprem risk ölçümünü yaptırmaya ve uluslararası kamuoyuyla paylaşmaya çağıran sektör temsilcileri, Güvenli Turizm Sertifikası gibi Güvenli Yapı Sertifikasının da turizme can simidi olacağını savundu.

 
İşte o yorumlar…

Hasan Eker: “Deprem gündemi güvensiz oteller algısını tetikliyor”

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkan Yardımcısı Hasan Eker, EMITT Fuarı’nın bu yıl güzel geçtiğini, TÜRSAB olarak kamu kurumları ve büyük elçiliklerle olumlu görüşmeler yaptıklarını belirtti. Birliğin Türkiye’ye yabancı turist getirme konusunda ciddi çalışmalar yürüttüğünü hatırlatan Eker, fuarda yeni pazar taleplerini değerlendirdiklerini kaydetti. Eker, bu kapsamda Uganda ve Filistin ile karşılıklı temaslar gerçekleştirdiklerini, Hindistan’dan da talep aldıklarını belirtti.
TÜRSAB’ın önümüzdeki döneme ilişkin  çalışmalarından söz eden Eker, turizmi Türkiye’nin tüm bölgelerine yaymak hedefinde olduklarını söyledi. Eker, Türkiye’de şu an paket tur ağırlıklı turizm yapıldığını ve bu  turların da kişi başı gelirlerinin düşük olduğuna dikkat çekti.  Turizmin Antalya ve İstanbul ekseninde yoğunlaştığına işaret eden Eker, turizmi Anadolu’ya yaymak isteklerini belirtti. Şehir turizmi ve bireysel turizmin bu noktada önemli olduğunu vurgulayan Eker, bu sebeple bireysel gidilebilecek pazarlara da ağırlık vermek istediklerini kaydetti.
Depremin turizme etkisini de değerlendiren TÜRSAB Başkan Yardımcısı Eker, depremin özellikle kültür turlarının yoğunluk gösterdiği Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde gerçekleşmesinin kültür turu düzenleyen acentelerin işlerini durduğunu belirtti.
Hasan Eker, afet sonrası turizmin sebepsiz bir etkilenme sürecine girdiğini ve felaketle birlikte olası İstanbul depreminin de medyada sıklıkla yer bulduğunu söyledi. Depremin sıkça konuşulmasının yurt dışında Türkiye turizmi açısından olumsuz bir algı oluşturduğunu vurgulayan Eker, “Bu da yurt dışında ister istemez güvensiz İstanbul ve güvensiz oteller algısını tetikliyor.” diye konuştu.
Yurt dışında güvenli Türkiye turizmi imajının oluşturulmasında başta hükümet ve kamu yönetimine büyük görevler düştüğünü ifade eden Eker, medyaya da sorumluluğunu anımsatarak, “Depremle ilgili medyada sürekli aynı konuların tartışılmasını doğru bulmuyorum. Bir denge olması lazım. Tabiii ki medya depremi gündeme getirsin, tartışsın ama olayın bu tarafı da düşünülsün.” şeklinde konuştu.

Ali Can Aksu: “EMITT turizmde pozitif etki oluşturdu”

EMITT Fuarı’nın bu yılki performansını değerlendiren Turizm Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) Başkanı Ali Can Aksu,
“Bir yandan depremin etkisi bir yandan Ramazan’a denk gelmesi ve diğer taraftan ülkemizde seçim ekonomisine girilmesinden dolayı EMITT kıymetliydi. Sektöre az da olsa moral oldu. Dayanışma ve sinerji üretme durumunu oluşturmak adına yerinde olduğunu düşünüyorum.”
Bu yılki fuara katılımın daha düşük olduğunu gözlemlediğini ifade eden Aksu, buna gerekçe olarak Ramazan ayı etkisini öne sürdü. “Katılım daha da yüksek olabilirdi. Tabii fuar ilk planlandığı şubat ayında gerçekleşmiş olsaydı ve keşke o deprem yaşanmasaydı çok daha iyi olacaktı, buna  eminim. Sektörümüz bu tarz fuarlarda bir nebze olsun sinerji oluşturup, moral bulabiliyor ve üretmeye çalışıyor. Dolayısıyla ben bu tarz organizasyonları önemsiyorum. Gayet dolu dolu bir fuar oldu. Çoğu acentede stantlar doluydu.” diye konuşan Aksu, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen fuarın sektörde pozitif bir etki oluşturduğunu sözlerine ekledi.

Soner Bacaksız: “Türkiye tanıtımında acenteler de olmalı”

EMITT’in son yıllardaki en hareketli senesi olduğunu belirten Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkan Başdanışmanı ve Vipol Turizm Seyahat Acentası Sahibi Soner Bacaksız, “İnsanlar hala bir umutla turizmin peşinden gidiyorsa, demek ki hepimiz bir gelecek ve umut olduğuna inanıyoruz. Sektörün iyileştirici ve  gülümsetici bir yanının olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Umut ediyoruz ki,  buradaki insanların ilgisi Türkiye turizmine  olumlu şekilde yansır.” dedi.
Şu an İngiltere ve Rusya’dan Türkiye’ye ilginin olduğunu ve önümüzdeki dönemde bu ilginin daha da artacağını düşündüğünü söyleyen Bacaksız, deprem sonrası tanıtım çalışmalarında reelliğin önemine de vurgu yaptı. Rakamların ötesinde etkileyici tanıtım ve reklam faaliyetlerine ağırlık verilmesi gerektiğini savunan Bacaksız, “İnsanlara dokunmamız gerekiyor. Şu kadar bütçeyle şu kadar reklam yaptık, şu kadar influencer getirdik. Ya sonuç?” diye konuştu.
Türkiye turizminin tanıtım faaliyetlerinin içinde acentelerin olması gerektiğinin altını çizen Bacaksız, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA)’nın kaynağını otelciler ve seyahat acentelerinden almasına karşın tanıtımı kendisinin yapmasını eleştirdi ve “Tamam tanıtımı kendisi yapsın ama bizleri de bilgilendirsin. Belki bizler de bu konuda fikirlerimizi sunabiliriz.” ifadelerini kullandı.
Soner Bacaksız, deprem felaketinin etkisinin EMITT Fuarı’nda yoğun bir şekilde hissedildiğini de kaydetti. Gaziantep’in de depremi yaşayan bir şehir olduğunu hatırlatan Bacaksız, “Biz tabii Kahramanmaraş ve Adıyaman’ı gördükten sonra depremden etkilendik demeye utanıyoruz.” dedi. Özellikle pandemi sonrasında insanların seyahat eğilimlerinin çok değiştiğini, Türkiye ve dünyada bireysel seyahatlerin öne çıktığını belirten Bacaksız, bu trendin Güneydoğu Anadolu bölgesi için büyük bir şans olduğunu ifade etti. Bölgede son 2-3 yıldır Mezopotamya destinasyonu üzerinde çalıştıklarından bahseden Bacaksız, afetin bölge turizminin gelişim hareketlerine büyük darbe vurduğunu söyledi. Turizmin son yıllarda çok fazla atak yapan bir sektör olduğunun altını çizen Bacaksız, “Tabii şu an hepsi durdu. Umut ediyoruz ki, haziran ayında başlayarak yani Türkiye genel seçimlerinin sonrasında bölge turizminin yeniden hareketleneceğini düşünüyoruz.” dedi.
“Tabii ki hiçbir şey olmamış gibi göstermek mümkün değil. Ama Gaziantep olarak gelen misafirlerimize şunu çok iyi anlatmamız gerekiyor. Tamam bu bölgede bir deprem oldu ama şehirde yaşam devam ediyor. İnsanların o bölgeye yeniden gelmelerini sağlamak lazım. Depremde ağır hasar gören illerimizde belki günübirlik turlar düzenlenebilir. Bölgenin bu sayede en kısa zamanda tekrar ayağa kalkacağını, turizmde hak ettiği payı fazlasıyla alacağına inanıyorum.” diye belirtti.

Tarkan Akyüz: “EMITT’i İngiliz değil, Türk firması veya belediye işletmeli”

Old City Otelciler Platformu Başkanı ve Grand Ant Hotel’in sahibi Tarkan Akyüz, EMITT Fuarı’nın geçen seneye göre daha hareketli geçtiğini ancak katılımcı ve stant sayısının beklenenden az olduğunu söyledi. Buna gerekçe olarak EMITT’in Hyve Group’tan sonra bir kez daha İngiliz firma tarafından düzenlenmesini gösteren Akyüz şöyle konuştu: “Biliyorsunuz Hyve Group’a tepkimizden dolayı son 2-3 senedir Old City Otelleri olarak EMITT’e katılmıyorduk. Şimdi  yine bir İngiliz firmasına geçti. Dünyanın sayılı turizm fuarlarından biri olan EMITT,  İngiliz firma tarafından işletilemez. EMITT’in Türk firmasına veyahut da belediyeye ait olması lazım. İngiliz firması bence fuarı baltalıyor.”
Fuara otellerin katılımını da yetersiz bulduğunu söyleyen Akyüz şöyle devam etti: “Tabii bunda depremin de etkisi var mutlaka. Ama siz geçen sene İran’ı, Arjantin’i,  Guatemala’yı fuara sokmazsanız, onlar da bu sene gelmezler. Çünkü fuar hala bir İngiliz firması tarafından yönetiliyor. Türkler tarafından yönetilseydi o zaman bu tepki oluşmazdı.”
Tarkan Akyüz, depremin otel sektörüne etkilerine de değindi. Afet sonrası iptallerin geldiğini anlatan Akyüz, şunları kaydetti: “İstanbul’da şu anda doluluklar iyi değil. Ortalamalar %40’larda gidiyor. Seçime kadar bir beklentimiz yok. O vakte kadar yaptığımız işlerle masraflarımızı kurtarabilirsek bu bizi mutlu eder. Fakat seçimden sonra rezervasyonların akacağı ve para kazanmaya başlayacağımız yönünde bir beklentimiz var.”
Türkiye’ye Avrupa’nın yıllardır gelmediğini söyleyen Akyüz, “Bunu ben söylemiyorum, Avrupalı halktan dinliyoruz. Diyorlar ki, mevcut düzen devam ettiği sürece İstanbul’a gelmeyeceğiz. Mevcut düzen değişirse Avrupa yağacak.” dedi.
Türkiye’de turizmin yüzünü Avrupalı turistin güldürdüğünü söyleyen ve Avrupalı turistin gelmeden 2022 rakamlarının yakalanamayacağını belirten Akyüz şöyle konuştu: “Onlar gelecek ki biz Yunanistan ve  İspanya ile otellerimizi aynı fiyata satalım. Avrupa gelmediği sürece biz her zaman onların üçte biri ya da yarı fiyatına satacağız. Mevcut düzen değişmedikçe biz 2022 rakamlarını göremeyeceğiz.”

Hüseyin Kurt: “İstanbul depremi gündemden düşmeli artık”

Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE) Başkanı Hüseyin Kurt, EMITT Fuarı’nın yoğun katılımla geçtiğini belirtti. Fuarın geliştirilmesi gereken yönlerine dikkati çeken Kurt, yabancı hosted buyer sayısının yetersizliğine vurgu yaptı. Önümüzdeki yıl bu konuya daha ağırlık verilmesi gerektiğini söyleyen Kurt şöyle konuştu: “Çünkü burada stant açan Türk meslektaşlarımız Türk alıcıları değil, yabancıları görmek istiyor. Umarım gelecek yıl yabancı karar vericilerin daha fazla ziyaret ettiği bir fuar olur.”
6 Şubat’ta meydana gelen depremin turizm sektörüne yansımalarını da yorumlayan Hüseyin Kurt, olası İstanbul depreminin gündemden düşürülmesi gerektiğinin altını çizerek şöyle konuştu: “Deprem her ne kadar 11 şehrimizi etkiledi gibi görünse de bize maalesef 1999 yılında yaşadığımız İstanbul depremini de hatırlattı. Hatta olası İstanbul depremi hala gündemde. Ama bizim artık bunu gündemden düşürmemiz lazım. Bu konuda da gerek ulusal gerekse turizm basınına çok iş düşüyor. Çünkü bu afeti sıcak tutarak aslında kendimize zarar veriyoruz. Yabancı basın bunu alıntılıyor ve haberleştirerek yayıyor. Rakipler bu haberlerle boş durmuyor, kendi ülkelerinde bir kamuoyu oluşturuyor. Sonuç, ardı ardına gelen iptaller.”
İstanbul özelinde otel doluluklarında yüzde 30-40’lık kayıpların olduğundan bahsederek sözlerini sürdüren Kurt, Nevruz’daki Ortadoğulu turist sayısındaki düşüşün kaynağının da deprem olduğunu söyledi.
Uluslararası toplantı, kongre, etkinlik bazında karar vericilerin otel güvenliğini sorguladıklarını vurgulayan Kurt, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na büyük rol düştüğünü belirterek şöyle devam etti: “Bakanlık ivedilikle oteller ve İstanbul nezdinde kültürel ve tarihi yapıların deprem risk ölçümlerini  yaptırmalı ve bunu uluslararası kamuoyuyla paylaşmalı. Nasıl ki pandemide Güvenli Turizm Belgesi sayesinde pek çok yabancı misafiri ülkemizde ağırlayabildiysek aynısını bu deprem krizinde de yapmalıyız.”

Serdar Söyler: “Seçim sonrası turizmde hareket bekliyoruz”

TT360 Genel Müdürü Serdar Söyler, EMITT Fuarı’nın verimli geçtiğini ve katılımın da iyi olduğunu söyledi. Fuarın zaman olarak iyi bir döneme denk geldiğine işaret eden Söyler, “Şu an hem Ramazan ayında olunması
hem de deprem sonrası etkinliklerin azalması nedeniyle fuara katılımda bir artış görüyoruz” diye konuştu.
Serdar Söyler, fuarın yüksek katılım potansiyeline karşın otel stantlarındaki düşüklüğünü ise performans ve verimliliğiyle ilişkilendirerek, “Gördüğümüz kadarıyla fuara çok fazla zincir otel katılmamış. Otellerin buradan istedikleri faydayı üretemediklerini ve bekledikleri performansı yakalayamadıklarını gözlemliyorum. EMITT, acentelerle otellerin oturup kontrat yaptıkları bir organizasyondu. Fakat artık bu özelliğini biraz kaybetti.” diye belirtti.
EMITT’in merkeze uzak konumunun da bunda etken olduğunun altını çizen Söyler, “İnsanlar TÜYAP’a ulaşımda zorlanıyor. Özellikle de organizasyon düzenleyen acenteler çok yoğun ilgi göstermiyor. Fuara  daha çok tatille ilgilenen acenteler katılıyor.” dedi.
EMITT’ten beklentilerini aktaran Serdar Söyler, “Fuara yurt içinden daha fazla acente ve otel katılmalı. Ülke katılımları geçtiğimiz sene daha fazlaydı. Bu sene katılmayan ülkelerin de olduğunu gözlemledim. Bu konuda daha çok çalışmak gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Turizm sektörünün geleceğe dönük beklentilerinin çok yüksek olduğunu ifade eden Söyler, özellikle seçimden sonra piyasada büyük hareketlilik beklediklerini kaydetti. Özellikle Mısır ile ilişkilerin düzelmesinden sonra destinasyonun çok fazla gündeme geldiğinden söz eden Söyler, “Mısır aslında Antalya’ya rakip bir pazar. Üstelik de fiyatları Antalya’ya göre daha ekonomik. Biliyorsunuz, Türk turist yeni alternatifler aramaya başladı. Daha çok Yunanistan’ı tercih ederlerdi ama şimdi Mısır’daki otellerin hem her şey dahil sistemde olması hem de dediğim gibi  fiyatların Antalya’ya göre uygunluğu destinasyonu güçlü bir alternatif olarak öne çıkarıyor.” dedi.
Türkiye’de buna alternatif farklı destinasyonların öne çıkartılması gerektiğine dikkat çeken Söyler,  “Antalya zaten şu anda doluyor ama dolmayan başka destinasyonlar var. Kuşadası, Marmaris,  Fethiye gibi destinaayonları biraz daha parlatıp, talebin yükselmesini sağlamak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Serdar Söyler, depremin turizme etkilerine ise şu sözleriyle değindi: “Deprem genel olarak turizmi de etkiledi. Ancak bu konuyu sektör gündeminden biraz çıkarmak gerekiyor. Çünkü turizm bu gündemi çok seven bir ortam değil. İnsanlar güven duymadıkları yere seyahat etmek istemiyor. Nasıl ki pandemi döneminde yaptığımız Güvenli Turizm atılımı vardı. Bence o sektörümüzde güzel bir etki oluşturdu.”
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın güvenli oteller konusunda bir çalışma yapması gerektiğini belirten Söyler, “Turizm yapılarına belki de ‘sağlamdır’ raporu verilerek bir sertifikasyon sistemine girilebilir. Bunun da son derece faydalı olacağı inancındayım.” diye belirtti.

Özgü Alnıtemiz: “Türkiye limanları 2024’de 1600 gemi seferi bekliyor”

Celestyal Cruises Türkiye Müdürü Özgü Alnıtemiz ise, bu yılki EMITT Fuarı’nın depremin gölgesinde bile olsa beklenenden daha verimli geçtiğini ifade etti. Fuarda yeni iş ortaklarıyla tanışma fırsatı yakaladıklarını belirten Alnıtemiz, “Bizim buraya katılmamızdaki en önemli sebeplerden biri, şu ana kadar ulaşamadığımız acentelere,  yeni iş ortaklarına buluşabilmekti. Sonuçta Celestyal global bir şirket olduğu için bizler bu tarz fuarları sadece nitelikli pazar arayışı olarak görmüyor, aynı zamanda farklı pazarlarda çalışan iş ortaklarına ulaşabilme imkanı olarak da değerlendiriyoruz.” diye konuştu.
Fuarda Latin Amerika, Japonya ve Ortadoğu pazarlarıyla çalışan birçok farklı firmayla  tanışabilme fırsatı yakaladıklarını söyleyen Alnıtemiz şöyle devam etti: “Japon pazarıyla  güzel iş birliklerimiz oldu. Biliyorsunuz çok niş bir pazar orası. Şimdi Çin pazarı tekrar açılıyor, o bizim için heyecan verici bir gelişme. Türkiye henüz listeye girmedi ama Yunanistan girdi. Bu olduğunda hepimizin beklentisi yükselecek.”
Celestyal Cruises’ın önümüzdeki dönem hedeflerinden de söz eden Alnıtemiz, sadece Yunan Adaları pazarlasalar da Türkiye pazarlamasının birincil öncelikleri olduğunu vurguladı. Türkiye’ye gelen Latin Amerika ve Uzakdoğu pazarlarının ise ikinci sırada geldiğini kaydeden Alnıtemiz, “Onlara gemi ile kara turunu birleştirdiğimiz paket programları sunmak istiyoruz. Biz aslında iki destinasyonun birden pazarlamasını yapıyoruz.” dedi.
Kruvaziyer turizminin gelişimini değerlendiren Alnıtemiz, bu yılki rakamların oldukça iyi olduğuna işaret etti. Türkiye limanlarına bu yıl bin sefer düzenlendiğini, 2024’de bu sayının 1600’e çıkacağını beklediklerini kaydeden Alnıtemiz, “Celestyal Cruises olarak şu anda iki gemimiz mevcut. Bu yılı 100 seferle kapatmayı planlıyoruz.” dedi. Yakın zamanda filolarına Celestyal Journey gemisini de kattıklarını söyleyen Aşnıtemiz, 2024’de sefer sayısını 150’ye çıkarmayı hedeflediklerini sözlerine ilave etti.
#EMITT #DoğuAkdenizUluslararasıTurizmveSeyahatFuarı #turizm #fuar #deprem #2023 #sektör #değerlendirme #2024

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir