Turizmde alt yapı, üst akıl sorunsalı

Tezer Öner 

Biz her zaman olaylara ve hayata yüzeysel bakan bir millet olduk. O kadar yüzeysel bakarız ki, sorunu çözmek değil, sorunla “idare etmek” artık hayat tarzımız olmuş durumda. Hatta evlerimize kadar girmiş bir alışkanlıktır bu. Temizlik yaparken “şöyle üstten alıvermiştir.” Sinema filmlerinde bile artık bizim en birincil söylemlerimizden biri “hallederiz ya” diye geçiyor. Bu böyle sektör, mekân, iş, problem ayırmaksızın süre gelen bir hayat felsefesi oldu… Altyapı çalışmalarımız bile aynı. Yollarda yamalar, planlı olsa bile yapılan bir inşaat çalışmasında şunu duydum: “Nasıl olsa ileride imar izinleri değişecek, bu binayı en fazla 20 – 25 sene sonra yıkarız.” Yani şimdilik gitsin de 20 sene sonra Allah Kerim.

Alt yapı işlerimiz de böyle… Ne zaman sorun çıkarsa çözmek için o zaman kafa patlatıyoruz. Hiçbir zaman önden tedbir alalım veya bu işin gidişatı şöyle ve bu bizi iki sene sonra sıkıntıya sokar demeyiz.

Sonbahar ve kış ayları yaz turizmi için sezon açılana dek yenilenme ve eksikleri giderme aylarıdır. Bu zamanda alt yapı da dahil olmak üzere nerede sıkıntı yaşanmışsa çözmek gerekir. Biz genelde bu aylarda otel ve turistik mekanların yenilenmesi, konsept değişiklikleri veya inşaat işlerine odaklanıyoruz. Hizmet sektöründe olanlar ve resmi kurum çalışanları da önümüzdeki sezon için koşturma ve çalışma halindeler. Görünen odur ki, geçen sezonun memnuniyeti önümüzdeki seneye katlanarak yansıyacak. Fakat turistler açısından da öyle mi acaba?

Örnek olarak her zaman olduğu gibi Bodrum’a bakalım. Geçen yaz 1.150.000 yabancı turist gelmiş ve önümüzdeki yaz için yapılan çalışmalar ve açıklamalara bakarsak 1.500.000 yabancı turist bekliyoruz. Bunun için uçuş, acente ve satış çalışmalarına çoktan başlanmış. Hatta Londra fuarlarına falan gidilmiş ve bunun için ciddi çalışmalar mevcut.

Bu durumun açıklandığı Bodrum Otelciler Derneği Başkanı’nın bir demecinin yer aldığı web sitesinde haberin altına Bodrumlu bir turizmcinin yazdığı yorumu virgülüne bile dokunmadan yazıyorum. Adını paylaşmayacağım ama yorum aynen şöyle:” Rezil alt yapısı, fiziki ve gürültü kirliliği ve trafik sorunu ile 2022’deki turist sayısını zaten zor ağırladık, 2023’de fazlası gelirse felç oluruz herhalde…”

Şimdi buyurup buradan yakalım. Bodrum gibi büyüme alanı belli ve zaten 3 -5 kere katlanmış bir büyüme gerçekleştiren beldelerde alt yapı sorunu her şekliyle mevcut. Biz hala turist sayısından ve artırma planlarından bahsediyoruz. Halbuki üst akılda biri şunu planlardı: “Madem burası artık sınırlarının üzerine büyüdü, o zaman biz de şu her şey dahilleri, ucuz oda-kahvaltıları, bedava uçak bileti ve açık büfe – sınırsız içecek konseptleri bırakalım da hep beraber kaliteyi, hizmeti ve görselliği artırıp zengin turiste hitap edelim.” Değil mi ama? Daha ne kadar büyümeyi ve ne kadar alana otel yapmayı planlıyoruz, çok merak ediyorum?

Bir turistten yıllık ortalama 660 EUR almak yerine neden 3000 EUR almanın peşinde değiliz? Neden ona göre planlama yapmıyoruz? Bu turistler bize 3000 EUR yıllık kişi başına düşen ortalama vermeyecekse nerede hata yapıyoruz ve neden bunları gidermek için çalışmıyoruz?

Alt yapı sorunlarıyla hem yerli hem yabancı turisti bu kadar bezdirip sonra da sürekli sosyal medyada gördüğümüz rakamlarla bir de alay konusu oluyoruz. Bir şekilde takkeyi önümüze koyup düşünme zamanı ne zaman gelecek? Bence geldi de geçti bile…

Herkese keyifli bir kış diliyorum… Çok çalışalım, çok boya, çok badana, çok konsept çalışalım… Seneye belki bu yüzden bizi susuzluktan veya trafikten hoş görecek turistler bulabiliriz.

#tezeröner #turizm #türkiye

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir