Figen Eryılmaz: “Otelcilik insanın ruhuna girdi mi çıkmıyor”

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

30 yıllık turizmci. Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü mezunu. Beş yıldır Renaissance Istanbul Polat Bosphorus Hotel’in Genel Müdürü. Ama Polat Ailesi ile geçmişi 1997 senesine dayanıyor aslen. Otelcilik hikayesi ise çok daha eskilere…  Ailesinin işleri nedeniyle bir Karadeniz sahil kasabası olan Ereğli’de doğup büyüdüğünü anlatan Figen Eryılmaz, “Doğduğun yerin kimliği gelecek hikayende önemli bir rol oynuyor. Kişilik olarak çabuk organize olabilme, planlama yapma, sosyallik ve ilişki kurma bakımından hep çok hevesli bir çocukluk ve gençlik yaşadım” diyor ve ekliyor: “Ta o zamanlardan işimi çok seveceğimi biliyordum ve başka da bir hayalim olmadı”.


Figen Eryılmaz ile turizm sektörüne girişini, görevindeki beş yılını, iş ve özel yaşamına dair planlarını konuştuk.

Figen Hanım, Renaissance Istanbul Polat Bosphorus Hotel Genel Müdürlüğüne uzanan turizm yolculuğunuz nasıl başladı?

1973 doğumluyum. Çocukluk zamanlarım çok da turizmin algılandığı dönemler değildi. Anne ve babamın işleri sebebiyle Karadeniz Ereğli’de büyüdüm ve bence doğduğun yerin kimliği, senin gelecek hikayende önemli bir rol oynuyor. Kişilik olarak çabuk organize olabilme, planlama yapma, sosyallik ve ilişki kurma bakımından hep çok hevesli bir çocukluk ve gençlik yaşadım. Üniversite sınavlarında tüm tercihlerim o dönemin tüm turizm üniversiteleriydi. Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü’nü kazanıp Ankara’ya gittim ve orada o dönemin en iyi turizm ve otel işletmeciliği derslerini aldım. Ta o zamanlardan işimi çok seveceğimi biliyordum ve başka da bir hayalim olmadı.

“Otelcilik insanın ruhuna bir girdi mi çıkmıyor. Çok aktif ve dinamik bir meslek ve gerçekten  insanda bağımlılık yapıyor. 30 yıllık turizm yolculuğum bana çok güzel dostluklar kattı. Her biri benim için paha biçilmezler… Geriye dönsem yine bu mesleği seçerdim.”

İlk staj tecrübenizi hatırlıyor musunuz? Bu ilk işiniz turizme dair beklenti ve heveslerinizi nasıl şekillendirdi?

İlk stajımı Antalya Dedeman Oteli’nde yaptım. Aslına bakarsanız, arkadaşlarla birlikte hem de tatil yaparız düşüncesiyle gittiğimiz Antalya’dan ayağımızı suya bile sokamadan döndük. Epey zorlu geçse de işin mutfağından başlamak ileriki süreçlerde bana çok yardımcı oldu. Turizme yeni girenler hemen bir ilerleme telaşına düşüyor. Bazı pozisyonlara gelebilmek aslında işi sindirmekle doğru orantılı. Dönemimiz o kadar hızlı akıyor ki, baktığınızda gençlik de bu telaşın içine düşmüş durumda…

Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği’nden mezun olduktan sonra İstanbul’a döndüm. 1994 yılında The Marmara Oteli’ne girdim. Zaten o dönemde çok da fazla alternatif yoktu. Profesyonel kariyerime ilk olarak Yiyecek & İçecek Asistanı olarak başladım. Devamında Banket Satış departmanıyla ilerlerken yolun evime çok uzak olması nedeniyle Renaissance Polat Istanbul Hotel’e geçiş yaptım. 1997 yılından beridir de Polat Ailesi ile birlikte çok güzel işlere imzalar attık.

Renaissance Polat Istanbul Hotel’de bir sonraki pozisyonum, satış koordinatörlüğü oldu. Çok kısa bir süre sonra da grup satış departmanına geçtim. Devamında acentalardan sorumlu satış yetkilisi görevi geldi. Yöneticilik kariyerim ilk grup ve kongre satış müdürü olmakla başladı. Sonrasında satış & pazarlama müdürü ve satış & pazarlama direktörü oldum. Satış ve pazarlama departmanındaki görevimden sonra Beşiktaş’ta bulunan Renaissance Istanbul Polat Bosphorus Hotel’e genel müdür olarak atandım.

Bu nasıl bir geçiş süreci oldu, biraz daha açabilir misiniz?

2012 yılında açılan Beşiktaş’taki otelimizin satışında hep aktif rol almıştım zaten. 5 yıldır otelin genel müdürlüğünü yapıyorum. Bu yolculuğun tek bir kilit noktası bulunuyor aslında: Disiplin! Satış ve pazarlamadan gelmek tüm operasyonla iç içe olmak, yurt dışındaki trendleri gelişmeleri çok iyi takip edebilmek, sistemler ve özellikle gelir yönetimi kısmını iyi bilmek demek. Bu nedenle işin pek çok noktasında farkındalık ve bilinç yüksek oluyor. Bu da özellikle karar verme tarafında sizi çok doğru yönlendiriyor.

“30 yılı aşkın zamandır turizm sektöründe faaliyette bulunan İbrahim Polat Holding’in Turizm Grubu olarak sektöre birçok üst düzey yönetici ve başarılı çalışan kazandırmış bir şirketiz. Çalışanlarımıza verdiğimiz değer bizleri sektörde çalışılmak istenen işletmelerden birisi haline getiriyor. Bu da misafirlerimize sunduğumuz hizmetin kalitesini yukarıya taşıyor.”

2023 yılının ilk 9 ayında Türkiye’yi 44,6 milyon turist ziyaret ederken, 42 milyar dolar gelir elde edildi. Oteliniz için 2023 yılı nasıl geçti? Yılı hangi rakamlarla kapattınız?

2023 yılını %85 doluluk oranı ve net € 140 ortalama oda fiyatı ile kapattık. Bunu öngörmek oldukça zor ama 2024 yılının 2023’ten az da olsa daha iyi olmasını bekliyoruz. Özellikle de ikinci yarısının. Otelimiz, bulunduğumuz bölgenin en iyi oyuncularından. Marriott misafir anketinde 2023 senesini Avrupa ve Ortadoğu’da bulunan Renaissance otelleri arasında 32 otelden dördüncü olarak tamamladık. Binamızı temizlik ve tamir bakım açısından çok iyi bir noktada tutabildiğimizi düşünüyorum.

Otelimiz, merkezi konumu, Boğaz manzaralı lüks odaları, restoranı, modern toplantı salonları ve sağlıklı yaşam merkezi ile hem yabancı hem yerli misafirlerimize harika deneyimler sunmaktadır. Dünyanın en büyük otel zincirlerinden Marriott’un Türkiyede’ki ilk otellerinden birisi olarak markayı İstanbul’da en iyi temsil eden otellerden birisi olduğumuzu söyleyebilirim.

Şunu da özellikle eklemeliyim, 30 yılı aşkın zamandır turizm sektöründe faaliyette bulunan İbrahim Polat Holding’in Turizm Grubu olarak sektöre birçok üst düzey yönetici ve başarılı çalışan kazandırmış bir şirketiz. Çalışanlarımıza verdiğimiz değer bizleri sektörde çalışılmak istenen işletmelerden birisi haline getiriyor. Bu da misafirlerimize sunduğumuz hizmetin kalitesini yukarıya taşıyor.

İstanbul turizmiyle ilgili değerlendirmelerinizi de alabilir miyiz? Beş yıllık projeksiyonda kent turizmini neler bekliyor, öngörülerinizi paylaşabilir misiniz?

Tarihin her döneminde dünyanın en gözde destinasyonlarından biri olan İstanbul, ancak doğru stratejiler ve yatırımlar ile potansiyelini gerçekleştirebilecektir. Yaklaşık 16 milyon nüfusu olan megakentimizi 2023 yılında 16 milyondan fazla yabancı turist ziyaret etti. Şehrimizde ikamet eden insan sayısı kadar da turist ağırlıyoruz ve bu rakamın her geçen gün kartopu gibi büyüyerek arttığı aşikar.

Turistlerin hem konaklama hem de diğer rekreasyon ihtiyaçlarını karşılayacak yatırımlar mevcut ve bunlara her geçen gün yenileri eklenmekte. Bununla birlikte artan turist sayısını karşılayabilecek, örneğin ulaşımı daha konforlu hale getirebilecek düzenlemeler turistlerin gözünde şehrimizi daha cazip hale getirecektir. İstanbul’un en büyük avantajı, turizm çeşitliliğinin çok olması ve bu yüzdendir ki pandemi döneminde turistler tarafından dünyadaki birçok metropole göre daha çok tercih edilmiş ve sonrasında da en hızlı toparlanma gösteren turistik şehirlerden olmuştur.

Tatil ve iş seyahatlerinin yanı sıra medikal işlemler için de yabancı misafirler tarafından dünyada en çok tercih edilen şehirlerden birisi olması gelecek yıllarda şehrimize olan potansiyelin artacağını göstermektedir. Ayrıca, Asya / Pasifik pazarının önümüzdeki yıllarda İstanbul için çok daha önemli bir pazar haline geleceğini düşünüyorum ki bu pazarı uzun yıllardır önemsiyor ve yatırımlar yapıyoruz.

İstanbul turizminin önündeki engeller sizce neler olabilir?

Şehrimiz için en önemli olumsuzlukların ise, hepimizi çok üzen ve çevre ülkelerimizde gerçekleşen savaşın olumsuz etkilerini çok hızlı ve derinden yaşamamızdır. Ayrıca İstanbul ile ilgili potansiyel deprem haberleri maalesef dış basında propaganda haline gelerek bizleri kötü etkilemektedir. Son dönemlerde yaşanan ekonomik şartlar özellikle otelciliği çok zorlamakta. Bir yandan da kalifiye eleman sıkıntısı her yıl daha fazla artmakta. Önümüzdeki beş sene içerisinde en fazla personel bulmanın zorlaşacağına inanıyorum. Gençleri teşvik edecek projelerin hızla üretilmesi gerektiğini düşünmekteyim.

“Turizmde kadın olmak, her sektörde olduğu gibi elbetteki birtakım mücadeleleri de beraberinde getiriyor. Fakat ben ve benim gibi üst düzey kadın çalışanların oldukça fazla olduğu bir kurumda çalışmaktayım. Bizim şansımız, hiçbir ayrım yapılmadan sadece çalışarak ilerlememize olanak sağlayan yönetim kurulumuzun olması. Ayrıca turizmde kadın olmanın sisteme büyük faydası olduğunu düşünenlerdenim. Bizim sektörde detaylar fark oluşturuyor. Bu da kadınların zaten doğuştan sahip olduğu bir yeteneği!..”

Biraz da sizi konuşalım mı? Bize işteki ve evdeki Figen Eryılmaz’ı nasıl tanıtırsınız?

Genelde sakin bir kişiliğim vardır. Arkadaşlarımla keyifli sohbetlerden çok beslenirim. Vakit buldukça sinema, tiyatro ve konserleri takip etmeye çalışırım. Son dönemlerde daha düzenli yürüyüşler ve pilates yapabiliyorum. Özellikle kişisel gelişim alanındaki kitapları okumaktan çok keyif alıyorum.

Bundan sonrası için planlarınız neler?

İleriki dönemlerde turizm alanında eğitimcilik kısmında da yer almayı çok istiyorum. Ülkemizi turizm alanında dünya oyunculuğunda yükseltebilmek anlamında katkı sağlamak istiyorum.

#RenaissanceIstanbulPolatBosphorusHotel #figeneryılmaz #iştekadın #turizmdekadın #röportaj #turizm #otelcilik #kariyer #başarı #hikaye #polatturizmgrubu

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir