Gastronominin Hatay ekonomisine katkısı bu panelde konuşuldu

Haber: Hatice Ünal Bilen

‘Gastronominin Hatay Ekonomisine Katkısı’ konulu panel, bugün 7 Bölge 7 Lezzet Festivali kapsamında Beylikdüzü Eski Pazaryeri’nde gerçekleşti. Moderatörlüğünü TGRT Haber Ekonomi Müdürü ve Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı panele Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, HATİAB Başkanı İbrahim Güder, KEBO Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Kıral, Fuzul  Ev Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal’ın yanı sıra Şef Haldun Tüzel katıldı.

Çiğdem Kıral: “Yerelden ulusala taşıdığımız markamızla globalleşme hedefimiz var”

Bir Antakyalı olarak değerli bir coğrafya ve yemek kültürünün parçası olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek sözlerine başlayan KEBO Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Kıral, “Bir Antakyalı olarak dünyada bulunan 23 medeniyetin 13’ü bizim topraklarımızda ve İpek Yolu bizim şehrimizden geçiyor. Bu yüzden biz çok değerliyiz. Ve bunu her platformda anlatmaktan büyük bir keyif alıyoruz. Bu Antakya’daki gıda serüvenimize bundan 23 yıl önce başladık. KEBO Diyet Düşmanı adında bir markamız var. Bunu yerelden çıkarıp ulusallaştırdık. Şu anda da globale gitme konusunda ilerlemeye çalışıyoruz” dedi.

Eyüp Akbal: “Ekonomiyle iç içe bir sektör olan gastronomiyi iyi tanıtmalıyız”

Aynı zamanda iyi bir gurme ve aşçı kimliğiyle de bilinen Fuzul  Ev Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal, gastronominin ekonomiyle iç içe bir sektör olduğunu belirtti. Yurt içinde ve dışında çok sık seyahat ettiğini, bunların arasında en keyif aldığı şehrin Hatay olduğunu anlatan Akbal, gastronomi ve mutfağıyla öne çıkan şehrin bu potansiyelini uluslararası arenaya taşıyamamasının önemli bir dezevantaj oluşturduğunu söyledi. Gastronomi kategorisinde UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na girme başarısını gösteren kentin gastronomik değerlerinin yeterince tanıtılamamasından duyduğu kaygıyı ifade eden Akbal, “Türkiye için hem stratejik hem de coğrafi bir öneme sahip olan Hatay’ı ekonomi için ciddi bir katma değer olabilecek mutfağıyla da yurt dışında en iyi şekilde tanıtmalıyız” dedi.

İbrahim Güder: “Gizli reklamlarla gastronomi algısı oluşturmalıyız”

HATİAB Başkanı İbrahim Güder, köklü tarihi geçmişi ile dünyanın ilk yerleşim merkezi konumundaki Hatay’ın bu yönüyle yemek kültürüyle de dünya medeniyetlerine örnek teşkil ettiğini söyledi. Zengin bir yemek ve ürün çeşitliliğine sahip kentin ekonomik olarak halen hak ettiği yerde olmamasını eleştiren Güder, “Yurt dışında filmlerde sürekli gizli reklamlarla gizli bir gastronomi algısı oluşturuluyor. Bunlar çok önemli konular. Maalesef markalaşmayı bilmiyoruz” dedi.
Hatay’ın markalaşma potansiyeli yüksek illerin başında geldiğinin altını çizen Güder, “Gastronomi konulu etkinlikler ve turlarla kentin mevcut potansiyelini ortaya çıkarabilirsek, inanın gastronomi turizmiyle kent ekonomisinin kalkınması çok da zor olmaz. Bunun yanı sıra ürünlerimizi anlatmamız ve ürün çeşitliliğimizi paylaşmamız önemli bir konu” dedi.

Gürkan Boztepe: “Gastronomi turizminde iyi bir noktaya geldik ama yeter mi yetmez!”

Panelin moderatörlüğünü üstlenen
TGRT Haber Ekonomi Müdürü Celal Toprak’ın, Türkiye’de gastronomi turizminin meydanlarda konuşulacak noktaya gelmesinde söz sahibi bir isim olarak Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe’nin büyük katkısının olduğunu ifade etmesinin ardından söz alan Boztepe şunları söyledi: “Aslında biz teşekkür ederiz. Çünkü TÜRSAB’ta 7-8 yıl önce gastronomi turizmi kelimesini ilk söylediğimiz zaman `ne gerek var` diye bir tepki oldu. Ama basınımızın ve sizlerin desteğiyle çok iyi bir noktaya getirdiğimize inanıyoruz. Yeter mi yetmez. Gastronomi turizminde şu anda San Sebastian’da bir tabak 100 eurodan satılıyorsa, bırakın tabaklarımızı ana yemek bedellerimiz çok daha altında kalmakta”.

“Bu meydanlarda daha fazla turist görmek istiyoruz”

Gastronomi turizminin ekonomiye katkısına ilişkin rakamlar vererek sözlerini sürdüren Boztepe, “Yurt dışından gelen turist normalde 700 dolar civarında bir para bırakıyor. Bunun 159 dolarını bir hafta icerisinde yeme içmeye bırakıyor. Gastronomi turisti dokuz gün kalıyor. Verdiği para ortalama 900 dolar. 285 dolar civarında da yeme içmeye para bırakıyor. Yani 1.5-2 katına yakın bir para bırakıyor. Şimdi biz bu meydanlarda turist görmek istiyoruz. Bunun da TÜRSAB ile birlikte entegre edilmesini özellikle öneriyoruz. Çünkü 12 bin acentamız var. 2500 tanesi sadece İstanbul’da. Ama böyle bir etkinliğin içinde bakıyorum arka tarafta masaj aleti de satılıyor. Biz diyoruz ki, biz burada gastronomiyle ilgili bir etkinlik yapıyorsak ürünlerimizin değerini yukarıda tutmalıyız ve buraya da kaliteli turisti getirebilmeliyiz. Bu etkinliklerle entegre olabilmeliyiz. Bu arada sizlere de teşekkür etmek istiyorum. Güvenilir Ürün Platformu konusu halka halka büyüyor. Ben diyorum ki bu operasyonu daha da büyütmemiz lazım. Çünkü ürünlerin içeride ne kadar kaliteli olduğunu da denetleyen bir mekanizma olması lazım. Gerçekten yerel mi? Biz Antakya için buradayız ama içeride Kars kaşarı da satılıyor. Bunların hepsini masaya yaptırmamız gerektiğini düşünüyorum çünkü her etkinliğin teması farklı. Bunu da basınımızın desteklemesi çok kritik.

Haldun Tüzel: “Biz niye güzelim Antakya yemeklerini Arapların beğeneceği şekilde yiyelim ki?”

Şef aynı zamanda gastronomi yazarı kimliğiyle Hatay yemeklerine çok eskiden beri vakıf olduğunu belirten Haldun Tüzel ise, gastronomi alanında markalaşmanın ancak yedirerek ve tadına baktırarak mümkün olabileceğini söyledi. Antakya yemeklerinin birçok yerde yabancıların, özellikle de Arapların beğenileri doğrultusunda hazırlanmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiren Tüzel, “Biz niye o güzelim Antakya yemeklerini Arapların beğeneceği şekilde yiyelim ki? Arapların sevdiği şekilde değil, bizim istediğimiz gibi tattıralım ki, gastronomide bir yerlere gelebilelim” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir