Handan Boyce : “Başarı kadının doğasında var”

“Kariyerimi uluslararası bir sektör kuruluşunun ilk Türk Başkanı olarak taçlandırmayı düşünüyorum. Düşüncesi bile beni heyecanlandırıyor ve gururlandırıyor.”

Karşımızda 26 yılını turizm sektörüne ve Türkiye tanıtımına adamış bir sektör gönüllüsü var. Modern, dinamik, heyecanlı ve bir o kadar da donanımlı. Kongre turizminin değişmez adreslerinden Haliç Kongre Merkezi Genel Müdürü ve aynı zamanda ICCA yönetimine giren ilk ve tek Türk ismi olan Handan Boyce’tan başkası değil sözünü ettiğimiz… MPI Türkiye Başkanlığı da cabası…

“Başarı kadının doğasında var” diyen Handan Boyce’un keyifli söyleşimize samimi yanıtlarını merakla okuyacağınızı umuyoruz…

Söyleşimize sizi kısaca tanıyarak başlamak istiyorum. Kendinizi nasıl anlatırsınız?
Galatasaray Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Turizm ve Otel Yöneticiliği mezunuyum. Üniversite son sınıfta kongrelerde çalışmaya başlayan öğrencilerden biri idim. Benim turizm sektörü yolculuğum Ramada Hotel İstanbul’da resepsiyon görevlisi olarak başladı. Ramada Hotel’in iş ve özel hayatımda olmak üzere çok özel bir yeri vardır. İş hayatım açısından, hizmet sektörünün ana prensiplerini, uluslararası standartlarda uygulama ve işleyişi öğrendiğim gerçekten mükemmel bir okul olmuştur. Özel hayatımdaki yeri çok daha ayrıdır, zira kıymetli eşim William Bey ile Ramada Hotel’de tanıştım ve evlendim. İngiltere’de yaşadığım 2 yılı saymaz isek 16 yıl süren otelcilik meslek hayatımda bir diğer mihenk taşı da Klassis Resort Otelleri ve Golf & Country Club’dır. Devamındaki 10 yıl, şehrimizin kongre turizmine hizmet verdiğim yıllar oldu. İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu – ICVB Genel Müdürlüğü ile başlayan bu süreçte, ICCA – International Convention and Congress Association – Mediterranean Chapter Başkanlığı, takiben ICCA Yönetim Kurulu üyeliği ve en son olarak da ICCA Başkan Yardımcılığı gibi uluslararası görevler üstlendim. 2011 yılından itibaren de Haliç Kongre Merkezi’nin Genel Müdürlüğü görevini sürdürüyorum. 2014 yılına kadar MPI – Meeting Professionals International, Türkiye Başkanıyım. Özetle Handan Boyce, 26 senedir turizm sektörüne, ülkemizin ve şehrimizin tanıtımına gönül vermiş bir sektör gönüllüsüdür diyebilirim.

Kariyer olarak hayal ettiğiniz hedefin neresinde görüyorsunuz kendinizi? “Daha çok yolum var” diyor musunuz?
İşim benim hayatımın önemli bir parçası. Benim için her gün yeni şeyler öğrendiğim bir gündür. Kendi hayatımın yanı sıra etrafımdaki insanların hayatına da katkıda bulunduğumu düşünmek beni motive eder, mutlu eder. Hem yaşım hem de edindiğim tecrübeleri sektöre geri kazandırmam açısından baktığımda henüz emekli olmak için çok erken diyorum. Bu noktada salt bireysel değil, sektör olarak da önümüzdeki 10 yıllık sürecin neler getireceğini görmek, planlamak ve değerlendirmek gerekiyor. Yön verilecek, eğitilecek, ülkemizin kalifiye iş gücüne kazandırılacak, mentörlük yapacağımız bu kadar genç olması bile tek başına daha gidilecek çok yol var diye düşündürüyor.

2006 yılında, International Convention and Congress Association – ICCA’nın Yönetim Kurulu’na seçildim ve 4 yıl derneğin yönetiminde görev yaptım. Uluslararası kongre ve toplantı sektörünün en önemli birliklerinden biri olan ICCA’nın tarihinde yönetime giren ilk ve tek Türk olmak benim için çok değerli bir tecrübe, gurur ve ülkemi temsil adına önemli bir misyon oldu. Buradan yola çıkarak kariyerimi uluslararası bir sektör kuruluşunun ilk Türk Başkanı olarak taçlandırmayı düşünüyorum aslına bakarsanız. Düşüncesi bile beni heyecanlandırıyor ve gururlandırıyor. Zamanı gelince bu planımı sektörümle paylaşacağım.

Haliç Kongre Merkezi gibi uluslararası etkinliklerine ev sahipliği yapan bir kurumu yönetmek nasıl bir deneyim, bizimle paylaşır mısınız?
Tüm bu etkinliklerin uzun yıllar süren çabalar, ekip çalışmaları, maddi manevi yatırımlar neticesinde ortaya çıktığını, bir kısmının yoktan var edildiğini, özellikle uluslararası etkinliklerin tanıtım ve uluslararası ilişkiler kapsamında taşıdığı misyonu da düşünürseniz mekan olarak ev sahipliği yaptığımız tüm etkinliklerde ciddi bir sorumluluğumuz var. Sadece etkinlik sahiplerine karşı değil, bu mekanları işletmek üzere yerel yönetimlerden kiralayan özel işletmeler olarak halkımıza ve yerel yönetimlerimize karşı da önemli sorumluluklarımız var. Biz bunun bilincinde hizmet veren bir işletmeyiz. Milyar dolarlar ile ifade edilen global bir sektörün hizmet sağlayıcısı olmak önemli bir iştir. Haliç Kongre Merkezi İstanbul adına önemli bir misyonu üstlenmiştir ve bu dev sektöre başarı ile hizmet vermektedir. Bunun devamlılığını sağlamak, sürdürülebilir kılmak benim en öncelikli sorumluluğumdur. Bu sorumluluğu paylaştığım çok değerli bir profesyonel ekibim olduğu için de ayrıca kendimi şanslı bir yönetici olarak addediyorum.

Hep işin başında olmak; düzenlemek, organize etmek, problem çözmek… Bu işi yaparken kadın olmanın ne gibi avantajlarını yaşıyorsunuz? “Handan Boyce” olmak yaptığınız işe bir artı değer katıyor mu?
Kadının kendi doğası ve kadın olarak hayatının önemli bir parçası olarak hep yapageldiği işlerdir  aslında bu planlama, organize etme, problem çözme, kucaklama, motive etme, yönetme durumu. Eğitim, bireysel yetkinlikler ve deneyimler kadının bu pozitif ayrışımını belirginleştirir sadece. Bugüne kadar yaptığım her işe artı değer katmak için çalıştım, neticeyi Handan Boyce’u tanıyanlar takdir eder. Kendim için titiz, detaycı, estetik kaygısı olan, başarmadan vazgeçmeyen bir yapıya sahip olduğumu söyleyebilirim. Yavaşlığa ve tembelliğe pek toleransım yoktur. Ancak iş yaparken ekibimle eğlenmeyi de severim. Hizmet sektöründe başarı için vizyoner bir bakış açısına, detaylı planlama ve etkin icra kabiliyetine sahip olmanız lazım. En değerli varlığımız insan, işimiz insan. Hali ile insan psikolojisinden iyi anlamak da yöneticiliğin vazgeçilmez bir parçası.

Siz hem bir işkadını hem de bir annesiniz. Bu tanımlamaların hangisi sizi çok daha mutlu ediyor?
Her biri farklı kimlikler gibi görünmekle beraber aslında beni tanımlayan, bütünleyen ve oluşturan kimlikler. Ancak ailemin mutluluğu benim önceliğimdir. 14 yaşında bir oğlum var ve o benim en kıymetli varlığım. Ne mutlu bana ki ailemin mutsuzluğu üzerine hiçbir başarıyı inşa etmedim. Bu noktada eşimin varlığı ve destekleri benim için en büyük şans olmuştur. İyi planlama, iyi insan ilişkileri ve tabii ki zor zamanlarda yetişen aile fertlerinin destek ve yardımları çalışan her kadının can simitleri bence. Neticede iş hayatımda kadın olmayı farklı bir konuma koymadım, argüman yapmadım. Anne olmanın başarılı bir iş kadını olmaya, başarılı bir iş kadını olmanın da başarılı bir anne olmaya engel olmadığını düşünüyorum. Kadının iş gücüne daha yüksek oranlarla katıldığı, yönetim kurullarındaki kadın yöneticilerin sayısının arttığı, kanunların kadının iş hayatına katılmasını desteklediği ve teşvik ettiği Türkiye, eğitim düzeyi yükselen refah bir Türkiye olacaktır.

Bir gününüz nasıl geçiyor, kısaca anlatır mısınız? Ev, iş, sosyal yaşam döngüsünü kurmakta kendinizi ne ölçüde başarılı buluyorsunuz?
Kısa bir süre önce sigaradan kurtulmuş olmamım mutlu neticesinde egzersizi hayatıma sokmaya karar verdim. Dolayısı ile bu aralar günüm kısa bir egzersizle başlıyor artık. Çalışma saatlerimin bir süresi yoktur, ne kadar gerekir ise o kadar  çalışırım. Bu da genelde günde minimum 10 saati bulur. Ekibim işini bilen profesyonellerden oluşur ama ben yine de özellikle etkinlik olan günlerde hem sabah hem akşam her şeyin yolunda olduğundan emin olur, gerekli teftişlerimi yapar, etkinlik sahiplerimle, misafirlerimle sosyalleşir öyle çıkarım. Günüm ne kadar geç olursa olsun ailemle paylaşımla biter. Biz, seyahatler dışında, bir birini görmeden sohbet etmeden günü sonlandırmayan bir aileyiz. Stresli ve çok dinamik bir iş hayatımız var. Bu paylaşımlar bana moral, huzur ve enerji verir, motive eder.

Haliç Kongre Merkezi’nin uluslararası arenadaki yeri ve konumu nedir? Haliç’i gelecek dönemde nerede görüyorsunuz?
Haliç Kongre Merkezi, 2009 yılında 5. Dünya Su Forumu’na ev sahipliği ile kapılarını ulusal ve uluslararası toplantı sektörüne açan, alanının en heyecan verici ve en önemli yatırımlarından biri olarak sadece İstanbul’un değil, dünya kongre ve toplantı sektörünün de yükselen değeridir. 2011 yılında bünyesine katıldığım Haliç Kongre Merkezi İşletmeleri AŞ tarafından işletilen merkez son 2,5 yıl içerisinde ülkemizin ve dünyanın her yerinden, çeşitli sektörlerden yüzlerce kongre, toplantı ve etkinliğe, binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapmış ve ev sahipliği yaptığı tüm organizasyonlarda takdir gören uluslar arası kongre merkezi standartlarındaki hizmeti ile İstanbul’un öncelikli tercih edilen kongre ve etkinlik mekanı haline gelmiştir. Bugün Haliç İstanbul’un kongre, toplantı, sanat ve kültür etkinlikleri ve sosyal hayatı için en yeni cazibe merkezidir ve gelişmeye devam etmektedir.

İstanbul turizminin gelişimine ilişkin neler söyleyebilirsiniz? Kongre turizmi bu gelişimden ne ölçüde pay almakta?
İstanbul son yıllarda Avrupa ve dünya şehirleri arasında en büyük atılımı yapan dünyanın önde gelen kongre ve toplantı şehirlerinden biridir. 2011 ICCA istatistiklerine göre kongre şehirleri sıralamasında dünya 9.’su 500 kişi ve üzeri katılımlı kongreler sıralamasında dünya 1.’si olmuştur. Türkiye gibi tüm sektörlerde büyüyen ve yatırımcıları cezbeden bir ülkenin kongre sektöründen alacağı hala önemli bir pay var. Bugün de İstanbul’a gelmemiş yüzlerce kongre ve etkinlik vardır. İstanbul’un merkez olabileceği bölgesel ve yeni toplantılar düzenlenmesi, farklı sektörlerin desteklenmesi de İstanbul’un potansiyelini artıracak hususlardır. İstanbul’a 3-4 saatlik uçuş mesafesinde; 50’den fazla ülke ve 25 trilyon dolara yakın bir pazar bulunmaktadır. Kaldı ki İstanbul’a dünyanın her noktasından ulaşmak artık mümkün. THY’nin vizyoner stratejileri İstanbul’u bir hub haline getirdi. Bugün İstanbul 10 milyona yakın turist ağırlamaktadır. Bu rakam 2002 yani 10 yıl öncesine göre yüzde 250 artışı ifade eder. Bu artışta özellikle ağızdan ağıza tanıtım gücü yüksek katılımcı profili ile kongre turizminin önemli katkısı ve referansı olmuştur.

Son olarak EMEC 2014 İstanbul Konferansı’na ilişkin beklenti ve öngörülerinizi paylaşır mısınız? Konferans İstanbul turizmine neler katacak?
EMEC (European Meeting and Events Conference) toplantısının gelecek yıl İstanbul’da düzenlenecek olması çok ses getirdi. Bu etkinlik İstanbul’u ve sektörümüzü uluslararası sektöre takdim açısından çok önemlidir. Destinasyonun tanıtımı, sektörün uluslararası açılımı, bilgi alışverişi ve nihayetinde yeni işlerin, toplantıların şehre ve sektör paydaşlarına kazandırılması olarak özetlenebilir.

Takriben 500 kişi katılımı beklediğimiz bu konferansın mekan ev sahipliğini Haliç Kongre Merkezi olarak biz yapacağız. Türkiye toplantı sektörü profesyonelleri için önemli bir fırsat ve kazanç olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir