Tezer Öner: Turizmde köprüden önce son çıkış mı desek, alarm düdükleri mi?

Mart ayı da bitti değerli okurlar. Turizm için uyarı sinyalleri mi yoksa alarm düdükleri mi desek yoksa köprüden önce son çıkış tabelası mı desek? Nisan geldi… Nisan 15 dedin mi sezona merhaba!..

Bu sene turizm gelirlerimizde eğer “normalleşme” olmazsa işte o zaman inşaatı bitmemiş köprüye saatte 180’le girdik demektir. Otel iflaslarını, restoran ve işletme iflaslarını bir yana bırakıyorum yetişmiş nitelikli iş gücümüz de sefalete düşecek demektir. Turizm bizim lokomotif sektörlerimizden biridir. Buna izin vermemek ve gerekli tedbirleri “mış” gibi yapmadan almak zorundayız. Bunun planlaması konusunda da henüz kayda değer bir ilerleme görmüş değilim.

Ortada birtakım haberler dolaşıyor. Bilmem kaç tane turistik tesis Covid-19 hijyen belgesi aldı gibi. Ben yabancı olsam bu beni tatmin eder mi? Bilemedim… Ama pratik zeka ile şunu düşünürüm; eğer 5 yıldızlı bir tatil köyünde tecrit tatil yapacaksam olabilir. Ama bunun dışında çıkıp tarihi yer gezmek, konferans, etkinlik, sohbet muhabbet yok… Şehir gezmek yok, şehirde değişik yerlerde yemek yemek, bar, eğlence yok, yürüyüş yok… Yok diyorum çünkü bu rakamlar böyle devam ederse olmayacak!

Kapadokya’ya Rusya ve Ukrayna’dan direkt uçuşlar başlamış, İngiltere ile turizm koridoru anlaşması yapmışız, Almanya’yı ikna etmeye çalışıyormuşuz. Ee…?? Bana ne? Yahu devletler vatandaşlarını zorla mı gönderiyor buraya? Ruslar bile o kadar komünist değil artık… Ben insanlara güven veren bir ülke değilsem koridor açmanın faydası ne? Biletler daha mı hızlı satılacak? THY rezaleti her yerde bir senedir devam ediyor. Havaalanında hastane titizliği geçtikten sonra özellikle iç hatlarda gene omuz omuza seyahat ediyorsun. Bu mudur?

Avrupalıların taktiğini hala çözemediğimiz belli oluyor. Bir İngiliz sizi geri çevirmemek veya kırmamak için koridor da açar, reklamınızı da yapar, çıkıp televizyonlarda “gidin” de der… Neden? Çünkü halkının eğitimine ve kültürüne güvendiği için bu halkın ucuz olsun aman iki güneşleneyim nasıl olsa bir şey olmaz demeyeceğini bilir. Seçeneklerinde Türkiye olmayacağını bilir ve gözümüzün içine bakarak ne istersek onu söyler. Çünkü bir İngiliz ile bir Türk arasındaki en önemli fark, deli cesaretidir. Bir Avrupalı hiçbir zaman canını tehlikeye atmaz. Bizde de tam tersi ne kadar tehlike ve adrenalin, o kadar yaşamdan zevk alma… Boşuna Çanakkale’de yenmedik. Çünkü 18 yaşında erlerin süngüyle mermisiz bir şekilde gülerek nasıl taarruz ettiklerini hala akademilerinde tartışıyorlar… Anlamadılar çünkü… Ayrıca dönüşte onlara azap gibi bir prosedür koyar. Kimse buna katlanmaz.

Maalesef bizim bürokrat olmayan duygusal tarafı güçlü yöneticilerimiz de bunu anlamıyor. Biz cumartesi, pazar yasağında sahile yürüyüşe gider, polisten kaçarak eğleniriz. Parası olan basarım, parayı veririm cezayı, yürürüm gezerim der… Olmayan bile havasını atar… “Çıktık abi manitayla, bastım 3600 TL, aslan gibi kızı Boğaz’a götürdüm” falan… Cesaretin ölçüsü yok bizde…

Ben kendi çocukluğumdan biliyorum. Mahallede emniyet merkezi vardı. 1980 öncesi durumda bir gün 6 – 9 yaş arası 10 velet emniyet merkezine mantar tabancalarla saldırdık. Adamlar bizi nasıl o gün taramadı hala hayret ediyorum. Ama bir komiser amca tam bir saat ne halt ettiğimiz konusunda nutuk atmıştı. Bizim eğlence anlayışımız bu… Sakın bunu bir Avrupalı’dan beklemeyin. Uzakdoğulu keza aynı… Çinliler ben ilk 2002’de gitmiştim, o zaman bile sokakta maskeyle geziyordu. Adamlar virüsten deli korkuyor. Araplarla zaten aramız hoş değil. Bir Katar ehh işte o da… Hepsi gelse tüm ülke Marmaris’te tatil yapar. Kaldı elimizde Ruslar ve Ukraynalılar. Deli deliyi görünce sopasını saklarmış. Sustum yani…

Kimseden test istemiyoruz bu arada… Ne güzel… Bunu turizm gelirlerini artırmak için yapmanın yanında ulusal güvenliğimizi tehlikeye attığımızın da farkındadır umarım Sayın Bakanım. Düşmanın bilerek virüslü bir tur düzenlemeyeceğini kim garanti edebilir? Ayrıca Sinovac aşısının Avrupa aşı pasaportunda tanınmadığına hiç girmedim. O ayrı bir yazı konusu…

Yol yakınken nisanda tam kapanma ve full hazırlık ile aşılamaya ağırlık vermezsek bu yaz da çok tatsız geçecek. Benden söylemesi…

#tezeröner #agondanışmanlık #turizm #sinovacaşı

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir