Timur Bayındır: “Antalya, İstanbul, Aydın, Muğla teşvikleri yeni yatırımlar yerine renovasyon yönünde düzenlenmeli”

Türkiye konaklama sektörünün yatırımlar açısından cazibesini sürdürürken yenilemelerin aynı durumda olmadığını ve bu konuda ciddi adımlar atılması gerektiğini vurgulayan Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Timur Bayındır, “Antalya, İstanbul, Aydın ve Muğla’da yıpranma sürecine giren birçok otel bulunduğu göz önüne alınmalı ve bu illerimize verilecek teşvik belgelerinde yeni yatırımlar yerine, daha çok mevcut yatırımların modernizasyonu ve renovasyonu yönünde düzenleme yapılmalı.” dedi.

Türkiye otellerinde renovasyon ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Timur Bayındır, renovasyonun günümüzde konaklama sektöründe önemli bir pazar haline geldiğini ve rekabet gücünü tetikleyen önemli bir unsur olduğunu belirterek, “Tüm yapılar gibi oteller de zaman içinde kullanım yoğunluğuna ve doğal etkenlere bağlı olarak yıpranıyor. Yapılan çalışmalar, 10 yaşını geçen turistik otel ve tesislerde renovasyon çalışmalarının kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. 10 yıllık sürenin 7-8 yıla çekilmesi ve otelin tesisat, yapı, makine ve ekipmanlarının belirtilen sürelerde yenilenmesi gerektiğine işaret ediliyor. Islak hacimli mekanlarda ve ortak kullanım alanlarında yenileme çalışmalarının ise 4-5 yıl aralıklarla yapılması gerektiği vurgulanıyor.

Yenileme sürecinin başarılı olmasını sağlayacak en önemli unsur; zaman, para ve amaçlanan fonksiyonel iyileştirme hedeflerinin doğru ve gerçekçi şekilde belirlenmesidir. Renovasyon esnasında göz önünde bulundurulması gereken bir diğer unsur ise, hızla değişen müşteri trendlerinin karşılaması ve rekabetin sağlanabilmesidir. Bu nedenle hedeflenen müşteri profilinin iyi tespit edilmesi, renovasyonda oldukça önemli husus olarak öne çıkıyor. Ayrıca, tesisin ömrünü uzatabilmek ve sürdürülebilir turizm olanakları oluşturabilmek için yenileme çalışmalarının desteklenmesi gerekiyor. Turizmde başlatılacak bir renovasyon hareketi onlarca farklı sektörde hem bir ekonomik canlanma yaratacak hem de Türkiye’nin turistik imajına olumlu katkı sağlayacaktır.” dedi.

“Yenileme yapmayan oteller rekabetin gerisinde kalma riskiyle karşı karşıya kalıyor”

Doğru renovasyonun temel kriterleri, otellere kattığı rekabet gücü, renovasyon sürecinde yaşanan sorunlar ve otel ekipmanlarının ekonomik kullanım ömrünün önemine vurgu yapan Timur Bayındır, “Dünyanın değişim hızına paralel olarak, müşteri profili de değişiyor. Bu değişim karşısında konaklama sektöründe beklentiler ve müşteri talepleri farklılaşıyor. Müşterilerinin taleplerine cevap vermek isteyen işletmeler çözümü renovasyonda buluyor. Özellikle otellerin gelir getiren kafe, restoran, bar gibi iç işletmelerine yönelik yenilemeler, trendler takip edilerek sürekli güncel tutulması gereken alanlar olarak ön plana çıkıyor. Otellerde yenileme yatırımları, rekabete paralel olarak her geçen gün artış kaydediyor. Satış-pazarlama gücünü artırmak isteyen eski tesisler, pazardaki etkinliğini arttırmak için yenileme yolunu seçiyor. Yenilemeye gitmeyen oteller ise, rekabetin gerisinde kalma riskiyle karşı karşıya kalıyor.” diye konuştu.

“Yeni yatırıma değil, yenilemeye ihtiyaç var”

Turizmin içinde bulunduğu sıkıntılı dönem dikkate alındığında bu dönemde yeni yatırımdan çok renovasyona ağırlık verilmesi gerektiğini kaydeden Bayındır şöyle devam etti: “Ancak yeterli değil. 2017 yılında 49 otel için toplam 464.9 milyon TL tutarında teşvik başvurusu yapıldı. Yeni tesis yatırımlarıyla ilgili de bilgi vermek gerekir. Yeni tesis yatırımları hızla sürüyor. 2017 yılında 3 milyar 29 milyon TL tutarında teşvik bazlı yatırım başladı. Bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 2.5’lik bir artışı ifade ediyor. Bu yatırımlar 56 ilde toplam 33 bin 257 yataklı 192 projeyi kapsıyor. Ocak – Aralık 2017 döneminde, yatak sayısında 2016 yılına göre düşüş yaşanırken, yatırım tutarında artış gözlemleniyor. 2016 yılında 42 ilde toplam 39 bin 673 yataklı 187 otel projesi toplam 2 milyar 928 milyon TL’lik teşvike bağlanmıştı. 2017 yılında Antalya ve İstanbul 18’er, İzmir 14, Muğla 13 ve Trabzon 11 otel ile en fazla yatırım yapılan iller oldu.

Bu yıl herhangi bir olumsuzluk yaşanmazsa yatırımlardaki artış devam edebilir. Ancak her zaman belirttiğimiz gibi artık İstanbul ve Antalya yeni yatırımlara doydu. Yatırımların Anadolu’ya yayılması gerek. Ancak bunu yaparken de planlı yatırımlar yapılmasına dikkat etmek gerek. Otel yatırımlarının dağılımındaki dengesizlik, kırılgan yapıdaki sektörümüzü olumsuz yönde etkiliyor. İstanbul, Antalya ve Muğla illerimizde yoğunlaşan otel arzı, sektördeki karlılığı düşürürken, oluşturduğu fiyat eksenli rekabetle de kaliteyi olumsuz yönde etkiliyor. Bu olumsuzluğun önüne geçebilmek için mevcut teşvik sisteminin güncel gelişmeler ve sektörel realiteler doğrultusunda yenilenmesi zorunlu hale geliyor. İhtiyaçlar çerçevesinde uygulanacak doğru teşvikler sayesinde, yatırımlar yurt genelinde ihtiyaç duyulan bölgelere doğru yönlendirilirken, mevcutların da kârlı ve sağlıklı bir şekilde işletilmesi sağlanabilir. İstanbul ve Antalya’daki yatak arzı sektörü tehdit eder boyuta ulaştı. Ortaya çıkan tehlikenin önüne geçmek için, Ekonomi Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın -sektör temsilcilerinin de içinde yer aldığı- ‘Turizm Yatırım İzleme Kurulu’nu hayata geçirmesi gerekiyor. Bu kurulun, arz-talep dengesine uygun olarak, milli kaynakların daha verimli kullanılması için önemli.

Konaklama sektörü yatırımlar açısından cazibesini sürdürürken, maalesef yenilemelerin aynı durumda olduğunu söyleyemiyoruz. Bu konuda adımlar atılmalı. Antalya, İstanbul, Aydın ve Muğla’da yıpranma sürecine giren birçok otel bulunduğu göz önüne alınmalı ve bu illerimize verilecek teşvik belgelerinde yeni yatırımlar yerine, daha çok mevcut yatırımların modernizasyonu ve renovasyonu yönünde düzenleme yapılmalı.”

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir