Turizm Sektöründe Yükselen Trend Yeşil Oteller

Turistik tesisler, tüm dünya genelinde ciddi anlamda enerji ve su tüketimine neden olan ve fazla kullanıcısı olması nedeniyle hızla eskiyen ve değişime ihtiyaç duyan mekanlardır. Günümüzde dünyanın geleceğini tehdit eden küresel ısınmanın en önemli aktörleri yapı, turizm ve ulaşım sektörleridir.

Turizm sektörü dünyadaki SEG ve CO2 emisyonlarının yaklaşık yüzde 5’ini üretmektedir. Dünya geneline bakıldığında yapılar temiz su kaynaklarının yüzde 17’sinin, orman ürünlerinin yüzde 25’inin ve enerji kaynaklarının yüzde 40’ının tüketiminden sorumludur. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, turizm yapıları da yüzde 20 gibi bir pay ile bu tüketime ortak olmaktadırlar. Turizm yatırımlarının çevreyi minimum tehdit eder düzeye gelebilmesi için CO2 ve SEG emisyonlarını bugünkü düzeyden yaklaşık yüzde 30-40 aşağı çekmeleri gerekmektedir.

Dünya genelinde 20. yüzyılın son çeyreğinden başlayarak ortaya çıkan küreselleşme kavramının kitle turizmine olumlu etkisi büyüktür. Bu bağlamda yerli ve yabancı turist sayısının hemen her geçen gün artması, turistik tesis taleplerinin artmasıyla da doğru orantılıdır. Özellikle ülkemiz gibi pek çok tarihi ve doğal değeri barındıran ülkelerde, gerek şehir ve kongre otellerinin gerekse de tatil yöresi resort otellerin giderek çoğaldığı görülmektedir. Turistik tesisler tüm dünya genelinde ciddi anlamda enerji ve su tüketiminin yapıldığı ve fazla kullanıcısı olması nedeniyle hızla eskiyen ve değişime ihtiyaç duyan mekanlardır. Günümüzde turizm ile küresel ısınma arasında doğrusal veya dolaylı ilişki bulunmaktadır. Bunlar:
1. İklimsel etkiler
2. Çevresel değişime olan dolaylı olan etkiler
3. Ulaşımda yeni destinasyonların ortaya çıkması ve fiyatların
düşmesi
4. Dolaylı toplumsal değişimlerdir.

Tüm bu faktörler küreselleşen dünyada turizmin SEG emisyonlarının artmasına ve küresel ısınmaya olan katkısının giderek çoğalmasına sebep olmaktadırlar.

Dünya genelinde turizm kaynaklı CO2 ve SEG salınımına bakıldığında görülmektedir ki, turistik tesisler yüzde 25 gibi ciddi bir yer tutmaktadır. Yapılan istatistiklere göre otellerde bir misafirin gün başına harcadığı enerji 130 Mj ve gün başına salınan CO2 emisyonu ise 20,6 kg’dır. Bu diğer tesislerle de kıyaslandığı ve ortalama alındığı zaman gün başına 98 Mj ve 15.6 kg olarak hesaplanmaktadır. Bu da göstermektedir ki tüm turistik tesis tipleri arasında oteller ciddi anlamda yüksek enerji tüketen yapılar olarak göze çarpmaktadır. Bu nedenle de turizm endüstrisinde yeni bir sayfa açmanın zamanı gelmiştir. Son yıllarda bu değişinim bir uzantısı olan “Sürdürülebilir Turistik Tesis” veya “Yeşil Otel” gibi kavramlar otaya çıkmış ve tüm dünyada araştırmalara konu olmuştur. Günümüzde tüm turistik tesislerin ve yapım faaliyetlerinin sadece çevresel etkilerini azaltmak için değil, aynı zamanda yaşam performanslarını artırmak için de hızlı adımlar atılması artık kaçınılmazdır.

Sürdürülebilir Otel veya başka bir deyişle Yeşil Otel kavramı daha az enerji ve su tüketen, CO2 emisyonları azaltılmış, küresel iklim değişikliğine pozitif etki sağlayan, çevre dostu yerel ve geri dönüştürülebilir malzemeler ile inşa edilmiş ve yatırımcısının sosyal ve çevresel sorumluluğunu belgeleyen bir kavram olarak ortaya çıkmaktadır.

Giderek yaygınlaşmaya başlayan Sürdürülebilir Otel kavramı, butik otellerden dünya çapında tanınmış otel zincirlerine kadar pek çok klasmanda, otel tasarımı ve işletmesinde değişiklik yapılmasına sebep olmuştur. Sayıları giderek artan Yeşil Otellerin bazısı bünyesinde hiçbir şekilde elektronik alet barındırmazken, bazısı sadece müşteriler istediği zaman havlu ve çarşafları değiştirerek tasarruf sağlamaya çalışmaktadır. Ancak globalleşen dünyada turistik tesisler için en doğru çözüm, tüm yeni teknolojileri kullanarak toplam karbon ayakizini ve su tüketimini azaltabilmek olmalıdır.

Aslında turistik otellerin bir nevi kabuk değiştirmesi otel müşteri profilinin değişmesine ve “Eco- Friendly Traveller/Çevre Dostu Gezgin” gibi bir kavramın çıkması ile beraber başlamıştır denilebilir. Artık müşteriler de kaldıkları tüm otellerde, otelin sürdürülebilir ve çevre dostu özelliklerine dikkat etmektedirler. Özellikle globalleşen dünyada uluslararası şirketlerin sürdürülebilir iş politikaları ve CO2 azaltım söylemleri gereği, iş gezilerinde kullandıkları otellerin de bu söyleme uygun oteller olması dikkat edilen bir nokta olmaya başlamıştır. Bu nedenle de otellerin çevre dostu olduğunu bir anlamda belgeleyen ve kanıtlayan sertifikalar da oteller tarafından alınmaya başlamıştır. Çünkü otel operatörleri ve işletmecileri artık bilmektedirler ki, çevreye olan etkilerin minimuma indirilmiş bir otel standart bir otele göre daha fazla talep alacaktır.

Bir Otelin Sürdürülebilirliği Nasıl Belgelendirilebilir?
Sürdürülebilir bir otel tüm binaların çevresel performanslarını değerlendiren LEED, BREEAM, DGNB gibi sertifika programlarıyla değerlendirilebildiği gibi Green Globe, Green Key, Eu Eco Label gibi sürdürülebilir otellere özel geliştirilmiş değerlendirme programlarıyla da değerlendirilebilir. Türkiye’de ise Turizm Bakanlığı tarafından Geliştirilen Yeşil Yıldız ve TÜROFED tarafından geliştirilen Beyaz Yıldız sertifikaları çok kapsamlı çalışmalar olmamakla birlikte yine de bir otel yapısının sürdürülebilirliğini değerlendirmek için yapılmış çalışmalardır.

Otellerin performanslarını değerlendirmede en yaygın kullanılan sertifikalardan biri LEED’dir. Amerikan Yeşil Binalar Konseyi tarafından geliştirilmiş olan LEED, bugün pek çok yapı tipini sertifikalandırma k t a d ı r .
Eğer yeni inşa edilen bir yapı ise LEED’in Yeni Binalar (New Construction) versiyonu, sürdürülebilir bir otel binasının sertifikalandırılmasında kullanılabilir. Bunun haricinde herhangi bir otel işletmecisi bir binayı kiralayarak iç dekorasyonunu yapıyorsa bu işletmeci de LEED’in Ticari İç Mekanlar (Commercial Interiors) için özel geliştirilen versiyonunu kullanabilir.

Çevre Dostu Otel Zincirleri
Yapılan araştırmalara göre dünya çapında sürdürülebilirlik, az enerji ve su tüketimi, CO2 emisyonlarının azaltılması gibi konulara en çok dikkat eden otel zincirleri Hilton Worldwide, Mariott, Hyatt, Accor ve Starwood’dur. Örneğin Hilton Grubu 2009-2014 arasında dünya çapında otellerinde kullandığı enerjiyi yüzde 5, atık oluşumunu yüzde 20 ve su tüketimini de yüzde 10 oranında azaltmayı hedeflemiştir. Hilton, geliştirdiği Light Stay adlı sürdürülebilirlik ölçüm sistemiyle tüm otellerini denetlemekte ve tarafsız bir değerlendirme kuruluşuna raporlatmaktadır. Sürdürülebilir otel tasarımı ve işletmesi konusunda ciddi çalışmaları ve şartnameleri bulunan diğer bir grup da Mariott International’dır. Gerek Mariott otellerinde, gerekse alt markaları olan Renaissance, Courtyard, Residence Inn vb. markalarda 2017’ye kadar enerji tüketimini oda başına yüzde 25  azaltmayı hedeflemektedirler.

Mariott Otel zinciri aynı zamanda LEED’in büyük destekçisi olup, dünya çapındaki 30 oteline LEED Sertifikası almak için çalışmaktadır. Mariott Tasarım Standartları ve İnşaat Standartları yeşil tasarım ve inşaat pratikleri doğrultusunda otel geliştirmeyi ilke edinmişlerdir ve her yıl bu doğrultuda yenilenmektedirler. Bu standartlar gereği elektromekanik sistemlerin tasarımında son teknolojiler kullanılmakta, yüksek verimli ekipman kullanımı teşvik edilmekte, ayrıca su tüketiminde de uluslararası standartlardan daha düşük su tüketimi olan ekipman ve teknolojilerin seçilmesi hedeflenmektedir. Çevre dostu malzeme kullanımı da teşvik edilmektedir.

Ayrıca personelin ve müşterinin çevresel sorumluluk konusunda eğitilmesi, atıkların maksimum oranda geri dönüştürülmesi için işletme stratejileri geliştirilmesi, tedarik zincirinde çevre dostu yaklaşımların teşviği gibi konular da Mariott otel zincirinin dikkat ettiği konular arasındadır. Aynı şekilde Hyatt Grubu da bu konulara oldukça önem veren bir grup olarak karşımıza çıkmaktadır. Hyatt Grubu’nun geliştirdiği Hyatt Earth Programı ile dünyadaki her bir Hyatt otelinin çevresel ayak izi izlenmekte ve raporlanmaktadır. Tüketimin, atık üretiminin minimize edilmesine ve emisyonların azaltılmasına yönelik bu program sayesinde Hyatt Grubu da çevreci misyonunu ön plana çıkarmaktadır. Keza Hyatt Tasarım ve İnşaat standartlarında da sürdürülebilirlik konularıyla ilgili çalışmalar mevcuttur.

Starwood ve Accor grupları da otellerinde enerji ve su tüketimini azaltmak yönünde çeşitli çalışmalar yapmaktadırlar. Starwood otelleri tüm yeni inşa edeceği Element otellerinde LEED sertifikası alma yönünde taahhütte bulunmuştur.

Nasıl Sürdürülebilir Otel Olunur?
Sürdürülebilir otel olmanın 3 farklı aşaması olduğu söylenebilir:
1. Tasarım aşaması
2. İnşaat aşaması
3. İşletme aşaması
Bu üç aşamada da sürdürülebilirlik kriterlerini yerine getirebilen herhangi bir otelin Yeşil Otel olacağını söylemek mümkündür. Sürdürülebilirlik kriterleri şehir içi otelleri ile resort otellerde farklılık göstermekle birlikte genel olarak aşağıdaki gibi özetlenebilir;
1. Merkezi bir yerde konumlanmış olması
2. Toplu taşımaya, sosyal olanaklara vb. yakın olması
3. Arazi yönlendirmesinin doğru yapılarak günışığı ve iklimlendirmeye katkı sağlanması
4. Binanın tüm sistemlerinin CO2 emisyonlarını azaltmaya odaklanması
5. Uluslararası standartlarla karşılaştırıldığında daha az enerji ve su tüketimi
6. İç mekanda az ve yalın malzeme kullanımı
7. Katlar arası sirkülasyonu ve asansör kullanımını minimize etmek için yaygın otel tasarımı
8. Çevre dostu, zehirli kimyasallar içermeyen ve çevre etiketleri olan malzeme kullanımı
9. Çevre dostu yün veya Green Label gibi etiketi olan malzeme kullanımı
10. Yerel malzeme kullanımı
11. Geri dönüştürülebilir malzeme kullanımı
12. Yenilenebilir malzeme kullanımı
13. Otel genelinde servis alanları ve genel alanlarda elektrik ve enerji tüketen sistemleri ayrı ayrı sayaçlandırılarak ölçülmesi
14. Bina genelinde ve özellikle odalarda gelişmiş otomasyon sistemi
15. Dim edilebilir armatürler, varlık ve hareket sensörleri kullanımıyla aydınlatma kontrolünün sağlanması
16. LED ve yüksek verimli armatürler kullanımı ile metrekare başına düşen aydınlatma enerjisinin azaltılması
17. Gün ışığının maksimum içeri alınması ve böylece aydınlatmaya olan ihtiyacın azaltılması
18. Stor, jaluzi veya güneş kırıcılar gibi önlemlerle kamaşma ve gürültü kontrolünün yapılması
19. Maksimum verimli ısı geçirgenliği düşük, ışık geçirgenliği yüksek cam kullanımı
20. İyi yalıtılmış cephe
21. Çatıda açık renk malzemelerin kullanımı ile ısı adası etkisinin azaltılması
22. Elektromekanik sistemlerde yüksek verimli ekipman kullanımı
23. Kojenerasyon, trijenerasyon ve fotovoltaik panel gibi teknolojilerin kullanımı
24. Düşük su tüketimi olan armatürler, susuz pisuvar gibi teknolojilerin kullanımı
25. Gri su ,yağmur suyu ve kondens suyunun toplanarak kullanımı
26. Güneşlenme günlerinin elverdiği yerlerde solar su ısıtma sisteminin tesisi
27. Doğal havalandırmanın otelde daha fazla kullanılması
28. Artırılmış iç mekan hava kalitesine sahip otel alanlarının olması
29. Mümkün olduğunca A enerji sınıfı veya Energy Star etiketli otel ekipmanı kullanılması
30. Ozon teknolojisi ile yıkama
31. Atık yönetimi politikası geliştirilerek atıkların geri dönüşümünün ve zararlı atıkların insan sağlığını tehdit etmeyecek
şekilde bertaraf edilmesi
32. Odalarda atık ayrıştırması için farklı çöp kutuları koyulması
33. Sürdürülebilir personel taşıma planı ile araç kullanımından doğan salımların minimize edilmesi
34. Müşteri ve otel çalışanları için çevresel farkındalık sağlamak için eğitimler yapılması
35. Yeşil Bina kullanıcı el kitabı oluşturularak, otel müşterilerinin binayı daha iyi tanımaları ve çevreye katkılarının sağlanması
36. Otel havlu ve çarşaflarının her gün değil, belirli aralıklarla değiştirilmesi
37. Doldurulabilir şampuan ve sabunlukların kullanımıyla ambalaj ve kutu kullanımının azaltılması
38. Sarf malzemelerinin mümkün olduğunca geri dönüştürülmüş malzemeden yapılanlarının tercih edilmesi
39. FSC etiketli veya geri dönüştürülmüş kağıt kullanımı
40. Organik ve yerli ürün ve yiyeceklerin tercih edilmesi
41. Artan yemek ve yiyeceklerin hayır kurumlarına bağışlanması veya ihtiyacı olan kişilere dağıtılması
42. Plastik veya kağıt bardak yerine cam veya seramik bardak kullanımı
43. Tüm kimyasalların iyi havalandırılan ayrı bir mekanda depolanması, fotokopi makinelerinin kapalı bir mekana  alınarak ayrı havalandırılması
44. Peyzajda yerel veya adapte olmuş bitkiler ile su tüketiminin azaltılması
45. Damla sulama sistemi tesisi
46. Otel girişinde toplu taşıma için müşterilere gereken bilginin verilmesi, bisiklet kullanımının ve yürüyerek ulaşımın teşvik edilmesi
47. Bina işletmeye alınırken uluslararası standartlar dahilinde test ve devreye alma faaliyetleri yürütülmesi
48. Tüm sistemler bazında periyodik bakım yapılması
49. Çevre dostu temizlik malzemeleri ve kimyasallar ile temizlik.

Türkiye’den Örnekler
Türkiye’ye baktığımızda birkaç farklı uygulama görmekteyiz. Bunlar;
1. Kendi çabaları ile çevre dostu olmaya çalışan oteller
2. Yeşil Yıldız Sertifikası alan oteller
3. LEED/BREEAM gibi sertifikalara başvuran oteller.
Yeşil Yıldız Sertifikası Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği TURÇEV’in ortaklaşa yürüttüğü bir proje olup, yaklaşık bir yıllık bir çalışmanın sonucudur. İleride Turizm Bakanlığı tarafından verilen Yeşil Çam simgesinin yerine geçecektir. Belek’te bulunan Calista Resort bu sertifikayı ilk alan oteldir ve 15’ten fazla kent oteli ve resort otel bu sertifikayı almıştır. Yeşil Yıldız içeriğinde bulunan kriterler enerji, su, çevreye zararlı maddelerin tüketiminin ve atık miktarının azaltılmasını, enerji verimliliğinin artırılmasını, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesini, konaklama işletmelerinin yatırım aşamasından itibaren çevreye duyarlı olarak planlamalarını ve gerçekleştirilmelerini, tesisin çevreye uyumunu, çevreyi güzelleştirici düzenleme ve etkinlikleri, ekolojik mimariyi, çevreye duyarlılık konusunda bilinçlendirmeyi, eğitim sağlanmasını, ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılmasını kapsamaktadır. Yeşil Yıldız Belgesi, tesislerin 10 başlık altında, farklı puanlara sahip 122 kriter üzerinden yapılan değerlendirmelerle verilmektedir. Yıldız sayısı, tatil ve şehir tesisi olması gibi özelliklerine göre belirlenen asgari puana ulaşan tesis Yeşil Yıldız’ı hak etmektedir. Yeşil Yıldız belgesine hak kazanan otel veya tatil köyünün girişindeki plakette sınıfını gösteren yıldızlar yeşile boyanarak otelin plaketi üzerinde “Çevreye Duyarlı Tesis” ibaresi yer almaktadır. Tatil tesislerinde 5 yıldızlı otelin alması gereken minimum puan 300 iken, 1 ve 2 yıldızlı otellerde bu puan 140’tır. Şehir içi turizm tesislerinde ise 5 yıldızlı otelin alması gereken minimum puan 250 iken, 1 ve 2 yıldızlı otellerde bu puan 140’tır.
LEED veya BREEAM da Türkiye’de otellerin çevre dostu olduğunu göstermekte kullanılmaktadır. Sütlüce Hilton Garden Inn, Renaissance Beşiktaş Otel, Workinn Otel Gebze, Varyap Meridian oteli gibi projeler LEED adayı olan projeler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Günümüzde ve gelecekte çevresel duyarlılığa sahip Yeşil Oteller, gerek tercih edilme, gerekse yatırımcısının çevresel sosyal sorumluluğunun canlı birer kanıtı olmaları nedeniyle çok revaçta olacaklardır. Otel yatırımcılarının ve operatörlerinin giderek enerji maliyetlerini ve su tüketimlerini düşürme hedefleri de Yeşil Otellerin yaygınlaşmasına önayak olacaktır. Türkiye Kyoto Protokolü’ne taraf olan bir ülke olarak gelecek perspektifte ulusal CO2 ve SEG emisyonlarını azaltmak zorundadır. Turizm endüstrisinin de bu hedefe gereken katkıyı sağlayabilmesi ancak Yeşil Otel tasarımıyla mümkündür. Bu konuda devletin, Turizm Bakanlığı’nın daha etkin bir çalışma yürüterek yatırımcıları bilinçlendirmesi, ülkemizin turizm açısından daha hızlı gelişmesini ve çevremizin minimum zarar görmesini sağlayacaktır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir