Onur İlhan: Yenilikçi e-turist programı küresel ziyaretçilerin kullanımına açılmalı

İçinden geçtiğimiz bu zor günlerde yeni deneyimler ve iş fırsatları da ortaya çıkıyor. Giderek yayılan sanal müze gezileri de bunlardan biri. Çoğumuz için yeni bir şey olduğundan dolayı mevcut gezilerin teknik ve içerik yetersizlikleri şimdilik çok da göze batmıyor. (eserler hakkında yeterli bilgi olmaması, görüntü çözünürlüğünün düşük olması ve navigasyonun zor olması gibi) Ancak bu deneyimi bir kez tadan geniş bir kitle için hayat normale döndükten sonra da sanal müze gezileri talep görmeye devam edebilir. Bir başka grupta da bu müzeleri gidip yerinde gezme isteği uyanabilir.

Bu hizmetin ücretsiz olması gibi bir gereklilik de bulunmamakta. Müze küratörleri ve yetkin ekipler ile yüksek görüntü kalitesinde, bilgi yoğunluklu, farklı dil seçeneklerine sahip ve pratik kullanımlı yeni deneyimler oluşturulabilir. Bunlar, geleneksel internet sayfalarında olduğu kadar, App Store, Google Play, Google Arts & Culture gibi mecralarda ya da küresel ve yerel medya hizmeti sağlayan online platformlarda da kendilerine yer bulabilirler. (izle ve öde ya da üyelik paketleri kapsamında)

Medya platformu pazarının 150 milyar dolar hacme ulaşması öngörülüyor

Medya platformu pazarının 2026 yılında yaklaşık 150 milyar dolar hacme ulaşması öngörülüyor. Bu çok büyük bir pasta ve sanal müzeler ile ulaşılabilecek mecralardan sadece bir tanesi. Uzman kişilerle düzenlenecek interaktif etkinlikler, özel gösterimler ve konsept sergiler ile içeriği bir misli daha kuvvetlendirmek de işten bile değil. Türkiye bu alanda büyük bir potansiyele sahip. Sanat, tarih ve doğa alt başlıklarına giren müzelerimiz olduğu kadar yetkinleşmiş müzelerimiz de var. Dolayısıyla klasik araba müzelerinden tutun da insanlık tarihinin mihenk taşı olan yapılara kadar çok zengin bir içerik sunmamız mümkün. Bu yolla hem ülkemizi merak etse de ziyaret edemeyen geniş bir kitleye ulaşarak ek gelir elde etme hem de namzet turistler için ülkemizin özgün bir şekilde reklamını yapma fırsatımız var. Bu noktada sosyal medya kanallarının verimli kullanılması da bizi potansiyel rakiplerimizin önüne geçirecektir.

Küresel çapta sanal müze kartı satışlarının olduğu bir geleceği hayal etmek pekâlâ mümkün. Ancak bu ham fikrin gerçeğe dönüşebilmesi için kamu-özel sektör iş birliği büyük önem arz ediyor. Konuyu muhakkak ulusal bir strateji kapsamında değerlendirmek gerekiyor. Pilot uygulamalar ile başlayacak ve ardından Türkiye genelindeki müzelere yayılacak uzun soluklu, teknoloji temelli bir hizmet geliştirme süreci ile karşı karşıyayız. Bağımsız denetim kadar profesyonel danışmanlığın da gerekli olacağı bu süreç boyunca tüm paydaşlar belirlenen ortak hedefler için çalışmalı. Estonya’nın e-vatandaşlık programı ile ekonomisini küresel girişimcilerin erişimine açması gibi Türkiye de sanal müze benzeri projelerle inşa edeceği yenilikçi bir e-turist programını küresel ziyaretçilerin kullanımına açabilir. Gelecek, geldi bile. Sağlıkla kalın…

#onurilhan #turizm #sanalmüzecilik #onlinemüzcilik #onlinemüze #sanalmüze #eturist #covid19 #koronavirüs

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir