Hadi Tonaroğlu/ Turizmci
Akdeniz çanağının en yeni otelleri bizde. Ama en ucuz fiyatlar da yine bizde! Öyle ki, dünyada hiçbir yerde beş yıldıza gidemeyenler bize geliyor. Ve biz otelciler, neredeyse elimiz kolumuz bağlı kurbanlık koyun gibi oturup bekliyoruz.
Oysa turizmde kriz yönetimi son derece önemlidir. Ki, bizim ülkemizde krizden geçilmiyor. Ama ne var ki kriz yönetimini bilen, bilip de becerebilen yönetici sayısı maalesef yok denecek kadar az. Bu sebeple ülkemizde, sektörümüzde krizler çıkış sebebinden ayrı olarak artı krizler oluşturuyor. Oysa yöneticiler bazında tam bir başarı hikayeleri yazılacak bir dönemden geçiyoruz. Tabii Covid-19 sayesinde.
Bizim sektörde, ekonomik kriz için salgın krizi yaşamamıza gerek yok. 83’den bu yana geçen süreçte kendimizin yaptığı, kimsenin üzerine gitmediği, çözüm aramadığı o kadar çok kriz yaşadık ki. Hepsini de kendimiz yaptık. Sebepleri ise; bilgisizliğimiz, vizyonsuzluğumuz, ufuk kısalığımız, planlama beceriksizliğimiz, ikili ilişkilerdeki zayıflığımız, kendimize güvenmememiz… Bla…Bla… Onlarca sebep var aslında. Şimdi bu yaptıklarımızla ve şu an yaşadığımız pandemi süreci sebebiyle sektörel bazda yeniden doğuşu yakalamamız, geçmişteki hatalarımızdan arınmamız hiç de zor değil.
Bir Her Şey Dahil hikayesi…
Çok gerilere gidip oradakileri anlatmakla vaktinizi almayacağım, merak etmeyin. Sadece 1995’e döneceğim. Antalya, Steinberger Hotel toplantısından başlayacağım. Eski dostlar bilir bu otelin şimdiki ismini. Sevgili Cem Kınay, aklımda kalan doğruysa Her şey Dahil Sistemi ilk çıkaran ve uygulayan bir turizmcidir. Yine aklımda kaldıysa ilk olarak Marco Polo Otel’de uygulandı.
Neyse Steinberger toplantısına döneyim. Salonda sanırım 600 civarında yatırımcısı ve müdürü ile otelci meslektaşlarımız var. Salon dolu. Kürsüde de 10 civarında konuşmacı var; TUI, ÖGER TOUR, ITS, AIRTOUR… Artık alınıza hangisi gelirse; sektörün pazarlama bölümündeki Avrupa’nın en büyük tur operatörlerinin bölgesel koordinatörleri… Hepsi kendi dilinde konuşuyor. Çünkü simultane sistem ile orada tanıştık ilk olarak.
Konu tek. Diyorlar ki: “Beyler, malum terör, PKK etkisi, ülke içi politik dalgalar, genel ekonomi bla..bla… Satışlarımız düştü. Her ofisimize günde 30’lu rakamlarda Türkiye soran oluyordu . Şimdilerde ise bu rakam 9-10 kişi seviyesinde ve gittikçe düşüş yaşıyor. Bunlardan toptan kurtulmamızın, kurtulmanızın tek bir yolu var. Buyurun hep beraber Her Şey Dahil sisteme geçelim. Bu cazibe oluşturur. Üstelik bir çok maliyet hesaplarından da kurtulmuş olursunuz.”
Salonda önce kısa bir sessizlik oldu. Sonra bir alkış koptu. Hepsi kabul ettiler. Şaşırmıştım. Çünkü bu sektörel bazda intihar idi, dönüşü olmayan bir yol idi.
Söz istedim. Mikrofonu verdiler. Elimde mikrofon kürsüye değil, önce salona döndüm ve konuştum: “Arkadaşlar, içinizde Her Şey Dahil Sistemin nasıl uygulanacağını bilen var mı? Artı, bu sistemin kişi başı maliyetini bilen var mı?“
Haliyle cevap çıkmadı. Döndüm kürsüye: “Beyler, sizin tali acenteleriniz bizi yarım pansiyon sattığından sizden %15 komisyon alıyor. Diyelim ki yarım pansiyon haftalık fiyat 500 Mark. Aldıkları komisyon %15= 75 Mark. Şimdi bu sisteme geçtiğimizde satış fiyatınız atıyorum 1000 Mark olacak. Tali acentenizin alacağı komisyon da %15=150 Mark olacak. Biz uygulayamazsak… Vazgeçersek, tekrar yarım pansiyona dönme şansımız sıfır olur. Çünkü Türkiye satarken, kişi başı 150 Mark kazanırken, hangi acenteniz dönüp 75 Mark kazanacağı bir konsepti pazarlar?
İki görevli geldi. Beni kibarca lobiye davet edip nescafe ikram ettiler. Ve haliyle tahmin ettiğiniz gibi önümüzdeki ilk sezonda Her Şey Dahil Sistem yani AI devreye girdi. HB’den yani yarım pansiyondan vazgeçildi. Tabii ki şikayetler başladı, misafir memnuniyetsizliği başladı, rekabet çirkin seviyelere indi. Bir örnek bir beş yıldızın AI kişi başı maliyeti sadece yiyecek ve içecekte, 18-19 euro’lar seviyesinde iken , sırf misafir gelsin, sırf kasaya para düşsün, yakın vade borçları ödeyelim diye 19-20 Euro çizgisinde kişi başı otelini pazarlayan işletmeler ortaya çıktı.
Peki sonuç? Ne olacak? Sezon sonu batışlar, el değiştirmeler, mahkemelik olanlar çoğaldı.
Bakın arkadaşlar… Bakın dostlar … Bakın çok bilenler…. Ahkam kesenler!
Gelin kontratlarınızı yarım pansiyon olarak yapın
Covid-19 zaten mevcut sistemi çökertti. Ortada gelen giden yok sayılır. Gelin önümüzdeki sezondan itibaren kontratlarınızı HB olarak yapın. Bakın böyle yaparsanız ne olacak onları yazayım:
- Otel işletmeciliği hizmet sektörüdür. HB konsept dışında yiyecek ve içecek siparişi alarak, hizmet kalitenizi yükseltin. İnanın misafir memnuniyeti artar .Çünkü AI’de satılan değil , satılmayan kar oluyor.
- Kişi başı yiyecek-içecek maliyetleriniz düşecek. Dolayısı ile ekstra bütçesi hazırlayacağınız için ona göre kontrollü tedarik yapacaksınız.
- Haliyle geri hizmet personel istihdamı azalacak, personel maliyetiniz düşecek.
- Maliyeti düşürmek için çakma ürünler alıp misafire sunup rezil olmayacaksınız.
- Satış sunum platformlarına mesela 1000 Euro’dan değil, 500 Euro’dan çıkıp, cazibeler oluşturacaksınız. Bu sizin satışlarınızı, cazibenizi artıracak, tercih edileceksiniz.
- İnanın daha kalifiye, daha becerikli personeli farkedeceksiniz.
Benden naçizane tavsiye. Yoksa gidişat iyi değil.
Sevgili yatırımcılar, sağolun sanayici olmanıza rağmen sektörüme yatırım yapıyorsunuz. Gerçi ben nedenlerini biliyorum ama şimdi sırası değil. Bizim işimiz doğru cıvata imal edecek kadar basit değil. Görgü ister, sosyal beceri ister, ev hanımlığı ister, kültür ister, kalite ister…
Ve sevgili yönetici kardeşlerim , bu iş 5 lisan bilmekle olmuyor. 3 üniversite bitirmekle de… Hatta yurt dışında okumakla da olmuyor. Dar paça giyip, saçları jölelemekle de olmuyor. Bunlar güzel tercihler tabii… Ama sektörün tarihini öğrenin… Geçirdiği evreleri öğrenin… Gazete okuyun… Kitap okuyun… İnsan vücut dilini öğrenin… Bu iş o kadar kolay değil. En az üç ay sonrayı görüp , tahmin yeteneğinizi beslemeniz lazım.
Bir ağabeyiniz olarak benden size tavsiye…
#haditonaroğlu #turizm #herşeydahilsistem #cemkınay #herşeydahil #allinclusive #HBkonsept #yarımpansiyon #covid19
