Önce sağlık turizminin MR’ını çekecek sonra Türkiye’yi dünyanın doktoru yapacak

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

Aslı Tarcan Tıp Merkezi’nin kurucusu. Aynı zamanda USTİS-Uluslararası Sağlık Turizmcileri İşverenler Sendikası’nın Başkanı. Üstelik de bir işveren sendikasına seçilen ilk kadın başkan! Hayal değil, hedef insanı. Sağlık sektörüne adım attı atalı en büyük hedefi, dünyada ilk sırada yer almasını istediği Türkiye sağlık sektörünün önce MR’ını çekerek envanterini çıkarmak, sonra Türkiye’yi tüm dünyanın doktoru yapmak!..

Aslı Tarcan ile sağlık sektörüne girişini, USTİS Başkanlığını ve gelecek planlarını konuştuk.

Hem STK başkanlığınız hem de kendi adınızla kurduğunuz bir tıp merkeziniz var. Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz? 

İlk ve ortaokulu doğup büyüdüğüm Samsun’un Havza ilçesi Bekdiğin Köyü’nde okudum. Lise giriş sınavında sonuçlar açıklandığında Iğdır Sağlık Meslek Lisesi’ne kayıt yaptırabildiğimi gördüm. Aslında lise zamanında sağlıkçı olmak gibi bir hayalim yoktu. Ancak puanım sağlık meslek lisesini tutunca neden olmasın diye düşündüm. Babam beni okutmayı her zaman arzu ediyordu. Onun da desteği ile Iğdır Sağlık Meslek Lisesi’ne yazıldım. Ancak Iğdır uzaktı. Orada okumak ve ailemden ayrı kalmak hayli zor oldu. Lise çağında kendimi zorlu bir maceranın ortasında bulmuştum. Zor koşullarda ve zor şartlar altında Iğdır’da eğitime başladım. Bu zor şartlar beni çok fazla tetiklemiş olsa gerek, ilk yıl yüksek puanlar aldığım için Amasya Suluova Sağlık Meslek Lisesi’ne yatay geçiş yaptım. Üniversite sınavlarında da tam da istediğim yer olan Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Hemşirelik Bölümü’nü kazandım.

Sağlığı seçerken nasıl bir hedef koymuştunuz kendinize? 

Sağlık meslek lisesine girmem tamamen puanımla ilgiliydi. Ancak ondan sonrası benim tercihlerim sonucunda gelişti. Liseye girdikten sonra insanlara faydalı olabilmek, insanların hayatlarına bir nebze de olsa dokunabilmek istiyordum. O dönemlerde hastanelerde uygun koşullar altında olmayan birçok olaya şahit oluyorduk. Hastaların zor şartlar altında hizmet aldıklarını görmek bu sektörün bir mensubu olarak beni üzüyordu. Bu nedenle kendime bir başka hedef daha koymuştum. O da sağlık sektöründe hizmet kalitesini artırmak ve hastalara daha iyi koşullarda faydalı olabilmekti.

Okulu bitirdikten sonra neler yaptınız? 

Mezun olduktan sonra İstanbul’a geldim. İstanbul daha zor bir tecrübeydi. Hiç bilmediğiniz ve bu zamana kadar böylesini görmediğiniz bir metropol. İstanbul benim için çok büyüktü. Ama azimliydim. Hani filmlerde Haydarpaşa Garı’ndan çıkan oyuncuların “İstanbul sen mi büyüksün, ben mi büyüğüm” replikleri vardır ya, ben de biraz öyleydim. Ama içimde cesaretten çok korku vardı. Fakat bu korku ilk iş başvurusundan sonra yerini cesarete bıraktı. Çünkü elimde diplomam vardı ve sektör için bu çok önemli bir avantajdı. Hastaneler, özel kliniklerde çalışmaya başladı. Bugün aynı sektörde faaliyet gösterdiğimiz hatta rakip olarak göründüğümüz işletmelerin bazılarında daha önce çalışandım. Ben hep hedefleri olan bir insandım ve o hedeflere ulaşmak için de olanca enerjimle çalışmışımdır. O günlerde de kendime bir hedef koymuştum ve kendi işletmemi açacaktım. Bu hedefe ulaşmak için canla başla çalıştım.

Aslı Tarcan Tıp Merkezi’ni ne zaman kurdunuz? Sağlık turizmine yönelik hizmetleriniz neler? 

Aslı Tarcan Tıp Merkezi, 2016 yılında kuruldu. Sağlık turizminde çok büyük potansiyel gördüğümüz için ağırlıklı olarak yurt dışına yönelik çalışmaya başladık. Tıp merkezini kurarken kendime şöyle bir söz verdim. Ne olursa olsun kaliteden ödün vermeyecek ve işimi yüksek standartlarda yapacaktım. Bunu yapabilmek için tabii ki her noktasına hükmedebildiğim bir işletmenin olması şarttı. Sağlık turizminde saç ekimi, diş tedavileri, plastik cerrahi, obezite alanlarında hizmet veriyoruz.

Yabancı turistlerin ilgisi nasıl? Ağırlıklı hangi ülkelerden hasta kabul ediyorsunuz? 

Yabancı turistlerin ülkemize ilgisi oldukça yüksek. Zaten Türkiye, sağlık turizmi konusunda rüştünü ispat etmiş bir ülke. Görece olarak biz de rüştümüzü ispat ettik ve yurt dışında her geçen gün bizi refere eden insan sayısı arttı. Hizmetimiz de kaliteli olunca 6 yıl gibi sürede çok tanınan bir işletme haline geldik.

Biz ağırlıklı olarak Almanya, İngiltere, İspanya gibi Avrupa pazarına çalışıyorduk. Hizmet verdiğimiz ülkeleri çeşitlendirdik. Bugün Japonya’dan ciddi bir talep alıyoruz. ABD pazarında ise, şu an sektördeki önemli işletmelerden birinin Aslı Tarcan Tıp Merkezi olduğunu övünerek söyleyebilirim.

Sizin aynı zamanda Uluslararası Sağlık Turizmcileri İşverenler Sendikası (USTİS) Başkanlığı göreviniz de var.  Öncelikle bize USTİS’i ve kuruluş amacını anlatır mısınız? 

Sağlık turizmi sektöründe birçok sorun olduğunu her gün yaşıyor ve biliyoruz. Bu sorunların çözümü noktasında sektör olarak nasıl birlikte adımlar atabiliriz diye düşünüyorduk. Bu konuda kurulmuş birçok dernek olduğunu fark ettik. Ama bu derneklerin birçoğunun işlevini azaltmış ya da durdurmuş olduğunu gördük. Bu konuya kafa yoran arkadaşlarla bir araya geldik ve ne yapabiliriz diye çözüm önerileri aramaya başladık.

Dernek kurmak bizim de üzerinde durduğumuz bir seçenekti. Ancak birçok sektörde işlevini yitirmiş ya da sadece bir kişi tarafından yönetilen birçok dernek olduğunu görmek bizi bu konuda hayli tedirgin etti. Çok daha işlevsel bir yapıya bürünmek gerektiğini düşündük. Bizim için önemli olan suiistimal edilemeyecek ve sektörün sorunlarına çözüm sunacak bir yapı olmasıydı. Doğru adresin sendika olduğunu fark ettik ve bu yönde çalışmalara başladık.

Sendikayı kurduktan sonra Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’na (TİSK) üyelik için başvurduk ve kabul edildik. 30 yıla yakın bir süredir hiçbir yeni sendikanın üye olmadığı TİSK’e üye olmak bizi hem çok mutlu etti hem de omuzlarımızdaki yükü daha da ağırlaştırdı. Sendikayı kurduktan sonra kurucu arkadaşlarımın teveccühü ile başkan oldum. Böylece ilk kez bir işveren sendikasında kadın başkan dönemi başlamış oldu.

Kuruluş idealimiz, sağlık turizmi sektörünün önünün açılması için sorunların çözülmesi idi. Bu ideali gerçekleştirmek için bugün de olanca hevesimizle çalışıyoruz. Hayal demekten hep imtina ettiğim konu ise, Türkiye’nin sağlık turizminde bir numaralı ülke olması. Bu potansiyelin olduğunun farkında olduğum için buna hayal değil, hedef demek daha doğru. Tabii o günler geldiğinde USTİS’in Başkanı olmak ise hala en büyük hayalim.

USTİS önümüzdeki dönem için neler hedefliyor? 

USTİS olarak sağlık turizmi sektörünün Türkiye genelinde envanterini çıkartmaya hazırlanıyoruz. Bu amaçla Türkiye’deki kalkınma ajansları ile irtibata geçmeye başladık. Bu görüşmelerin ilkini Doğu Marmara Kalkınma Ajansı ile gerçekleştirdik. Bu suretle Doğu Marmara’yı kapsayan illerde envanter çalışmasına başlamayı amaçlamaktayız. Bu durum bize hem hangi bölgelerde sağlık turizmi tesisi ve alanlarımızın olduğunu gösterecek hem de gelen turistleri nerelere yönlendirebileceğimizin ipuçlarını verecek. Daha da önemlisi sağlık turizmi konusunda çok göz önünde olmayan alanların da keşfini sağlayacak.

Bu amaçla 30 Mart’ta İstanbul’da Sağlık Turizmi Çalıştayı gerçekleştirdik. Bu çalıştayda tüm sektör temsilcileri ile bir araya gelerek sektörlerinde yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdiler. İstanbul’da yer alan sektör temsilcileri 128 tane sorundan ve çözümünden oluşan bu raporu bir kitapçık haline getirerek ilgili herkese ulaştırdık.

Sağlık turizminin Türkiye ve dünyadaki gelişimine dair neler söylersiniz? Sektörün 2030 hedefleri neler mesela?

Rakamlar net olarak bilinmese de dünya sağlık turizmi sektörünün büyüklüğünün 2025 yılında 500 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Türkiye sağlık turizmi konusunda ilk 5 ülke arasında gösteriliyor. Bunun başlıca nedeni, Türk doktorlarının kendilerini dünyaya ispat etmiş olması. Ayrıca başta hastaneler olmak üzere tesis ve ekipmanların da en yeni teknolojilerle donatılmış olması Türkiye’yi öne çıkartıyor.

Türkiye, dünya ticaretinden binde 8 pay alırken bu etkenler nedeniyle sağlık turizminden aldığı pay yüzde 1,5-2’lere ulaşıyor. Bu oranın 2025 yılında USTİS’in öncülüğünde yüzde 5’e ulaşmasını hedefliyoruz. Böylece sektör 25 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşacak.

Sektörün büyüklüğünün 2030 yılında 1 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. USTİS olarak yaptığımız çalışmalardan biri de başta Norveç olmak üzere yurtdışındaki emeklilik fonları ile irtibata geçmek oldu. Özellikle geriatri (yaşlı bakımı-üçüncü yaş turizmi) konusunda yapılacak yatırımlar ve gelişmelerle birlikte bu fonları Türkiye’ye çekmeyi amaçlıyoruz. Böylece dünya pazarından aldığımız payı da yüzde 10 seviyesine çıkartacağız. Bu sayede şu an için hayal gibi görünen 100 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmak da mümkün olacak.

Medikal turizmde hedef: Dünya sıralamasında ilk 3’e girmek 

Türkiye’ye gelen turistlerin ülkemize bıraktığı gelir TL’deki değer kaybı nedeniyle dolar bazında her yıl biraz daha geriliyor. Şu an 500 dolarlara kadar gerileyen kişi başı turizm geliri, konu sağlık turizmi olunca en az 10 katına çıkıyor. Çünkü sağlık turizmi için gelen turistler, sadece sağlıkları ile ilgili operasyon yapmakla kalmıyor aynı zamanda Türkiye’de kaldıkları süreyi de turistik geziler yaparak değerlendiriyor. Üstelik her şey dahil sistemli otellerin içine kapanmadıkları için ticari işletmelere de ekstra gelir kazandırıyorlar.

Özetle USTİS, Türkiye’yi medikal turizmde ilk 3 ülkeden biri haline getirmek için çalışmalarına tüm hızı ile devam ediyor. Amacımız, ülkemizi tüm dünyanın doktoru konumuna getirmek.

Başkanlık görevi nasıl geldi?

Kurucu üyeler olarak hep beraber nasıl bir başkan olması gerektiği noktasını düşündük. Yeni kurulan bir sendikaydık ve sektörde birliği sağlamamız oldukça önemliydi. Farklı bir bakış açısı ve çağdaş bir yaklaşım sergilemek gerektiği konusunda herkes hemfikirdi. Sonuçta sendikamızda hem farkındalık oluşturmak hem de kadın çalışanların daha fazla olduğu sağlık sektöründe sendikanın başkanının da bir kadının olması gerektiği fikrine vardık ve arkadaşların da teveccühü ile ben başkan oldum.

Başkanlık her zaman ciddi bir görevdir. Ancak sendikacılık çok daha ciddiyet isteyen bir yapı. Hata yapmadan ve sektöre zarar vermeden ilerlemek istiyoruz. Bu nedenle her adımımızı ince eleyip sık dokuyarak atıyoruz. Bütün sektörü kapsamak gibi bir kaygımız var. Ancak içimizde çürük elmaları kesinlikle barındırmak istemiyoruz. Bu nedenle emin adımlarla ilerliyoruz. Buradan sektördeki tam paydaşlarımıza seslenmek istiyoruz: USTİS’in kapısı herkese açık. Lütfen bizimle irtibata geçin ve yolumuza hep beraber devam edelim.

“Sektörün MR’ını çekmek istiyoruz” 

Sağlık turizmine bir kadın başkan olarak katmak istediğiniz değer nedir? Bunun için nasıl bir yol haritası çizdiniz? 

Kadın başkan olmanın önemli olduğunu düşünüyorum ancak sürekli olarak kadın yönümüzün öne çıkmasını doğru bulmuyorum tabii ki. Mesela siz de bir kadın olarak temsil ettiğiniz derginin en tepesindeki isimsiniz. Siz de biliyorsunuz ki sizi buraya getiren unsurlar sadece kadın olmanızdan kaynaklı değil. Bu nedenle kadınlarımızın iş dünyasındaki başarılarının hakkının verilmesini önemsiyorum.

Bu nedenle izninizle sorunuzu bir kadın başkan olarak değil, bir başkan olarak yanıtlamak istiyorum. Birincisi, faaliyet gösterdiğim sektörün saygın bir sektör olmasını istiyorum. İşte kadın olmam burada bir avantaj sağlıyor. Çünkü bu saygınlık için kadın dokunuşlarının ne kadar önemli olduğunu herkes biliyor. İkinci olarak, sektörün ekonomik gücünün takdir görmesi gerektiğini ve bu değeri oluşturanların önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Hedefimiz, ülkeye son derece önemli bir ekonomik girdi sağlayan sektörümüzün hak ettiği saygıyı alması. Kuşkusuz her sektör bu saygıyı hak ediyor.

Bu hedefe ulaşmak çok da kolay değil tabii ki. Ancak biz öncelikle sektörün ortaya koyduğu değerin tam olarak tespit edilmesi, sağlık turizmindeki gerek işletme ve paydaşların tam olarak çıkartılması için sektörün MR’ını çekmek istiyoruz. Bunun için çalışmalar başladı. Büyük bir envanter çalışması olacak. Ayrıca ülkemize katkı sağlayacak her türlü aktivitenin içinde ve yanında olmak istiyoruz.

En zorlandığınız konular neler? Sağlık turizminde kadın olmak bir avantaj mı yoksa dezavantaj mı? 

Her görevin zorlukları mutlaka vardır. Benim yaşadığım zorluklar da her başkanın yaşadığı zorluklarla paraleldir diye düşünüyorum. Ancak biraz önce kendimi kadın olarak değil de başkan olarak ifade etmiştim ya, maalesef bu tanımlama birçok sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de birçok erkek tarafından kabul görmüyor. Yani kadın olmanın zorlukları her zaman karşımıza çıkıyor. Bunları bizim değil, erkeklerin aşması gerektiğini düşünüyorum.

Şunu da biliyorum ki; zorluklar kadınları zorlamaz. Çünkü maalesef mi yoksa iyi ki mi demem gerekiyor bilemiyorum ama biz kadınlar sürekli böyle bir imtihandan geçtiğimiz için zorluklara karşı artık bağışıklık kazandık.

Kadın istihdamı ne oranda?

Sektörde tam rakamları bilmediğimiz için kadın istihdamı konusunda net bir şey söyleyemeyeceğim. Ancak sağlık turizminin şu an için en ilgi gören alanı olan saç ekiminde kadın çalışan sayısının erkeklere eşit hatta bazı işletmelerde fazla olduğunu bile söyleyebilirim. Hedefimizi ise sağlık turizminde çalışan kadın sayısını artırmak kadar, nitelikli eleman sayısını da artırmak olarak belirledik.

Bu amaçla Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ile bir protokol imzaladık. Bu protokolde sağlık ve turizm bölümlerinde okuyan öğrencilere üye iş yerlerimizde staj olanağı tanıyacağız. Turizmde okuyan öğrenciler sağlık konusunda kendilerini yetiştirecek, tıpta okuyanlar da turizmi öğrenecek. Böylece istihdam olanağı da sağlayacağız.

Türkiye turizminde sağlık otellerinin önemi nedir?

Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın belirlediği kriterlere göre, oteller arasında bir uzmanlaşma yani sağlık oteli, erişilebilir otel, vegan otel gibi ayrımları içeren bir genelleme ne yazık ki bulunmuyor. Neden sağlık oteli gibi oteller olmadığı konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz.

Örneğin saç ekimi için gelen hastamız operasyon sonrasında otele konaklamaya gittiğinde lobide veya yemek salonunda kafası sarılı kanlı kişileri görülmesinden hem de yatak çarşaflarının kanlanmasından dolayı şikayetler alabiliyoruz. Bu konuda ilgili bakanlıklar ve STK’larla iş birlikleri yaparak belki de dünyada ilklere imza atabiliriz.

Sağlık işletmelerinin konaklama işletmelerine olası katkı ve desteklediklerine dair neler söyleyebilirsiniz? 

Sağlık turizmini biz bir bütün olarak görüyoruz. Bu nedenle konaklama tesisleri de sektörün önemli sac ayaklarından biri. Hastamız operasyonunu tamamladığında rahat ve huzurlu bir şekilde dinlenmek istiyor ve bizim otellerimizde bunları çok iyi karşılıyor. Biraz önce değindiğim konuların çözülmesi bizleri daha da ileriye taşıyacaktır.

Biraz da sizi tanıyabilir miyiz? Bize evdeki ve işteki Aslı Tarcan’ı nasıl anlatırsınız? 

İş yoğunluğundan evde vakit geçirmeye pek zaman kalmıyor. Ama ayda bir gün de olsa, kendi yöreme ait yemekleri yapıp, aile dostlarımızla keyifli bir akşam geçirdiğimiz oluyor.

Hobilerim; spor yapmak, pilates, yüzmek ve yürüyüş yapmak. Ayrıca seyahat edip yeni yerler keşfetmek de beni keyiflendiriyor. İş yapma biçimi olarak, hiyerarşik düzeni uygularım. Ast/üst ilişkilerine önem veririm. İşi her zaman hak edenle işin ehli ile yapmayı tercih edenlerdenim. Çok çalışkan ve pes etmeyen bir ruha sahibim.

Son olarak bundan sonrası için neler planlıyorsunuz?

Sağlık turizmi nirvanası diye adlandırdığım, tatil turizmi ile sağlık turizmini birleştirip ülkemizin güneyinde (Göcek, Bodrum, Marmaris olabilir) özel bir adada bu hizmeti vermek istiyorum. Sağlık turistinin ailesi ile geldiği, hem sağlık hizmeti aldığı hem de ailesinin tatil yaptığı bir sistemi hayata geçirmek şu an için en büyük arzum.

#aslıtarcan #iştekadın #röportaj #turizmdekadın #aslıtarcantıpmerkezi #UluslararasıSağlıkTurizmcileriİşverenlerSendikası #USTİS #sağlıkturizmi #turizm

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir