Yeşim Doğukan: “Hayatımın mesleğini büyük bir aşkla yapıyorum”

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

Halkla ilişkiler, pazarlama ve otelcilik sektöründe 26 yıllık köklü bir geçmişe ve deneyime sahip. Yaklaşık 6 senedir Radisson Otel Grubu’nun Türkiye, Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan ülkelerinden sorumlu Pazarlama ve İletişim Yöneticiliği görevini yürütüyor. Bir rastlantı sonucu girdiği otelcilikte kendini mesleğiyle evli kişiler grubunda değerlendirdiğini belirten Yeşim Doğukan, otelcilik mesleğinin birçok özelliğinin karakteriyle örtüştüğünü vurguluyor  ve ekliyor: “Hayatımın mesleğini dünyanın en büyük otel gruplarından biri olan Radisson Otel Grubu’nda büyük bir tutku ve aşk ile yapıyorum. Mesleğimi çok severek yapmak, başarılı olmamın en büyük nedenlerinden.”

Radisson Otel Grubu’nun Türkiye, Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan ülkelerinden sorumlu Pazarlama ve İletişim Yöneticisi Yeşim Doğukan ile kariyer yolculuğunu, grubun kurumsal iletişim ve pazarlama vizyonunu ve geleceğe ilişkin planlarını konuştuk.

Radisson Otel Grubu -Bölge PR & İletişim Müdürlüğüne uzanan kariyer yolculuğunuz nasıl başladı?

1992 yılında daha henüz üniversite öğrencisiyken başlayan çalışma hayatımın bu sene 30. yılını, meslek hayatımın ise 26. yılını kutluyorum. Henüz 20’li yaşların başlarında, tam ne meslek seçeceğimi dahi bilmediğim dönemde, bazen karşıma çıkan fırsatları değerlendirerek bazen ise fırsatları kendim oluşturarak bugünlere kadar grafiği her daim yukarı doğru taşımaya gayret ettim. Yabancı dil öğrenmeye yeteneğim olduğunu keşfettiğim andan itibaren hep uluslararası bir firmada yönetici olma hayalim vardı. Otelcilik sektörünün güçlü yanlarımla örtüşmesi ve renkli bir dünyaya sahip olması beni adeta büyüledi. Bu durum beni mesleğine aşık bir insan olarak yıllardır büyük bir keyifle çalışmamı sağlıyor.

Profesyonel iş hayatına adım atmamla birlikte aktif olarak sektörel derneklerde de etkin bir rol oynamaya başladım. Üstlendiğim görevler hem kendimi geliştirmeme hem de sektöre daha fazla katkı sağlamama sebep oldu. Uluslararası Reklamcılık Derneği’nin Türkiye’ye ilk geldiği sene gençlik grubunun kurulması, Türkiye internet sektöründe reklam faaliyetlerinin daha anlaşılır olması için üniversitelerin reklam ve iletişim bölümlerinde konuk olarak yer almak verebileceğim örnekler arasında yer alıyor.

İlk profesyonel iş başvurunuzu nereye yaptınız?

Bence genç olmanın en güzel yanlarından biri daha cesur olmak ve daha cesur kararlar alabilmek. İlk profesyonel iş başvurusu yaptığımda henüz üniversiteyi bitirmemiş ve tam anlamıyla ne yapmak istediğini bilmeyen genç bir kadın olarak çok kararlı bir şekilde global bir kozmetik markasının Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü pozisyonuna başvurdum. 5 mülakattan sonra benimle çalışmak istediklerini söylediklerinde mutluluktan uçuyordum. Keza müthiş bir başlangıç yapmıştım, rekabetin çok yoğun yaşandığı kozmetik sektöründe varlık göstermek ve ayakta durabilmek 26 yaşında bir kadın olarak çok da kolay değildi. Fakat bu durum beraberinde hızlı düşünme becerisini, çabuk karar alma ve alınan kararın arkasında durma yetisini kazandırdı bana ki bugün dahi mesleğimde hala bunun faydasını görüyorum.

“Bir dostumun dediği gibi; “Otelcilik kanınıza girdi mi başka bir meslek yapabilmek çok zor.” O yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum. Ben gerçekten mesleğiyle evli kişiler grubunda yer alabilirim. Otelcilik öyle bir meslek ki, çok severek yaptığınız bir süre sonra eviniz otel, çalıştığınız otel ise eviniz oluyor.”

“Otelcilikle tanışmam tamamen rastlantı oldu”

Takip eden yıllarda otelcilik sektörü yolculuğumun başlaması ise aslında tamamen rastlantı oldu diyebilirim. Turizm ile tanışmam, 90’lı yılların sonuna denk geliyor. O zamanlar Ataköy Marina bahçesinde yer alan Crowne Plaza ve Holiday Inn otellerinin Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürü olarak görev yapmaya başladım. 5 sene boyunca havaalanı otelciliği kavramını deneyimlemek müthiş farklıydı. Keza şehir otelciliğiyle benzer yönleri olsa da kendi iç dinamikleri fazla olan bir kategoriydi ve oldukça önemli bir deneyimdi benim için. “Her zorluk bir fırsattır.” prensibinden yola çıkarak her zaman hazırlıklı olmam konusunda güzel bir tecrübe yaşadım. Bir dostumun dediği gibi; “Otelcilik kanınıza girdi mi başka bir meslek yapabilmek çok zor.” O yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum. Ben gerçekten mesleğiyle evli kişiler grubunda yer alabilirim. Otelcilik öyle bir meslek ki, çok severek yaptığınız için bir süre sonra eviniz otel, çalıştığınız otel ise eviniz oluyor.

Swissotel ve Mandarin Oriental gibi Türkiye’nin en güzel, dünyanın en önemli ve büyük otel markalarında çalışma fırsatım oldu. Fakat pazarlama ve iletişim alanından hiç vazgeçmedim. Daha önce birlikte çalıştığım yöneticilerim hep satış ve operasyona yönelmem konusunda teşvik etmeye çalışsalar da benim gönlüm her zaman iletişimden yana oldu. Yaklaşık 6 senedir Radisson Otel Grubu’nun Türkiye, Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan ülkelerinden sorumlu Pazarlama ve İletişim Yöneticiliği görevini yürütmekteyim.

Radisson Otel Grubu ile nasıl tanıştınız? Bunu biraz daha açabilir miyiz?

Meslek hayatımda artık otel yöneticiliğinden çıkıp çok daha fazla yetki ve sorumluluk alabileceğim bir dönemeçte olduğum bir zaman dilimiydi. 2016 senesinde 13 otel ile başladığım Radisson Otel Grubu yolculuğum, bugün operasyonda yaklaşık 32, yapım aşamasında ise yaklaşık 15 otel ile büyük bir keyif ve uyum içerisinde devam ediyor. Büyük, kurumsal ve uluslararası şirketlerde çalışmak, dünyanın her yerinde biliniyor olmanız sebebiyle mesleğinizi yaparken size büyük bir fayda sağlıyor. Otelcilik kültürel seviyesinin yüksek olduğu meslek gruplarından biridir. Dünyanın dört bir yanından farklı kültürlerden kişilerle çalışmak, onların kültürlerini tanımak ve anlamak bu mesleğin bana kattığı en büyük artılardan. Yeni yerlere gitmek, yeni insanlar ve kültürler tanımak bana büyük bir keyif veriyor. Aynı şekilde ben de ülkemize gelen misafirlerimize kültürümüzü en iyi şekilde aktarmaya çalışıyorum. Farklı kültürlerin buluşması ve keşfedilmesi bana her zaman heyecan vermiştir.

Otel tecrübesinden sonra bölge ofisine geçmek nasıl bir deneyimdi?

Kariyer yolculuğuma baktığım zaman; 16 senelik bir otel çalışanı tecrübesinden sonra bölge ofisine geçmek, kariyerime olumlu bir katkı sağlamasının yanı sıra aynı zamanda onlarca otelin iletişim faaliyetlerini desteklemek, turizmin sadece kendi ülkemizde değil, hedef pazarlarda da tanıtılması ve sürdürülebilir bir çalışma olmasına katkı sağlamak benim için oldukça önemli bir tecrübe olmaya devam ediyor.

Kurumsal iletişim departmanında kaç kişilik ekiple çalışıyorsunuz? Yürüttüğünüz halkla ilişkiler ve pazarlama iletişimi çalışmalarınızdan biraz bahseder misiniz?

Otellerimizde çalışan pazarlama ve iletişimden sorumlu yöneticilerimizle birlikte gerek global gerekse lokal kampanyaları uyguluyor ve yönetiyoruz. Türkiye’de faaliyette bulunan 5 markamızın tüm pazarlama iletişimini, yeni imza ve açılış otellerimize verilen iletişim desteğini yürütmekteyim. Global kampanyaların otellerimizde uygulanmasının yanı sıra, aynı zamanda yerel iş birlikleri, medya ile ilişkiler, sosyal medya ve influencer pazarlama yönetimi, eğitimler ve webinar’ları düzenlemek de ilave sorumluluklarım arasında yer alıyor. Çalıştığımız pozisyon gereği pazarlama ve iletişimin her noktasına dokunmak bu meslekte her daim kendimi geliştirmeme katkı sağlıyor. Bundan yıllar önce sosyal medya ve influencer pazarlama yönetimi diye bir kavram yok iken, şu an bu alanlar mesleğimizde gerçekten önem verdiğimiz ve bize katkı sağlayan kavramlar.

Halkla ilişkiler, pazarlama ve turizm alanlarında kadın olmak üzerine neler söyleyebilirsiniz? Bir kadın olarak sektörde var olmanın artıları, eksileri neler olabilir?

Ben meslek hayatım boyunca kadın olmanın hiçbir olumsuz tarafını görmedim, hatta hep olumlu etkisi oldu. Mesleğinizi severek ve tutkuyla yaptığınız sürece herhangi bir engelle karşılaşılacağını düşünmüyorum.

Bu sektörde bir kadın olarak var olmak çok özel bir his. Biraz önce geleceğin meslektaşlarından bahsetmiştim. Şimdi de geleceğin başarılı kadınları için bir şeyler söylemek isterim. Bana göre bu hayatta hiçbir şey tesadüf değil. Bu inançla hayat felsefemin çok çalışmak olduğunu söyleyebilirim. Meslek hayatındaki deneyimlerim bana gösterdi ki, konfor alanından çıkmak, cesaretli olmak, önümüze çıkan fırsatları değerlendirmek ve kimi zaman bu fırsatları kendimiz oluşturmak çok önemli. Benim için başarı eşittir cesaret göstermek, risk almak ve sonuçlarından korkmamak.

“Kadınlar, ekiplerimizin yalnızca giderek daha fazla parçası olmakla kalmıyor, aynı zamanda ülke genelinde, özellikle genel müdürler olarak lider rollerde ve merkezi destek ofislerimizde yer alıyor. Çalışma alanlarımızın çoğunda daha fazla kadınla, dengeli liderliğe öncelik vererek hareket ediyoruz.”

Bildiğim kadarıyla aynı zamanda Özyeğin Üniversitesi Otel İşletmeciliği Bölümü’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak da ders veriyorsunuz. Akademik kariyeriniz sektörel bazda nasıl bir kazanç oluyor?

Esas mesleğim kadar yapmaktan çok zevk aldığım diğer bir mesleğim ise yarı zamanlı öğretim görevlisi olmak. Özyeğin Üniversitesi çatısı altında olmaktan gurur duyuyorum. Gençlerle bir arada olmak, deneyimlerimi paylaşmak, onların heyecanlı ve meraklı sorularına cevap vermek beni mesleki anlamda hem besliyor hem de dinamik tutuyor.

Genç nesilleri sektörümüze katmada payımın olduğunu bilmek bana mutluluk ve gurur veriyor. Şimdinin gençleriyle gelecekte meslektaş olduğumuzu bilmek ve bir noktada yollarımızın kesişeceğini hissetmek tarifsiz bir duygu. Benim için hayattaki en kıymetli şey bilgi. Sahip olduğum bilgileri paylaşmak için elimden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğim. Hayattaki alma ve verme dengesinden yola çıkarak bilgi paylaşımının da çoğalarak büyüdüğüne inanıyorum. Dolayısıyla bu bakış açısıyla eğitim vermek, deneyimlerimi paylaşmak ve otelcilik sektöründe kariyer yapmak isteyen gençleri teşvik etmek benim için çok anlamlı.

Çağımızda dijital ve sosyal medya akımları ile kurumsal iletişim, kurumsal pazarlama, halkla ilişkiler alanları da geleneksel metotlardan yeni akımlara yönelmiş durumda. İş yapma stili olarak siz ne kadar gelenekselci ne kadar yenilikçisiniz?

Düşünce şekli olarak çok daha gelenekselci, iş yapış ve uygulama tarafında ise daha yenilikçiyim. Bizim mesleğimizde yenilikçi olmak bir seçenek değil, bir zorunluluk. Marka iletişiminde trendleri takip etmekle kalmayıp trendleri belirlemeniz ve ilk uygulayan olmanız gerekiyor. Fakat iş yapma etiği, planlı çalışma modeli ve zamanı doğru kullanma gibi konularda hala gelenekselci olduğumu söyleyebilirim.

Uzun yıllara dayanan mesleki tecrübem ise, hem geleneksel hem de yenilikçi becerilerimi gerektiği zamanda kullanmam açısından büyük bir avantaj sağlıyor. İnsanın insana hizmet ettiği bir sektörde deneyim oldukça önemli bir konu. Bu mesleği yaparken görev anlayışından öte gerçekten çalıştığınız yeri kendi eviniz gibi sahiplenmek ve gelen misafirleri de kendi evinize misafir geliyormuş gibi ağırlamak değerli bir yaklaşım. Misafir memnuniyetini anlamak, onların istek ve beklentilerinin en yüksek olduğu zamanlarda çözüm odaklı yaklaşmak ise ayrıca diğer bir önemli konu.

Değişen dünyada sosyal medya ve dijitalin gücü hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Bunu Radisson Otel Grubu bünyesindeki çalışmalarınıza ne oranda yansıtıyorsunuz?

Otelcilik sektörü olarak değerlendirdiğimizde, sektörün dinamikleri ve iş yapış biçimimiz son 10 yılda çok hızlı değişti ve gelişti. En önemli değişimler arasında dijital devrimi gösterebiliriz.

Değişimin hızı misafir uygulamalarından çevrimiçi rezervasyonlara, konaklama deneyimlerinden kendimizi nasıl konumlandırdığımıza kadar birçok veriye evrildi. Eskiden bir seyahat planladığımızda, bir toplantı ya da kongre yapmayı düşündüğümüzde bunun planlamasını yapmak aylarımızı hatta yıllarımızı alırdı. Ancak artık değişen dünya koşullarıyla beraber, ihtiyaçları ve beklentileri göz önünde bulundurarak çok daha hızlı kararlar alabiliyor ve uygulayabiliyoruz. Kuşkusuz burada teknolojinin hızı da çok etkili oluyor. Evde ailemizle otururken birden seyahat planı yapıyor, elimizdeki cep telefonlarımızla uçak bileti ve otel rezervasyonu yapıyor ve iki gün sonra kendimizi farklı bir ülkeye seyahat ederken bulabiliyoruz.

Sosyal medya ve influencer kavramları hayatımızın önemli parçaları haline geldi. Hepimizin bu dünyada takip ettiğimiz ve ilham aldığımız kişiler mutlaka vardır. Örneğin; bir seyahat planı yaparken sosyal medyadaki karelere bakarak hangi destinasyona gideceğimizin kararını verebiliyoruz. Bu da hızlanan uçak ve otel rezervasyonu süreçleri gibi, karar vermemizin de hızlanmasını sağlıyor. Dolayısıyla tam da istek ve beklentilerin yüksek olduğu bir dönemde hedef kitlemizin ilgisini çekebilmek ve onları kendi otellerimizde konaklamaya ikna etmek için hem teknoloji hem de iletişim stratejilerimizi kullanmamız gerekiyor.

Türkiye ve dünyanın en hızlı büyüyen ve gelişen otel gruplarından birisiniz. İçinde bulunduğumuz süreçte otelin kurumsal iletişim ve pazarlama faaliyetlerinde nasıl bir kriz yönetimi uyguluyorsunuz?

Turizm sektörü her ne kadar kırılgan bir sektör olsa da kendini hızlı toparlama özelliğiyle de örnek bir sektör. Bizler küçük, orta ve büyük çaplı krizlerle karşılaştığımız için her zaman hızlı bir şekilde aksiyon planlamamızı yapabildiğimizi düşünüyorum. Koronavirüs, tüm dünyayı bir anda etkisi altına alan ve turizm sektörünü ciddi anlamda olumsuz etkileyen zorlu bir süreçti. Bu zorlu süreçten elbette herkes etkilendi. Ancak geçen sürece baktığımızda pandeminin de hafiflemesiyle beraber tatil turizmine taleplerin arttığını görmek bizi çok mutlu ediyor ve önümüzdeki dönemlerde çok daha iyi bir performans yakalayacağımıza inanıyoruz. Büyümede pozitif bir ivme yakaladık ve önümüzdeki 12 ay içinde yapacağımız açılışlara bakınca Türkiye pazarındaki payımızın güçleneceğini gözlemliyorum.

Örneğin Covid’e yanıt olarak, bağımsız kalmak isteyen veya grubun temel markalarından birine zamanla geçiş yapmayı düşünen, yüksek hizmet puanlarına ve mevcut otel kimliklerine sahip bireysel ve bağımsız otelleri hedefleyen Radisson Individuals’ı lanse ettik. Bu girişim, grubumuzun yalnızca ortaklarımızı desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda ağımızın tüm faydalarını sağlayan ve sınırlı ön koşullarla ölçeklendiren özel bir teklifle dönüşümlere odaklanmamızı yansıtan çözümler sunma yeteneğini de gösteriyor.

Biraz da sizi konuşalım isterim. Bize işteki ve evdeki Yeşim Doğukan’ı nasıl tanıtırsınız?

Hayatımın mesleğini dünyanın en büyük otel gruplarından biri olan Radisson Otel Grubu’nda büyük bir tutku ve aşk ile yapıyorum. Mesleğimi çok severek yapmak, başarılı olmamın en büyük nedenlerinden. Ben her zaman iletişimin özel gerekse profesyonel dünyada şeffaf olması gerektiğine sonuna kadar inanırım. Ve her zaman çift taraflı bir eylem olmasına özen gösteririm. İş ve özel hayatımdaki Yeşim Doğukan’a baktığınızda ikisi arasında hiçbir fark göremezsiniz.  Biraz önce de belirttiğim gibi, otelcilik mesleğinin birçok özelliği karakterimle örtüşüyor. Böylesine dinamik, renkli ve güçlü bir dünyanın parçası olmak benim için büyük keyif. Kendim için rahatlıkla işine tutkuyla bağlı biri diyebilirim.

Özel zevkleriniz, hobileriniz var mı?

Her şeyin çok hızlı tüketildiği bir zamanda yaşıyoruz. Böylesi bir zamanda kendimize vakit ayırabilmek bence çok kıymetli. Ben haftayı ikiye ayırmayı tercih ediyorum. Hafta arasını müthiş bir iş temposuyla geçiyorum, hafta sonu ise aileme, sevdiklerime ve kendime vakit ayırıyorum.

Kısaca hobilerimden bahsetmem gerekirse; 6 senedir amatörce astrolojiyle ilgileniyorum. Astroloji de benim için ayrı bir tutku ve macera. Astroloji benim için kendimi asla uzak tutamadığım, öğrenme ve başarma becerimi her gün daha da fazla sorgulatan bir deneyim. Bu nedenle sürekli ve severek dersler almaya devam ediyorum. Buna ek olarak bir de sertifikalı bir yaşam koçuyum; mümkün olduğunca etrafımdaki yakın dostlarıma ve aileme ayna tutmaya çalışıyorum. Yaşam koçluğunun benim için anlamı; önce kendi yaşam yolculuğumda, iş hayatı ya da özel hayat fark etmeksizin, yolumu ve yönümü olması gerektiği gibi şekillendirmek ve bu yolculukta önüme çıkan engelleri aşabilmek, fırsatları değerlendirmek için kullandığım bir araç. Hepimizin içinde onlarca farklı aleti olan bir alet çantası var ama önemli olan o çanta içindeki aletleri doğru zamanda ve doğru amaçlar için kullanabilmek. İşte tam da bu noktada yaşam koçluğu bana çantamdaki aletleri hatırlamam, koşullara ve şartlara uygun olan aletleri kullanabilmem için pusula görevi görüyor. Bunlar haricinde ise kışın kayak, yazın yüzme favorim!

Bundan sonrası için planlarınız, idealleriniz neler?

Hayallerimin hepsi birer birer gerçekleşti. Bundan sonrası için en büyük hayalim, meslek hayatım ve marka yolculuğu ile ilgili bir kitap yazmak, mümkün olduğu kadar gençlere ve oğluma bir kültür mirası bırakmak ve sektörde kariyer yapmak isteyen gençlere ayna tutmak.

#yeşimdoğukan #röportaj #iştekadınröportaj #turizm #otel #kadın #reklam #halklailişkiler #kurumsaliletişim #radissonotelgrubu #radisson #RadissonOtelGrubuTürkiyeUkraynaGürcistanAzerbaycanülkelerindensorumluPazarlamaveİletişimYöneticisi

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir