I-MICE 2. Başkanı Işıl Özmen: “Kadın-erkek, birlikte daha güçlüyüz!”

Röportaj: Hatice Ünal Bilen Fotoğraflar: Hibrid360 Medya Hizmetleri

“I-MICE’ta 1 Kadın, 1 Erkek başkan olması demokratik ve çağdaş bir vizyona sahip olduğumuzun en büyük göstergesi… Bu görüşün bütün sektörlerde örnek teşkil etmesini arzu ediyoruz.”

Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği’nin 2. Başkanı. 1998 yılından bu yana kurumsal hayatın merkezinde, 1995’ten beridir de turizmin içinde. 2000 yılından itibaren etkinlik yönetimi branşının gelişiminde aktif rol oynayan, 2016 yılında kuruluşunu duyuran I-MICE’ın yeni dönem başkanlığı ile sektördeki kadın gücünün önemli temsilcilerinden biri olan Işıl Özmen ile sektörün 2023 görünümünü ve turizmde yolculuğunu konuştuk.

İlk olarak sizi tanıyabilir miyiz? MICE Turizmi hikayeniz nasıl başladı?

Doğma büyüme İstanbulluyum. Çocukluğum Kalamış sahilinde denize girerek, hava kararıncaya kadar sokakta oyun oynayarak geçti. Lisenin ardından Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü mezuniyetime kadar hep Kalamış’da rol modellerini müthiş benimseyen ebeveynlerimle son derece demokrat bir ailede büyüdüm. Ve ailemle de her zaman gurur duydum. Kendimi bildiğim günden itibaren, iş insanı olmak en büyük arzumdu. Özellikle üniversitedeki bölüm tercihim sebebiyle kurumsal firmalarda işe başlamak ve kariyerimi bu yolda devam ettirmeyi istedim. Elbette ki babamı da iş hayatım için rol model olarak alıyordum Keza babam yüzde 100 Alman sermayeli Bayer firmasında üst düzey yöneticiydi.

Mezun olmanızın ardından profesyonel hayata ilk adımı nerede attınız? En başından beri aklınızda turizm sektöründe olmak var mıydı?

Mezun olduktan sonra Londra’da 6 ay kaldım ve ülkeme döndüğümde ilk iş teklifine olumlu dönerek yaşamımdaki kurumsal kimliğin oluşmasında yapı taşlarından biri olan Çukurova Holding Genel Müdürlük’te işe başladım. 1988-1992 yılları arasında grup şirketlerinden Caterpillar’de dış ticaret ve yöneticiliği ile ilk kurumsal hayata adım attım. Gerek vizyoner patronum Mehmet Emin Karamehmet gerekse şirketin yurt dışındaki müthiş eğitimleri sayesinde kariyerim şekillenmeye başladı.

1992-1998 yılları arasında ise, 6 kişilik bir ekip ile Çukurova’dan ayrılarak, BMG Otomotiv A.Ş.nin aynı sektörde lider olan Güney Koreli Daewoo markasının Türkiye’ye girişini sağlayan ekipte Genel Müdür Yardımcılığı yaptım. 1995 yılının ortalarında Güney Koreli Daewoo markasının otomobilleri ile de distribütörlük anlaşması yapan BMG firması, OMC Otomotiv firmasını kurarak, Türkiye’ye 1995 Kasım ayında Barış Manço’nun rol aldığı tanıtım kampanyasında ithal ettiği otomobiller için 3 yıl ya da 100 bin kilometre garanti vererek piyasada çok kısa sürede tutuldu.MICE hikayesi başlıyor

İşte tam da bu sırada dış ticaret sorumluluğuma ilave kurumsal firma olarak çok yeni başlayan reklam ve organizasyonlar ile de ilgilenmeye başladım. O dönem reklam ajansları ile birlikte VIP Turizm ile lansmanımızı Lütfi Kırdar’da yapmıştık ve yavaş yavaş benzer etkinlikleri kuzenlerimin de acenteci olması sebebi ile bir işveren olarak öğrenmeye başladım. İşte MICE hikayesi tam da böyle başladı.

Ancak, 1997 yılı ortalarında başlayan Asya krizi ile Güney Kore’deki yan sanayi firmalarının iflası ve Türkiye’de ki ekonomik krizler sebebi ile BMG ve OMC firmalarının iflaslarını istemeleri ve benim de ikiz çocuklarıma hamile olmam sebebi ile çok severek yaptığım işimden ayrılarak, 1998-2000 yılları arası 4 ortak olarak kurduğumuz iş makinaları yedek parça servisi ile ilgili dış ticaret şirketinde yönetici ortak olarak bir süre görev yaptım.

1998 yılının ekim ayında da biri kız biri erkek çocuklarımı kucağıma alarak, dünyada ki en önemli gururum olan anne olma sorumluluğunu aldım. Çocukların gelişimlerinde çok önemli olduğunu düşündüğüm ilk 2 yılı onlarla geçirmeyi tercih ederek iş hayatıma kısa bir ara verdim. Bu arada acenteci kuzenlerimin birlikte çalışma isteklerinin neticesinde kurumsalda çalışırken keyifle takip ettiğim organizasyonların içinde olmak beni ayrı heyecanlandırmaya da başlamıştı. Ve yoğun ısrarlarla kurumsal firmalarla görüşmeye başladım ve kendimi birden organizasyonlar yaparken buldum. Daha önce işveren olduğumdan kurumsalların tam da ne istediklerini bilmem ve sosyal ağı güçlü bir kişi olmam beni sektörün bu güzel aurasına doğru çekti.I-MICE ile yollar kesişiyor

2000 yılından itibaren dönemin çok saygın MICE acentelerinde biri olan Event Management (Etkinlik Yönetimi) branşının gelişiminde etkin rol oynayarak üst düzey yöneticilikler yaptım. Benim için en özel olan ise, 2007 yılı itibarıyla 10 yıl boyunca, Active Turizm’in yeni markası “a la carte event management” departmanın gelişimi ve marka değerinin oluşması aşamasında büyük projelerde görev almak oldu. 2017 yılında Touristica Turizm’de M.I.C.E. departmanını kurdum ve yönettim.Tam da bu oluşumdayken I-MICE ile yollarımız kesişti.

2016 yılında kuruluşunu duyuran I-MICE, Türkiye’nin ilk MICE derneğiydi. Ben de oluşuma  üye olarak devam eden 2018 seçimlerinde yönetim kurulunda genel sekreter,  2022-2025 döneminde de iki başkandan biri olarak sektörün gelişmesinde aktif görev almaya devam ettim. Bundan da büyük bir memnuniyet duyduğumu belirtmeliyim. Nitekim acente döneminde çok kıymetli iş insanları ile karşılaştım ve bazıları ile yaşam boyu diyeceğim dostluklar gelişti. Onlardan bir tanesi olan kadın girişimci dostum ile de 2018 yılında iş ortaklığımız oluştu ve halen de devam ediyor. HIBRID360 Reklam ajansı “event partner” olarak birlikte çok özel etkinliklere imza atıyoruz.

Ağırlıklı olarak prodüksiyon ve dijital işler yapan Hibrid 360 Medya Hizmetleri, 2022 yılında dijital işlerinde Stüdyo ve Mutfak Stüdyo hizmetlerini outsource ederken, deneyimlediği eksiklikleri bütünsel olarak tek bir çatı altında toparlayarak  müşterilerine daha iyi bir hizmet deneyim yaşatmak için fonksiyonel bir yapı oluşturdu. Aynı zamanda 15-20 kişilik küçük gruplara kapalı toplantı, chefs tablo yemek servisi, workshop atölyesi olarak da kullanılabilecek olan stüdyolarda dijital yemek filmleri, foodstylistler ve şeflerle birlikte hazırlanarak, zevkli poplar ve sanat yönetmeleriyle  ürün tanıtım ve ürün kullanım videoları çekilebilecek. Yeni mekanın tanıtımını ise yakın bir zamanda I-MICE İcra Kurulu üyelerimizi ağırlayarak gerçekleştirdik. Bu yıl içinde mekanda gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz fark oluşturan çalışmalar/atölyeler ile güzel projelere imza atacağız.Pandemi döneminde pek çok sektör durma noktasına geldi. MICE da bunların başındaydı. Ancak siz bu dönemde I-MICE olarak sektörün sesi oldunuz. Dernek olarak sürece katkı ve desteklerinizi bir de sizden dinleyebilir miyiz?

Küresel salgın, dünyanın dört bir yanında yaşayan insanların rutin yaşam tarzlarını oldukça etkiledi. Pandemiyle birlikte iş dünyasının önemli meydan okumalarla karşı karşıya kaldığını ve liderler başta olmak üzere burada yer alan tüm paydaşların köklü bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçmeye başladığını bilfiil gördük ve yaşadık. Bu süreçte özellikle sokağa çıkma yasakları, tüm sektörlerdeki endüstriyel süreçleri olumsuz etkiledi. MICE endüstrisi de benzer bir kaderle karşı karşıya kaldı. Karantinalar sebebiyle tüm etkinliklerin yasaklanması; popüler MICE etkinlik destinasyonlarının belirsiz süreler boyunca kapanmasına ve bu destinasyonlara olan talebin azalması ile birlikte pazarın büyüme hızının düşmesine hatta durma noktasına gelmesine sebep oldu. Sektördeki işveren ve çalışanların hazırlıksız yakalandığı bu süreçte alınan önlemlerle süreci daha az etkilenecek şekilde geçirecek politikaların hazırlanmasında ve hayata geçmesinde önemli bir rol aldık.

Dernek olarak, ilk yaptığımız kriz masası oluşturmak ve tam yetki ile krizden etkilenecek ve etkilenmekte olan tüm sektör paydaşlarımızı kucaklayıcı şekilde çalışmaya başlamak oldu. Bu çalışmalar neticesinde MICE Çalıştayı ile de sektörün tüm paydaşlarını 4 gün süreyle bir araya getirerek bir ilki gerçekleştirdik. Çalıştay sonrası resmi kurumlara verilmek üzere çok detaylı bir rapor hazırladık ve resmi ziyaretlerde bulunduk. Özellikle sektör bileşenleri olarak, direkt 120 binden fazla kişiye iş imkanı sağlayan; dolaylı olarak 500-600 bin kişiyi etkileyen krizde, vergi muafiyeti/affı ve Kısa Çalışma Ödeneği’nin uzatılması konusunda ısrarcı olduk. Bugüne kadar sadece deniz, kum, güneş turizmi olarak değil, MICE endüstrisi olarak sesimizi duyurduk. Gene pandemi döneminde 17 STK ile birlikte bir konsorsiyum oluşturarak basın toplantıları gerçekleştirdik. Bu toplantılarda sektörün  sorunlarını ve çözümlerini net bir şekilde belirledik ve ifade ettik.

“Küresel MICE pazarından pay almak istiyoruz”

New York, ABD, 10 Ocak 2023 (GLOBE NEWSWIRE) — Research Dive’ın yeni yayınlanan raporuna göre; Küresel MICE endüstrisinin 2021-2028 zaman çizelgesi içinde %5,9’luk çarpıcı bir YBBO (Yıllık bileşik büyüme oranı ) ile büyüyerek 1.619,3 milyar dolar gelir kaydetmesi bekleniyor.  Ülke olarak, biz de bu büyümeden payımızı almalıyız.

Kongre turizminde 2015 yılında dünyanın 8. Avrupa’nın 7. Kongre kenti olan İstanbul’un yürütülecek iyi bir pazarlama stratejisi ile birlikte gene üst sıralara yükselmesi mümkün. Hatta tesis ve kapasite olarak Antalya’da benzer şekilde dünyanın popüler kongre destinasyonlarından biri olabilir. Bu konuda üstümüze düşen sorumluluğu biliyor, projeler üretmeye devam ediyoruz.

Bu yıl yurt dışı firmalardan MICE etkinliklerine ilgi nasıl? MICE’ın geleceğini nerede görüyorsunuz?

Küresel MICE endüstrisinin temel olarak kilit pazar oyuncuları arasındaki stratejik ittifaklar nedeniyle 2028 yılına kadar muazzam bir şekilde büyümesi bekleniyor. Bu oyuncular, pazarda hakim bir konum elde etmek için birleşmeler, satın almalar ve iş birlikleri gibi çok sayıda iş stratejisi formüle ediyor. ACCESS Destination Services, Carlson Wagonlit Travel, Creative Group Inc., ATPI Ltd., Cievents, CSI DMC, BCD Group, Conference Care Ltd., IBTM Events, BI Worldwide’ı bunlara örnek verebilirim.

Bölgesel analize göre, Avrupa bölgesindeki MICE endüstrisinin en karlı sektör olacağı ve analiz zaman diliminde 626,0 milyar dolarlık bir gelir kaydedeceği tahmin ediliyor. İngiltere, Fransa ve Almanya gibi önemli buluşma noktalarının varlığının bu bölgedeki pazarın büyümesinin arkasındaki ana faktör olması bekleniyor. Türkiye mutlaka bu büyüyen pazarda oyuncularla iş birliği geliştirerek, MICE sektöründe beklenen büyümedeki haklı payını almalı.

Bununla beraber yönetim kurulu toplantıları, seminerler vb. etkinliklerin kurumsal dünyada oynadığı önemli rolün, toplantılar alt segmentini oldukça kazançlı hale getirmesi bekleniyor. Özellikle Avrupa bölgesinin 2021-2028 zaman diliminde oldukça karlı olması bekleniyorken, Türkiye olarak bu gelirden pay almak için yoğun tanıtımlar ve özel projelerle dünyadaki yerimizi almalıyız. Derneğimiz, özellikle yurt dışındaki DMC’lerle daha fazla iş birliği sağlayarak Türkiye’deki MICE pazarının avantajlarını anlatan ve tanıtımına katkı sağlayacak projeleri hayata geçirmek için çalışmalara devam ediyor.

“Tam düzelme 2026’dan önce olmayacak”

Alman Kongre Bürosu German Convention Bureau (GCB) tarafından geleceğe dair bir bakış açısı belirlemek ve mevcut sorunları sınıflandırmak için European Institute of the Meetings Industry (EITW) ve Oxford Economics’e yaptırılan iki ayrı çalışmada MICE sektöründe yaşanan değişimleri birkaç başlıkta toplanıyor. Bunlardan ilki enerji krizi, diğer önemli sorunlardan biri de pandemide nitelikli çalışan kıtlığı, enflasyon ve fiyat değişimleri. Araştırmanın sonucuna göre, bu sorunlar genel bir belirsizliğe sebep oluyor ve etkinliklerin planlanmasını bizler için oldukça zorlaştırıyor.

Bazı tedarikçiler, kapasite kullanımının Mart 2023 sonrası normalleşeceğini düşünürken, bazı organizatörler Şubat 2023 sonuna kadar stabil seyredeceğini belirtiyor. Mart sonrasının ise belirsiz olduğunu ifade ediliyor.

Günümüzde sürdürülebilirliğin önemi arttı. Yakın gelecekte uluslararası katılımcıların daha düşük payda olması beklense de yerel pazarın sabit kalacağı bekleniyor. Bahsi geçen gelişmelere ek olarak, tedarikçilerin yüzde 80’i, etkinliklerin planlanması ve uygulanmasını önemli derecede etkileyen sürdürülebilirliğin öneminin arttığını belirtiyor. Tahminler arasındaki en iyi senaryo, ziyaretçi sayılarında neredeyse tam bir düzelme bekleniyor. Ancak, enflasyonun GSYH üzerindeki büyümeyi daha fazla baskılayacağını hesaplayarak tam düzelmenin 2026’dan önce olmayacağı görüşünde.

Sizin görüşünüz de bu yönde mi?

Benim düşünceme göre de, MICE 2023 yılına hız kazanarak giriş yaptı ve bu yıl sonuna kadar kaybettiklerini kazanmış ve tazelenmiş olarak 2028 yılına kadar ivme kazanacak. Mevcut krizlerin gelecekteki iş etkinlikleri konusunda az bir etkiye sahip olacağı düşüncesindeyim. Bu yılın ilk yarısında gerçekleşecek seçimin demokratik koşullarda geçmesi ve seçim sonrası oluşacak güçlü bir hükümet sisteminin de hem yurt içinde istikrar ve güven ortamı hem de yurt dışında oluşacak yükselen MICE ivmesinin sektörümüzdeki  beklenen yükselişe de büyük etki edeceğini düşünüyorum.

MICE endüstrisindeki teknolojik gelişmelerin pazara etkileri hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Tüm bu gelişmeler elbette içinde bulunduğumuz dönemde pazara ciddi bir büyüme fırsatı sunacak. Özellikle hibrit toplantılarla, yaptığınız bir organizasyona dünyanın dört bir yanından özel kişileri konuşmacı olarak getirebiliyorsunuz. Keza herkesin seyahate tarihi uymasa da bir kongreye seminere uzaktan bağlanarak katılması son derece kıymetli oluyor. Ya da yapılan bir etkinlikte VR gözlüklerle bahsi geçen bir yere gidebilmek veya bir ürünü deneyimlemek bence teknolojinin sunduğu fırsatlar dünyasının bizlere sunduğu sonsuz seçenekten faydalanmak dönemin en önemli kazanımı. Pandemi sürecinde özellikle teknolojik gelişmeler normal seyrinden çok daha fazla gelişim göstererek, yeni dönemdeki etkinliklerin çıtasını da oldukça yukarıya çekti.

I-MICE olarak, teknolojinin sektöre getirdiği dezavantajlar yerine avantajları ile ilgili gelişmeleri desteklemeye ve kullanmayı teşvik edici etkinlikler düzenlemeye devam ediyoruz. Mesela yaptığımız network etkinliklerinde tüm LCV işlemlerini dijital ortamda yapıyoruz. Ya da yüz tanıma teknolojisi ile etkinlik sırasında çekilen tüm fotoğraflar anında cep telefonlarımıza düşüyor veya VR gözlüklerle farklı etkinlikler düzenliyoruz.

I-MICE bir dernek olmasının ötesinde sektör için itici ve birleştirici bir güce de sahip. Turizm sektöründe kendi kulvarınızda nasıl bir etkileşim söz konusu?

Derneğimizin sizin de belirttiğiniz gibi, bir çatı dernek olması dışında tüm sektörü birleştirici bir güce sahip olması bizleri bir o kadar daha sorumlu hissettiriyor. Bu bilinçle birlikte hızlı karar alabilen, genç bir ekip olması çözüme giden yolu oldukça kısaltıyor. Patron zihniyetinden uzak, kurumsal bir yapı ve organizasyon yapısına sahip olmanın avantajlarını hızlı ve etkin projeler oluşturmak yolunda kullanıyoruz. Resmi kurum ziyaretlerimizi yapmaya devam ediyoruz. Bu ziyaretlerde güncel bilgi paylaşımları yapıyoruz. Sektördeki diğer STK’lar ile iş birliklerimiz devam ediyor.

Sektörümüzdeki “bir araya gelemeyiz” zihniyetini büyük ölçüde eriterek, özellikle referans ile aldığımız üyelerimizle iş birlikleri oluşturmak üzere çalışmalarımız oluyor. Networking etkinliklerini, yurt içi ve yurt dışı acentelerin, tedarikçilerin birbirlerini tanımaları açısından çok önemli buluyoruz. Bu etkinliklerdeki iş birlikleri sayesinde de hem derneğimiz büyüyor hem de bizim sektöre sağladığımız katma değer bir o kadar artıyor. Pandemi döneminde yetkin personelin farklı iş kollarına kaymaları sonrası şu an personel sıkıntısı ile ilgili hem eleman yetişmesi konusunda I-MICE Akademi olarak eğitimler veriyor hem de WEB sitemizdeki “kariyer” bölümünde işveren ve iş arayanları buluşturmayı hedefliyoruz.

Farklı destinasyonları bilinmeyen yönleri ile tanıyor, ayda bir kez olmak üzere kültür turları ile hem bilgilerimizi güncelliyoruz hem de deneyimlediğimiz tedarikçilerimizi tanıtmış oluyoruz. I-MICE TV olarak; derneğimize üye olan mekan ve oteller ile mini röportajlar yapıyor, bunları youtube kanalımızda yayınlıyor ve nokta atışı yapabilecekleri daha geniş çevrelere ulaşmalarını sağlıyoruz.Biraz da sizi konuşmak isterim. Siz derneğin ilk kadın başkanısınız. Bu görev size neler hissettiriyor? Bir kadın olarak MICE endüstrisinde var olmanın katma değeri sizce nedir?

Derneğin kuruluş lansmanındaki heyecanlı konuşmalar gibi ilk sektörel buluşma olması da beni oldukça etkilemişti. Uzun yıllardır profesyonel hayata emek veren biri olarak, bu oluşum içinde varlık göstermem ve desteklemem gerektiğini düşündüm. Ben gençlere inanan, onlardan çok şey öğrenebilen biriyim. Bu sebeple, derneğe üye olduğum günle bugün arasındaki sorumluluk duygum ilk günkü kadar taze!

Hepimizin ilk STK deneyimi olması sebebi ile birlikte öğrendik, birlikte büyüdük. Ast-üst kaygısı olmadan bir ideal çerçevesinde, gönüllülük esasına göre çalışıyoruz. Birbirini hiç tanımayan, ilk kez bir araya gelen meslektaşların sektörün iyileştirilmesi yönündeki birlikteliğinin böylesi anlamlı olacağına ilk günden inancım vardı. Birbirini tamamlayan bir ekibiz. Ben kişilere değil, ekiplere inanırım, ekip çalışmasının böyle güzel tamamlandığı olağanüstü gönüllü bir iş birliği ile ilerliyoruz.

İş hayatında kadın olmanın getirebileceği ayrımcı yaklaşımların çok azı ile karşılaşmış biri olarak, derneğimizde de aynı şekilde tüm iş insanları ile aynı mesafede, aynı sorumluluk ve görev bilinci ile çalışıyoruz. Derneğimizin iç yapısında çalışma grupları/komiteler oluşturduk. Yeni yönetimlerin ilk icra kurulu toplantılarında herkesin hangi komitede çalışmak istediği soruluyor ve kendileri görev alıyor. Komite başkanları inisiyatifli olarak projeler üretiyor, yönetim kurulu onayı ile projelerini komiteler kendileri gerçekleştiriyor. Mesela MICE Akademi komitesi eğitimleri belirliyor, eğitmenleri ayarlıyor ve tasarımına kadar aynı komite ilgileniyor. Veya sosyal sorumluluk komitesi, etkinlik komitesi gibi. Kısaca görev dağılımı herkes kendi seçimini yaparak belirleniyor. Bu sebeple unvanların önemi olmaksızın herkesin fikrini söyleyebildiği demokratik bir ortamda proje üretiyoruz. Hepimizin kendine münhasır özellikleri var. Bu özelliklerini daha keskinleştirerek bir bütünün, bir faydanın oluşmasını sağlıyoruz.

“MICE’ta beyaz yaka kadın istihdamı beklentinin altında”

MICE sektöründe çalışan kadın sayısı oldukça fazla. Buna rağmen üst düzey veya yönetim kurulunda kadın olması beklenenin çok altında. Yapılan araştırmalara göre, 2025’e kadar toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması halinde dünya ekonomisine 12 trilyon dolarlık bir katkının sağlanacağı öngörülüyor. Kadınların ekonominin içinde olmadığı ülkelerde ise, ekonomik kaybın yüzde 30’lara kadar çıktığı tahmin ediliyor.

Buna karşılık yüksek öğretim mezunları içerisinde erkekler ve kadınların istihdam oranı arasında kayda değer bir fark söz konusu. Yüksek öğretim kurumundan mezun erkeklerin yüzde 78,4’ü istihdama katılırken, bu oran kadınlarda %61’e düşüyor. MICE endüstrisinde tahminen 120 bin çalışanın %62’inin kadın olmasına rağmen üst düzey kadın çalışan sayısı maalesef çok az. Türkiye’de de kadınların temsil oranı, üst kademelere çıktıkça azalıyor. Bu konuda farkındalık oluşturan mentörlükler vermeyi hedefliyoruz.

Birlikte çalıştığım BizBize Derneği ve YenidenBiz Derneği ile iş hayatına ara verip tekrar dönmek isteyen beyaz yaka personelin iş hayatına kazandırılması yönündeki çalışmalarına MICE sektöründe olup iş arayan kadın meslektaşlarımı da yönlendiriyorum. Derneğimizin icra kurulunda, çok kıymetli girişimci kadınlar var. Bu değerli kadınlarla ortak bir platformda iş sahibi olmak isteyen veya kendini eksik hissettiği konularda mentörlük almak isteyen kadınlara destek veriyoruz. Son olarak, derneğimizde, 1 Kadın, 1 Erkek başkan olması demokratik ve çağdaş bir vizyona sahip olduğumuzun en büyük göstergesi… Bu görüşün bütün sektörlerde örnek teşkil etmesini arzu ediyoruz.

“MICE endüstrisinde tahminen 120 bin çalışanın %62’inin kadın olmasına rağmen üst düzey kadın çalışan sayısı maalesef çok az. Türkiye’de de kadınların temsil oranı, üst kademelere çıktıkça azalıyor. Bu konuda farkındalık oluşturan mentörlükler vermeyi hedefliyoruz.”

Sektör faaliyetleri dışında neler yapmayı seversiniz? Bize özel yaşamındaki Işıl Özmen’i anlatır mısınız biraz da?

Evdeki ve işteki Işıl Özmen birbirinden gerçekten farklı ama bir o kadar da temelde aynı. İnsan gelişiminde ilk 6 yıl tüm karakterimizin ana hatları yerleşmiş oluyor ve biz de tüm yapıyı işte tam da bu temellerin üzerine kuruyoruz. İş ve özel hayat dengesini sağlayabilen ve çok yoğun çok mesaili, seyahatli çalışsam da bunu çok iyi dengeleyebildiğimi övünerek ama bir o kadar da bunu paylaşabildiğim harika iş arkadaşlarım ve ailem olduğundan çok şanslı olduğumu belirtmek isterim.

Pandemi ile hepimizin hayatında oluşan zaman boşluğu ise, bende bu kadar iş hayatı sırasında bir hobim bile olmamış farkındalığını oluşturdu ve acaba benim hobim ne olabilir diye akla gelecek her şeyi denemeye başladım. Resim ve seramik mi derken en iyisi bildiğin bir şeyden başla dedim ve örgü kursu ile kendimin bile şaştığı şeyler yapmaya başladım. Şu anda da kendimi deri işçiliği içinde müthiş bir tutku ile buldum. Bütün bunlarn yanında her zaman yeniliğe fütürist düşüncelere yakın olmamdan dolayı da dijital pazarlama, canva vb. gibi eğitimlere de devam ediyorum.

Sosyal medya takibi, özellikle Linkedın çok kıymetli benim için. İş dünyasının influencerlarını takip etmek en büyük ilgi alanım. Hatta bu sayede şu an bir dijital pazarlama ajansı olan Stradesco Dijital Ajans da Senior·Stajyer olarak görev alıyor, digital pazarlama dünyasının püf noktalarını çok kıymetli bir kadın girişimciden öğreniyorum.

I-MICE dışında varsa diğer bağlı bulunduğunuz örgütlenmelerden ve pozisyonlarınızdan bahseder misiniz?

2019 yılında geçirdiğim meme kanseri tedavisi sırasında yoğun iş hayatıma ara vermiş olmama rağmen, İş hayatında kadın olmak ve kadın girişimciliği gibi konularda neler yapabileceğimi düşünmeye başladım ve o sene kadın derneklerinden bazıları ile görüşerek hem eğitimler aldım hem de kadınların iş gücüne katılımları ile ilgili istihdamı artırıcı neler yapılabilir, sorunları nasıl çözeriz, benim de çorbada biraz tuzum olsun diye kafa yormaya başladığım bir dönem oldu.

Hatta 2019 sonunda – Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD ) tarafından; İstanbul Kalkınma Ajansı ve Galatasaray Üniversitesi iş birliği ile hayata geçirilen GİKAMER  projesinde 540 saat süren eğitimler ve mentörlükler sonunda kadın girişimciliği ile ilgili hazırladığım projem ilk 10’a girdi ve sertifikalarımızı Sayın Emine Erdoğan ve GİKAMER Başkanı Nilüfer Bulut’un elinden aldım.

Akabinde pandeminin patlaması sebebi ile maalesef projemi hayata geçiremesem de aldığım eğitimlerle kadın girişimcilere destek olmaya, kadın istihdamının artırılması, ücret eşitsizliği ve üst düzey yönetimlerde daha fazla kadın olması yönünde çeşitli STK’lar ile iş birliği kurarak çalışmaya devam ediyorum. Kadınların, özellikle doğum sonrası tekrar iş hayatına dönmelerini kolaylaştırıcı iş hayatına dair güncel eğitimleri vermeye, kariyer planlamalarında daha üst yönetimlere çıkmalarını sağlayıcı olanaklar sunmaya da derneğimiz olarak katkı sağlayıcı eğitimler vermeye başladık.

BizBizze Derneği’nde; girişimcilik, istihdam ve gönüllülük programları ile iş arayan, iş yaşamında güçlenmek ve/veya kariyer planında değişiklik yapmak isteyen kadınlara ihtiyaç duyduğu desteği veren yapıda gönüllü olarak çalışıyorum. YenidenBiz Derneği’nde; FLEX bölümünde danışmanlık ve iş birliği komitesi gönüllü liderliği yapıyorum. Derneğin manifestosu; sürdürülebilirlik, kapsayıcılık ve çeşitlilik odağında toplumsal cinsiyet eşitliği, yeni dünya düzeni ve dinamiği içinde yeni dönemin fark oluşturan insanı ve kadını için çalışmalar yapmak.

Derneklerde tamamen gönüllük esasına göre çalışıyor ve yaşadığımız toplumu bilinçlendirmek, kalkındırmak ve tabii ki kadın istihdamını artırarak yaşadığımız ülkeye katma değer sağlamak benim için son derece önemli.Bundan sonrası için yapmak istedikleriniz, iş ve kişisel hayalleriniz var mı?

Olmaz mı? Sosyal sorumluluk bilinciyle yaşadığımız toplumu güzelleştirmek, ülkemizi kalkındıracak projeler üretmek, geleceğe yön veren gençlerin sağlıklı gelişimlerini sağlamak, cinsiyet ayrımcılığının bir sonucu olarak eşitsizliği ortadan kaldırmak, değişimi, gelişimi ve fütürist yaklaşımları kendine görev ve sorumluluk edinmiş biriyim. Sahip olduğum tüm birikimleri fayda sağlayıcı hale getirmek en büyük hayalim.

Büyük bir gururla kurulduğu günden bugüne içinde olduğum  I-MICE Derneği’nin; sektörümüzün gelişiminde fayda sağlayacak yeni fikirler, projeler üretilmesi yönündeki çalışmalarında derneğin ulusal olduğu kadar uluslararası boyutta geniş bir ağa sahip olması ve bunun sayesinde ülkeme sektöre ve tüm üyelerimize fayda sağlayabilmek gerçekten çok önemli benim için.

Dünyaya bir geliş nedenimizin olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla her birimizin yaşadığımız topluma, ülkesine katma değer katması gerekiyor. En önemlisi, bir kadın olarak bunları başarabilecek özgürlüğe, medeni, siyasi, kültürel haklara sahip olmamıza vesile olan Atatürk’e minnet borcumuz var. Ülkemizin aydın kadınlarının da kalkınmamızda iş hayatına katılmaları ile büyük bir güç sağlayacağına inanıyorum. Sağlıkla donatılmış, güneşle aydınlatılmış yarınlar için elele, kadın-erkek, hep birlikte çok daha güçlüyüz!

#ışılözmen #imice #uluslararasımiceendüstrisiderneği #ikincibaşkan #başkan #iştekadınröportaj #iştekadın #turizmdekadın #güçlükadın #kadın #turizm #mice #miceturizmi #röportaj #haticeünalbilen #interview #tourism #micetourism

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir