Nalan Güven: “Otellerimizi kapatmadık, kapatmayı düşünmüyoruz”

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

Radisson Hotel President Beyazıt ve Radisson Hotel İstanbul Sultanahmet Otelleri Koordinatörü Nalan Güven ile turizmde yolculuğuyla birlikte Artaş Grubu’na ait iki yatırımın pandemi stratejilerini, yeni dönem planlarını ve dijital devrimin Türkiye turizmindeki geleceğini konuştuk…

Radisson Hotel President Beyazıt ve Radisson Hotel İstanbul Sultanahmet Otelleri Koordinatörü. Hacettepe Üniversitesi Turizm Otelcilik mezunu. 15 yıldır sektörün içinde. Marriott Grubu ile başlayan otelcilik kariyerini şimdilerde Artaş Turizm Grubu yatırımları ile devam ettiren Nalan Güven, sektör deneyimlerini paylaştığı söyleşimizde, turizm sektörünün geleceğini, içinde bulunduğumuz küresel salgının turizm otelcilik sektörüne ve grup yatırımlarına etkilerini de değerlendirdi. Yılı kapatmaya hazırlanırken, hedefleriniz neydi, ne şekilde revize ettiniz? 2021’e ilişkin tahminleriniz neler olur?

Her iki yatırımın pandemi döneminde kapılarını kapatmadığını, bundan sonra da kapatmayı planlamadığını belirten Güven, “Mart ayıyla beraber diğer oteller gibi düşüşler yaşadık, ancak kolay adaptasyon yeteneğimiz ve kurum desteğiyle çok hızlı toparlandık. Her sektörde yaşanan krizlerde olduğu gibi biz de krizi fırsata çevirme şansını yakalayarak, tüm zincir otellerimizle hizmet vermeye devam ettik. Hedeflerimizi değiştirdik, aksiyon planlarımızı güncelledik. İvme düşüşten sonra hızla yükseldi ve yükselmeye devam edeceğini düşünüyoruz.” dedi. Radisson markasının getirdiği güvenilirlik, Artaş Grubu’nun sağladığı süreklilik ile beraber süreci başarıyla atlattıklarını anlatan Güven, “Yine yükselen vaka sayıları ve tüm dünyada artan önlemler neticesinde, 2021 yılına giriş yaparken sürpriz doluluklar beklemiyoruz. Seyahatlerin kontrollü ve sağlık önlemlerinin üst düzeyde alınarak gerçekleşeceğini düşünürsek, dünya genelinde mutlaka yine düşüşler olacaktır. Her şeyden önce sağlık gelir diye düşünerek,  biz de önlemlerimizi her geçen gün arttırarak, misafirlerimize keyif alabilecekleri güvenli konaklama hizmeti sunuyoruz.” dedi.

“Kısa mesafeli uçuşların yapıldığı ülkeleri ağırlıyoruz”

Salgında maksimum önlemlerle çalışmayı sürdürdüklerini anlatarak sözlerini sürdüren Güven, “Bu dönemde lokasyon fırsatlarıyla kısa mesafeli uçuşların yapıldığı ülkelerden misafir ağırladıklarını belirterek, “Kapalıçarşı ve Sultanahmet Cami gibi tarihi mekanlara yakınlığımız nedeniyle otelimize talep her dönem yüksektir. Şehrin haşmetli Osmanlı camilerini, birinci sınıf kültürel yerlerini, baharatların ve kültürlerin harmanlandığı olağanüstü çarşı-pazarlarını keşfetmek için Balkanlar ve Rusya’dan gelen turistler bizi besleyen ana damarlarımız oldu bu dönemde. Aynı zamanda çeşitliliği sağlamak için her bölgeye ve şirkete ulaşarak doluluk hedeflerimize ulaşıyoruz.” dedi.

“Kurumsal ve toplantı turizminde sert düşüşler bekliyoruz”

MICE sektörünü nasıl bir gelecek bekliyor?

Pandemide özellikle kurumsal ve toplantı turizminde sert düşüşler beklediklerini ifade eden Güven, “Çünkü, teknoloji sayesinde herkes mahremiyetini koruyarak online platformlarda işlerini sürdürmeye adapte olmuş durumda. İlk 9 ay en başında belirsizlikler nedeniyle biraz bizi yorsa da, son çeyreğe girerken yüzümüzü güldürdü. Pandeminin patlamasıyla düşüşleri diğer oteller gibi biz de yaşadık. Ancak yaz ile beraber yükseliş trendini yakalayarak, bu dönemde hedeflediğimiz doluluklara ulaşmayı bekliyoruz.” dedi.

Önümüzdeki yıla dair tedbirli konuşmanın faydalı olacağının altını çizen Güven, “Çünkü, süreci virüs belirleyecek. Aşı veya tedavinin bulunmasıyla, 2021 yılının turizm için toparlama yılı olacağını söyleyebilirim. İstanbul dünya medeniyetleri açısından tarihi ve lokasyon olarak da kilit bir öneme sahiptir. Şehrimize ilginin ve talebin hiçbir zaman düşmeyeceği kanaatindeyim. Tüm dünyada, artık ülkeler değil, şehirler ön plana çıkıyor. 2021 bahar aylarıyla beraber, turizmde çok hızlı bir yükseliş bekliyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın yaptığı sürdürülebilir turizm projeleri ile beraber, ülkemize olan talep daima artacaktır ve dünya turizminin yıldızları arasında yer alacağız.” diye konuştu.“Misafirler eko turizm ve yurt içi seyahatlere yönelecek”

 Yeni normal tüketicilerin iş, eğlence, tatil tercihlerini ve alışkanlıklarını ne şekilde etkilemekte?

Pandemi sonrasına ilişkin iş, eğlence, tatil taleplerini yorumlayan Güven, salgınının Türkiye turizm ve konaklama endüstrisinde yeni iş modelleri, fırsatları ve taleplerini de beraberinde getireceğini anlatarak, “Bu süreçte, tüm alışkanlıklarımız ve işletmelerden beklentilerimiz oldukça değişti. Lüksün ve hijyenin tanımı tekrar yapılıyor. Covid-19’un halk sağlığı için oluşturduğu tehdidi azaltabilmek ve kontrol altına almak için aldıkları sert önlemleri kontrollü olarak gevşetmeye başlasa da, kişiler kendi iradeleri ile karantina dönemindeki alışkanlıklarını uzun dönemler sürdürebilir. Çünkü bir bireyin davranışlardaki değişimler, belli bir süreden, belli bir tekrardan sonra alışkanlık haline dönüşür ve kalıcı hale gelir.” dedi.

Pandemi sonrası değişen alışveriş ve beslenme temelli tüketici alışkanlıklarının turizmdeki rutinlerde kimi değişikliklere yol açacağı düşüncesini paylaşarak sözlerini sürdüren Güven, “Unutmamak gerekir ki, tatil ve yeme içme her ne olursa olsun, insanları rahatlatan ve sosyalleştiren kriterlerdir. Elbette bu süreç son bulacak, ancak bu bir sosyal patlama şeklinde değil, kademeli bir şekilde olacaktır diye düşünüyorum. Zira Covid-19 ile ilgili herkesin deneyimi farklı oldu.” dedi. Güven, sektörde toparlanma beklentilerinin Türkiye olduğu gibi dünyada da yeni stratejiler oluşturmak adına bir fırsat doğurduğunu söyledi.

Bu noktada misafirlerin eko turizm ve yurt içi seyahatlere yöneleceği öngörüsünü de paylaşan Güven, “Diğer işletmeler arasında, Covid-19 ve diğer hijyen şartlarıyla ilgili fark oluşturmak, eminim hepimiz için ilk sıradadır. Misafirlerimiz, bu belirsizlik aşamasında kısa mesafeli uçuşları tercih ediyor. Dolayısıyla biz de stratejilerimizi tekrar gözden geçirip, buna göre kurguluyoruz. Uzun vadeli planların gerçekçi olmayacağını öngörerek 3 aylık planlamalar ile ilerliyoruz.” dedi.

 “Dijital devrimin ayak seslerini uzun zamandır duyuyorduk”

 Özellikle otelcilik sektöründe artık tüm işlemler sanal ortam üzerinden gerçekleştiriliyor. Grup yatırımları olarak dijital dönüşümün neresindesiniz?

Güven, bu dönemde, her iki otelde de dijital dönüşüme çok hızlı adapte olduklarını söyledi.  Turizmde ve diğer tüm iş kollarında, dijital devrimin ayak seslerini uzun zamandır duyduklarını anlatan Güven, “İşinde hedefleri olan herkes gibi ben de sektörümüzdeki teknolojik gelişmeleri çok yakından takip ediyorum. Bu dönemde herkesin önceliği sağlık olduğu için tüm dünyada teması minimuma indirecek teknolojiler kullanılmaya başladı bile. Otellerde alınan tüm hizmetlerin, sanal ortama taşındığı sistemler hepimizin ilgisini çekiyor. Otel hizmetleri kavramının çok hızlı bir şekilde değiştiğine hepimiz tanıklık ediyoruz. Kiosklarla yönetilen check in işlemleri, tablet üzerinden kontrol edilebilen hizmetler, takip ettiğimiz ancak uygulamaya dönüştürmekte tüm dünyanın zamana ihtiyacı olduğu yenilikler olarak biliniyor. Bizler de, otellerimiz de, misafirlerimizin tablet ve telefonları sayesiyle kolayca ulaşabilecekleri hizmetleri sunmaya başladık. Rezervasyon işlemleri ise zaten online olarak oldukça geniş zamandır hayatımızda.” sözleriyle devam etti.

 “Duygusal açıdan çok yıpratıcı bir süreç yaşıyoruz”

 Turizm, olası krizlerden en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor. Bu dönemde çalışanlara yaklaşımınız nasıl, onları nasıl motive ediyorsunuz?

Pandeminin duygusal açıdan çok yıpratıcı olduğunu söyleyen Güven, samimi açıklamalarında “Hepimiz kendimizden ziyade, ailemize zarar gelme ihtimali ile stresli bir dönem geçiriyoruz. Stratejik iş toplantılarının bile ev ortamında yapıldığı bu dönemin, çalışanların motivasyonlarına çeşitli yansımaları oldu. Fakat normalleşme sürecine girildiğinde, yavaş yavaş geri dönüş de başladı. Hâl böyle olunca çalışan motivasyonlarında inişli-çıkışlı bir grafikle karşılaşıldı. Biz de çalışanlarımızla iletişimimizi ve düzenli toplantılarımızı artırdık. Çalışanlarımızın üzerindeki stresi biraz olsun azaltmak amacıyla, diyaloglarımızı empatiye ve ihtiyaçlara özen göstererek sürdürüyoruz. Dolayısıyla hem sağlığını hem de işini kaybetme endişesini aynı anda taşıyan bireylerin hissettiği belirsizlik duygusunun önüne geçmek için sadece maddi olgular düşünülmemeli, güçlü ve şeffaf iletişim bağları da kurulmalı. Nitekim çalışanlarıyla sık sık iletişim hâlinde olan yöneticiler, beklentilerini daha iyi anlatıyor. Çalışanlarını düşünerek aksiyonlar alıp bu minvalde hareket eden kurumlar, süreci en az hasarla atlatabiliyor. Önem verilmesi gereken bir diğer husus da, böylesi hassas dönemlerde çalışanlara eşit mesafede yaklaşmak.” ifadelerini kullandı.“Çalışanlarımız başkaları ile değil, kendi yetenekleri ile yarış halinde olmalıdır”

Turizm otelcilik sektöründe en değerli kaynağın, insan olduğuna işaret ederek sözlerini sürdüren Güven için, misafir memnuniyeti odaklı bir sektör olan turizmdeki başarı ancak eğitimli, deneyimli, empati kurma becerisi yüksek, çözüm odaklı çalışanlarla mümkün! Türkiye’de otelcilik hizmetlerinin yeterince önemsenmemesiyle beraber hizmet kalitesinin artırılmasında sürekliliğe dayalı bir sistemin oluşturulmamasını eleştiren Güven, “Çalışanlarımız başkaları ile değil, kendi yetenekleri ile yarış halinde olmalı ve hedeflerini belirlemelidir. Grup otelleri olarak, tüm çalışanlarımıza eşit haklar sağlanmış ve kariyer planları oluşturulmuştur. Başarılı ve vizyonu olan her çalışanımız için bünyemizde sürekli yeni fırsatlar doğmaktadır.” dedi.

“Kendini yönet, dünyayı yönetecek gücü bulursun”

İş dünyasında gözardı edilmemesi gereken bir konu da, çalışanlar kadar onları disipline ve motive etmekle sorumlu olan yöneticilerin süreci yönetme biçimleri, iş yapma planları ve elbette ki psikolojileri…

Pandeminin çalışanlar kadar yönetim kadrolarını da çok etkilediğini belirten Güven, ünlü düşünür Platon’un “Kendini yönet, dünyayı yönetecek gücü bulursun.” sözünden yaptığı bir alıntıyla sözlerine devam ederek, “Gerek kendi ailemizin sorumlulukları gerek çalışanlarımızın sorumluluğu, işverenlerimize karşı yükümlüklerimiz her hareketimizi tekrar tekrar gözden geçirmemize neden oldu. Dünyaya sadece yönetici gözlüklerinden değil, çalışanlarımızın durduğu yerden bakma becerisini bizlere hızlıca kazandırdı. Dolayısıyla önceliklerimizi belirleyip, güne küçük adımlarla başlamak işimi bu zamanlarda oldukça kolaylaştırdı. Yoğun baskı altında olduğumda sürecin geçici olduğunu tekrarlayarak, asıl hedefime odaklanıyorum. Ben çalışmakla beslenen bir karaktere sahip olduğum için açıkçası çoğu zaman işyerindeki küçük başarılarım bile beni tekrar tekrar motive ediyor. Evime vardığımda, günü verimli bitirebilmenin verdiği huzuru hiçbir şeye değişemem.” şeklinde konuştu.

Grubun sağladığı kariyer fırsatları sayesinde, şu anki pozisyonuyla görevine devam eden Nalan Güven için başarıya giden yolda çözüm üretirken sorundan uzaklaşmamak ve sonuç odaklı olmanın değeri paha biçilmez! Önemli kararların alınması esnasında tüm personelin yönetime katılmasının iş verimliliğini artırdığına inandığını söyleyen Güven, kişisel mesleki bilginin gelişimine verdiği önemi yönetim şeklinin temeli olarak niteliyor. Güven, “Emeği, grup çabasına dönüştürmek ekip sorumluluğuna olan eğilimi artırır. Grup üyelerinin ‘şapkaları değiştirerek’, yani bir diğerinin yerini alarak, bu dengeyi sağlama yeteneği çok önemlidir. İnsanlar arası ilişkiler samimidir; yalnız yöneticiler astlarıyla, ustabaşılar işçilerle değil, herkes birbiriyle ilgilidir.” dedi.“Yöneticilerimiz kadın bakış açısının kıymetli olduğunu düşünür”

 Artaş Turizm Grubu olarak, kadın istihdamını ne kadar destekliyorsunuz, anlatır mısınız?

Grubun kadın istihdamı konusunda sektörde lider olduğunu düşündüğünü dile getiren Güven, “Yöneticilerimiz kadın bakış açısının kıymetli olduğunu düşünür. Kurumumuzda önemli olan iş gücüdür. Bu bakış açısı kurucularımızın ne kadar vizyoner olduklarını kanıtlayan yegane tespittir. Yöneticilerimizin bu tutumuyla, çalışanlarımızın işe bağlılığı, performans ve işten aldıkları tatminde çok başarılı oranlar yakaladığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Grubumuz, daha hızlı sorun çözme ve yönetim kademelerinde daha hızlı karar alma becerisiyle, misafirlerimize verdiği değerle, çalışanlar ve yetenekli çalışan adayları nezdinde artan saygınlığıyla, sektörümüze güçlü imajıyla liderlik eden bir şirkettir. Artaş Grubu, kadın erkek ayırmaksızın tüm çalışanlarına çocukların kaliteli sağlık, eğitim ve bakım hizmetlerine erişiminde, hem aile birliğinin sürekliliğinde hem de aile ve topluluk bireylerinin huzur ve refahında büyük desteklerde bulunan çalışan dostu bir kuruluştur. Her zaman bu grubun bir parçası olduğum için yöneticilerim ile gurur duyacağım.” diye konuştu.

Pandemi sürecinde ailesiyle daha fazla vakit geçirmeye ve ortak keyifler edinmeye başladığını anlatan Nalan Güven, “Kızım Doğa ile eskiden beri alışkanlığımız olan resimler yaparken birbirimizle daha çok zaman geçirme şansına sahip olduk. Zaman ve şartlar değiştikçe bizler de değişiyor, kendimizle ilgili fark edemediğimiz sürprizlere açık oluyoruz. Ben bu zamanlarda küçük sürprizlerin keyfini çıkarmayı öğrendim.” dedi. En büyük hayalinin turizm dünyasında fark oluşturabilmek ve ekip arkadaşlarının hayatlarına dokunarak etrafındaki herkese başarının yolunu açmak olduğunu söyleyen Güven, “Kızlarımın ve ailemin, benimle gurur duyması, yöneticilerimin takdirini kazanmak benim için hayallerimin anahtarı.” diye konuştu.“Her birimiz cinsiyet ayrımından öte insanız”

Radisson Hotel President Beyazıt ve Radisson Hotel İstanbul Sultanahmet Otelleri  Koordinatörü Nalan Güven, otelcilik sektörünün diğerlerine göre, kadınlara daha çok avantaj sağladığını, kadınların çok yönlü ve analitik düşünme kabiliyetinin hizmet sektöründeki pek çok sorunun hızlıca çözülmesini kolaylaştırdığını anlatarak, “Çalıştığımız işyerlerimizi benimseyip sahipleniyoruz, bu da daha titiz ve cesur davranmamızı sağlıyor. Her şeyden önce, her birimiz cinsiyet ayrımından öte insanız. İş ilişkilerimizde bunun farkında olup, kendimizi kimseden ne değersiz ne de üstün görmeliyiz ve diyaloglarımızı bu şekilde yürüttüğümüz takdirde, ön yargılarla karşılaşmayacağımızı düşünüyor ve bizzat yaşıyorum.” dedi. Kalkınmanın önemli bir parçası ve yüksek insani gelişmenin bir ön koşulu olan kadınların güçlenmesinin aynı zamanda ekonomik büyümeye de katkı sağlayacağını savunan Güven, “Kurumumuz kadar, kendi düşünme biçiminizi de toplumsal cinsiyete duyarlı bir hale nasıl dönüştürebileceğinize dair atılması gereken adımlar var. Böylelikle, her birey ayrımcı olmayan ve destekleyici bir çalışma ortamında, kendi potansiyelinin tamamını ortaya koyma şansını elde edebilir.” diye de ekledi.

#RadissonHotelPresidentBeyazıt #RadissonHotelİstanbulSultanahmet #ArtaşTurizmGrubu #NalanGüvenröportaj #turizmdekadın #iştekadınröportaj #turizm #konaklama #seyahat #covid19

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir