Tezer Öner: Deprem öldürmez belki ama turizmi süründürür

Klasik laf değil mi? Deprem öldürmez, binalar öldürür… Ama bölgesel bir korku ve kaygı dalgasında sektör olarak hazırlığımızın ne olduğunu da bilmiyorsak büyük ticari kayıplar yaşayabiliriz.

Türkiye bir deprem ülkesi artık iyice anladık. Arka arkaya yıkıcı ve ölümlü kayıplar verdiğimiz depremler oluyor. Maddi hasarı zaten saymak bile sıkıntılı. Ayrıca oluşturduğu  psikolojik etki açısından da birçok iş koluna ağır darbe de vuruyor.

Bazı bölgelerde çekinceler oluştu bile. Gerçek bir tehdit olarak düşününce tatile de oraya gitmeyelim ne olacak fikrinin oluşması çok tehlikeli bir algı demektir. Bu algıdan kurtulmanın yolu yok mu? Var…

Otellerimizin hemen acil olarak zemin ve bina testlerini yaptırıp hemen ilan etmeleri gerekir. Hiç kimse ailesi için tehlikeli bir kuşakta acaba ne olur kuşkularıyla tatil yapmak istemez. Ama şunu ister: “Biz öyle bir otele gittik ki adamlar ne olur ne olmaz diye 9 şiddetine dayanacak bina yapmışlar. Mışıl mışıl uyuduk geceleri…” Ayrıca diyelim ki binalar o kadar da sağlam çıkmadı hemen bir güçlendirme projesine girişilmesi şart olur. Bazı deprem ülkelerinde özellikle oteller ve okullar gibi genel konaklamaya imkân verebilecek tesisler ekstra güvenlik tedbirleri ile inşa ediliyor. Bugüne dek biz böyle bir uygulama yaptık mı? Sanmıyorum…

Aksine bizde en ucuz malzeme ve işçilik devlet binaları veya ihale usulü verilen işlerde olur. Bir Amerikan sinema filminde karakter yanındakine “ihale işleri” ile alakalı güvensizliğini ifade ederken şöyle demişti: “Kabul edilebilir en kötü seviyedeki işi bir de en ucuz rakamı verene yaptırıyorsun ve bana buna güven diyorsun.”

İşte bu benim de kült cümlem oldu. Özel sektörde de farklı değil. Herkes teklif veriyor. En uygun alt standarttaki malzemeyi en ucuza almaya çalışan inşaat şirketleri görüyoruz. Malzeme seçimlerinde oluşturdukları seçim tabloları her zaman beni endişelendirmiştir. Turizm sektöründeki tüm yatırımlar elbette kötü değildir. Ancak tüm otel, restoran ve tatil köylerini bir elden geçirsek en azından yaz sezonu açılana kadar da herkesin için bir rahatlasa…

Ayrıca bu şekilde hem iç hem de dış turizm için bir reklam ve tanıtım argümanı da elde etmiş oluruz. Bu sektöre güven sağlamak adına da güzel bir adım olacaktır.

Turizm bir zevk ve dinlenme aktivitesi başta olmak üzere kültür ve kongreyi de sayarsak ciddi bir ağırlama ve etkinlik sektörü… Sektörün kendine ve müşterilerine güven vermesi esasen öncelikli olmalıdır.

Yapılmış olan yatırımlar için artık çok geç dememeliyiz. Artık inşaat sektörü ve teknoloji birçok uygulama ve çözüm vadediyor. Önemli olan bizim turizmcilerimiz buna ne kadar önem verecek veya ciddiye alarak tedbirler alacak. İşte belki bu noktada biz de müşteriler olarak o kadar seçici olacağız.

Sonuçta her şey turizm sektörü ve sağlıklı, neşeli, eğlenceli tatiller ve aktiviteler için…

#tezeröner #agondanışmnalık #depremveturizm #deprem #depremyönetmeliği #depremeğitimi #turizm

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir