Turizm genlerinde var: Ayşegül Özkeleş

Röportaj: Hatice Ünal Bilen Fotoğraflar: Haluk Çakır

Aileden turizmci. Şehirlerarası otobüs taşımacısı bir babanın genç yaşta turizme gönlünü kaptırmış girişimci kızı. Gaziantep’te kurduğu Yesemek Turizm ile sektöre cesur ve iddialı bir giriş yapan Ayşegül Özkeleş, 17 yıldır turizme Türkiye’nin güneydoğu bölgesinden emek harcıyor. Acente faaliyetleriyle birlikte sosyal sorumluluk ve STK pozisyonlarında da aktif bir deneyim olan Özkeleş, TÜRSAB GAP BTK Yönetim Kurulu üyesi aynı zamanda. Turizmin kadınlara daha çok yakıştığını, her alanda kadın-erkek ayrımına bir son verilmesi gerektiğini söyleyen Özkeleş, gelecek TÜRSAB GAP BTK Başkanlığına da göz kırparak, “Bölgedeki acentelerimizin takdiri ve teveccühü ile neden olmasın?” diyor…


Yesemek Turizm’in kurucusu Ayşegül Özkeleş ile turizmde yolculuğunu, Gaziantep’in deprem sonrası dönüşümünü ve yeni dönem planlarını konuştuk.

Turizmle ilk nasıl tanıştınız?

Çocukluktan itibaren turizmin içerisinde oldum. Ailem ticaretin ve turizmin içerisinde yer alıyordu. Şehirler arası taşımacılık, akaryakıt istasyonu, yedek parça, galeri, inşaat gibi farklı sektörlerle iç içe büyüdüm. Babam şehirler arası otobüs taşımacılığı yapıyordu ve bir üniversite tarafından düzenlenen kariyer günlerinde dedemin verdiği bir kamyonu otobüse çevirerek Gaziantep – Adana arası sefer yaptığını anlattığımda gençlerin ilgisini çekmişti. Bu bir girişimcilik hikayesiydi.

Eğitim süreciniz nasıl gelişti?

Lise yıllarımda turizm ve otelcilik bölümü popülerdi. İlk başta işletme ve kamu yönetimi bölümlerini okudum. Ailemin sorumlu olduğu iş kollarındaki çeşitlilik beni işletme ve iktisat yönetimi konularına ilgi duymaya yönlendirmişti çünkü. Hangi işi yaparsam yapayım, temelinin sağlam olması benim için önemliydi. Ancak zamanla yüksek lisansımı turizm işletmeciliğinde tamamladım. Gaziantep’in yüksek turizm potansiyeli, girişimcilerin ve üretken insanların olduğu bir şehir olması beni etkiledi. Bir işletmede başarılı olabilmek için muhasebe ve kâr-zarar bilgisine hakim olmak önemliydi.

Profesyonel hayatıma bir mola verip aile hayatı kurduktan sonra, 1990’lı yılların sonlarında bankacılık sektörü popülerdi. Finans bilgisinin güçlü olduğu işletmelerin süreklilik kazandığını gözlemledim. Bu dönemde bankacılık sektöründe yaşanan kriz, faizlerin yüksekliği ve ekonomik belirsizlikler bankaların zorlu bir sürece girmesine neden oldu. Bu dönemde edindiğim deneyim, sadece finansal bilgi değil, aynı zamanda insan ilişkileri, iletişim, diksiyon, empati, ekip çalışması gibi konularda da beni büyük ölçüde geliştirdi. Bu deneyimlerim, işe personel alımlarında bankacılık deneyimi olanlara öncelik vermemde etkili oldu. Ancak, turizm sektörü benim için daha çekici ve dinamik bir alan olduğu için bankacılık kariyerime devam etmedim.

1999’da başladığım bankacılık kariyerim, 2006’da Yesemek Turizm’in işletmesine geçişimle turizmin dinamiklerini ve bankacılık bilgisinin avantajlarını daha iyi anlamama katkı sağladı. Kendimi bu konularda geliştirdikten sonra 2006 yılında kara ve hava yollarını birleştirme düşüncesiyle Yesemek Turizm Seyahat Acentesi’ni işletmeye karar verdim. Şu ana kadar 2 şube ile 17 yıldır bu yolda ilerliyorum.

“Acentecilik alanında hizmet veren bir turizmci olarak en çok sevdiğim şey, turizmin geniş bir yelpazede insan ilişkilerini geliştirmesi ve kültürel anlamda farklı bir vizyon kazandırmasıdır. Müşterilerle birebir iletişim kurmak, taleplerine cevap vermek, satış yapmak ve organizasyon hizmetleri hakkında bilgi vermek gibi görevlerle uğraşmak, turizmci olarak beni etkileyen ve aynı zamanda büyük bir ayrıcalık olarak gördüğüm unsurlardır. Turizm, farklı kesimlerden insanlarla bir araya gelme ve birlikte çalışma fırsatı sunarak zengin bir deneyim sunmaktadır.”

Yesemek Turizm nasıl doğdu? Acentenin kuruluşunu biraz daha açar mısınız?

Turizm, masa başı işlerden hoşlanmayan, farklı kültürlere meraklı biri için doğru bir tercihti. İnanıyorum ki hayatta hiçbir şey tesadüf değildir; turizm, bizim genlerimizde vardı ve önemli olan hayatın içinde katma değer oluşturmaktır. Bu düşüncelerle Yesemek Turizmi, bölgenin en eski acentelerinden biri olarak 1980 yılında kurduk. 2006 yılında acenteyi devralarak grup firmalarımız arasına kattık. Bu süreçte, eğitim ve sertifikalara büyük bir hevesle katılarak en yüksek derecelerle tamamladım. Mesleğimi yapma heyecanı ve mutluluğu içinde, dünya genelinde uçak bileti satma, istihdama katkıda bulunma gibi birçok güzel düşünce ile başladık.

İlk yıllarda ödüller aldık, Pegasus Havayolları’ndan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı’nın ödülü motivasyon kaynağımız oldu. Kültür turları, butik turlar, okul turları, kaplıca turları, özel ilgi turları gibi çeşitli tur programları düzenleyerek geniş bir yelpazede faaliyet gösterdik. Ayrıca, yerel yönetim ihalelerine katılarak otel satışlarını ve hava yolu transfer paketlerini başarıyla gerçekleştirdik.Odaların yurt dışı fuarlarını da yapıyordum. Yurt içinde özellikle Ege ve Akdeniz bölgesinde hemen hemen görmediğim otel kalmadı.

6 Şubat depremiyle hayatınızda neler değişti? Gaziantep de afetten en çok etkilenen şehirlerden biriydi.

6 Şubat depremi, Gaziantep başta olmak üzere 11 şehri ve birçok sektörü etkiledi. Turizm de bu süreçten nasibini aldı. Bölge turizmi depremden önce aktifti, ancak depremin ardından rezervasyon iptalleri ve satışlarda düşüş yaşandı. Bölgede turizm faaliyetleri, deprem öncesi canlı ve aktif bir şekilde sürerken, deprem sonrasında %80’e varan bir düşüş yaşandı. Bu süreçte, ilimiz merkezinde herhangi bir yıkım olmamasına rağmen, bölgedeki genel yaşanan maddi,manevi kayıp nedeniyle turizm sektörü büyük bir darbe aldı.

Acentecilik faaliyetleri anlamında, TÜRSAB çatısı altında birlik ve dayanışma içinde çalışarak, sektöre destek sağlamaya çalıştık.Bakanlığın ve yetkililerin reklama ve tanıtıma daha çok önem vermesini istiyoruz. Depremde,acenteler sadece KÇÖ (kısa çalışma ödeneği) ile geçiştirildi. Diğer esnafa KOSGEB kredi verdi, hizmet sektörü ayrı tutuldu. Gaziantep, Türkiye turizminde önemli bir yere sahiptir ve bu konuda daha fazla destek ve tanıtım yapılması gerektiğine inanıyorum.

Yesemek Turizm olarak bu dönemde, sermaye birikimimiz sayesinde zararı minimize etmeye çalıştık. Şu an gelinen noktada, yılın ikinci yarısında kaybettiğimiz iş potansiyelini yerine koyma mücadelesi içindeyiz ve kâr-zarar anlamında başa baş durumda yılı kapatıyoruz.

Şehrin Türkiye turizmindeki payı ve hedeflerine yönelik neler söyleyebilirsiniz?

Kentin, Türkiye turizmindeki yeri birçok ilden daha fazla önem arz etmektedir. 30’dan fazla müzeye sahip olan bu şehir, hem tarih hem kültür hem sanat hem de gastronomide lokomotif bir şehirdir. Ayrıca, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı, kadın olan bir şehirdir. Bu örnekten yola çıkarak kadınların iş dünyasında öne çıkabilmeleri için kendilerine güvenerek rol model olan belediye başkanımızdan esinlenmesi yeterli.

Gastronomi turizmi, Gaziantep için önemli bir çekim noktasıdır. Şehrimiz, 51 lezzetiyle coğrafi işaret tesciline sahip bir gastronomi başkenti olarak bilinir. Her yıl düzenlediğimiz Gaziantep Uluslararası Gastronomi Festivali, lezzet tutkunlarını ve kültür meraklılarını bir araya getiren önemli bir etkinlik haline geldi. UNESCO Yaratıcı şehirler ağına ilk giren bizim şehrimizdir. Katmer, baklava, beyran, yuvalama, nohut dürüm, simit kebabı, ekşili köfte, Antep fıstığı vb. bunların hepsi Gaziantep’te tatmanız gereken en önemli lezzetlerdendir. Ve dünyanın da hala yaşanılan en eski kentlerinden biridir.

Türkiye turizminin geleceğini Gaziantep’ten nasıl görüyorsunuz? İstanbul, Antalya, Bodrum gibi merkezlerde yoğunlaşan turizm hareketlerine, Anadolu şehirleri, özellikle Gaziantep gibi şehirlerin katkısı ne olmakta? Hangi ana başlıklarda çalışmalar yapılmalı sizce?

Güvenlik zafiyeti ve terör riski olmadığı sürece, Türkiye’nin dünya genelinde en çok turist çeken ülkelerden biri olacağını düşünüyorum. Gaziantep, Doğu’nun Paris’i olarak adlandırılan dünyanın en eski şehirlerinden biri olma özelliğine sahiptir. Ayrıca, Dülük Antik Kenti, Zeugma, Karkamış Antik Kenti, Rumkale, Tilmen Höyük gibi önemli arkeolojik kalıntılar ve Yesemek, dünyanın ilk açık hava heykel atölyesi olma özelliğiyle turizm potansiyeli sunmaktadır.

Gaziantep, gastronomisiyle de ön plana çıkarak dünyanın yaratıcı şehirler ağına girmiş ve bölgesinin lokomotif ili olmuştur. Bu özellikleriyle şehrimiz, diğer şehirlerin turizm hareketlerine dolaylı olarak katkı sağlamaktadır. Türkiye’nin turizm sektöründe daha etkin olabilmesi için güvenli turizm sertifikasyon çalışmalarına hız verilmesi ve kalite standartlarının yükseltilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca, tanıtım ve reklam çalışmalarına önem verilmesi, bölgesel turizm hareketlerinin desteklenmesiyle Türkiye’nin turizmdeki potansiyelini daha da artırabiliriz.

Profesyonel yaşamınızda girişimciliğinizin yanı sıra sosyal sorumluluk ve STK pozisyonlarında da aktif bir isimsiniz. TÜRSAB GAP BTK Yönetim Kurulu üyeliği de bunların başında geliyor. Gaziantep turizminin gelişimine yönelik faaliyetleriniz neler?

Bölge turizmine katkı sağlamak için paydaşlarımızla düzenli olarak toplantılar yapıyoruz. Türk Hava Yolları, SunExpress ve diğer hava yolları ile iş birliği yaparak bölgemizin tanıtımına katkıda bulunuyoruz. Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksek Okulu seyahat hizmetleri bölümü öğrencilerine staj imkanları sağlayarak, sektöre nitelikli eleman yetiştirmeye katkıda bulunuyoruz. Okul idaresi ve TÜRSAB arasında protokol imzaladık. Deprem esnasında acentelerin yaşadığı zorlukları göz önünde bulundurarak aidat almadık ve birçok acente için maddi destek sağladık. (Yaklaşık 750 acente aidatları silindi) Deprem öncesi TÜRSAB olarak 5 ülkenin büyükelçilerini eşleri ile birlikte davet ederek bölgenin tanıtımını sağladık.

“Turizmin kadınlara daha çok yakıştığını düşünenlerdenim. Gaziantep gibi bir Güneydoğu şehrinde kadın olmanın avantajlarından biri, bölgesel kültürle daha iç içe olma ve yerel değerlere daha fazla katkı sağlama imkanıdır. Uzay çağını konuştuğumuz bu dönemde her alanda kadın-erkek ayrımına bir son vermemiz gerektiğini düşünüyorum.”

Turizmde kadın olmak üzerine neler söyleyebilirsiniz? Gaziantep gibi bir Güneydoğu şehrinde kadın olmanın avantajları veya dezavantajları neler olabilir?

Sadece turizmde kadın olmak değil, tüm sektörlerde kadınların olduğu her işte incelik, zarafet ve titiz bir bakış açısı vardır. Hatta turizmin kadınlara daha çok yakıştığını düşünenlerdenim. Gaziantep gibi bir Güneydoğu şehrinde kadın olmanın avantajlarından biri, bölgesel kültürle daha iç içe olma ve yerel değerlere daha fazla katkı sağlama imkanıdır. Uzay çağını konuştuğumuz bu dönemde her alanda kadın-erkek ayrımına bir son vermemiz gerektiğini düşünüyorum.

Bir sonraki seçimde TÜRSAB GAP BTK başkanlığına adaylığınızı koymayı düşünüyor musunuz?

Bölgedeki acentelerimizin takdiri ve teveccühü ile neden olmasın? Birlik içindeki kadın sayısı üç olup, kadınların sektörde daha etkin rol alması için çeşitli projeler üzerinde çalışmaktayız.

İş yaşamınızı destekleyip besleyen diğer şapkalarınız varsa ödüllerinizden de bahsedebilir misiniz?

Ödüllerimden biri, 2016’da Fashion Vip Dergisi tarafından verilen Yılın En Şık Kadın Ödülü’dür. Türkiye Odalar Borsalar Birliği Kadın Girişimciler Kurulu’nda üst üste üç yıl boyunca 1.000 kişilik salonda Türkiye’nin ilk kadın perküsyon grubunu sahneleyerek bir ilki gerçekleştirdik. Ayrıca, KAGİDEM’de (Kadın Girişimci Destek Merkezi) kadın girişimcilere mentörlük yaparak ve üniversitelerde kariyer günlerinde konuşmacı olarak yer alarak kadın girişimcilere destek oluyorum.

Biraz da sizden bahsedelim mi? Bize işteki ve evdeki Ayşegül Özkeleş’i nasıl anlatırsınız? İşten arta kalan zamanlarınızı nasıl geçirirsiniz? Özel zevkleriniz var mı?

İşte disiplinli ve titiz biri olarak öne çıkıyorum. Özellikle iş takibi konusunda çözüm odaklı yaklaşımları tercih ediyorum. “Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” diyerek önüme hedefler koyarak ilerlemeyi seviyorum. Evde ise kendi yemeklerimi yapmayı, özellikle pasta ve börek türlerini deneyerek arkadaşlarıma ve aileme sunmayı keyifle yapıyorum. Boş zamanlarımda sinema ve dizi izlemeyi seviyorum. YouTube’dan sağlıklı yaşam videolarını takip etmek gibi aktivitelerle ilgileniyorum. Ünlü tasarımcıların defilelerini merakla takip ediyor, doğada yürüyüş yapmayı seviyorum. Haftada 2 veya 3 gün trambolin, yoga ve kardiyo derslerine katılarak sağlıklı yaşam için çaba sarf ediyorum.

Bundan sonra yapmak istedikleriniz, hayalleriniz neler?

Daha iyi bir gelecek için kadınlarla ilgili projelerde daha çok yer almak ve turizm istihdamını artırmak amacıyla gençlere rehberlik etme konusundaki çalışmalarımı hızlandırmayı planlıyorum. Ayrıca Ayşegül’ün en iyi versiyonunu oluşturmaya devam ederek yurt dışında henüz görmediğim yerleri keşfetmek istiyorum.

#ayşegülözkeleş #yesemekturizm #iştekadın #tursabgapbtk #turizmdekadın #turizm #kadın #röportaj #kariyer #başarı #acente #gaziantep #türsab

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir